• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.1. İnsanlar

2.1.2. Halk Tabakasına Mensup Olanlar

2.1.2.1. Bazı Tipler

2.1.2.1.3. Derviş

Azerbaycan masallarında derviş diye adlandırılan tipler vardır. “ Dervişler iyi huyları ve Tanrıya olan büyük bağlılıkları ve inançları sebebiyle Tanrı tarafından onlara bağışlanan kerametleriyle, daima masal kahramanlarının yardımcısıdırlar. Masal kahramanının sıkıldığı an, aniden ortaya çıkarlar, onun problemlerini hallettikten sonra ortadan kaybolurlar. Yaptıkları iyilik karşısında bir teşekkür bile beklemezler” (Günay U. T., 1983, s. 86).

Yine iyi olan dervişler genellikle çocuğu olmayan başta padişahlar olmak üzere çiftlere yardım eder. Onlara genellikle bir elma verir ve bu elmayı ikiye bölüp yiyerek hamile kalacaklarını söyler: “Çocuğu olmayan padişahların yolda rastladıkları Derviş’in verdiği elma ile çocuk sahibi olmaları motifi, Türk masal ve halk hikâyelerinde oldukça yaygındır. Bazı masallarda bir elma da padişahın atı için verilir. Sultan hanım bir çocuk sahibi olurken at da bir taya sahip olur. Elma veren Derviş, yeni doğan çocuğa ve taya olağanüstü güçler verir. Doğumlarından sonra olağanüstü güçler vermezse daha sonra gelişen olaylarda ortaya çıkarak masal kahramanına yardımcı olur” (Seyidoğlu, 1975, s. 42).Çiftler dervişin dediğini yaptıktan sonra çocukları olur. Derviş çocuklar doğduktan sonra gelerek onların adlarını koyar.

“Halk anlatmalarında özellikle masallarda aksakallı ihtiyar, derviş, pir, hızır gibi adlarla ortaya çıkan kişiler, yardımcı tip olarak yer alırlar. Onlar, kahramanların doğumunu sağladıkları gibi zor durumlarda da kahramanlara yardımcı olurlar” (Bakırcı, 2014, s. 37). Anlatımın esas olduğu metinlerde çocuksuzluk önemli bir motiftir. “ Kahraman, uzun süre çocuksuz kalan ve artık yaşlanmış olan soylu bir çiftin yüce birey tarafından verilen

obje (genellikler elma) sayesinde armağan edilen çocuk olarak dünyaya gelir” (Altınkaynak, 2015, s. 12). Dünyaya gelen çocuk belli bir yaşa gelince onun doğmasına vesile olan Derviş çocuğa ad koyar.

Masallarda elma verimliliği, çoğalmayı, sağlığı, gençliği ve güzelliği temsil etmektedir. “ Birçok destan, halk hikâyesi ve masalda Hz. Hızır (pir, derviş, veli) tarafından verilen elma “zürriyet motifi” olarak değerlendirilir” (Cemiloğlu, 1999, s. 178-191). Elma masallarda çoğunlukla doğurganlığın simgesi olmuştur. Elma ağacı da yılda bir kez meyve vermesi bakımından kadının doğurganlığıyla örtüştürülebilir. Ayrıca tadının tatlı renginin de genellikle kırmızı olması onu cazip kılmış ve hakkında çeşitli rivayetler ortaya atılmıştır.

Bu rivayetlerden biri de elmanın yiyen kişiyi gençleştirip on beş yaşına getirdiği inancıdır. Azerbaycan masallarından Melikmemmed adlı masalda bu inanç su şekilde yer almaktadır. “Padişahın bahçesinde bulunan elma ağacı birinci gün çiçek açar, ikinci gün çiçeğini döker, üçüncü gün ise meyve verir. Olağanüstü bir şekilde büyüyen bu elmayı yiyen kişi, hem bir anda gençleşerek on beş yaşına gelir” (Zeynallı, 2005, s. 169-179). Bu masalda elmanın birçok özelliğinin olması yanı sıra yiyeni gençleştirdiği inancı karşımıza çıkmaktadır.

