• Sonuç bulunamadı

Veri toplama teknikleri ise; Bibliyometrik analiz aracı olan ve görselleĢtirmede kullanılan „VOSviewer‟ programıyla veriler değerlendirilmiĢtir.

4 1.6. LĠTERATÜR ĠNCELEMESĠ

Bilimsel yayınların değerlendirilmesinde etki faktörü ve atıf sayısının dikkate alınmaya baĢlanmasıyla son yıllarda bibliyometrik araĢtırmalar popülerlik kazanmıĢ ve akademik çalıĢmalar da bibliyometrik araĢtırmalara yönelmiĢtir. “Temelde sayım yapmaya dayalı olan bibliyometri, matematiksel ve istatistiksel yöntemlerin bilimsel iletiĢim ortamlarına uygulanması olarak tanımlanmıĢtır. Daha kapsamlı bir tanımlamayla bibliyometri; dergi, belge ya da diğer basılı yayınların matematiksel ve istatistiksel tekniklerle bazı özelliklerinin incelenerek ve çözümlenerek ilgili alanın bilimsel iletiĢimine dair ipuçları veren bir yöntemdir.” (Temizkan, Çiçek,Özdemir, 2015) “Campbell in 1896 yılında yayınladığı „ulusal ve uluslar arası bibliyografyanın kuramı‟ isimli eseri yayınların konusal dağılımının incelemesine iliĢkin istatiksel yöntemlerin kullanıldığı muhtemelen ilk bibliyometrik çalıĢmadır.

Fakat bu çalıĢmalar için Bibliyometri teriminin kullanılması ve bu terimin özelliklede literatürde yaygınlaĢması 1969 yılından itibaren gerçekleĢmiĢtir.”

(Yılmaz, 1999). “Türkiye‟deki ilk bibliyometrik çalıĢma olarak adlandırabilecek çalıĢmanın tarihi ise 1970 yılına kadar gitmektedir. Söz konusu çalıĢmada (Özinönü, 1970) Türkiye‟nin temel bilimlerdeki durumu incelenmekte ve belli alanlardaki (astronomi, biyoloji, fizik, kimya, matematik, yer bilimleri) bilimsel verimliliği ölçülmeye çalıĢılmaktadır.” (Al, Sezen ve Soydal, 2012)

Daha sonraları bibliyometrik analiz; kurumların, kiĢilerin ve ülkelerin bilimsel yayınlarının geliĢimlerindeki süreci ve dünya literatüründeki yerlerini görebilmeleri için bilimsel yayınları değerlendirmeleri ve raporlamalarına doğru bir geçiĢ yaĢanmıĢtır. Bu anlamda Dünya‟da “ilk defa 1973 yılında Amerika‟da Ulusal Bilim Vakfı‟nın (National Science Foundation, NSF) “Bilim Göstergeleri” raporunu yayımlaması ile bibliyometrik göstergeler, ülkelerin bilim ve teknoloji raporlarında kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Bu rapor bilim ve teknolojinin yapısının nicel yöntemlerle analiz edilmesi açısından bir baĢlangıç noktası olmuĢtur.” (Zan, 2012). Ülkemizde ise TÜBĠTAK-ULAKBĠM 2007 yılından itibaren bilimsel yayınların performanslarını atıf sayısı, yayın sayısı, etki faktörü ve h-indeksi açısından bibliyometrik olarak analizini yapmakta ve raporlarını sunmaktadır.

5

2.BĠBLĠYOMETRĠ, ATIF DĠZĠNLERĠ VE

BĠLĠMSEL YAYINLAR

2.1. GĠRĠġ

Bibliyometri, küreselleĢen ve küreselleĢme ile dünyada önemli bir unsur haline gelen bilginin; nicelleĢtirilmesi ve değerlendirilmesi açısından araĢtırmalarda önem arz etmektedir. Bu bölümde de bibliyometriye iliĢkin kavramlara yer verilmiĢtir.

