• Sonuç bulunamadı

SORUŞTURMA KOMİSYONUNUN KURULUŞU

Belgede Meclis soruşturması (sayfa 88-91)

3.3. SORUŞTURMA KOMİSYONU AŞAMASI

3.3.1. SORUŞTURMA KOMİSYONUNUN KURULUŞU

Anayasanın 100/2. maddesine göre soruşturma komisyonu, meclisteki siyasi partilerin ad çekmek suretiyle belirleyeceği on beş kişiden oluşur. İçtüzük’ün 109/1. maddesinde ise “Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, soruşturma yürütülmesi görevi Anayasa’nın 100. maddesi hükümlerine göre başkanlıkça yapılacak ad çekme suretiyle kurulacak on beş kişilik bir komisyona verilir” der. Buradan da anlaşılacağı gibi Anayasa, soruşturma komisyonunun meclisteki siyasi partilere mensup milletvekillerinden oluşacağını hükme bağlamıştır. Bu maddeyle bağımsız milletvekillerinin komisyona üye olamayacağı anlaşılmaktadır.224 Siyasi partiler, meclisteki temsil oranlarına göre komisyona verecekleri üye sayısının üç katı kadar aday gösterir. Komisyon üyeleri bu adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme yöntemiyle başkanlıkça belirlenir. Siyasi partilerin, soruşturma komisyonuna güçleri oranında katıldığı göz önünde bulundurulduğunda komisyon üyelerinde ölüm, istifa vb. sebeplerle boşalma meydana geldiğinde aynı siyasi partiden olan bir milletvekili tarafından doldurulur.

223 BALTA, s.330 224 EREM, s.134

İçtüzük’ün 24/4. maddesine göre Plan ve Bütçe Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu üyeliğine seçilen milletvekilleri, TBMM Başkanlık Divanı ve Bakanlar Kurulu üyeleri meclis komisyonlarında görev alamaz. Ayrıca TBMM İçtüzüğü’nün 109/3. maddesine göre meclis soruşturma önergesi veren veya daha önce TBMM ya da dışında görüşünü açıklayan milletvekilleri, 5271 Sayılı CMK dikkate alındığında hakimlerin davaya bakmasına ve karara katılmasına engel oluşturacak durumda bulunduklarından225 soruşturma komisyonuna seçilemez. Aynı durum İçtüzük’ün 109/3. maddesine göre komisyonda görevli memur, stenograf ve raportörler içinde geçerlidir.

Soruşturma komisyonunun hakimin değil savcının yetkilerini kullanmakta olması, gözden uzak tutulmaması gereken bir durumdur. 5271 Sayılı CMK’ya göre cumhuriyet savcısının reddi diye bir kurum yoktur. Hatta cumhuriyet savcısının, kendi şahsına ve yakınlarına karşı işlenmiş bir suçun soruşturmasını yapmasına engel olacak

225 5271 Sayılı CMK'da Hâkimin davaya bakamayacağı hâller 22. maddede, yargılamaya

katılamayacak hakim 23. madde de ve hakimin reddi sebepleri de 24. madde sayılmıştır. CMK’nın 22.Maddesi;- “Hâkim;

a) Suçtan kendisi zarar görmüşse,

b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,

c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üst soy veya alt soyundan biri ise,

d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,

e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa, f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa,

g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa,

h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse, Hâkimlik görevini yapamaz” der.

CMK’ nın 23.maddesi; “Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.

Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.

Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz” der.

CMK’nın 24.maddesi; “Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.

[2] Cumhuriyet savcısı; şüpheli, sanık veya bunların müdafi; katılan veya vekili, hâkimin reddi isteminde bulunabilirler.

[3] Bunlardan herhangi biri istediği takdirde, karar veya hükme katılacak hâkimlerin isimleri kendisine bildirilir” der.

bir düzenleme, 5271 Sayılı CMK ve Türk Ceza Mevzuatında yoktur. Ancak 5271 sayılı CMK’nın 22. 23. ve 24. maddelerinde belirtilen kapsama giren milletvekillerinin soruşturma komisyonuna seçilememesi, meclis soruşturmasının kendine özgü bir durumudur. Soruşturma komisyonu, savcı yetkilerini kullanmakta fakat savcının reddi kurumu olmamasına rağmen komisyon üyeliği için bazı kısıtlar bulunmaktadır.

Yüce Divan’a sevk etmeme kararı ile neticelenmiş bir meclis soruşturmasının daha sonra tekrar açılması halinde önceki komisyon üyelerinin yeniden görev yapmasında bir sakınca yoktur. Çünkü 5271 Sayılı CMK'nın 172. maddesine göre, cumhuriyet savcısının, soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar görene ve önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve merci gösterilir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. CMK’nın 172. maddesinden anlaşılacağı üzere cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdikten sonra olay hakkında yeni delil meydana çıktığında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararını kaldırarak olay ve şüpheli hakkında kamu davası açar. 5271 Sayılı CMK'nın 172. maddesi göz önünde tutulduğunda Yüce Divan’a sevk etmeme kararı ile neticelendirilmiş bir komisyonda görev alan üyelerin, ileride aynı konuda açılacak olan soruşturma komisyonunda yeniden görev almasının önünde her hangi bir engel yoktur.226

TBMM İçtüzüğü’nün 109. maddesindeki üyeliğe engel teşkil eden durumlar dışında, soruşturma komisyonu üyesi seçilebilmek için İçtüzük’te herhangi bir özel şart öngörülmemiştir. Buna rağmen soruşturma komisyonu üyelerinin, ceza hukukçusu olmasında büyük fayda vardır. Herhangi bir sebeple soruşturma komisyonundaki üyeliklere aday göstermediğinde bir siyasi partiyi aday göstermeye zorlamak mümkün

226 FEYZİOĞLU aksi görüşte olup “...Yüce Divana sevk etmeme kararı ile neticelenmiş meclis

soruşturmasının daha sonra tekrar açılması halinde, önceki komisyon üyeleri, (g) bendi uyarınca yeni komisyonda görev yapmamalıdır. Çünkü soruşturmanın görevi, soruşturma ve iddia etmektedir. Önceki soruşturma komisyonunda üyelik yapmış olmak iç tüzüğün aramış olduğu tarafsızlığı etkileyecektir...” der.

değildir. Eğer diğer partilerin komisyondaki üyelerinin sayısı, İçtüzük’ün 110. maddesinde aranan meclis soruşturma komisyonu toplanma ve karar yeter sayısını temin edilebiliyorsa komisyona üye vermeyen partiye ait üyelik kontenjanı boş bırakılarak komisyon çalışmaları devam ettirilir.227 Anayasa’nın öngördüğü bir durum

olmamasına rağmen Anayasa Mahkemesi, uygulamada şekillenen bu durumu hukuka aykırı bulmamıştır.228

3.3.2. SORUŞTURMA KOMİSYONUNUN ÇALIŞMA YÖNTEMİ VE

Belgede Meclis soruşturması (sayfa 88-91)

Benzer Belgeler