• Sonuç bulunamadı

6. GEREÇ VE YÖNTEM

6.6. Verilerin Analizi

Çalışma sonucunda elde edilen verilerin analizi istatistik paket programlarından SPSS’in 15.064 sürümü kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgulara ortalama, standart sapma, yüzde, frekans dağılımı gibi tanımlayıcı istatistiksel uygulamalar yapılmıştır.

Grup ortalamaları arasındaki farklılığın anlamlılığını test etmek için hangi istatistiksel testin kullanılacağı verilerin analizi sırasında verilerin normal dağılım gösterip göstermesinin belirlenmesinin ardından belirlenmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğunu belirlemek amacıyla tek örneklem “Kolmogorov Smirnov” testi kullanılmıştır. Test edilecek gruplardaki değişkenlere ait dağılımların normal dağılım gösterdiği belirlenmiştir. Grup ortalamaları arasındaki farklılığın istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için grup sayısının 2 olduğu durumlarda “bağımsız gruplar için t testi (Independent Sample t Test)”, grup sayısının 2’den fazla olduğu durumlarda ise “tek yönlü varyans analizi (One Way Anova Test)”

kullanılmıştır. Sayısal değişkenler arasındaki ilişkinin yönünü ve düzeyini belirlemek için korelasyon testi (Pearson Correlation Test) kullanılmıştır. Korelasyon testi sonucunda elde edilen –r- değerlerine ek olarak determinasyon katsayılarının

belirlenebilmesi için -r2- değerleri de hesaplanmıştır. İstatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.

7. BULGULAR

Spor yapan lise öğrencilerinin güdülenme profilleri başarı algısı özelliklerinin bazı değişkenlere (cinsiyet, yaş, okul türü, spor yapma sıklığı, spor yaşı) göre incelenmesi amacıyla yapılan bu çalışmaya 161 (%68,5) erkek, 74 (%31,5) kadın toplam 235 öğrenci katılmıştır. Katılımcılar 14-18 yaşları arasında olup, yaş ortalamaları 15,86±1,04’tür. Ayrıca dört devlet, dört özel olmak üzere toplam sekiz okuldan 235 öğrenci bu çalışmaya dâhil edilmiştir. Bunlardan 112’si özel (%47,7) okullarda, 123’ü ise (%52,3) devlet okullarında eğitim görmektedir.

Katılımcılardan 182’si (%77,5) takım sporu, 53’ü (%22,5) bireysel spor yapmaktadır. Katılımcıların 43’ü (%18,4) yeni başlayan(1-2yıl), 65’i (%27,6) orta süreli(3-4yıl), 127’si ise (%54,0) uzun süreli(5yıl ve üzeri) spor yapan bireylerden oluşmaktadır. Spor yapma sıklığına göre yapılan değerlendirmede ise; katılımcıların 65’inin (%27,7) az sıklıkla(1-2gün/hafta), 95’inin (%40,4) orta sıklıkta(3-4gün/hafta), 75’nin (%31,9) ise yüksek sıklıkta(5-7gün/hafta) spor yaptıkları belirlenmiştir.

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin değişkenlere göre karşılaştırıldığı ve ilişkisel istatistik tabloları aşağıda verilmiştir.

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin cinsiyete göre karşılaştırılması Çizelge 4’de gösterilmiştir.

Çizelge 4. Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin cinsiyete göre karşılaştırılması

Değişkenler Kadın Erkek

t p

ort ss ort ss İçsel

Güdülenme 64,81 12,71 65,12 12,95 0,17 0,86

Dışsal

Güdülenme 55,63 13,39 60,60 12,53 2,76 0,06

Gudulenmeme 9,27 5,00 10,49 5,53 1,61 0,10

Görev Yonelim 27,97 3,47 26,01 5,48 -2,81 0,05*

Ego Yonelim 26,00 5,34 25,25 5,64 -0,95 0,34

*p< 0,05

Çizelge 4’de görüldüğü gibi katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin cinsiyete göre karşılaştırılması sonucunda içsel güdülenme, dışsal güdülenme, güdülenmeme ve ego yönelim değişkenleri ortalamalarının cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık görev yönelim ortalamalarının kadınların lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05).

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin okul türüne göre karşılaştırılması Çizelge 5’de gösterilmiştir.