2.2. BĠBLĠYOMETRĠ ĠLE ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR

“Temelde sayım yapmaya dayalı olan bibliyometri, matematiksel ve istatistiksel yöntemlerin bilimsel iletiĢim ortamlarına uygulanması olarak tanımlanmıĢtır. Daha kapsamlı bir tanımlamayla bibliyometri; dergi, belge ya da diğer basılı yayınların matematiksel ve istatistiksel tekniklerle bazı özelliklerinin incelenerek ve çözümlenerek ilgili alanın bilimsel iletiĢimine dair ipuçları veren bir yöntemdir.”

(Temizkan, Çiçek, Özdemir, 2015) 2.2.1. ATIF

“Bir düĢüncenin kaynağını açıklama ya da “atıf yapma” (citation) kavramı, matbaanın bulunmasından sonra, Rönesans döneminde geliĢmiĢtir. Dipnotların ve referansların kullanım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu konuda Oxford English Dictionary‟de verilen ilk örnek William Savage‟in A Dictionary of the Art of Printing (1841) adlı çalıĢılmasıdır. Dipnota benzeyen örneklerin ilk kullanım tarihi 16. yüzyıla kadar gitmektedir.” (Al ve Tonta 2004; White 1985). “Literatürde atıf yapmanın temel iĢlevinin atıf yapan ile atıf yapılan belge arasında bir bağ kurmak olduğu ifade edilmektedir.” (Tatar, 2010; Al ve Tonta 2004). Garfield; bir konuda öncü konumda bulunan araĢtırmalara saygı göstermek, bir fikrin, kavramın en orijinal halini ortaya çıkarmak, araĢtırılan konu hakkında geçmiĢteki bilgilere, çalıĢmalara yer vermek, o güne kadar yapılan çalıĢmaların değerlendirilmesini

6 sağlamak ve bu sayede eleĢtirel bir tutumla çalıĢmaların düzenlenmesine, geliĢtirilmesine destek olmak, gelecek çalıĢmalar hakkında önceden fikir sahibi olmak, bilgilenmek ve bilinmeyen, çok okunmayan yayınları gün yüzüne çıkararak onları tanıtmak, gibi nedenlerden dolayı atıf yapılmasını gerekçelendirmiĢtir (Zan, 2012: 16); (Garfield, 1955, s. 18). Günümüzdeki bilgi artıĢını düĢündüğümüzde de atıf kavramının yeri ve öneminin de daha da arttığını öyle ki artık değerlendirmelerde büyük bir ölçüt haline geldiğini ilerleyen zamanlarda da daha da önem kazanacağını belirmekte fayda var.

2.2.2. ATIF ĠNDEKSLERĠ

Ġlk atıf indeksi hukuki atıfların içerdiği Shepard‟s Citation (1873) dizinidir. Dava esasına göre yargıç, kararını hukukta benzer bir davaya iliĢkin olarak önceki kararlara dayandırmak durumundadır. Bu gerekçeden yararlanan Shephard, her davada daha önceki kararlardan kaç kez yararlanıldığını gösteren bir liste hazırlamıĢ ve Shephard atıfları olarak bilinen listeleri oluĢturmuĢtur. (Zan, 2012: 18); (Garfield, 1979, s. 7).

Günümüzde yaygın olarak kullanılan atıf dizinleri; Science Citation Index (SCI), Social Sciences Citation Index (SSCI), Arts and Humanities Citation Index (AHCI), Conference Proceedings Citation Index- Science, Conference Proceedings Citation Index- Social Science & Humanities, Book Citation Index- Science, Book Citation Index- Social Sciences & Humanities‟dir. Bütün dizinler Web of Science veritabanı içinde yer almaktadır. (Al ve Soydal, 2014).

