• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.1. İnsanlar

2.1.1. Yöneticiler

2.1.1.2. Vezirler

Türk devletlerinde hükümdara ülkeyi yönetme yetkisi tanrı tarafından verildiğine inanılan kut anlayışı sistemi uygulanmıştır. Hükümdar ülkeyi tanrı adına yönetirken ona ülkeyi yönetmede devletin ileri gelenlerinden olan halk tarafından saygı gören ve devlet işleri konusunda bilgi ve deneyim sahibi kişiler yardım ederdi.

Türklerin İslamiyet’i kabulünden önce resmi olarak vezirlik makamı bulunmasa da Buyruk adı verilen kişiler vezirlik yetkilerini taşıyan işler yapmıştır. İlk Türk devletlerinde vezirler liyakat ve hükümdara sadakat ilkesi üzerine göreve getirildi. Ülke içerisinde ki en önemli görevleri ise halkın refahını ve huzurunu sağlamaktı. Görevlerini yerine getirirken dikkat etmeleri gereken en önemli unsur halkın huzurunun bozulmamasıdır.

Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleri ile birlikte resmi olarak vezirlik makamı Türk devletlerinde de görülmeye başladı. Hükümdardan sonra devleti yönetme en önemli

görevleri olmuştur. Görevleri arasında halkın huzur ve refahını sağlamak, ülke yönetiminde hükümdara yardımcı olmak, savaş dönemlerinde orduyu komuta etmek adamları arasında koordinasyonu sağlamak olarak sayılabilir.

“ Selçuklu egemenliğinin sosyal, siyasal ve ekonomik alanlardaki görünümleri, benzeri durumlarda mutat olduğu üzere sosyal, siyasal ve ekonomik kurumların oluşumuna öncülük etmiştir. Fethedilen yerlerden toplanacak vergilerin hesaplanması ekonomik kurumsallaşmanın, fatihlerin artık kendilerine ait olan bölgelerde yaşayan insanlarla kuracakları ilişkileri yürütmeye dönük girişimleri sosyal kurumsallaşmanın, hem fethedilen bölgelerde inşa edilecek idari mekanizmasının hem de diğer devletlerle kurulacak olan ilişkilerin her yönüyle sürdürülmesine dönük faaliyetlerin ise siyasal kurumsallaşmanın anahtarı olmuştur. Vezirlik kurumu da bu siyasallaşma pratiklerinden biri, hem egemenliğin dâhili boyutta işler durumda olması hem de devletlerarası ilişkilerin sürdürülmesi bağlamında merkezi bir öneme sahip olan en önemlisidir” (Alican, 2014, s. 4-5). Vezirler sadece ülke yönetiminden sorumlu olmamış aynı zamanda hükümdarın halk ile iletişimini sağlamada da etken rol oynamışlardır. Fakir halkın ihtiyaçlarının karşılanması da önemli görevlerinden biridir.

Tarihte kendilerine önemli bir yer edinen vezirlere Vezir Tonyukuk ve Vezir Nizamülmülk örnek verilebilir.

Azerbaycan masallarında vezirler genel olarak padişahın sağ kolu, en güvendiği kişi bir nevi akıl hocası konumundadırlar. Azerbaycan masallarında yer alan vezirler genel olarak padişahlar gibi kötü karakterlerdir. Bunlar padişahların kötü niyetli işlerinde padişaha akıl öğreten ve yardım eden insanlardır. Padişah genellikle kahramanın ölmesini ister vezirlerde padişahlara kahramanı saf dışı bırakıp öldürmek için yol gösterir yardım ederler. “Keçel Mehemmed adlı masalda Mehemmed’in karısını elde etmek isteyen padişaha yardım eden kötü niyetli veziri vardır” (Zeynallı, 2005, s. 34-52).

Genellikle masalların sonun da vezir de padişahla birlikte kahraman tarafından cezalandırılarak hayatlarından olur.

Azerbaycan masallarında yer alan vezir tipinin özellikleri ve masalın olay örgüsüne etkisi aşağıda verilmiştir:

Keçel Mehemmed adlı masalda: “Mehemmed’in karısını elde etmek isteyen padişaha yardım eden kötü niyetli veziri vardır” (Zeynallı, 2005, s. 34-52). Padişahın her başı sıkıştığında ona kötü niyetli fikirler verir. Keloğlanı öldürmek için türlü şeyler yaparlar.

Nar Kızı adlı masalda: “Padişahın oğlu rüyasında nar kızını görerek âşık olur” (Zeynallı, 2005, s. 105-110). Rüyasını vezire anlatır ve vezirden bu kızı bulup kendisine getirmesini ister yoksa boynunu vurduracağını söyler.

Zernigar adlı masalda: “Padişah kızını ve tahtını vezire emanet ederek Mekke’ye gider” (Zeynallı, 2005, s. 322-328). Vezir bir zaman sonra padişahın kızına âşık olur kızı elde etmek için yanına çağırır durumu anlayan kız saraydan kaçar.

Ağ Kuş adlı masalda: “Padişahı öldürüp yerine geçmek isteyen kötü niyetli bir veziri vardır” (Zeynallı, 2005, s. 102-110). Bir gece adamları ile sarayı basar padişahı öldürür ve yerine geçer.