Çizelge 5. Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin okul türüne göre karşılaştırılması

Değişkenler

Devlet okulları Özel Okullar

t p

ort ss ort ss

İçsel Güdülenme 65,67 11,67 64,31 14,05 -0,81 0,41

Dışsal Güdülenme 58,43 11,95 59,70 14,05 0,74 0,45

Gudulenmeme 10,39 5,62 9,79 5,13 -0,84 0,39

Gorev Yonelim 26,13 5,29 27,18 4,64 1,61 0,10

Ego Yonelim 24,65 5,82 26,40 5,10 2,42 0,01*

*p< 0,05

Çizelge 5’de görüldüğü gibi katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin okul türüne göre karşılaştırılması sonucunda içsel güdülenme, dışsal güdülenme, güdülenmeme ve görev yönelim değişkenleri ortalamalarının okul türüne göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık ego yönelim ortalamaları özel okullardaki öğrencilerin lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05).

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin yaşları ile ilişkisi Çizelge 6’da gösterilmiştir.

Çizelge 6. Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin yaşları ile ilişkisi

Çizelge 6’da katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin yaş değişkeni ile ilişkileri verilmiştir. Buna göre yaş ile içsel güdülenme arasında ilişki bulunamamıştır (r=-0,01). Yaş ile dışsal güdülenme arasında düşük düzeyde pozitif anlamlı ilişki bulunmuştur (r=0,17). Yaş ile güdülenmeme arasında ise orta düzeyde pozitif anlamlı ilişki bulunmuştur (r=0,34). Yaş ile görev yönelimi (r=-0,12) ve yaş ile ego yönelimi (r=0,06) arasında da ilişki bulunamamıştır.

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yapma sıklığına göre karşılaştırılması Çizelge 7’de gösterilmiştir.

Çizelge 7. Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yapma sıklığına göre karşılaştırılması

Dışsal Güdülenme 57,10 14,97 59,31 11,39 60,37 13,00 1,13 0,32

Gudulenmeme 10,75 5,66 10,51 5,48 9,02 4,92 2,26 0,10

Gorev Yonelim 26,47 4,26 26,02 5,54 27,54 4,84 1,99 0,22

Ego Yonelim 25,92 5,00 24,72 5,86 26,08 5,56 4,89 0,13

*p< 0,05

Çizelge 7’de görüldüğü gibi katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yapma sıklığına göre karşılaştırıldığında dışsal güdülenme, güdülenmeme, ego yönelimi ve görev yönelimi değişkenlerinin ortalamalarının spor yapma sıklığına göre bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık içsel güdülenme ortalamalarının yüksek sıklıkta

spor yapanların lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arasındaki farklılığın hangi grup ortalamasından kaynaklandığını belirlemek amacıyla Post Hoc (Tukey) testi yapılmıştır. Farklılığın, grup ortalamasının diğer gruplardan istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olmasından kaynaklandığı bulunmuştur (p<0,05).

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yaşına göre karşılaştırılması Çizelge 8’de gösterilmiştir.

Çizelge 8. Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yaşına göre karşılaştırılması

Çizelge 8’de görüldüğü gibi katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yaşına göre karşılaştırılması sonucunda güdülenmeme, görev yönelimi ve ego yönelimi değişkenlerinin ortalamalarının spor yaşına göre bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık içsel güdülenme ve dışsal güdülenme ortalamaları uzun süreli spor yapanların lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05). Gruplar arasındaki farklılığın hangi grup ortalamasından kaynaklandığını belirlemek amacıyla Post Hoc (Tukey) testi yapılmıştır. Bunun sonucunda içsel ve dışsal güdülenme ile spor yaşı ortalamaları arasındaki farklılığın her üç grup (yeni başlayanlar, orta süreli ve uzun süreli spor yapanlar) ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmasından kaynaklandığı görülmüştür.

Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algıları arasındaki ilişki tablosu Çizelge 9’da gösterilmiştir.

Çizelge 9. Katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algıları arasındaki ilişki tablosu İçsel

Çizelge 9’da katılımcıların güdülenme profilleri ile başarı algıları arasındaki ilişkileri incelendiğinde içsel güdülenme ile dışsal güdülenme arasında r=0,605 (p<0,05) orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. İçsel güdülenme ile dışsal güdülenme arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Determinasyon katsayısı (r2=0,366) dikkate alındığında içsel güdülenmedeki toplam varyansın (değişkenlik) %36’sının dışsal güdülenmeden kaynaklandığı söylenebilir.

