• Sonuç bulunamadı

YÜCE DİVANA SEVK KARARI

Belgede Meclis soruşturması (sayfa 117-120)

3.4. GENEL KURUL AŞAMASI

3.4.4. YÜCE DİVANA SEVK KARARI

İçtüzük’ün 112/7. maddesine göre soruşturma dosyası en geç yedi gün içerisinde başkanlıkça dizi pusulasına bağlanarak Anayasa Mahkemesi’ne gönderilir. Buradaki yedi günlük süre hak düşürücü değil düzenleyici süredir. CMK’nın 174. maddesine göre Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan olarak önüne gelen meclis soruşturma dosyasını, eksiklik görmesi nedeniyle on beş gün içerisinde meclise geri iade edebilir.

285 Anayasa Mahkemesi 20.07.1963 tarih ve 15 E. ve 125 K. sayılı kararı ile Yüce Divan’a sevk

etmeme kararın hukuki niteliğini, takipsizlik kararı olarak nitelendirilmiştir

286 Nitekim Anayasa Mahkemesi Yüce Divan olarak gördüğü davada sanık Yaşar TOPÇU’ya ait

26.05.2006 tarih 2004/5 E., 2006/2 K. sayılı ilamının gerekçesinde; “…Bu durumunda,TBMM Yüce Divan’a sevk etmeme yönünde vereceği kararlarda CMUK’un 164. Maddesinde düzenlenen kovuşturmaya yer olmadığı kararına benzemektedir..Takipsizlik kararı hüküm niteliğinde olmadığından cumhuriyet savcısının yeni kanıtlar ortaya çıkması durumunda ya da yeni değerlendirme yaparak aynı konuda dava açması olanaklıdır. TBMM bu konuda gerek görmesi halinde daha önce Yüce Divan’a sevk etmediği bakan ya da başbakan hakkında meclis soruşturması açıp Yüce Divan’a sevk kararı vermesi mümkündür. Öte yandan, aksi düşüncenin kabulü, TBMM çoğunluğu ele geçiren siyasi partilerin başbakan ve bakan olarak görev yapan kendi mensuplarını aklamalarına ve sorumluluktan kurtulmalarına olanak sağlayacaktır” Yüce Divan Kararları 4, Yaşar Topçu ile A.Mesut YILMAZ ve Güneş TANER Kararı, Anayasa Mahkemesi Kararları, 2006, s. 76-77

Yüce Divan’ın, dava açan belgeyi CMK hükümlerine göre kabul etmesiyle soruşturma evresi son bulur;287 sevk kararı kesindir ve geri alınamaz.288

Meclis’in ilgili başbakan veya bakanı Yüce Divan’a sevk kararı, yargısal nitelikte bir meclis kararıdır;289 TBMM’nin özerk yetkisine dayanmaktadır.290 Yüce Divan’a

sevk kararı mahiyeti açısından itham kararıdır ve “son soruşturma kararı” olarak kabulü gereklidir.291 Nitekim Anayasa Mahkemesi verdiği bir kararında “TBMM’nin sanığın Yüce Divan’a sevkine ilişkin kararı, son tahkikatın açılması kararı niteliğinde olduğu şüphe götürmez bir gerçektir” 292 şeklinde kanaatini bildirmiştir. Yüce Divan’a sevke ilişkin TBMM Kararları RG’de yayımlanır; bu karar, yayımlandığı tarihte değil verildiği tarihte yürürlüğe girer. Ancak aksi yöndeki kararların, RG’de yayımlanmasına gerek yoktur.

Komisyon tarafından hazırlanacak raporun, hukuksal niteliklere uygun olarak hazırlanması önemlidir. Bu nedenle CMK’nın 170. maddesi293 göz önünde

287 FEYZİOĞLU, s. 7

288 ŞAHİN, s 147; KEYMAN, Selahattin (1970). Ceza Muhakemesinde Savcılık, Ankara, s.178 289 TANÖR ve YÜZBAŞIOĞLU, s.286

290 Meclis Kararları, TBMM’nin özerk yetkisine dayanarak kendisinin oluşturduğu ve Meclis

Başkanlığı’nın aracılıyla RG’de yayınlanıp yürürlüğe giren işlemlerdir.

