• Sonuç bulunamadı

IoT’nin yönetişiminde bulunabilecek organlardan önce yönetişimde ne gibi temel ilkelerin benimsendiğini ifade etmek gerekir. Bu ilkeler şeffaflık ve sorumluluk olarak sıralanabilir.

1. Şeffaflık

Şeffaflık ve eşit erişim, sivil toplum örgütlerinin harekete geçirilmesini teşvik etmektedir. Bunun yanı sıra şeffaflık, esneklik ve açıklık gibi bir rejimin mimari ve anayasal ilkelerini etkilemektedir 146 . Yönetişimde şeffaflık, daha net ve öngörülebilir bir IoT yapısı sunmaktadır. Bu durum, beraberinde istikrarı artan bir yasal çerçeveyi getirmektedir. Bunun yanı sıra şeffaflık, performans denetimi ve hesap verilebilirliği de sağlamaktadır. Bunların koordinasyonu için gereken prosedürler, demokratik karar alma mekanizmalarını gerektirmektedir. Bu mekanizmalar, hem IoT yönetişiminin meşruiyetini hem de yasal olarak öngörülebilirliğini arttırmaktadır. Şeffaflık aynı zamanda güvenlik ve gizlilik ilkelerini güçlendirmektedir. Şeffaflık vasıtasıyla güvenlik ve gizlilik ilkelerinin

145

Weber, R. H., & Weber, R. (2010). Internet of Things: Legal Perspectives, vol. 49. S. 70.

146

ihlali tespit edilebilecektir. Şeffaflık nedeniyle ilgili kişi ve kurumlar güvenlik ve gizlilik ile ilişkili düzenlemelere uymaya giderek daha fazla dikkat edecektir147

.

IoT için şeffaflık, kullanıcıların IoT’nin işleyişinden ve aynı zamanda eylemlerinin sonuçlarından haberdar olmalarını sağlar. Kullanıcıların IoT ile etkileşimini arttıran şeffaflık, aynı zamanda üç ana dala ayrılabilir148

:

 Prosedürel şeffaflık, IoT’nin yönetişimindeki kuruluşların işleyişinde kural ve prosedürleri kapsar. Bu kuralların oluşturulma süreçleri halk için anlaşılabilir olması gerektiğinin yanı sıra kamuya da açıklanmalıdır.

 Maddi şeffaflık, keyfi veya ayrımcı kararlardan kaçınan ve istenen madde ve hükümleri içeren kuralların oluşturulmasına yöneliktir; ayrıca, maddi kurallar rasyonellik ve adalet şartlarını içerebilir.

 Karar verme şeffaflığı politik mekanizmalara erişimin kabulüne dayanmaktadır; Kararlar için gerekçeli açıklamalar, kamu denetimi ile birlikte, kurumsal kararların kurumsal güvenilirliğini ve meşruluğunu güçlendirir.

Şeffaf siyasi ve ekonomik yapılar için mevcut kaygı, şeffaflık konusunda ortak bir anlayışa ulaşma ihtiyacını ortaya koymaktadır. Bu durum ise, aşağıdaki beş unsuru gözlemleyerek elde edilebilir149

:

 Kaynakların yönetimini, yani yönetişimde rolünü etkilemek için yeterli güce sahip bir kurumun veya bir kurumun mevcudiyeti;

 İşletmelerin tercihlerini etkileyen yeterli bir yasal çerçeve tarafından desteklenen, kamuya açık güvenilir bilginin, yani bilgiyle ilgili temel kalite standartlarının varlığı;

147

Weber, R. H., & Weber, R. (2010). Internet of Things: Legal Perspectives, vol. 49. S. 75.

148

A.g.e., S. 76’da atıfta bulunulan Weber, Transperency, S. 344.

149

 Alıcının hem bilgi hem de şeffaflık algısı için temel bir bileşen olarak tanımlanması;

 Bilginin mevcudiyeti, örneğin bilgilendirme prosedürlerinin oluşturulması, raporlama gereklilikleri, alıcı soruşturma yetkilerinin verilmesi veya bilgiye genel erişim hakkı verilmesi;

 Zaman elemanına riayet, yani saydamlık, bilgilerin sürekli olarak görünür olmasını gerektirir.

