• Sonuç bulunamadı

Önceki raporlama döneminde 49 olan banka sayısı, Eylül ayında Bank Of Tokyo Mitsubishi UFJ Turkey A.Ş.’nin faaliyet izni almasıyla birlikte 50’ye yükselmiştir. Eylül1 2013 itibarıyla sektör 11.767 adet şube ve 212.554 personel ile faaliyetini sürdürmektedir.

Bankacılık sektörünün aktif toplamı 2013 yılının dokuz ayında %20,3 artarak 1.649 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Risk iştahının azaldığı ve gerek yurtdışı gerekse yurtiçi piyasalarda faiz yükselişinin belirleyici olduğu 2013 yılı ikinci ve üçüncü çeyreklerinde piyasa faiz oranlarındaki artışa bağlı olarak başta kredi faizleri olmak üzere mevduat ve fonlama maliyetlerinin yükseldiği, bununla birlikte son dönem gelişmelerin sektörün aktif yapısında olumsuz bir etki yaratmadığı, başta kredi ve zorunlu karşılık hesaplarındaki artışın etkisiyle yılın ilk çeyreğinde %4,2, ikinci çeyrekte ise %7 büyüyen bankacılık sektörünün büyüme hızının üçüncü çeyrekte %7,9 ile devam ettiği görülmektedir.

Bankacılık sektörünün toplam kredileri2 2012 yılsonuna göre 195,7 milyar TL artarak Eylül 2013 itibarıyla 990,4 milyar TL seviyesine ulaşmış ve 1 trilyon TL’ye oldukça yaklaşmıştır. 2013 yılı Mayıs ayında FED açıklamaları sonrası artan volatilite ve Ağustos ayında TCMB’nin borç verme faiz oranını %7,75’e yükseltmesine paralel olarak faiz oranlarında bir miktar yükselme görülmüştür. Söz konusu artış, kredi hacmindeki büyümeyi bir miktar sınırlandırmıştır.

2010 yılsonu itibarıyla bireysel kredi kartı alacaklarının %44,4’ü taksitli alacaklardan oluşmaktayken, 2013 yılı Eylül ayında söz konusu oran %57,7’ye yükselmiştir. Aynı dönem dönemde ağırlıklı ortalama taksit sayısı ise 2010’da 6,6’dan 2013 Eylül’de 6,9’a yükselmiştir.

Bu dönemde bireysel kredi kartı sahiplerinin yüksek taksit sayısıyla daha fazla taksitli alışveriş yaptıkları görülmektedir.

Kredi türleri itibarıyla, 2012 yılında genelde tüm kredi türlerinde gözlenen takipteki alacak artışının 2013 yılının üçüncü çeyreğinde de devam ettiği görülmektedir. Önceki çeyrek ile karşılaştırıldığında takipteki alacaklarda en fazla artış 888 milyon TL (%10,4) ile bireysel kredilerde gözlenirken, takipteki KOBİ kredileri 777 milyon TL (%10,7), takipteki kurumsal/ticari krediler 207 milyon TL (%2) artış göstermiştir.

1 Bu çalışmada yer alan veriler 8 Kasım 2013 tarihi itibarıyla bankaların Kurumumuz veri tabanına göndermiş oldukları kesinleşmemiş geçici bilgilerden elde edilmiştir.

2 Krediler tutarında ve buna bağlı olarak hesaplanan oranlarda finansal kiralama alacakları dikkate alınmamıştır.

Menkul değerler portföyü 2013 yılında artmasına karşın, zorunlu karşılık hesaplarındaki artış ve kredi kullandırımlarının da etkisiyle menkul değerlerin toplam aktifler içindeki payı azalmaya devam etmektedir. Aralık 2011’de %23,4 olan menkul değerlerin toplam aktiflere oranı 2012 yılsonunda ilk defa %20’nin altına gerileyerek %19,7’ye, Haziran 2013 döneminde %17,9’a, Eylül 2013 itibarıyla ise %17,5 seviyesine gerilemiştir. Diğer taraftan, piyasalarda görülen volatilite ve faiz oranlarındaki artış, menkul değerlerde satılmaya hazır portföyden VKET portföye sınıflandırma değişikliklerine neden olmuştur.

