• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: MEKKE DÖNEMĠYLE ĠLGĠLĠ SĠYER RĠVÂYETLERĠ

2.3. Risâlet Sonrası Vahiy Süreci

2.3.4. Vahyin Gecikmesi

Bu bölümde zikredilen rivâyetlerin genel olarak sebeb-i nüzûl ile ilgili olduğu görülmektedir. Sebeb-i nüzûl bilgisi ise siyer ilminin bir parçası konumundadır.

2.3.4. Vahyin Gecikmesi

Cebrâil‟in Ancak Allah‟ın Ġzniyle GeliĢi

Cebrâil‟in Hz. Peygamber‟in yanına gelmesi gecikince müĢrikler „Rabbi onu terketti‟ Ģeklinde ileri geri konuĢmaya baĢlamıĢlar, Resûlullah da buna çok üzülmüĢtür. Bunun üzerine “Biz, ancak Rabbinin emriyle ineriz” (Meryem 19/64) âyetinin indiği hususunda Ġmam Ahmed, Taberî, Ġbn Ebî Hâtim, Taberânî‟den rivâyetler nakledilmiĢtir. Ġmam Ahmed‟den nakledilen rivâyete göre, Resûlullah‟ın Cebrâil‟e „ziyaretimize geldiğinden daha fazla bizi ziyaret etmene engel nedir‟ demesi üzerine “Biz ancak Rabbinin emriyle

ineriz” buyruğu indirilmiĢtir.174

Cebrâil, Muhammed‟e on iki gün gelmemiĢtir. MüĢrikler, acaba terk mi edildi, diyorlarken Cebrâil gelmiĢ ve Allah Resûlü Cebrâil‟e gecikmesinin sebebini sormuĢ, müĢriklerin her türlü zannı beslemeye baĢladıklarını ifade etmiĢtir. Bunun üzerine Meryem 64 buyruğu inmiĢtir. Mücâhid‟den nakledilen rivâyette o bu âyetin Duhâ sûresindeki âyete benzediğini belirtmektedir. Ġbn Kesîr, Dahhak, Katâde, Süddî ve bir baĢkasının da „bu âyetin Cebrâil‟in inmesinin gecikmesi dolayısıyla indiğini‟

söylediklerini belirtmektedir.175

Cebrâil‟in Resûlullah‟a inmesi kırk gün gecikmeden sonra olmuĢtur. Hz. Peygamber‟in Cebrâil‟e “Nihâyet ben seni özledim de öyle indin” sözüne Cebrâil “Ama ben seni daha çok özledim, fakat ben bir emir kuluyum” Ģeklinde karĢılık vermiĢtir. Bunun üzerine

173 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 279; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 11: 482-483. Rivâyet Saîd b. Cübeyr ve Ġbn Abbas kanalıyla gelmektedir. Hadis sahih, fakat bir râviden dolayı senedi zayıf olup, ayrıca Ģahitleri bulunmaktadır.

174 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 5: 248; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 7: 68; Ahmed, 1: 231,233; Buhârî, “Tevhid”, 7455, “Tefsîr ”, 4731. Ġbn Abbas yoluyla gelmektedir.

175

58

Yüce Allah Cebrâil‟e “ona: „Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz‟ de” diye vahyetmiĢtir.

Rivâyet Ġbn Ebî Hâtim‟den nakledilmektedir.176

Taberânî rivâyetinde, Cebrâil‟in ona gelmesi gecikmiĢ, Cebrâil‟e bu durum söylenildiğinde onun „Sizler misvak kullanmaz, tırnaklarınızı kesmez, bıyıklarınızı kesmez ve parmak diplerini ve boğumlarını temizlemezken nasıl ineriz?‟ dediği

zikredilmiĢtir.177

Ġbn Ebî Hâtim rivâyeti de bu minvalde gelmektedir. Kıraat âlimlerinin Duhâ sûresinin baĢından itibaren tekbir getirmenin münasebetine dair

zikrettikleri olay Duhâ sûresinde nakledilmiĢtir. ġöyle ki, Rasûle vahyin geliĢi gecikip belli bir süre vahiy kesildikten sonra melek gelerek Duhâ sûresini vahyedince o da