2.2.3. ATIF ANALĠZĠ

Atıf analizi, yazarların bilimsel çalıĢmaları ve çalıĢmalarına temel oluĢturan diğer eserler arasındaki iliĢkilerin incelenmesi olarak tanımlanabilir. (Özel ve Kozak, 2012); (Bayram, 1998, s. 23).

“Atıf analizleri son 50 yıldan beri hemen hemen tüm bilim dallarında yayınlanan araĢtırmaların niteliğini değerlendirmekte kullanılan bir parametre olarak yaygınlaĢmaktadır. AraĢtırma alanında gittikçe artan rekabet, atıf analizlerinin, bir dergide yayınlanan makalelerin araĢtırmacılar ve araĢtırma kurumlarının yaptıkları araĢtırmaların niteliğinin değerlendirilmesinde nesnel bir ölçüm aracı olarak

7 algılanmasına yol açmaktadır.” (Atılgan, Atakan ve Bulut, 2008); (Sims ve McGhee, 2003, s.14).

“Atıf analizi çalıĢmaları çeĢitli teknikler kullanılarak gerçekleĢtirilmektedir. Bu tekniklerin en yaygın kullanım alanı bulanları “bibliyografik eĢleĢtirme”

(bibliographic coupling) ve “ortak atıf”tır (co-citation). Farklı iki kaynakta aynı yayına atıf yapılması bibliyografik eĢleĢtirme, bir kaynakta farklı iki yayına atıf yapılması ise ortak atıf olarak tanımlanmaktadır.” (Al, 2008 s.21);( Al ve Tonta 2004:23)

2.2.4. ETKĠ FAKTÖRÜ

Etki faktörü, bir süreli yayında yer alan çalıĢmalara belirli bir yılda ortalama olarak hangi sıklıkta atıf yapıldığının ve bu çalıĢmaların atıf olarak kullanılma sıklığının göstergesidir. (Zan, 2012). “Bu kavramın kullanımıyla ilgili ilk fikir, 1955 yılında Garfield tarafından ortaya atılmıĢ, fakat, impact faktör (IF) kavramı 60‟lı yıllarda ISI tarafından geliĢtirilmiĢtir. SCI‟in kullanımından sonra, 1975 yılından itibaren ISI, dergi atıf raporları (= Journal Citation Reports = JCR)‟nı yayınlamaya baĢlamıĢtır.”

(Asan, 2014). Dergilerin değerlendirilmesinde etki faktörü büyük paya sahiptir.

“Dergileri değerlendirirken kullanılan etki faktörü (impact factor), bir dergide, önceki iki yılda yayımlanan makalelere o yıl içerisinde yapılan atıf sayısının, o derginin önceki iki yılda yayımladığı makale sayısına bölünmesiyle hesaplanmaktadır. (Al, 2008 s.23); (Garfield 1994). “Dergilere ilişkin bibliyometrik çalışmalarda etki faktörü ile birlikte anındalık indeksi (immediacy index) rakamları da değerlendirilmektedir. Anındalık indeksi bir yılda çıkan yayınlara o yılda yapılan atıf sayısının yayın sayısına bölünmesi ile elde edilen değerdir. Bu değer bilimsel faaliyeti anında değerlendirmeye yarayan bir kalite indeksi olarak görülmektedir.” (Al, 2008 s.24); (Garfield 1976).

8 2.2.5. ENFORMETRĠ

Enformetri, üretilmiĢ ve biriktirilmiĢ bilginin taĢıyıcısı olan bütün biçimleri ile bilgiyi talep eden kullanıcılar arasında oluĢan iliĢkilerin sayısal çözümlemesi olarak tanımlanabilir. (Tunç, 2012)

“Enformetri (informetrics) bilginin tüm açılardan ölçülmesi, dolayısıyla matematiksel kuram ve modellemesiyle ilgilenir. Bir baĢka ifadeyle matematiksel bir üst bilgidir (meta-information) ve matematiksel araçlardan yardım almak suretiyle bilgi hakkında bilgi teorisi oluĢturmaya çalıĢmaktadır.” (Al, 2008)

“Enformetrinin genelde bilim politikasına ve özelde kütüphanecilik ile enformasyon bilimine yararları Ģöyle özetlenebilir:

- Enformetri bilimsel konuların, bilimsel olayların, bilimsel bilgi ve ürünlerin, hatta bilim insanlarının ulusal/evrensel bilime katkılarını, bilimsel verimliliklerini, bilimin geliĢim çizgisini sayısal ifadelerle ortaya koymaktadır.