Türk bankacılık sektörünün yabancı kaynakları içinde Eylül 2013 itibarıyla %61,8 ile en fazla paya sahip olan mevduat 902,7 milyar TL düzeyine ulaşmıştır. 2013 yılının üçüncü çeyreğinde YP tasarruf ve ticari ve diğer kuruluşlar mevduatında artış gözlenmektedir.

Bankaların gerçek ve tüzel kişi mudileriyle yaptıkları FX/TL swap işlemlerindeki artış ve tüzel kişilerin YP pozisyon kapatma yönündeki eğilimlerinin DTH artışında etkili olduğu değerlendirilmektedir. Eylül 2013 itibarıyla %113 olan Türk bankacılık sektörü mevduatın krediye dönüşüm oranı Euro Alanı (%111) ortalamasına yakındır.

Küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesine rağmen gelişmiş ülkelerde uygulanan ekonomik aktiviteyi destekleyici politikalar ve ülkemizde yaşanan olumlu makroekonomik gelişmelerin etkisi ile son yıllarda artış eğiliminde olan küresel piyasalardan sağlanan fonlar, 2013 yılının dokuz ayında da artış seyrini sürdürmüştür. Sektörün yurtdışı bankalardan temin ettiği borçların toplamı, yılsonuna göre %18,3 oranında (20,4 milyar USD) artış göstererek Eylül 2013 itibarıyla 132,2 milyar USD’ye yükselmiştir. Bankaların yurt dışı bankalardan temin ettiği fonların yaklaşık beşte biri kendi risk gruplarından elde edilmiştir.

Sektörün özkaynakları bir yıllık dönemde %12,3 (21 milyar TL) oranında artarak, Eylül 2013 dönemi itibarıyla 189 milyar TL düzeyine ulaşmıştır. Özkaynaklardaki artışın temel nedeni dağıtılmayarak banka bünyesinde bırakılan kârın eklendiği yedek akçelerdir.

Eylül 2013 itibarıyla bankacılık sektörünün yasal sınır ve hedef rasyonun üzerinde seyreden SYR’si, sektörün riskleri yönetebilecek güce sahip olan özkaynak yapısını koruduğunu göstermektedir.

Bankacılık sektörü dönem net kârı önceki yılın aynı dönemine kıyasla 2.762 milyon TL (%16,2) artarak Eylül 2013’te 19.851 milyon TL’ye yükselmiştir. Dönem net kârının artmasında, net faiz gelirlerindeki artışın yanı sıra, diğer faiz dışı gelir/gider dengesindeki

ile genel olarak mevduat dışı kaynakların görece düşük maliyetleri sonucunda yüksek düzeyde gerileyen faiz giderleri belirleyici olmuştur. Diğer faiz dışı gelir/gider dengesindeki gelişmede, Eylül 2012’de sermaye piyasası işlemlerinden nette zarar eden bankacılık sektörünün, cari dönemde söz konusu işlemlerden nette kâr elde etmesi belirleyici olmuştur.

Bununla birlikte, artan faiz oranlarına bağlı olarak sektörün net faiz marjı ikinci çeyrekten itibaren 0,2 puan daralarak Eylül 2013 itibarıyla %3,9 seviyesinde oluşmuştur.

TCMB’nin 27.05.2013 tarihinden itibaren Kredili Mevduat Hesaplarında (KMH) uygulanacak akdi ve gecikme faiz oranlarının kredi kartı işlemlerinde uygulanacak akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği yönündeki düzenlemesinin etkisiyle KMH faiz gelirlerinin toplam faiz gelirleri içerisindeki payı, Mayıs 2013 dönemindeki %4,43 düzeyinden Eylül 2013 döneminde %3,50 düzeyine gerilemiştir.

Küresel düzeyde artan oynaklığa ve risk iştahındaki azalmaya rağmen bankacılık sektörünün 2013 yılının üç çeyreğini, temel göstergelerinde sağlıklı bir görünüm ile tamamladığı görülmektedir.

Benzer Belgeler