• Sonuç bulunamadı

YÖNETİM SİSTEMİ

Belgede RAHMANKUL HAN VE DÖNEMİ (sayfa 55-59)

RAHMANKUL HAN

YÖNETİM SİSTEMİ

Yüzyıllardır süre gelen gelenekle, Caparkul Miñbaşı vefat ettikten sonra halkın liderleri olarak görmeye başladığı Rahmankul aksakallar meclisinde han seçildi. Ulu meclis de kararı onayladı. Sonrasında Han, idari sistem dahil bazı örf ve adetlerde düzenlemeler yaptı.

Önceden kişiler veya boylar arasında herhangi bir anlaşmazlık olursa biy mahkemelerine gidilirdi. Eğer mesele burada çözülemezse aksakallar meclisi devreye girerdi. Her iki kurum bir karara varamazsa hana başvurulurdu.

Rahmankul Han’ın yaptığı düzenlemeye göre sorunların çözümünde ilk merci han, ikinci merci aksakallar meclisi ve sonuncusu biyler şûrasıydı.

Çok kritik meseleler Ulu meclis tabir edilen ve halkın da katıldığı bir büyük toplantı da ele alınır ve nihai karar verilirdi. Ulu meclisten çıkan karara biyler, aksakallar ve han da dahil olmak üzere herkes uymak zorundaydı.

Hiyerarşik düzene sahip askeri bir yapı da vardı.60 Burada görev alacaklar halkın katıldığı bir seçimle belirlenirdi. Rahmankul Han’dan önce durum böyle değildi. Ancak Rahmankul Han unutulmak üzere olan pek çok kadim geleneği ve uygulamayı yeniden hayat geçirmiş, böylece halka daha iyi bir yönetim sunmuştur.

Rahmankul Han’ın yönetimi sırasında kişilerin haksızlığa uğraması veya hor görülerek aşağılanması söz konusu bile olmamıştır. O herkese eşit davranmış, adaletle hareket etmiştir.

* * *

Yaratılışları itibariyle özgürlüğüne düşkün olan ve kimseye boyun eğmek istemeyen Kırgızlar hoşnut olmadıkları bir yönetime hiçbir zaman rıza göstermemişlerdir. Bu yüzden idarecilerin yönetimde kalmaları boyların memnuniyetine bağlıydı.61

Han olacak kişinin sahip olması gereken en önemli özellik adaletli olmasıdır. Elbette kadim geleneklere göre han olacak kişinin nasıl bir soydan geldiği ayrıca önemlidir.

Rahmankul Han herkesin memnun olduğu bir yönetim sistemi uyguluyordu. Örneğin hanlık yönetiminin iki temel yükümlülüğü vardı. En önemlisi dış ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve halkın yönetimiydi. Rahmankul Han dış ilişkilere önem vermiştir. Afganistan’ın monarşi ile yönetildiği dönemde Kabil’e giderek Şah ve başbakanla görüşmüş ve Pamir Kırgızlarıyla ilgili sorunları çözüme kavuşturmuştur.62

Remy Dor’un Rahmankul Han’la ilgili belirttiği şu hususlar önemlidir: “Halk her konuda Han’a danışıyor. Onun önerilerini dikkate alıyor. Han’ın yönetimi esnasında bir sürü yükü sırtlandığına, büyüğünden küçüğüne her türlü meseleyi çözüme kavuşturduğuna şahit olduk. Fakat bunun ona nasıl bir menfaat sağladığını anlayamadık. Bu şekilde itibarı artıyor ve saygınlık kazanıyormuş. Bununla birlikte yönetici konumundaki kişinin masralarının da bir hayli arttığını gördük. Evi bir an boş kalmıyor, türlü maksatlarla gelen misafirler ve yolcularla dolup taşıyor. Han onları kendisi ağırlıyor. Yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin de ihtiyaçlarını karşılıyor.”63

61 Remy Dor, age., s. 16. 62 Remy Dor, age., s. 20. 63 Remy Dor, age., s. 22.

Yönetme erki handan sonra aksakallar meclisinde olmuştur. Aksakallar örf ve ananeye göre hareket etmiştir.

Hiçbir biy bir diğerinin tahakkümü altında olmamıştır. Boylar arasında bir sorun çıkarsa veya toplumun bütününü ilgilendiren bir mesele olursa biyler bir araya gelirdi. Yapılan bu toplantıya biylerin en itibarlı olanı veya en yaşlısı başkanlık ederdi. Fakat geleneklere uygun olarak bu toplantıya başkanlık eden biy diğer biylerden daha fazla yetkiye sahip olamazdı. Toplantıya başkanlık edecek olan biyin seçimi yine aynı toplantıda yapılırdı.

Kişilerin biyliğe seçilmesinde en önemli etken güç, cesaret, basiret gibi meziyetleri haiz kişisel liyakat ve zenginliktir. Ataerkil milletlerde yönetme erkinin kullanılması yönetici ile yönetilenlerin uzlaşmasına bağlıdır. Yönetilenler hiçbir tereddüt göstermeden başlarındaki kişiye itaat etmek mecburiyetindedir, idareci de toplumunu korumak ve desteklemek mecburiyetindedir.64

Rahmankul yukarıda ifade edilen özelliklere sahip gerçek bir lider ve yönetici olduğu için halkın takdirini kazanmıştır. İnsanlar en ufak bir şüphe dahi duymaksızın ona güvenmiştir.

* * *

Muhafazakar bir toplum olmalarına karşın erkek ve kadın eşit haklara sahipti. Hatta bir sorun yaşandığında kadınlara karşı pozitif ayrımcılık yapılırdı.

“Gençleri, kendi istedikleri kişiyle evlendirelim, onlara eziyet etmeyelim. Gençlerin birbirlerine olan sevgisi dünürlerin karşılıklı saygısını beraberinde getirsin” derdi, Rahmankul Han.

Rahmankul Han’ın oğullarından Ekber Kutlu’nun anlattıklarına göre onun yönetimde izlediği bu sistemi gören bir Avrupalı bilim adamı: “Demokrasinin dünyada yalnızca adı var oysa Pamir’de ben onun bizzat kendisini gördüm” diyerek hayranlığını dile getirmiştir.

Rahmankul Han halkını ve yurdunu içtenlikle sevmiş, bu uğurda bütün ömrünü hizmetle geçirmiştir. Fakat ne kadar zor durumda olursa olsun halkının onurunu düşünmüş ve asla kimseye yaranmaya, iyi görünmeye çalışmamıştır.

Mürailikten ve bu sayede birilerinin himayesi altına girmektense ölmeyi yeğlerdi. Dinini, imanını ve onurunu kutsal bilen, kimseye boyun eğmeyen biri olduğunun en iyi ispatı yaşadığı hayattır.

İçindeki vatan ve millet sevgisi, hayatına yön veren ve davranışlarını şekillendiren en önemli etkendi. Rahmankul Han ile konuşan bütün devlet adamları onun bu özelliğini hemen fark ederdi.

Bir avuç Kırgızın ne Afganistan devletine, ne Vahan yönetimine ne de Pakistan’a boyun eğmesine müsaade etti.

Kırk yıl kırgın olsa eceli gelmeden bir sinek bile ölmezmiş (Kırk cıl kırgın bolso da beyacal çımın ölböyt), der Kırgızlar. Sovyet Hükümeti kırk yıl onu takip etti. Fakat Allah onu korudu ve Ruslar bu emellerine ulaşamadı.

KAHREDİCİ ZAMANA DİRENEN KAPLAN

Belgede RAHMANKUL HAN VE DÖNEMİ (sayfa 55-59)