- Enformetrinin matematik, bilgisayar bilimi, fizik ve diğer çeĢitli bilimlerin (ekonometri, psikometri vb.) tekniklerinden yararlandığı bir gerçektir. Ancak enformetri bunu ötesinde ortaya koyduğu bulgularla bu alanlara önemli katkılarda bulunmaktadır.

- Kütüphane ve enformasyon sistemlerine iliĢkin istatistik çalıĢmaları, enformetriden bütünüyle farklıdır. Çünkü sözü edilen istatistikler, sadece kütüphanelerin iĢlev ve ürünlerinin nitelenmesine yönelik verileri düzenlemektedir. Oysa enformetri bu veriler yanında özellikle ayrıntılı istatistik tekniklerini kütüphanecilik ve enformasyon kuramına uyarlamaktadır. Böylelikle bilimsel tahmin ve yorumlarda bulunarak uygulamaya yönelik karar vermeyi kolaylaĢtırmaktadır.

- Enformetrik çalıĢmaların yapılması, kütüphanecilik ve enformasyon biliminde kesinlik kazanmamıĢ her türlü davranıĢ ve ampirik kavramın yerini sayısal sonuçların almasını sağlamaktadır. Böylelikle doğru ve kesin karar vermede hata olasılığı büyük ölçüde ortadan kaldırılmaktadır.” (Tunç, 2012, s.36); (Bayram, 1998, 22-23).

9 2.2.6 BĠLĠMETRĠ

Bilimetri bilim dallarının çözümlenmesiyle ilgilenir ve bibliyometriden yararlanır.

Bilimetri ile ilgili göstergelerin araĢtırmaların değerlendirilmesinde kullanılması 1960 ve 1970‟li yıllarda ABD‟de baĢlamıĢtır. Daha sonraları birçok Avrupa ülkesinde de benzer çalıĢmalar yapılmıĢtır. (Al, 2008, s.25); (Leydesdorff 2005:1510). “Price (1986) - Little science, big science – and beyond― adlı eserinde bilimsel yayınların niceliksel göstergelerini kullanarak yorumlar ve çıkarımlar yapmıĢ ve bunlara dayanarak bilim politikasına yönelik değerlendirmelerde bulunmuĢtur. Bu çalıĢma modern bilimetri alanında yapılan ilk çalıĢma olarak kabul edilmiĢ ve günümüze kadar birçok çalıĢmayla geliĢtirilmiĢtir” (Besimoğlu, 2015, s.9).

2.2.7 WEBOMETRĠ

Webometri en basit ifadeyle enformetrik yöntemlerin World Wide Web‟e uygulanmasıdır. (Al,2008 s.25); (Almind ve Ingwersen 1997:404). Web aracılığıyla eriĢilebilen yayınların kullanımının ölçülmesi de 1990‟larda ortaya çıkan ve geliĢmekte olan bir araĢtırma alanıdır (Afzali ve Tonta, 2010, s. 156); (Larson, 1996;

Turnbull, 1996)

