• Sonuç bulunamadı

VERGĠLENDĠRME YETKĠSĠNĠN TANIMI VE KAPSAMI

Mevzuatımızda kamu gelirlerinin en önemlisi olan verginin tanımına rastlanma- maktadır214

. Türkçe kökenli bir kelime olan vergi TDK’da ; “kamu hizmetlerine har-

canmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para” anlamına

gelir215. 1961 ve 1982 Anayasalarında verginin tanımına yer verilmemiĢtir. Sadece 24 Anayasasında; “Vergi, Devletin genel giderleri için, halkın pay vermesi demektir” Ģek- linde tanımlanmıĢtır216

. Anayasa Mahkemesine göre ise; ―Vergi, kamu giderlerini karşı-

lamak amacıyla yasalarla gerçek ve tüzelkişilere mali güçlerine göre getirilen bir yü- kümlülüktür. Belirli bir hizmetten doğrudan yararlanma karşılığı olmayan vergi tüm kamu hizmetleri için yapılan giderlere ortak katılma payıdır”217

.

Vergilendirme yetkisi ise “devletin ülkesi üzerindeki egemenliğine dayanarak

vergi alma konusunda sahip olduğu hukuki ve fiili güç” Ģeklinde tanımlanabilir218 .Bu yetki ile devlet kendi vatandaĢları üzerinde zor kullanarak gelirlerinin, kaynaklarının vs. bir kısmını alır219. Devletin bu yetkiyi kullanması kendi varlılığın devamlılığı için poli-

214 Verginin tanımı sadece 1924 Anayasasında yapılmıĢtır. 1924 Anayasanın 84. maddesine göre vergi-

nin; “Vergi, Devletin genel giderleri için, halkın pay vermesi demektir” Ģeklinde tanımı yapılmıĢtır. https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm, (E.T. 10.10.2018). 215 http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5bbb9fca139af5.30060857, (E.T. 08.10.2018). 216 https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm, (E.T. 22.03.2019).

217 AYM. 28.09.1995 Tarih ve E. 1995/24, K. 1995/52, R.G. Tarih/Sayı: 11.06.1998-23369.

218 ÖNCEL / KUMRULU / ÇAĞAN, s. 33; ĠNAN / EKĠCĠ, s. 301; DOĞRUSÖZ, Vergilendirme, s. 66;

BUDAK / YAKAR, s. 134; BOZDOĞAN / ĠLK, s. 34; ARIKAN Zeynep, “Vergilendirme Yetkisi ve Kullanımı”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Araştırma Merkezi Konferansları, S.37, 1996/1997, s. 269; BOZDOĞAN / ÇATALOLUK, s. 434; KARTALCI / DOĞAN, s. 118; TÜREDĠ Salih / TOPAL Mehmet Hanefi, “Vergilendirme ve Demokrasi Arasındaki ĠliĢki: GeliĢmekte Olan Ülkeler Ġçin Panel Nedensellik Analizi”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, C.11, S.1, 2011, s. 73; BUYRUKOĞLU Selçuk / GÜLER Ahmet; “AB Ülkele-

rinde ve ABD’de Vergileme Yetkisinin Kullanımına Ġzin Veren Hükümlerin Türk Anayasasında Yer Alan Hükümlerle KarılaĢtırılması”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, C.3, S.2, s. 151; GERÇEK / GERGER / TAġKIN / BAKAR / GÜZEL, s. 30.

219 AYM’ye göre; “Vergilendirme yetkisi devletin, ülkesi üzerindeki egemenliğine bağlı olarak, vergi alma konusunda sahip olduğu hukuksal ve fiili güçten kaynaklanmaktadır. Kamu hizmetlerinin gö- rülmesi için gereksinim duyulan malî kaynakların sağlanması amacıyla kullanılan vergilendirme yetkisi, dar anlamda, devletin, kamu gelirlerinden sadece vergi koymaya ilişkin yetkisini, geniş an- lamda ise, çağdaş devletin güvenlik, adalet ve eğitim gibi geleneksel görevlerinin yerine getirilmesi-

66

tik bir mecburiyettir220. Tanımda geçen hukuki ve fili güç kavramları ile egemenlik kav- ram arasında sıkı bir iliĢki mevcuttur. Devletin sahip olduğu egemenlik yetkisinin hu- kuki sınırlar içinde mevzuata dahil edilmesi hukuki gücü ifade eder. Bu gücün de bilfiil olarak vergi toplanması Ģeklinde aksedilmesi de fiili gücü açıklar221

.

Hukuk devletlerinde vergilendirme yetkisi kendi Anayasalarında yer almaktadır. Vergi veya benzeri yükümlülüklerin hemen hepsi temel hak ve hürriyetlerle doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı olması sebebiyle vergilendirme ile ilgili ilkelerin de Ana- yasalarda yer alması gereklidir222

.