291 EREM, s.15

292 Anayasa Mahkemesi’nin, 20/07/1963 tarihli ve 15/125 sayılı kararı

293 5271 sayılı CMK’nın 170.maddesi – “Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından

yerine getirilir. Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler. Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;

a) Şüphelinin kimliği, b) Müdafii,

c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,

d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,

e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği, f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,

g) Şikâyetin yapıldığı tarih,

h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, j) Suçun delilleri,

k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, gösterilir.

İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır. İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.

İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti

bulundurularak Yüce Divan’a sevk yönündeki kararın hazırlanması gerekir. Bu şekilde hem şüphelilerin üzerine atılı suçlarla ilgili deliller ilişkilendirilecek hem de başbakan ve bakanlar için verilen meclis soruşturma önergesinin kapsamı ile hazırlanan raporun kapsamının aynı olup olmadığı ortaya çıkacaktır.

Parlamento kararı niteliğinde olan TBMM Genel Kurulu’nun verdiği Yüce Divan’a sevk etme veya etmeme kararları aleyhine iptal ve itiraz edilebilecek bir kanun yolu yoktur.

Anayasa’nın 113/3. maddesine göre hakkında açılmış olan meclis soruşturması sonucunda TBMM Genel Kurulu tarafından Yüce Divan’a sevk kararı çıkan kişinin bakan olması durumunda bakanlığı düşer; başbakan olması durumunda ise hükümet istifa etmiş sayılır ki bu durumda başbakan da istifa etmiş olur.294 Ancak Yüce Divan’a sevk edilen başbakan veya bakanların, milletvekillikleri devam eder.

Yüce Divan’a sevk edilenlerin başbakan veya bakanlarının sona ermesinin, Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” hükmüne aykırı olduğu iddia edilse de hükümetin veya bakanlığın düşmesi, kişilerin ceza sorumluluğundan ziyade siyasal sorumluluğuna yol açan bir yaptırımdır. Bu nedenle Anayasa’nın 38. maddesine tamamen aykırılık söz konusu değildir. Sonuç itibariyle başbakan veya bakanlar, meclis salt çoğunluğunun güvenini kaybetmiştir. Ayrıca yürütmenin başı olduğu göz önünde bulundurulduğunda başbakan ve bakanların görevde kalması, adil bir yargılanmanın önünde engel olarak görülebilir. Başbakanın, Yüce Divan’a sevki halinde Cumhurbaşkanı, milletvekili sıfatına haiz bakanlardan birisini, başbakanı vekili tayin etmelidir; Başbakan vekilinin başkanlığındaki hükümet, yeni hükümet kuruluncaya kadar görevine devam etmelidir.295 Yüce Divan’da yargılanan başbakan veya bakanlar, beraat ettiğinde

çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.”

294 TUNÇ-BİLİR-YAVUZ, s.140 295 ŞAHİN, s.45

görevlerine otomatik olarak geri dönemez; sadece normal prosedüre göre geri dönebilir.296

Yüce Divan’a sevk edilen başbakan veya bakanın yasama dokunulmazlığının kalkıp kalkmadığı konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır: İlk görüş, Yüce Divan’a sevk kararıyla milletvekili olan başbakan ve bakanların dokunulmazlığının otomatik olarak kalkmayacağını savunurken;297 ikinci görüş yasama dokunulmazlığının otomatik olarak kalktığını iddia etmektedir. Yüce Divan’a sevk kararıyla milletvekili olan şüpheli başbakan veya bakanın dokunulmazlığının kalktığı yönündeki ikinci görüş birçok yazar tarafından kabul etmiştir.298 Ancak milletvekili olan başbakan veya bakan için Yüce Divan’a sevke konu olmayan eylemler dolayısıyla yasama dokunulmazlığının devam ettiği açıktır. Başbakan ve bakan hakkında Yüce Divan’a sevk kararının konusu olan olaylar ve eylemler nedeniyle yasama dokunulmazlığı ortadan kalkmaktadır fakat dokunulmazlığın tamamen kalktığını söylemek yanlış olur. Yüce Divan’a sevk edilen başbakan ve bakanın dokunulmazlığının sadece dava konusu suç veya suçlarla ilgili olarak kalktığının kabul edilmesi gerekmektedir.299

Belgede Meclis soruşturması (sayfa 117-120)

Benzer Belgeler