“Avrupa Birliği‟nce desteklenen Bilim, Teknoloji ve Yenilik AraĢtırmaları Ġçin Web Göstergeleri (Web Indicators for Science, Technology & Innovation Research - WISER) 2, ve Bilim-Teknoloji Ekonomi Sistemi Ġçin Avrupa Göstergeleri (European Indicators, Cyberspace and the Science-Technology-Economy System - EICSTES3 ) projeleri webometrik yönteme verilen önemi göstermektedir. Webometrik endeksler web aracılığıyla eriĢilebilen yayın üretimi açısından ülkelerin ve kurumların araĢtırma etkilerini ölçmek için kullanılmaktadır. Uluslararası tanınma ve prestij açısından webometrik endeksler çok önemlidir. Webometrik değerlendirmelerde Webometrics Ranking of World Universities (RWU), Essential Science Indicators, Google Scholar, Academic Ranking of World Universities and Times Higher Education World University Rankings kaynakları kullanılmaktadır.” (Afzali ve Tonta, 2010, s. 156);

10 2.3. ISI ve ISI’nın ATIF DĠZĠNLERĠ

Uluslararası bilimsel yayınların nitelik ve niceliğini, keĢfettiği atıf indeksleri sayesinde ölçen dünyanın en önemli bilim kurumlarından biri olan ISI (Institute for Scientific Information), 1958 yılında Eugene Garfield tarafından ABD‟nin Philadelphia kentinde kurulmuĢtur (ġakar ve Cerit 2013);(Yavan, 2005: 32).

“ISI ilk olarak temel bilimler alanındaki bilimsel dergileri kapsayan SCI‟yi (Science Citation Index) yayımlamıĢtır. SCI‟den sonra sosyal bilimleri içeren SSCI (Social Sciences Citation Index), daha sonra da sanat ve beĢeri bilimleri kapsayan A&HCI (Art&Humanities Citation Index) yayımlanmıĢtır. ISI‟nın 1980 yılında her üç indeksin CD-ROM kullanılarak taranmasını sağlayan bir sistem geliĢtirmesinin ardından, 1997 yılında SCI, SSCI ve A&HCI dizinlerine “ISI Web of Knowledge”

internet 33 platformu üzerinden eriĢilen Web of Atatürk Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Dergisi, Cilt: 27, Sayı:4, 2013 39 Science (WOS) oluĢturulmuĢtur. WOS,

Ġçerdiği kayıtlar 1900 yılından baĢlamakta ve aralarında astronomi, biyoloji, tıp, kimya, fizik gibi konuların da yer aldığı 150‟den fazla konu alanını kapsamaktadır.

Ġçerdiği dergi sayısı yaklaĢık 6000‟dir (Al, 2008, s.27); (Thomson Scientific 2006).

2.3.2. SSCI

SCI ( Science Citation Index ) bilim ve teknik konularını kapsarken, sosyal bilimler ve insani bilimler alanlarında iki temel veri tabanı mevcuttur. Social Science Citation Index (SSCI) ve Arts and Humanities Citation Index (A&HCI) (Alkan ve Özkaya, 2015, s.177).

11 SCI; “1900 yılından itibaren 50‟nin üzerinde disiplinden 4.500‟ü aşkın dergi indekslenmektedir. İçerdiği bazı disiplinler: Antropoloji, tarih, endüstriyel ilişkiler, hukuk, dilbilim, felsefe, psikoloji, siyasal bilimler, halk sağlığı, sosyal yayınlar, sosyal yaşam, sosyoloji, şehir çalışmaları, kadınlarla ilgili çalışmalar ve psikiyatridir” (Al, 2008).

2.3.3. A&HCI

“1975 yılından itibaren 2300‟ün üzerinde dergi indekslenmektedir. Ġçerdiği bazı disiplinler: Arkeoloji, mimarlık, sanat, asya çalıĢmaları, klasikler, dans, folklor, tarih, dil bilimi, edebi derlemeler, edebiyat, müzik, felsefe, Ģiir, radyotelevizyon- film, din, dil ve tiyatrodur” (Zan, 2012 s.33).