Hakkında ortak bir anlayışa ulaşılan şeffaflık, aynı zamanda temel bir hak olarak değerlendirilmelidir. Bu temel hakkın en büyük getirilerinden birisi ise bilgi talep etme özgürlüğüdür. Bir çok uluslararası sözleşmede de yer alan bilgi edinme hakkının IoT yönetişiminden ayrı tutulması mümkün değildir. IoT’nin tüm tarafları, temel bir hak olarak IoT yönetişim organından bilgi talep edebilmelidir. Nitelikli bir şeffaflığın sağlanabilmesi için IoT aktörlerinin bilgi sağlamaya yönelik gerekli teşvikler ile desteklenmesi gerekmektedir.

IoT açısından şeffaflık düşünüldüğünde internetin gelişim sürecinden dersler çıkarılabilir. Bu süreçte ICANN’in seçim süreçleri ve karar alma prosedürleri eleştirildi. Nihayetinde bunun üzerine ICANN internet yönetiminde şeffaflığı geliştirmek için adım atmaya başlamıştır150

. Aynı şekilde IoT’nin yönetişiminde internet yönetişiminin geçmiş tecrübelerinden yararlanılarak eleştirilerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda IoT’nin yönetişiminde tüm paydaşların katılımının sağlandığı, paydaşlar arası diyoloğun oluşturulduğu ve hesap verilebilirliği sağlandığı bir şeffaflık söz konusudur.

2. Sorumluluk

IoT yönetişim organlarının hesap verebilirliği, yine bu organların sorumluluğunu yansıtmaktadır. Bu bağlamda, IoT katılımcılarının kendileri dışında herhangi bir

150

Weber, R. H., & Weber, R. (2010). Internet of Things: Legal Perspectives, vol. 49. S. 79’da atıfta bulunulan Weber, Internet Governance, S. 127-129.

sebepten dolayı yaşanılan başarısızlıkta sorumlunun kim olacağını bilmeleri gereklidir. Hesap verebilirliğin kökeni, antik yunan ve roma zamanında geliştirilen borç para verme sisteminde kullanılan accomptare (to account-hesabına) ve computare (to calculate-hesaplamak) sözcüklerine dayanmaktadır151.

Sorumluluk diğer bir deyişle hesap verebilirlik, her ne kadar siyasal, yasal ve felsefi gibi farklı anlamları bünyesinde barındırsa da temel olarak bir kimsenin bir başkasına karşı yükümlülüğü olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda IoT yönetişim organı, faaliyetlerinden dolayı IoT katılımcılarına karşı bir takım yükümlülükleri üstlenmektedir. Ayrıca hesap verebilirliğin işlevselliğinin arttırılabilmesi, yönetişim organının sorumluluğunun standardının belirlenmesine bağlıdır. Bu standartların temelini, şeffaflık ve kolay erişilebilir bilgi oluşturmaktadır.

IoT, bir sistem olarak piyasaya yöneliktir. Bu nedenle, IoT içinde hesap verebilirlik göz önünde bulundurulduğunda ekonomik mekanizmalar göz önünde bulundurulmalıdır 152

. IoT’nin piyasa temelli olması geleneksel politik hesap verebilirliğin aksine piyasa bazlı ekonomik hesap verebilirlik ile ön plana çıkmaktadır153

.

IoT’nin yönetişiminden doğan sorumluluk bir takım unsurlara ayrılabilir. Bu unsurlar kısaca organizasyonel, proje ve politika seviyesinde belirlenebilir154. Tüm bu kriterler dikkate alınarak IoT’nin yapısına uygun ve hesap verebilirliğin önünü açan düzenlemeler oluşturulması gerektiği aşikârdır. Oluşturulacak olan bu düzenlemeler, yukarıda ifade edilen bütün unsurları ile IoT’nin sorumluluğunu yasal bir zemine oturtmalıdır. Bu gerçekleştirilirken de IoT kullanıcıları dahil tüm aktörlerin sürece dahil edilmesi ile birlikte yukarıda da değinildiği üzere hükümetler arası bir denetim mekanizmasının da oluşturulması gerekmektedir.

151

Weber, R. H., & Weber, R. (2010). Internet of Things: Legal Perspectives, vol. 49. S. 80.

152 A.g.e., S. 81. 153 A.g.e., S. 81. 154 A.g.e., S. 82-83.