Devlet, vergileme yetkisini (demokrasi ile yönetilen ülkelerde) halkın seçtiği par- lamento ile kullanır. Bu yetkinin halkın seçtiği meclis, yani yasama organı ile kullanma- sı; temel hak ve özgürlüklere müdahale hususunda keyfiliğin önlenmesi bakımından elzemdir. KiĢilere vergi veya diğer mali yükümlülüklerin yüklenmesi, ancak kanunun izin verdiği Ģartlarda mümkün hale gelir223

.

nin yanında, ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer alanlara katkısının gerektirdiği giderleri karşılama- kiçin gerçek ve tüzelkişilere getirdiği her türlü malî yükümlülüğe ilişkin yetkisini kapsamaktadır. Bu yetkiye dayanılarak, kamu giderlerini karşılamak amacıyla alınan vergi, Anayasa‘nın 73. maddesine göre gerçek ve tüzelkişilerin yasalarla belirlenmek koşuluyla malî güçlerine göre yerine getirmek zorunda oldukları bir yükümlülüktür. Devlet bu yolla kamu giderlerini karşılamak için veya malî po- litikasının gereği olarak piyasa ekonomisinden bütçeye gelir aktarmaktadır”. AYM. 16.09.1998 Ta-

rih ve E. 1997/62, K. 1998/52, R.G. Tarih/Sayı: 20.10.2000-24206.

220 ERKĠN, s. 9. 221

NARTER / SARICAOĞLU, s. 122.

222 ġĠġMAN, Demokratik, s. 35; “Herkes tarafından yerine getirilmesi gereken bir yükümlülük olarak kabul edilen ve Devletin kamusal gereksinimlerini karşılaması için egemenlik gücüne dayanarak tek taraflı iradesiyle kişilere yüklediği bir kamu alacağı şeklinde tanımlanan verginin, anayasal sınırlar içinde salınıp toplanması zorunluluğu açıktır. Vergi hukukunda, vergi olgusunun niteliklerini oluştu- ran yasal düzenlemelerde Anayasa‘nın bu konudaki ilkelerinin özenle göz önünde tutulması gerekir. Bu anlamda, Devletin vergilendirme yetkisi vergide yasallık, mali güç ve genellik gibi kimi anayasal ilkelerle sınırlandırılmıştır. Buna göre vergi, Anayasa‘nın öngördüğü ilkeleri gözetecek şekilde ka- nunla düzenlenmeli ve doğal olarak vergide eşitlik ilkesinin uygulama aracı olan mali gücü de yan- sıtmalıdır. Vergi tekniği, vergi adaletini yansıtmadıkça, maliye politikasının sosyal amacını gerçek- leştiremez‖. AYM. 20.03.2008 Tarih ve E. 2004/94, K. 2008/83, R.G. Tarih/Sayı:

01.07.2008/26923.

223

67

Vergilendirme yetkisinin kullanılmasında dikkate alınması gereken temel ölçüt- lerden biri kamu yararıdır. Ancak kamu yararı kavramın üzerinde doktrinde uzlaĢılmıĢ

.bir tanım .bulunmamaktadır224.

Devlet, vergilendirme yetkisinin asıl sahibi olsa da bazı hallerde bu yetkisini yerel yönetimlere de devredebilmektedir. BaĢka bir deyiĢle esas olarak yasama organı tara- fından kullanılan bu yetki yürütme organına da devredilebilir225

. Anayasanın 73. mad- desinde (f.4); “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve

indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınır- lar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir” hükmüyle yürütme

organı olan CumhurbaĢkanın vergilendirme alanındaki yetkisinin sınırları çizilmiĢtir. Yine 1982 Anayasasının 167/2. maddesinde; “Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına

olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kal- dırmaya kanunla Cumhurbaşkanına yetki verilebilir” Ģeklinde hüküm yer almaktadır.

Görüldüğü üzere yürütme organına asıl vergilendirme yetkisi dıĢ ticareti vergilendiril- mesi konusunda verilmiĢtir226

.

Ġdare, vergilendirme yetkisini dar anlam veya geniĢ anlamda kullanabilir. Dar an- lamda vergilendirme yetkisi kamu gelirlerinden sadece vergiye iliĢkindir. Buna karĢılık geniĢ anlamda vergilendirme yetkisi idarenin kiĢiler üzerinde her türlü mali yükümlülük getirebilme salahiyetini ifade eder227. Örneğin verginin yanında resim228, harç, parafis-

224

ARSLAN, s. 225.

225 ĠNAN / EKĠCĠ, s. 302; ARIKAN, s. 271. 226 ĠNAN / EKĠCĠ, s. 306.