İçsel güdülenme ile diğer değişkenler arasında ilişki gözlenmemiştir. Dışsal güdülenme ile diğer değişkenler arasında da bir ilişkiye rastlanmamıştır.

Güdülenmeme ile görev yönelimi arasında orta düzeyde r=-0,320 (p<0,05) negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Buna göre güdülenmeme arttığında görev yönelimde azalma olduğu söylenebilir. Determinasyon katsayısı (r2=0,102) dikkate alındığında güdülenmemedeki toplam varyansın (değişkenlik)

%10’unun görev yöneliminden kaynaklandığı söylenebilir.

Ego yönelimi ile görev yönelimi arasında yüksek düzeyde r=0,730 (p<0,05) pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Buna göre ego yönelimi arttığında görev yönelimde artış olduğu söylenebilir. Determinasyon katsayısı (r2=0,532) dikkate

alındığında ego yönelimindeki toplam varyansın (değişkenlik) %53’ünün görev yöneliminden kaynaklandığı söylenebilir. Ego yönelimi ve görev yöneliminin diğer değişkenler arasında ilişkiye rastlanamamıştır.

8. TARTIŞMA

Sporun doğasında var olan yarışmacılık ya da rekabetçiliğin genellikle başarı motivasyonundan geliştiği kabul edilmektedir. Başarı gereksinimi kuramının odak noktası, bazı bireylerin başarıya dayalı etkinliklerden başarılı çıkmaktan çok üst düzeyde doyum aldıklarıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, başarı algısının bireyden bireye değişeceğidir. Yani her birey kendi başarı davranışını tayin etmekle yükümlüdür. Dolayısıyla, performansa dayalı sonuç bireyin çaba ve becerisi olarak algılanırsa, bu başarı olarak kabul edilebilir. Ama performansa dayalı sonuç bireyin yeteneksizliği yada düşük çabasına bağlanırsa bu da başarısızlık olarak kabul edilir. Bu nedenle birisi için başarı sayılan bir şey bir diğeri için başarısızlık sayılabilir2.

Araştırmalar, güdülenme ve başarı arasında kuvvetli bir pozitif ilişki olduğunu göstermektedir. Güdülenmedeki artış, öğretmen ve öğrencilerin okuldan daha çok haz duymalarına imkan sağladığını belirtmektedir65.

Bu tez çalışmasında spor yapan lise öğrencilerinin güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin bazı değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 161 (%68,5) erkek, 74 (%31,5) kadın toplam 235 öğrenci katılmıştır. Katılımcılar 14-18 yaşları arasında olup, yaş ortalamaları 15,86±1,04 olarak bulunmuştur. Araştırmaya dört devlet, dört özel olmak üzere toplam sekiz okuldan 235 öğrenci dâhil edilmiştir.

Bunlardan 112’si özel (%47,7) okullarda, 123’ü ise (%52,3) devlet okullarında eğitim görmektedir. Katılımcılardan 182’si (%77,5) takım sporu, 53’ü (%22,5) bireysel spor yapmaktadır. Spor yaşına göre yapılan değerlendirmede, 43’ü (%18,4) yeni başlayan, 65’i (%27,6) orta süreli, 127’si ise (%54,0) uzun süreli spor yapan bireylerden oluşmaktadır. Spor yapma sıklığına göre yapılan değerlendirmede ise; katılımcıların 65’inin (%27,7) az sıklıkta, 95’inin (%40,4) orta sıklıkta, 75’nin (%31,9) ise yüksek sıklıkta spor yaptıkları belirlenmiştir.

Çalışma sonucunda ulaşılan verilere göre, kadın ve erkek öğrencilerin hem özel okullarda hem de devlet okullarında, gerek takım sporları gerekse bireysel sporlar olsun; sporu amatör ve profesyonel olarak yaptıkları söylenebilir.