Genellikle masal kahramanlarına yardım eden onların yardımcısı olarak karşımıza çıkan Dervişler bazı bölgelerde kötü karakterde masallarda yer alır. Kötü karakterde olan Dervişler kötü insanlara hizmet eder, iyi karaktere sahip olan Dervişler ise iyilik için çalışırlar. Kötü olan dervişler insanları sihirle taşa, hayvana çevirirler.

Azerbaycan masallarında iyi karakterde Dervişler olduğu gibi kötü karakterde olup masal kahramanının karşısında yer alan Dervişlerde vardır. Ancak daha sonra derviş bu çocukları kaçırır ama masalların sonunda dervişin sonu yine bu çocukların elinden olur. Azerbaycan masallarında yer alan derviş tipinin özellikleri ve masalın olay örgüsüne etkisi aşağıda verilmiştir:

Karakaşın Nağılı adlı masalda: “Oduncu ve karısının çocuğu olmaz kadın sabah erkenden su getirmeye gider” (Zeynallı, 2005, s. 5-20). Burada kadının önüne bir mavi yaprak düşer kadın bu yaprağı takip ederek bir dervişin yanına gelir bu derviş kadının ağzına tükürür ve kadın hamile kalır.

Cantik adlı masalda: “Bir padişah vardır ve bu padişahın çocuğu olmamaktadır” (Zeynallı, 2005, s. 69-82). Bir gün bir derviş padişaha bir elma verir bu elmanın yarısını kendisi yarısını da karısının yemesini söyler. Padişah ve karısı elmayı yedikten doku ay sonra bir oğulları olur. Bu çocuk önce ölü doğar daha sonra canlanır bu yüzden adını Cantik koyarlar.

Gül Senavere Neyledi, Senaver Güle Neyledi adlı masalda: “Padişahın hiç çocuğu olmazmış” (Zeynallı, 2005, s. 83-101). Bir gün bir derviş padişaha üç elma verir ve bu elmalardan birini kendisinin yemesini diğerlerini de karılarına yedirmesini söyler. Ancak doğacak çocuklardan birini derviş kendine ister bu şartla elmaları verir. Padişah ve eşleri elmaları yedikten sonra her eşinden bir oğlu olur. Padişah en küçük oğlu Melik Cümşüd’ü dervişe verir.

Şahzade Mütalib adlı masalda: “Bir padişah vardır bu padişahın çocuğu olmaz padişah ülkede ne kadar kadın varsa evlenir fakat hiçbirinden çocuğu olmaz” (Zeynallı, 2005, s. 120-137). Bir gün bir derviş karşısına çıkar ve bütün eşlerini boşamasını genç bir eş almasını ve üç kere soğuk suda yıkanmasını o zaman çocuğunun olacağını söyler. Fakat dediği gibi olmaz en sonunda gökten padişahın önüne bir alma düşer karısı ile o elmayı yerler böylece bir erkek çocuğu olur.

Ceyranın Nağılı adlı masalda: “Bir derviş Rizvan’ın yanına gelerek onunla yaşamaya başlar” (Zeynallı, 2005, s. 192-211). Bir zaman sonra bu derviş bir ceylan avlayıp getirir Rizvan’ın karısı Nise bu ceylan etini pişirir Rizvan bu etten yer karnı şişer ölür. Derviş Rızvan’ın karısı ile evlenir dokuz ay sonra kadın yarı ceylan yarı insan bir oğlan doğurur. Hatemin Nağılı adlı masalda: “Hatem adında çok varlıklı bir adam vardır bu adam kırk kapılı bir yer yaptırmıştır her kapıdan geçene bir altın verir” (Zeynallı, 2005, s. 24-61). Bir gün bir derviş okuya okuya bütün kapılardan geçer ve altınları alır kırkıncı kapıya gelince Hatem ordadır. Hemen dervişi içeri çağırtır saygıyla selamlar. Hatem sorar bu topraklarda benden daha mert olanı var mı diye derviş var olduğunu söyler. Hatem onun kim olduğunu sorar, öğrenir ve onu görmeye gider.