Nardan Kızın Nağılı adlı masalda: “Kokuz adında bir padişah ve bu padişahın veziri vardır. Vezir bir gün bir müneccimden bir sandık alır bu sandığı açtıklarında içinden bir nar çıkar nar yere düşer kırılır ve narın içinden bir kız çıkar.” (Zeynallı, 2005, s. 146- 161). Bu kız Fireng padişahının nahırcısının kızıdır. Vezir ve karısı bu kızı kendilerine evlat edinir, adını Nardan Hanım koyarlar. Masalın sonunda Nardan Hanım Kokuz padişahı öldürür ve halkı zulümden kurtarır. Halk Nardan Hanımı kendilerine padişah yapar.

Nuşaperi Xanımın Nağılı adlı masalda: “İstanbul padişahının vezirinin çocuğu olmaz” (Zeynallı, 2005, s. 3-23). Vezir ile karısı evlat hasreti çekerler. Bir gün vezir lokantada Nuşaperi Hanımı görür. Ondan kendisine evlat olmasını ister Nuşaperi Hanım kabul eder vezir ve karısı ile yaşamaya başlar.

Ovçu Pirimin Nağılı adlı masalda: “Avcı Pirim avladığı padişaha hediye ettiği deriyi kıskana veziri avcı Pirimin başını çeşitli belalara sokar” (Zeynallı, 2005, s. 5-15). Padişaha Pirim den çeşitli şeyler istemesi konusunda fikir verir.

Melik Çoban adlı masalda: “Padişahın veziri ölür padişah yanında çalışan çoban Melik’i kendine vezir yapmak ister” (Zeynallı, 2005, s. 94-103). Melik gönülsüzde olsa kabul eder. Melik’in karısı hamiledir padişahın karısı Melik’in karısını erkek doğurdu diye kıskanır ve herkese kız doğurdu diye yalan söyler.

İtkin Kız adlı masalda: “Padişahın veziri Güllü’ye âşık olur onu razı etmek için oğullarını öldürmekle tehdit eder Güllü razı olmayınca oğullarının ikisini de öldürür” (Zeynallı,

2005, s. 209-215). Sonra da çocukları Güllü’nün öldürdüğünü söyler. Masalın sonunda padişah vezirin yaptıklarını öğrenir ve onu öldürür.

Şems-Kemer adlı masalda: “Vezirin iki tane kızı vardır bu kızların yaşları geçkindir, kimse onlarla evlenmek istemez” (Zeynallı, 2005, s. 5-37). Bu kızlar Kemer’in oğullarına Settar ve Ülker’e göz koyar, iftira atarlar. Bunun üzerine babaları cellada onları öldürmesini söyler ancak cellat ormanda ejderhanın saldırısına uğrar. Oğlanlar ejderhayı öldürüp celladı kurtarır. Cellat ta oğlanları öldürmez. Masalın sonunda Kemer, Şems, Afitab ve bunların çocukları ve Kemer’in ana babası kavuşur beraber yaşamaya başlarlar. Kuru Kelle adlı masalda: “Bir gün padişah vezirleri ile ava çıkar. Bir mezarlıktan geçerken vezir burada bir kelle görür çantasına koyarak eve getirir. Bu kelleyi azarak toz haline getirir ve bir şişeye koyar” (Zeynallı, 2005, s. 119-127). Bir gün vezirin kızı çok hastalanır hastalığına kimse çare bulamaz. Kız acıya dayanamayarak ölmek için zehir arar. Bu sırada babasının otağında bulunan kavanozda ki tozu içer ve hamile kalır. Dokuz ay sonra bir erkek çocuk doğurur.

Kuru Kelle adlı masalda: “Padişahın bahçıvanı çayda eşi benzeri görülmemiş üç balık tutar bu balıkları padişaha getiri. Padişahın karısı balıkların birinin erkek olduğunu anlar ve yüzünü kapatır. Bunun üzerine balıklar cana gelir ve kadına gülerler kadın neden güldüklerini merak eder ve mutlaka öğrenmek ister” (Zeynallı, 2005, s. 119-127). . Vezirin kızından olan oğlu durumu padişahın karısına açıklayacağını söyler. Padişahın karısının padişahı aldattığını söyler. Masalın sonunda padişahın karısı önce kocasını sonra kendini öldürür, oğlanda tekrar kuru kelle olur. Mezarlıkta dolanmaya devam eder. Benidaş Şeherinin Sirri adlı masalda: “Bir padişah vardır bu padişahın çocuğu yoktur.” (Zeynallı, 2005, s. 101-110). Padişah bir gün vezirini yanına çağırarak ondan kendisine bir oğul bulmasını ister. Vezirin üç kızı vardır bu en küçük kızına erkek kıyafeti giydirir ve padişahın yanına götürür. Padişahın karısı bu oğlan görünümlü kıza âşık olur. Oğlan ona karşılık vermez kadın hasta numarası yapar. Padişah oğlunu şifa bulması için gönderir. Masalın sonunda her şeyi öğrenen padişah karısını öldürür.

Kesik Baş adlı masalda: “Bir vezir vardır. Bu vezir ticaretle uğraşır, bir gün ticaretten dönerken karşısına suda yüzen bir kesik baş çıkar. Başı bir torbaya koyarak eve getirir” (Zeynallı, 2005, s. 124-129). Bir gün kızı bu torbanın ağzını açar ve içinde kül görür

parmağını batırarak külden yer. Ve hamile kalır ve bir oğlu olur. Masalın sonunda padişahın kızı ile evlenir.

2.1.2. Halk Tabakasına Mensup Olanlar

Benzer Belgeler