• Sonuç bulunamadı

Yörükler Ne Yerler

Yörüklerin yedikleri çoğunlukla hayvansal gıdalardır. Üç öğün yemeğinin 2 öğününde mutlaka hayvansal gıdalar vardır. En çok tükettikleri; süt, yoğurt, ayran, çökelek, peynir ve tereyağıdır. Hort tereyağı ile pişirilince çok leziz bir yemek ortaya çıkar yörükler bu yemeğe dolaz derler. Taze peyniri tencerede tereyağı ile pişirince, dondurma gibi sünen bir hal alır. Bu şekilde tüketilir. Bu yemeğin adı da sündürmedir. Yörüklerde küçük ve büyükbaş çok miktarda hayvan bulunduğu için et sıkıntısı çekilmez. Ayda bir küçükbaş hayvan keserek kavurma, yahni, kazan kebabı ve çemen yaparak yerler.

Yörüklerde deve, koyun, keçi, sığır, kuzu ve oğlak çobanı olmak üzere ev halkının gençleri, gelinlik kızları, yerine göre ihtiyarla- rı dahi çobanlık yapmak durumundadır. Çobanlar günün büyük bölümünü dağlarda geçirecekleri için her çobana ayrı ayrı azık dürülür. Azıklar bir bohçaya konur, çoban bunu beline kuşanır ve gün boyu bunu taşır. Azık bohçasının içinde yeterli miktarda yufka ekmek, peynir, çökelek, tereyağı, kavurma, katmer, yağlı çörek, kuru soğan bulunur. Hayvanların otladığı alanda su kay- nağı yok ise çobanlar su matarası taşırlar.

Yörüklerin çobanları genellikle silahlıdırlar. Çifte denilen 2 kez ateş eden dolma tüfek kullanırlar. Sürülere yırtıcı hayvan saldırısı tehlikesine karşı tüfek taşınmaktadır. Ancak çobanların önüne bazen tavşan, keklik, bıldırcın, üveyik, ördek, kaz, geyik ve ka- raca çıkabilmektedir. O dönemde av yasağı olmadığı için çoban karşısına çıkan bu hayvanları avlamaktadır. Av hayvanlarının et- leri çeşitli şekilde yemek yapılmaktadır. Ayrıca çoban, dağda do- laştığından mantar, posgulak, kuzu göbeği gibi doğal ürünleri de toplama imkanı vardır. Bunları da yemek yapıp yerler. Her çeşit mantar yenmez, çobanlar zehirli mantarı çok iyi bilirler. Bu güne kadar zehirli mantar yiyip, zehirlenip ölen bir çoban duyulma- mıştır.

Ayrıca yörükler ormandaki meyve ağaçlarının meyvelerini de toplayıp yerler. Bunların başlıcaları: keçi boynuzu, zeytin, mer- sin, çıtlık, armut, alıç, kurmut, dut, çeviz, kestane, çilek, giyik elması, dağ elması, kürtlük ve ergen gibi... Yörükler doğadaki meyve ağaçlarını da çok iyi tanırlar.

Yörükler ayrıca dağlardaki doğal otlardan da yararlanırlar. Özel- likle bahar aylarında çok çeşitli bitkiler ortaya çıkar.

Sulak arazide yetişenler; gerdeme, yarpuz, nane... gibi

Sulak olmayan arazilerde yetişenler; günevik, yemlik, karavuk, gelineli, dere otu, meletura, tavuk kursağı, kazayağı, dağ soğanı, dağ marulu, turp otu, ebegümeci, toklubaşı, körmen, labada.... Yörükler bu otları pilava katarak otlu pilav dedikleri yemeği yap- tıkları gibi bir kısım otları da çiğ tüketirler.

şıkla karıştırılır. Süt koyulaşmaya başlayınca tencere ateşten indirilir. Biraz soğumaya bırakılınca süt biraz daha koyulaşır. Az miktarda toz şeker ilave edilirse leziz bir süt tatlısı olur. Bu yiyeceğe yepinti derler ve herkes bunu iştahla yer.