2.4. BĠBLĠYOMETRĠK YASALAR

2.4.1. BRADFORD YASASI

Samuel C. Bradford tarafından 1934 yılında formüle edilen Bradford‟un Saçılım Yasası belirli bir konudaki bilimsel literatürün dergilere dağılımı ya da saçılımı ile ilgilidir. Yasaya göre, belirli bir konudaki dergiler, eĢit sayıda makale içeren bölgelere ayrıldığında, ilk bölgede sadece ilgili konuda makale yayımlayan en verimli çekirdek dergi grubu, diğer bölgelerde ise sayıca daha fazla fakat daha az verimli dergiler yer alır. Bölgelerdeki dergiler azalan verimlilikte sıralanır (Ünal, 2008, s.2); (Subramanyam, 1979, s. 339-340).

2.4.2. LOTKA YASASI

Ters kare yasası olarak da bilinmektedir. “Ġki yazı yazan insanların sayısı, bir yazı yazanların hemen hemen 1/9‟u, n sayıda yazı yazanların ise, bir yazı yazanların hemen hemen 1/n2‟si kadardır ve yazı yazanların tümü içinde, sadece tek bir yazı yazanların oranı hemen hemen %60‟tır ” tanımıyla Lotka yasası formüle edilmektedir. (Zan, 2012 s.28); (Hertzel, 1987, s. 157).

12 2.4.3. PRICE YASASI

Price yasası yazarların verimliliğinin ölçülmesinde kullanılır. Karekök yasası olarak da bilinmektedir. “Tüm bilimsel araştırma yazılarının yarısı, toplam bilim insanlarının karekök sayısına eşit yazar sayısı tarafından yazılmaktadır (Zan, 2012 s.29); (Sengupta, 1992).

2.4.4 ZĠPF YASASI

“Zipf yasasının sözel tanımı Ģu Ģekilde yapılmıĢtır: Doğal dilde yazılmıĢ herhangi bir metin ya da metin parçasında kullanılan kelime ve kelime grupları toplamı belirli bir küme olmak üzere metin içinde kullanılan kelimeler, kullanım sıklık sayılarına göre azalan düzende sıralanacak olursa, her bir kelimenin sıra sayısı (2.3……n) ile kullanım sıklık sayısı çarpımı sabit olup bu metin için hep aynı ya da birbirine yakın değerler elde edilecektir” Bayram, 1998, s.25); (Wyllys, 1981:56-57).

2.5 BĠBLĠYOMETRĠK PERFORMANS GÖSTERGELERĠ

2.5.1 YAYIN SAYISI

Yayın sayısı yazarların, dergilerin, kurumların dikkate aldığı en temel performans göstergesidir. Yayın sayısı diğer bibliyometrik performans göstergelerine göre herkesçe hesaplanması kolay bir yöntemdir. Ancak yayın türleri dikkate alındığında yayın sayısının kıyaslanmasında bir adaletsizlik olduğu görüĢleri de ön plandadır.

Bunun sebebi bütün yayınları aynı koĢullar etrafında değerlendirmemizin doğru olmamasından kaynaklıdır. “Çok yazarlı makalelere yönelik olarak nasıl bir strateji izleneceği de tartışmalı bir konudur. Bazı disiplinlerde çok yazarlı yayın sayısı oldukça fazladır. Yayına yapılan katkının genellikle yazarlar arasında eşit dağıldığı düşünülmekle birlikte, ilk yazara daha fazla kredinin verildiği durumlara da sıkça rastlanmaktadır (Al,2008, s.33); (Tscharntke, Hochberg, Rand, Resh ve Krauss 2007).

13 2.5.2 ATIF SAYISI

Türkiye‟de akademik teĢviklerde dikkate alınan atıf sayısı, performans ölçümlerinde çok etkili konuma gelmiĢtir. Atıf sayısını ve etkinliğini hesaplayan veritabanlarına da sıklıkla baĢvurulmaktadır. Atıf sayısı büyük önem arz etse de kesin bir kalite ölçütüdür diyemeyiz atıf sayısına sahip olmayan çok kaliteli yayınların da olduğu Ģüphesizdir. Ancak atıf sayısı yüksek olan yayınların ve o yayını yapan kiĢilerin de yayınlarının kaliteli ve o araĢtırma alanı içinde öncü konumda olduğu da sıklıkla rastlanan bir durumdur.