Yapılan araştırmalarda beden eğitimi derslerinin olumlu ve olumsuz deneyim fırsatları yarattığı için bireylerin fiziksel aktivite ile ilgili güdülenme düzeylerini etkileyebildiğini belirtmektedirler66-70. Yli-Piipari ve arkadaşları, çocuklar ve ergenlerin

beden eğitimi dersinde elde ettikleri ya da yaşanılan pozitif deneyimlerinin yetişkinlikte de fiziksel aktivite ile ilgilenme düzeylerini arttırdığını ortaya koymuşlardır67. Bunun yanı sıra beden eğitiminin temel hedeflerinden biri de, bireylere sporu yaşam boyu bir alışkanlık haline getirecek bilgi, beceri ve tutumu kazandırmaktır. Ancak spor ve fiziksel aktivitenin pek çok olumlu etkisine rağmen, beden eğitimi dersine ilginin günden güne azaldığı bildirilmektedir70,71. Bu nedenle araştırmacılar, dersten haz almak ve derse katılımı arttırmak amacı ile farklı konuları araştırma gereği duymuşlardır. Yli-Piipari, Watt, Jaakkola, Liukkonen ve Nurmi tarafından yapılan çalışmada, yüksek içsel ve dışsal güdülenme ile düşük güdülenmeme düzeyine sahip öğrencilerin, beden eğitimi derslerinde daha fazla mutlu olabildiklerini belirtmektedirler67. Aynı zamanda hem kavramsal hem de deneysel çalışmalarda, beden eğitimi sınıflarında öğrencilerin güdülenme düzeylerinin, başarma davranışı ve öğrencinin derse katılımı üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir72.

Bu çalışmada katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin cinsiyete göre karşılaştırılması sonucunda içsel güdülenme, dışsal güdülenme, güdülenmeme ve ego yönelim değişkenleri ortalamalarının cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık görev yönelim ortalamaları cinsiyete göre kadınların lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05). Bu durumun, kadınların erkeklere göre biri işi yaparken öğrenmeyi, çabalamayı ve yaptıkları işten zevk almayı daha çok önemsemelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Thomas, çalışmasında görev ve ego hedef yönelimlerindeki farklılıkların yetenek kavramındaki farklılıklara etki ettiğini belirtmektedir. Özellikle ego yönelimi yetenek kavramını, sonuçların nedenleri için çaba ve yeteneği açıkça ayırt eden farklılaştırmaya dayandığını belirtmektedir. Ayrıca görev yönelimli bireylerin çaba ile beraber yeteneği kapsayan bir durum olduğuna inandıklarını da ifade etmektedir52. Guest ve White’ın çalışmasında, bireylerin kişisel hedefleri ve güdülenmiş değişik türdeki davranışları arasındaki ilişkiler, hem sınıf ortamında hem de spor ortamında sürekli olarak incelenmiştir. Normatif standartlar koyarak başarı değerlendirmesi yapan bazı bireylerin, diğer bireylere göre yeteneğini daha üst düzeyde gösterebileceği belirtilmektedir. Bu bireyler yüksek ego yönelimlidirler. Çalışmada buna zıt olarak,

değerlerine göre hareket ettikleri de ifade edilmektedir73. Yapılan bir araştırmada, 174 kadın ve erkek basketbolcuyla yapılan çalışmada görev yönelimli olanların, yarışmanın sonuçları yerine süreçlere, yani çaba, kazanma ve öğrenmeye değer verdikleri ifade edilmektedir74. Bireysel ve takım sporları yapan, üniversiteli ve liseli sporcular üzerinde yapılan çalışmada, erkek ve kadın öğrencilerin hedef yönelimleri arasında anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır. Bu araştırma sonucuna göre, kadınların daha çok görev yönelimli, erkeklerin ise ego yönelimli olduğu ifade edilmektedir75.

Bununla ilgili yapılan benzer çalışmalara bakıldığında sporcularda bireysel yönelimlerin değil, güdüsel iklimin önemli olduğu görülmektedir. Spor ortamında grup normlarının, ortak değerlerin baskınlığının, sporcuların daha fazla güdüsel iklimleri benimsemelerine, hedef yönelimlerinde farklılaşmalarına neden olduğu ifade edilmektedir. İkincisi, böyle bir kültürel yapı gereği ego ile ilişkili ve görev ile ilişkili yöneliminin ayrımlaşmaması, birinin diğerine belirgin bir baskınlık kurmamış olması şeklinde belirtilmektedir76.