Ölü Mehemmed adlı masalda: “Bir adam ile onun karısı vardır bunlar yoksulluk içinde yaşarlar” (Zeynallı, 2005, s. 182-189). Bunların çocukları olmaz bir gün adam evde yokken kapıya bir derviş gelir bu derviş kadına bir elma verir elmanın yarısını kendisi

yarısını da kocasının yemesini söyler. Kadın ve adam dervişin dediğini yaptıktan sonra bir kızları olur.

Şems-Kemer adlı masalda: “Bir padişah vardır bu padişahın çocuğu olmaz. Veziri padişaha Allah’tan muradına karşılık kırk gün fakir fukara doyurmasını söyler. Padişah emir verir kırk gün fakir fukaraya yemek verilir” (Zeynallı, 2005, s. 5-37). Bir gün bir derviş gelir ona da yemek vermek isterler anacak derviş yemek istemez. Padişaha bir elma verir. Bu elmayı ikiye bölüp karısıyla yerse bir oğlu olacağını adını da Kemer koymasını söyler. Padişah dediği gibi yapar ve oğlu olur adını Kemer koyar.

Padşah Oğlu adlı masalda: “Bir padişah vardır. Bu padişahın kırk tane karısının hiçbirinden çocuğu olmaz. Padişah bu duruma çok üzülmektedir” (Zeynallı, 2005, s. 162- 168). Bir gün yanına bir derviş gelir. Bu derviş padişaha komşusu olan ekincinin kızını almasını ondan çocuğu olacağını söyler, bir de elma verir bu elmayı ikiye bölüp karısıyla birlikte yemesini söyler. Padişah dervişin dediği gibi yapar ve dokuz ay sonra ekincinin kızından bir oğlu olur Diğer kadınlar ekincinin kızını kıskanır doğurduğu oğlanı alır yerine yavru köpek koyarlar.

Barxudarın Nağılı adlı masalda: “Barxudar adında bir balıkçı vardır. Bu balıkçı denizden tuttuğu balıkları satar geçimini sağlar” (Zeynallı, 2005, s. 180-183). Bir gün Barxudar eve giderken karşısına bir derviş çıkar. Bu derviş Barxudar’a kırmızı bir bıçak verir ve gidip padişahın kızı Ülker’i almasını söyler. Barxudar hemen Ülker’in yanına gider bıçağı gösterir Ülker Barxudar ile kaçar.

Ağ Atlı Oğlan adlı masalda: “Döşgüvar adında bir padişah vardır bu padişah yılda üç kadınla evlenir ama çocuğu olmaz” (Zeynallı, 2005, s. 286-209). Bir gün bir derviş gelir, padişah bir elma verir bu elmayı eşleriyle beraber yerse çocuğu olacağını söyler ama çocuklardan birini ona vermesini şart koşar. Padişahın han kızı, bey kızı bir de yoksul bir devecinin kızından olmak üzere üç oğlu olur. Padişah deveciden olma oğlunu dervişe verir.

Yusifle Senuber adlı masalda: “İki kardeş vardır. Bu kardeşlerden biri kendi memleketlerin de diğer kardeş ise başka memlekette padişahlık yaparlar” (Zeynallı, 2005, s. 66-86). Bu iki kardeşin de çocukları olmaz ve bu durum ikisini de çok üzer. Bunlar bir gün fakir fukara doyurmaya karar verirler. Ne kadar aç yoksul insan varsa hepsini

doyururlar. Bir gün bir derviş gelir her iki kardeşe de birer elma verir. Bu elmaların yarısını kendileri yarısını da eşlerinin yerse çocuklarının olacağını söyler. Dokuz ay sonra birisinin oğlu birisinin de kızı olur.

Benzer Belgeler