2.5.3 ORTAK ATIF

Ortak atıf bir kaynakta farklı iki yayına atıf yapılması olarak tanımlanmaktadır (Zan, 2012, s. 24);(Rehn & Kronman, 2006, s. 10). Ġki kaynağın aynı anda atıf olarak verildiği durumlar zaman içinde artıĢ gösterirse, söz konusu bu iki kaynağın aralarında bir iliĢki olduğu, ayrıca beraber olarak bu iki kaynağa verilen atıf sayısı arttıkça ortak atıf gücünün daha kuvvetli olacağı ifade edilmektedir (Zan, 2012, s.

24); (Martins, 2011).

2.5.4 BĠBLĠYOGRAFĠK EġLEġTĠRME

En yaygın kullanılan atıf analizi çalıĢma tekniklerinden biri de “bibliyografik eĢleĢtirme” (bibliographic coupling)‟tir. Farklı iki kaynakta aynı yayına atıf yapılması bibliyografik eĢleĢtirme olarak tanımlanmaktadır. Bibliyografik eĢleĢtirme;

konu ya da diğer bazı özellikler (örneğin, otorite) açısından yayınların birbirlerine benzerliği hakkında fikir vermektedir. (Al, Soydal ve Yalçın, 2010, s.3)

14

3. BULGULAR

Web of Science‟da; AD= (“Hacettepe Univ” or “Ankara Univ” or “Ġstanbul Univ” or

“Kastamonu Uni” or “Marmara Uni” or “Yıldırım Beyazıt Uni” or “Atatürk Univ” or

“Çankırı Karatekin Uni” or “Medeniyet Uni”) and WC=(“Information Science Library Science”) Ģeklinde ve zaman aralığı 2002-2017 yıllarıyla sınırlandırılarak arama yapılmıĢtır. SCI-EXPANDED, SSCI, A&HCI, CPCI-S, CPCI-SSH, BKCI-S, ESCI indekslerinin tamamından veri çekilmiĢtir. Elde edilen veriler ıĢığında VOSviewer görselleĢtirme programı kullanılarak analizler elde edilmiĢtir.

3.1 WEB OF SCĠENCE’DA 2002-2017 DÖNEMĠ TÜRKĠYE ADRESLĠ BĠLGĠ VE BELGE YÖNETĠMĠ BÖLÜMLERĠNĠN YAYIN ANALĠZĠ

3.1.1 Toplam Yayın Sayısı:

Tablo 1: Web of Science'da 2002-2017 dönemi Türkiye adresli Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerinin toplam yayın sayısı.

Türkiye‟de Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü‟ne sahip üniversitelerin 'Web of Science‟da ki toplam yayın sayısı 280‟dir.

Bilgi ve Belge Yönetimi bölümleri alt limitimiz olan 2002 yılında WoS veritabanına 2 yayın ile girmiĢ ne yazık ki 2003 ve 2004 yıllarında 1 yayın ile bugüne kadar ki en

15 düĢük derecesini görmüĢtür. Ancak sonrasında bir ivme kazanmıĢ ve 15 yıllık süreçteki en yüksek baĢarısını 2010 yılında elde etmiĢtir. 2011 yılında 2010‟daki baĢarısını sürdürememiĢ ve bir düĢüĢ yaĢamıĢ olsa da 2012 yılı ve sonrasında ortalama bir gidiĢat elde ettiği de görülmektedir.

3.1.1.1 Üniversiteler KarĢılaĢtırıldığında Bölümlerin Tek BaĢlarına Yayın Sayıları

Tablo 2: Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerinin yayın sayıları.

Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü, Türkiye‟de 9 üniversitede bulunmaktadır. Web of Science veri tabanında “Information Science Library Science” kategorisinde 9 üniversiteden 7‟sinin yayınları bulunmaktadır. Marmara Üniversitesi‟nin daha çok arĢivcilik alanına yönelmesinden ve de Ġstanbul Medeniyet Üniversitesi‟nin diğer bölümlere göre çok daha yeni olmasından kaynaklı veriler muhtemelen bu sonucu vermiĢtir.

Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi; WoS veri tabanında en çok yayına sahip bölümdür. Ankara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü 2. Sırada yer alıyor olsa da 1. Sıradaki Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü ile kıyaslandığında yaklaĢık olarak 1/3 ü kadar yayın sayısına sahiptir. En düĢük yayın sayısı Kastamonu Üniversitesi ve Çankırı Karatekin Üniversitesi‟ne aittir. B üniversitelerdeki Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerinin daha yeni açılmıĢ olması da bu sayının azlığına etkendir. Ancak Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi

16 Bölümü‟nün de sayısal baĢarısı bölüm her ne kadar eski bir tarihe sahip ise de yüksektir.

3.1.2 Yayın Türleri

Tablo 3: WoS veritabanına giren Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerinin ağırlıklı yayın türleri.

WoS veri tabanına giren Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerine ait yayınlarda tablo 3‟te ağırlıklı olarak makaleleri görmekteyiz. Belli ölçütler doğrultusunda değerlendirilip ve ancak bu ölçütlere uygunluk sağlandığında veri tabanına yayını kabul eden WoS‟ta; BBY bölümlerinin ağırlıklı olarak makalelerinin bulunması, makalelerde çok baĢarılı olduklarını göstermektedir. En az baĢarı da bibliyografik yayınlardadır.

3.1.3 Yayınların Dil Özellikleri

17 Tablo 4: WoS veri tabanına giren yayınların dili

Web of Science‟da Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerine ait toplamdaki 280 yayında Türkçe ve Ġngilizce dıĢında baĢka bir dil kullanılmamıĢtır. Yayınlardan 167‟si Türkçe, 113‟ü ise Ġngilizce‟dir.

3.1.3 Yayınların Öz/Özet Kısımlarının Analizi

ġekil 1:Yayınların öz kısımlarında en çok kullanılan terimler.

ġekil 1‟de yayınların öz kısımlarında en çok kullanılan terimlerin analizini görmekteyiz. Analiz sonucuna göre en çok kullanılan terim dergidir. Bilgi ve Belge Yönetimi alanında yayınlarda en çok dergilerin analiz edildiğini söylemek mümkündür. Dergiden sonra en çok geçen terim makaledir. GiriĢ bölümümde yer alan araĢtırmamın amacı kısmında da bahsettiğim gibi Bilgi ve Belge Yönetimi temelini yayınlar üzerine kurarak, eğitimini yayınları anlamaya ve anlamlandırmaya ayırmıĢ bir bölümdür. Analiz sonucundaki en çok kullanılan ilk iki teriminde yayın türlerinden çıkması ĢaĢırtıcı bir durum değil aksine görüĢümü destekler niteliktedir.

En çok kullanılan diğer terimlere baktığımızda sırasıyla halk kütüphanesi, kütüphaneci, kullanıcı, yaĢ gibi terimleri görmekteyiz. Bilgi ve Belge Yönetimi kütüphane, arĢiv ve bilgi teknolojileri üzerine eğitim veren bir bölümdür. Ancak analiz sonucunda en çok kullanılan terimler içinde kütüphane, kütüphaneci,

18 kullanıcıyı görmek alanın WoS veritabanına giren yayınlarında kütüphane üzerine

18 kullanıcıyı görmek alanın WoS veritabanına giren yayınlarında kütüphane üzerine

Benzer Belgeler