sevinç ve neĢe ile tekbir getirmiĢtir.178

Cebrâil‟in Rasülüllah‟a gelmesi gecikince bir kadının ya da müĢriklerin “Ģeytanın seni terketti” demeleri, peygamberin vahyin kesiliĢine üzülmesi ve sonrasında Duhâ sûresinin (Rabbin seni terketmedi, sana darılmadı) inmesiyle ilgili değiĢik ayrıntılarla farklı rivâyetler nakledilmiĢtir. Ġmam Ahmed‟in rivâyetinde, Hz. Peygamber‟in hastalanması sebebiyle bir ya da iki gece teheccüt namazına kalkamadığından bahsedilmektedir. Bir kadının gelerek, „Ey Muhammed, gördüğüm kadarıyla Ģeytanın seni terketmiĢ bulunuyor‟ demesi üzerine Yüce Allah‟ın “Andolsun kuĢluk vaktine, örtüp bürüdüğünde geceye ki Rabbin seni terk de etmedi, sana darılmadı da”

buyruklarını indirdiği zikredilmiĢtir.179

Cebrâil‟in Resûlullah‟a gelmesi gecikince müĢrikler Muhammed‟e veda edildi, demiĢler, bunun üzerine Yüce Allah “Andolsun kuĢluk vaktine, örtüp bürüdüğünde geceye ki Rabbin seni terk de etmedi, sana darılmadı da” buyruklarını indirmiĢtir.

Rivâyet Müslim‟den nakledilmektedir.180

Resûlullah‟a atılan bir taĢ onun parmağına isabet edince o Ģöyle demiĢti: “Sen ancak kanayan bir parmaksın. Allah yolunda bununla karĢılaĢtın.” Rivâyetin devamında

176 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 5: 249; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 7: 69. Ġkrime‟den rivâyet edilmiĢtir. 177

Ġbn Kesîr, Tefsîr, 5: 249; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 7: 68-69; Taberânî, Kebîr, 11: 431 (12224). Rivâyet Ġbn Abbas yoluyla gelmektedir.

178 Tefsîr‟in tahkikini yapan Abdürrezzak el-Mehdî, senedi olmadığı için bu rivâyetin asılsız olduğunu belirtmektedir.

179

Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 424; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 12: 173; Ahmed, 4: 312. Rivâyet Esved b. Kays-Cündüb kanalıyla bize ulaĢmaktadır. Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ġbn Ebî Hâtim ve Ġbn Cerîr değiĢik rivâyet yollarıyla rivâyet etmiĢlerdir.

180 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 424; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 12: 173; Müslim, “Cihad”, 1797 (114); Tirmizî, “Tefsîr ”, 81 (3345). Rivâyet Süfyan b. Uyeyne- Esved b. Kays- Cündüp kanalıyla gelmektedir.

59

Resûlullah‟ın iki ya da üç gece teheccüd namazına kalkamadığı, bu sebeple bir kadının ona Ģeytanının kendisini terkettiğini söylediği belirtilmektedir. Bunun üzerine: “Andolsun kuĢluk vaktine, örtüp bürüdüğünde geceye ki Rabbin seni terk de etmedi, sana darılmadı da” âyetleri nâzil olmaktadır. Bu rivâyet Ġbn Ebî Hâtim‟den

aktarılmaktadır.181

Ġbn Kesîr burada zikredilen kadının Ebû Leheb‟in karısı Ümmü Cemîl olduğunun söylendiğini belirtmiĢtir. O rivâyetin akabinde metni tenkit etmiĢ, Resûlullah‟ın elinin kanamasının gece teheccüde kalkamayıĢına ve bu sûrenin iniĢine sebep olarak zikredilmesinin garip bir durum olduğunu ifade etmiĢtir.

Hz. Hatice nebîye „Gördüğüm kadarıyla Rabbin seni terketmiĢ bulunuyor‟ demiĢ. Bunun üzerine Yüce Allah‟ın Duhâ 1-3 buyruklarını indirdiğine dair gelen rivâyet ise

Taberî‟den nakledilmektedir.182

Taberî‟den nakledilen bir diğer rivâyette ise Cebrâil‟in Resûlullah‟a gelmesi oldukça gecikince Allah Resûlü‟nün ileri derecede sabırsızlandığı bildirilmiĢtir. Bunun üzerine Hatice „Ben senin bu kadar sabırsızlandığını gördüğüm için Rabbinin sana darıldığını görüyorum‟ demiĢtir. “Andolsun kuĢluk vaktine, örtüp bürüdüğünde geceye ki Rabbin

seni terk de etmedi, sana darılmadı da” sûresi bunun üzerine inmiĢtir.183

Ġbn Kesîr rivâyetlerin akabinde yaptığı değerlendirmede burada zikri geçen iki Taberî rivâyetinin de mürsel olduğunu belirtmiĢtir. Onun rivâyetin sonunda yaptığı değerlendirmede hadiste Hatice‟nin adının zikredilmesinin sebebinin muhtemel ki hadisin bütün lafızlarının korunmaması ya da Hatice‟nin bu sözleri üzüntü ve kederini anlatmak için söylediği Ģeklinde yorumladığı görülmektedir. Bu yorum kanaatimizce de isabetli görünmektedir. Zira biraz önce bahsi geçen rivâyetler de de belirtildiği üzere KureyĢ‟ten bir kadının bu sözleri sarfettiği anlaĢılmaktadır.