Kuzu çevirme: oğlak ve kuzular eti yenilebilecek duruma geldiğinde, yörükler bun-

lardan birini kesip kuzu çevirme yaparlar. Önce bir meydan ateşi yakarlar. Yörüklerde odun sıkıntısı yoktur. Nerede ne tip odunların bulunduğunu bilirler. Yaş ağaca dokun- mazlar, kurumuş ağaçlardan özellikle meşe, şimşir veya dişbudak ağacının kuru odun- larını getirirler. Çünkü bu ağaçların odunu is yapmaz, uzun süre ateşte dayanır, ateşin koru da kuzu çevirmeye elverişlidir. Kesilip yüzülerek hazırlanmış kuzu veya oğlak et parçalanmadan uzunca bir meşe sırığına takılır. Ateşin iki yanına iki çatal kazık çakılır. Etin takılı olduğu sırığın bir tarafına çevirme kolu yapılır. Hazırlanan bütün halindeki kuzu etinin içine duruma göre soğan, acı biber, domates, salça, sumak, sarımsak, bir miktar tuz, kekik, nane karıştırılıp harç yapılarak kuzunun içine doldurulup çuvaldızla doldurulan gövde dikilir. Ateşte yanan odunlar kor haline gelince kuzunun bulunduğu sırık iki kişi tarafından ateş kenarında bulunan çatal kazıklar üstüne alınır. Et pişene ka- dar kol yavaş yavaş çevrilir. Et tutulduğu yerden kopacak şekle gelince ateşten indirilip bir sini üzerine alınır. Yemek sinisi etrafına oturulup yenilmeye başlanır. Yanında bol miktarda ayran, yoğurt ve yeteri kadar kuru soğan bulundurulur. Yörükler bu ziyafete kuzu çevirme derler.

Höşmerim: Bu tatlı ilkbahar ayında taze peynir üretim döneminde yapılmaktadır. Kış

ayında taze peynir üretmediklerinden höşmerim yapılmaz. Büyük tavanın içine yeterli miktarda tereyağı konur. Eriyince içine taze peynir, gerek görülürse biraz çökelek, gevretilmiş yufka ekmek, süt ve yeterli toz şeker katılarak ateşte pişirilir.

Arap aşı: bu yemek çobanların ara sıra tavşan, yaban ördeği, yaban kazı, kepercan,

çulluk ve bıldırcın gibi avları avladıklarında onların etinden yapılan bir yemektir. Tav- şanın derisi yüzülüp, kuşların ise tüyleri yolunarak hazır duruma getirilir. İçine harç olarak kuru soğan, fazlaca taze veya kuru acı biber, sarımsak, sumak, kekik ve biraz bulgur yada pirinç katılarak tencere ile ateşe konur. Biraz karıştırılarak bir miktar pişi- rilir. Harç daha sonra tencereden çıkarılıp, hazır tavşan veya kuş etlerinin içine doldu- rulur. Doldurma sonrası karın kısmı dikilir. Büyükce bir tencere içine alınır. Tencereye etleri kapatacak kadar su katılarak ateşte kaynatılır. Pişirme sırasında tencere fazla karıştırılmaz. Karıştırılırsa etler dağılır. Bu şekilde pişirilen yemeğe arap aşı denir. Bu yemeğin özelliği acılı olmasıdır. Yemek yanında, ayran, yoğurt ve hoşaf ile servis edilir.

Sürteleme çorbası: Buğdaydan yapılır. Buğday

dibek taşında dövülerek kabukları soyulur. Biraz güneşe serilip kuruduktan sonra savrularak ka- buklarından arındırılır. Tencerenin içine yeterli miktarda dövülmüş buğdaydan katılarak ocakta kaynatılır. Buğdaylar pişince tencerenin içine yeterli miktarda süt katılarak tekrar kaynatılır ve servis yapılır.

Bulamaç çorbası: Bu çorba undan yapılır. Mısır

unundan yapılırsa daha lezzetli olur. Tencerenin içine bir miktar buğday veya mısır unu katılır. Tencereye yeterli miktar süt katılıp ocağa konur ve tahta kaşıkla sürekli karıştırılır. Eğer karıştırıl- maz ise tencerenin dibine yapışır. Pişince ten- cere ateşten indirilir ve bir tava içinde tereyağı, kuru soğan, kırmızı pul biber ve sarımsak kıza- rıncaya kadar ateşte tutulup, tenceredeki mal- zemenin üstüne dökülür. Bu yemeğe bulamaç çorbası denir.

Ölemeç çorbası: Bu da undan yapılan bir çorba

türüdür. Bir pişirim unun içine yeterli miktarda çok ince bulgur, kırmızı acı biber, nane, sumak, sarımsak, bir baş kuru soğan katılarak iyice yoğurulur. Hamurlar bir tahta üzerinde fındık büyüklüğünde top haline getirilerek tencereye konur su ilave edilip kaynatılır. Ezilmemesi için fazla karıştırılmaz. Pişince tencere ateşten indi- rilir. Bir tava içerisine soğan, pul biber, salça, sumak ve tereyağı ile kavrulup tencerenin içine dökülür.

Dolaşırlar yayla yayla gezerler, Süzme kesesinden yoğurt ezerler, Çemen yerler, peynir yerler, lor yerler, Bunlarla beslenir bizim yörükler. Bacı, aga, gardaş derler,

Yörük Kültüründe

Benzer Belgeler