Bu çalışmada katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin okul türüne göre karşılaştırılması sonucunda içsel güdülenme, dışsal güdülenme, güdülenmeme ve görev yönelim değişkenleri ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık oluşturmadığı gözlenmektedir (p>0,05). Ego yönelim ortalamalarına bakıldığında özel okullardaki öğrencilerin lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<0,05). Bu durumun özel okuldaki öğrencilerin, devlet okuldaki öğrencilere göre sosyoekonomik durumları ve yaşam kaliteleri göz önüne alındığında, özgüven seviyelerinin yüksek olmasından, sportif etkinliklerde ve sınıf ortamında daha girişken ve rahat olmalarından kaynaklandığı söylenebilir.

Yapılan bazı çalışmalar, ergenlerin akademik başarılarının zekanın yanı sıra, yetenek, özlük, kişilik ve ailesel nitelikler gibi nedenlerden etkilendiğini ortaya koymaktadır77. Benzer çalışmalar içsel motive olanların, göreve ilgi, öğrenme ve anlamaya ihtiyaç duyma, gelişmeye istekli olma, bilgiye yönelim, hayatta yapılanların daha iyisini yapma ve öğrenme süreçlerinde eğlenme gibi yönelimler sergilediğini göstermektedir. Dışsal motive olanların ise, derecelere, çok para kazanmaya, sınıftakilerden daha iyi olmaya, eğer daha iyisini yapamazsa ailesinin onu cezalandıracağını düşünme, başarısızlık korkusu ve başarı endişesi gibi yönelimler sergilediğini göstermektedir49. Yapılan araştırmalar ego yönelimi yüksek olan

sporcuların, başaramayacaklarını hissettiklerinde yarışmada isteksiz olduklarını, bu tür sporcuların kazanmayı veya üstünlüğün sağlanmasını büyüklük olarak gördüklerini ve kazanmak için yapılması gereken herşeyi kurallara uymamak pahasına olsa bile yapmak isteyeceklerini belirtmektedirler78. Nicholls, Cheung, Lauer ve Pastashnick’in yaptığı çalışmada, hem spor ortamındaki hem de okul ortamındaki deneysel araştırmalarda bireyler, hedef yönelimini farklı şekilde yorumlayarak algıladıklarını göstermektedirler.

Sınıf ortamıyla ilgili bir araştırma, görev yöneliminin yaşıtlarla beraber sıkı çalışmayla ve birbirine inanmayla ilişkili olduğunu, ego yöneliminin ise bireylerin diğerlerini yenmeye çalışırken yeteneğini daha fazla ortaya koyarak başarılı olmaya bağlı olduğunu göstermektedir40.

Yaş ile içsel güdülenme arasındaki ilişkiye bakıldığında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunamamıştır (r=-0,01). Yaş ile dışsal güdülenme arasında düşük düzeyde pozitif ilişki bulunmuştur (r=0,17). Yaş ile güdülenmeme arasında ise orta düzeyde pozitif ilişki bulunmuştur (r=0,34). Yaş ile görev yönelimi (r=-0,12) ve yaş ile ego yönelimi (r=0,06) arasında da ilişki bulunamamıştır. Bu durumun, öğrencilerin lisenin sonlarına doğru üniversite sınavı kaygısı yaşadıkları için spor ortamlarında güdülenememesinden veya dışarıdan gelen pekiştireçler sonucu az ölçüde dışsal güdülenmelerinden kaynaklandığı söylenebilir.

Literatürde Hırvatistan’da on yedi farklı basketbol kulübünde, yaşları 13 ve 18 arası olan çocuklarla yapılan çalışmada yarışma yöneliminin, sporcuların içsel motivasyon ve spor ortamlarındaki güdüsel iklim algılamalarına anlamlı etkisi olduğu ifade edilmektedir75. Nicholls’e göre, geç çocukluk ve yetişkinlik döneminde hedef ilişkili iki durum geçicidir ve bireyin belirli bir durumdaki hedef ilişkisi, onun belirli başarı hedeflerine ve durumsal faktörlerine eğilimi olarak kabul edilir. Zorunlu beden eğitimi ortamlarındaki son çalışmalar, güdüsel iklimlerin, motivasyonu belirlemede hedef yönelimlerinden çok daha etkili olduğunu ortaya koymaktadır41. Literatürde, içsel güdülenmenin, spordan zevk alma, yenilgi karşısında kararlılık ve orta zorlukta hedef seçimiyle ilişkili olduğu ifade edilmektedir. Aynı zamanda bireye aktiviteye katılım için seçenekler sunulduğunda ve katılıma karşı pozitif duygular geliştirildiğinde içsel motivasyon düzeyinin artacağını çalışmasında belirtmektedir. Benzer çalışmada birey kendini aktivitede yetersiz veya dışsal bir kontrol altında hissederse, içsel motivasyonu