Aralarında Ġbn Ġshak‟ın da bulunduğu bir grup Selef âlimine göre, Cebrâil bu sûreyi Resûlullah Abdah‟ta bulunurken Allah‟ın kendisini yaratmıĢ olduğu gerçek sûretinde ona görünüp kendisine yukarıdan aĢağıya yaklaĢıp, sarktığı zaman “Kuluna

181

Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 424; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 12: 173; Buhârî, “Cihad ve‟s-siyer”, 2802; Müslim, “Cihad”, 1796. Esved b. Kays ve Cündüb kanalıyla gelmektedir. Rivâyetin senedinin sahih, fakat bu lafızla garip olduğu ifade edilmiĢtir. Buhârî ve Müslim bu hadisi Ģiiri zikretmeksizin tahriç etmiĢlerdir. (Muhakkik dipnot bilgisi).

182

Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 424; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 12: 173-175; Taberî, 24: 486. Rivâyet Abdullah b. ġeddâd kanalıyla gelmektedir. Senedindeki Ġbn ġeddâd‟ın tâbiînden olması dolayısıyla rivâyetin zayıf (mürsel) olduğu ifade edilmiĢtir.

183 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 424; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 12: 174; Taberî, 24: 487. Rivâyeti HiĢâm b. Urve babasından aktarmıĢtır.

60

vahyettiklerini vahyetti” (Necm 53/10) buyruğunda ifade edildiği üzere vahyetmiĢtir. “Ona bu sûreyi Duhâ sûresinin âyetleri olarak vahyetti” demiĢlerdir. Ġbn Abbas‟ın Avfî‟den nakli ise vahyin birkaç gün kesilmesi üzerine Resûlullah‟ın rahatsız olması, müĢriklerin de “Rabbi kendisini terketti, ona darıldı” demeleri üzerine bu âyetlerin

inmiĢ olduğu bilgisidir.184

“HiçbirĢey hakkında sakın „ben bunu mutlaka yarın yapacağım‟ deme” buyruğunda, Kehf sûresinin baĢ tarafında zikredildiği gibi Resûlullah‟ın Kehf ashâbının kıssası kendisine sorulunca inĢallah demeden “size yarın cevap vereceğim” dediği ve onbeĢ gün süreyle vahyin gecikmesiyle kendisine bu durumun hatırlatıldığı ifade edilmiĢtir. Burada müellif nüzûl sebebi olarak sûrenin baĢında yer alan Ġbn Ġshak‟ın Ġbn Abbas rivâyetine atıf yapmıĢtır. Bu husus Kehf 23-24. âyetlerin tefsirinde sözkonusu

edilmektedir.185 Bu rivâyetin tamamını KureyĢliler‟in Medine‟deki Yahudilerin yanına

gitmesi bahsinde zikredeceğiz. Değerlendirme

Bu bölümde anlatılan bilgilere göre Hz. Muhammed‟e Cebrâil vasıtasıyla ilk defa vahiy gelmiĢ, bu vahiy onu ziyadesiyle heyecanlandırmıĢ ve ürkütmüĢtü. Zira Cebrâil‟i aslî sûretinde görmüĢtü. Onun ilk vahyi almasıyla beraber korkarak Hz. Hatice‟nin yanına gitmesi ve kendisini örtmesini istemesi, ardından da Hz. Hatice‟nin Ģefkatle onu teselli eden sözleriyle Hz. Peygamber‟in rahatlaması hadisesi siyer kaynaklarında anlatılan meĢhur bir hadise olmuĢtur. Daha sonra Hz. Hatice onu amcaoğlu Varaka b. Nevfel‟e götürmüĢ, Varaka da ona gelenin vahiy olduğunu söylemiĢ ve ileride yurdundan çıkarılacağını bildirmiĢtir. Ayrıca burada zikredilen rivâyetlerde vahyin Resûlullah‟a hangi yollardan geldiği, o esnada Resûlullah‟ın yaĢadıklarının sahâbenin dilinden anlatılması, ayrıca vahyin kesildiği dönemlerde Resûlullah‟ın yaĢadığı zorluk ve vahyin gecikme sebepleri gibi hususlar ele alınmıĢtır.

2.4. Mekke Döneminde Tebliğ ve Yansımaları