227 Dar ve geniĢ anlamda vergilendirme yetkisinin kapsamları ile ilgili Anayasa Mahkemesi bir kararın-

da Ģu değerlendirmede bulunmuĢtur: ―Vergilendirme yetkisi, devletin, ülkesi üzerindeki egemenliğine

bağlı olarak, vergi alma konusunda sahip olduğu hukuksal ve fiili güçten kaynaklanmaktadır. Kamu hizmetlerinin görülmesi için gereksinim duyulan malî kaynakların sağlanması amacıyla kullanılan vergilendirme yetkisi, dar anlamda, devletin, kamu gelirlerinden sadece vergi koymaya ilişkin yetki- sini, geniş anlamda ise, çağdaş devletin güvenlik, adalet ve eğitim gibi geleneksel görevlerinin yeri- ne getirilmesinin yanında, ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer alanlara katkısının gerektirdiği gider- leri karşılamak için gerçek ve tüzelkişilere getirdiği her türlü malî yükümlülüğe ilişkin yetkisini kap- samaktadır. Bu yetkiye dayanılarak, kamu giderlerini karşılamak amacıyla alınan vergi, Anaya- sa'nın 73. maddesine göre gerçek ve tüzelkişilerin yasalarla belirlenmek koşuluyla malî güçlerine

68

kal gelir, katılma payı veya çeĢitli meslek kuruluĢlarına ödenmesi mecburi aidat vb.yükümlülükler koyabilme yetkisi geniĢ anlamda vergilendirmeye örnektir229

.

Dar anlamda vergilendirme yetkisi, devletin sadece vergi koymaya veya kaldır- maya müteallik yetkisini açıklar230

. Bu yetki türünde mükelleflerin ödeme güçleri dik- kate alınır.

GeniĢ anlamda vergilendirme yetkisi, devletin kamu giderlerini karĢılamak ama- cıyla gerçek ve tüzel kiĢilerden aldığı her türlü mali yükümlülükleri kapsar231. GeniĢ anlamda vergilendirme yetkisi hem dar anlamda vergilendirme yetkisini kapsar hem de resim, harç, BGK’da yer alan katılma payı, ticaret ve ziraat odaları, barolar birliği gibi meslek kuruluĢlarına, SGK’ya vb ödenen harç ve aidatları kapsar232

.

göre yerine getirmek zorunda oldukları bir yükümlülüktür. Devlet bu yolla kamu giderlerini karşıla- mak için veya malî politikasının gereği olarak piyasa ekonomisinden bütçeye gelir aktarmakta- dır…”. AYM. 19.09.1998 Tarih ve E. 1997/62, K. 1998/52, R.G. Tarih/Sayı: 20.10.2000-24206. 228 Ne var ki, Türk vergi sisteminde, devlet vergileri içinde artık resim şeklinde bir mükellefiyet kalma-

mıştır. Sadece il özel idarelerinin 1901 tarihli Taş Ocakları Resmi ile İskele Resmi önemsiz yerel yü- kümlülükler olarak korunmaktadır”. BATIREL Ömer Faruk, “Türk Vergilemesinin ÇağdaĢlığına

Uymayanlar”, Vergi Dünyası, 2000, http://www.vergidunyasi.com.tr/Makaleler/2499, (E.T. 22.03.2019).

229 ERKĠN, s. 12. 230

ÇAĞAN, Vergilendirme, s. 5; ÇAĞAN, Kamu Maliyesi, s. 218; AKYAZAN, s. 1.

231 ÇAĞAN, Vergilendirme, s. 5.

232 ARIKAN, s. 270; “Anayasa Mahkemesi 2983 sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkında Kanunun bazı maddeleri için açılan davada, Boğaziçi Köprüsünden alı- nan geçiş parasını, (vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük) kapsamında görmemiştir. Dola- yısıyla da özel kişilere devredilebileceği sonucuna varmıştır (AYM. E. 1984/9, K. 1985/4, 18.02.1985, RG Tarih/Sayı: 26.06.1985/18787 ). Yüksek mahkemesinin bu kararına katılmak zordur. Çünkü altyapı tesislerinden yararlananlardan yararlanma karşılığı alınan paralar, karşılığa da- yanmaları yönünden dar anlamda vergiden ayrılsalar da harca benzer mali yükümlülük niteliğini ta- şırlar ve piyasa ekonomisi işleyip kuralları dışında kamu gücü kullanılarak saptanırlar. Ayrıca yü- kümlülüğün adının (geçiş ücret) olması da, onun hukuki niteliğini etkilemez. Anayasa Mahkemesi bir başka kararında ise 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 3239 sayılı kanunla değişik 97. mad- desine göre yer altı sularını kullananlardan ve sanayi suyu olarak kullananlardan belediye meclisle- rinin düzenleyecekleri tarifeye göre alınan ücreti, karşılığa dayanmaması ve miktarının tek taraflı irade ile ve kamu gücüne dayanılarak saptanması nedeniyle vergi benzeri mali yükümlülük niteliğin- de görmüştür. Bu yükümlülüğün yasada sadece konusunun ve yükümlülerinin belirtilerek diğer un- surlarının belediye meclislerinin kararına bırakılmasını Anayasanın 73. maddesine aykırı Belediye Gelirleri Kanununun 97. maddesi hükmünü iptal etmiştir (AYM 31.03.1987 Tarih ve E. 1986/20, K. 1987/9, RG Tarih/Sayı: 28.05.1987/19473). Bu kararla Anayasa Mahkemesi, daha önce değinilen kararına göre (vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük) kavramını daha geniş yorumlamıştır”,

69

Dar anlamda. vergi ile geniĢ anlamda .vergi arasındaki temel fark; ilkinin mali gü- ce göre vergi alınması ilkesine istinat etmesine karĢılık ikincisinin karĢılık ve faydalan- maya dayanmasıdır233

.