Bu çalışmada katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yapma sıklıklarına göre karşılaştırılması sonucunda dışsal güdülenme, güdülenmeme, ego yönelimi ve görev yönelimi değişkenlerinin ortalamalarının spor yapma sıklığına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık içsel güdülenme ortalamalarının yüksek sıklıkta spor yapanların lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arasındaki farklılığın hangi grup ortalamasından kaynaklandığını belirlemek amacıyla Post Hoc (Tukey) testi yapılmıştır. Farklılığın istatistiksel olarak yüksek sıklıkta spor yapanların lehine olduğu bulunmuştur (p<0.05). Bu durumun, yüksek sıklıkta spor yapanların spor yapma süreleri göz önüne alındığında diğerlerine göre bireysel doyuma ulaşmak için daha fazla içsel olarak güdülenmelerinden kaynaklandığı söylenebilir.

Nicholls, Cheung, Lauer ve Patashnick’in hedef yönelim kuramına göre insanlar, hedeflere ulaşmada başarı hissi elde etmektedirler40. Başarı hisleri, hedeflerin başarılmasının sonucu olarak elde edilir. Hedefin sporcu tarafından başarılmasına göre değişir. Örneğin; bir dağcı için en yükseğe çıkmak mı, yoksa belli bir yüksekliğe tırmanmak mı daha önemlidir? Maksimum kapasite ile zirveye çıkmak yerine sadece yaşamdan aldığı doyum duygusu ile yüksekliğe çıkmak sonucu sporcu kendisini ne kadar başarılı hissedecektir? Bu nedenle başarı veya başarısızlık hissi sporcunun hedef yönelimine bağlıdır şeklinde ifade edilmektedir79.

Morgan ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, başarılı olmaya dayalı çabanın fiziksel aktiviteye karşı daha pozitif davranışları geliştirmeye neden olduğu ifade edilmektedir58. Benzer çalışmada insanların kendilerini başarılı hissedebileceği aktiviteye yöneldiğini ifade etmektedir. Eğer aktivite kişinin yeterliliği ile ilgili pozitif bilgi sağlarsa, o zaman kişinin içsel güdülenmesi artacak; buna karşılık aktivite, yeterlilik ile ilgili negatif bilgi algılarsa içsel güdülenme düzeyi düşecektir şeklinde ifade etmektedir43,59. Ames ve Archer çalışmalarında, performans hedeflerinin daha çok, öğrenmenin içsel yönleriyle dengelendiğinde, motivasyon ve kendine saygının artabileceğini ifade etmektedirler11,38. Bireylerin başarı aktivitelerinde görev veya ego bilincine sahip olmalarında durumsal (çevre) faktörlerin önemine, daha çok da nesnel çevrenin özelliğine dikkati çekmektedirler80.

Araştırmacıların, görev yöneliminin mi yoksa ego yöneliminin mi daha iyi olduğunu tartışmalarına rağmen, literatürlerin çoğunluğu görev yöneliminin, başarı durumlarında olumlu davranış geliştirmede daha etkili olduğunu ortaya koymaktadır79.

Bu çalışmada katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yaşına göre karşılaştırılması sonucunda güdülenmeme, görev yönelimi ve ego yönelimi değişkenlerinin ortalamalarının spor yaşına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık içsel güdülenme ve dışsal güdülenme ortalamalarının uzun süreli spor yapanların lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arasındaki farklılığın hangi grup

Bu çalışmada katılımcıların güdülenme profilleri ve başarı algısı özelliklerinin spor yaşına göre karşılaştırılması sonucunda güdülenmeme, görev yönelimi ve ego yönelimi değişkenlerinin ortalamalarının spor yaşına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Buna karşılık içsel güdülenme ve dışsal güdülenme ortalamalarının uzun süreli spor yapanların lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arasındaki farklılığın hangi grup

Benzer Belgeler