• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: MEKKE DÖNEMĠYLE ĠLGĠLĠ SĠYER RĠVÂYETLERĠ

2.3. Risâlet Sonrası Vahiy Süreci

2.3.1. Vahyin BaĢlangıcı ve Ġlk Nâzil Olan Âyetler

Ġbn Kesîr, vahyin baĢlangıcıyla ilgili Alak sûresinin tefsirinde naklettiği Ġmam Ahmed rivâyetinde uzun bir Ģekilde Ģu bilgileri vermektedir. Vahiy Resûlullah‟a ilk olarak sadık rüya Ģeklinde gelmiĢtir. Gördüğü her bir rüya mutlaka sabah aydınlığı gibi ortaya çıkmıĢtır. Sonra Resûlullah‟a yalnız kalmak sevdirildi. Bu yüzden o yanına gereken yiyecekleri de alarak Hira‟da birkaç gece ibadete çekilmiĢ, azığı bittiğinde eve dönüp azığını tazeledikten sonra tekrar Hira‟ya dönmüĢtür. Bir gün Hira mağarasında melek kendisine gelmiĢ, üç defa takati kesilinceye kadar sıkarak ona “oku” demiĢ, Hz. Peygamber de okuma bilmediğini söylemiĢtir. Melek üçüncü defada Alak sûresinin ilk âyetlerini okumuĢtur. Hz. Muhammed ürpermiĢ bir halde Hatice‟nin yanına dönerek kendisinin örtülmesini istemiĢtir. Bu korkulu hali geçince yaĢadıklarını Hatice‟ye anlatmıĢ ve kendisine zarar geleceğinden korktuğunu ifade etmiĢtir. Hatice ise ona Ģu cevabı vermiĢtir: Asla! Müjde sana Allah‟a yemin olsun ki Allah seni ebediyen mahcup etmez, çünkü sen akrabalık bağını gözetir, doğru konuĢur, yolda çaresiz kalana binek verir, misafire ikram eder, musibetlere karĢı yardımcı olursun.

Rivâyetin devamında Hatice onu alıp amcaoğlu Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay‟ın yanına götürmüĢtür. Varaka‟nın câhiliye döneminde Hristiyanlık dinine girmiĢ birisi olup, Ġncil‟in bazı bölümlerini Arapça olarak yazan, yaĢlanmıĢ ve gözlerini kaybetmiĢ biri olduğu belirtilmiĢtir. Varaka Hz. Muhammed‟i dinleyince, ona bunun Mûsâ‟ya indirilenle aynı olduğunu, kavminin onu yurdundan çıkaracağı vakit onun yanında olmak istediğini ifade etmiĢtir. Resûlullah da “Onlar beni dıĢarı mı çıkaracaklar?” Ģeklinde ĢaĢkınlığını ifade etmektedir. Varaka onun getirdiğini getiren her bir kiĢiye mutlaka düĢmanlık yapıldığını ve o güne yetiĢirse bütün gücüyle ona yardım edeceğini dile getirmektedir. Bir süre sonra ise Varaka vefat etmiĢtir.

Vahiy de bir süre kesintiye uğramıĢ, Resûlullah da buna aĢırı üzüldüğünden dolayı defalarca dağların tepelerinden kendisini aĢağıya atmak istemiĢtir. Rivâyette kendisini aĢağı atmak için bir dağın tepesine çıktığı her seferinde meleğin ona görünerek “Ey Muhammed, sen gerçekten Allah‟ın Resûlüsün” dediği, böylece Resûlullah‟ın sükûn

153 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 1: 502; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 2: 39. Rivâyet Ġkrime ve Ġbn Abbas yoluyla rivayet edilmiĢtir.

52

bularak geri döndüğü ve vahyin kesilmesi her uzadığında aynı iĢi yapmaya kalkıĢtığı,

Cebrâil‟in de ona görünerek aynı sözleri söylediği dile getirilmektedir.154

Bu son bölümü dıĢında rivâyetin Buhârî ve Müslim‟in naklettiği sahih bir rivâyet olduğu, son bölümünün ise Zührî‟nin ilave edilmiĢ sözleri olduğu ifade edilmiĢtir.

Cebrâil‟in Resûlullah‟a ilk geliĢinde ona Allah‟a sığınarak “euzu besmele”yi söylemesini emretmesi üzerine Resûlullah‟ın euzu besmeleyi söylediği, sonra da Cebrâil‟in ona Alak sûresinin ilk âyetlerini okuduğu nakledilmektedir. Rivâyetin sonunda Abdullah b. Abbas bu sûrenin, Allah‟ın Cebrâil diliyle Hz. Muhammed‟e indirdiği ilk sûre olduğunu bildirmiĢtir. Sözkonusu bu rivâyet Fatiha sûresinin tefsirinde Taberî‟den nakledilmiĢtir. Ġbn Kesîr, senedinde zayıflık ve gariplik olması dolayısıyla bu rivâyetin garip olduğunu söylemekte, bilinmesi gerekliliğinden dolayı bu hadisi

eserinde naklettiğini belirtmektedir.155

Müellifin vahyin geliĢiyle ilgili bilgileri ihtiva eden rivâyetleri Müddessir sûresinin ilk âyetlerinin tefsirinde zikrettiği görülmektedir. Buhârî‟nin rivâyetinde, Kur‟ân‟dan ilk inen buyruğun Müddessir ve Alak sûresinin ilk âyetlerinden hangisi olduğuna dair bilgi verilmektedir. Resûlullah Hira‟da kalıĢını tamamlayınca sağına, soluna, önüne ve arkasına bakmıĢ, hiçbirĢey görememiĢtir. BaĢını kaldırdığında bir Ģey görmüĢ ve hemen Hatice‟nin yanına giderek kendisini örtmelerini ve soğuk su dökmelerini söylemiĢtir. Sonra: “Ey örtünüp bürünen, kalk, artık uyar ve yalnız Rabbini yücelt” buyrukları nâzil

olmuĢtur.156

Câbir‟in verdiği haberde Resûlullah vahyin iniĢine ara verilmesinden (fetretü‟l-vahy) bahsederken yürürken semadan bir ses iĢittiğini, gözünü semaya kaldırdığında ise kendisine Hira‟da gelen meleğin sema ile arz arasındaki bir kürsi üzerinde oturduğunu anlatmaktadır. O meleği görmek sûretiyle korkusundan düĢtüğünü ve Hatice‟nin yanına gidip kendisini sarmalamasını istediğini beyan etmektedir. Bunun üzerine Yüce Allah‟ın: “Ey örtünüp bürünen. Kalk artık, uyar” buyruğunu “uzak dur” buyruğuna kadar indirdiği, sonrasında vahyin sıklaĢarak arka arkaya inmeye devam ettiği ifade

154 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 436-437; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 12: 195-197; Ahmed, 6: 232-233. Rivâyet Urve ve Hz. ÂiĢe kanalıyla gelmektedir. Müellif hadisin Zührî yoluyla Sahîhayn‟da yer aldığını, yazdığı Buhârî Ģerhinde hadisin senet, metin ve mânâ yoluyla izahını yaptığını vurgulamaktadır.

155 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 1: 113; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 1: 141-142; Taberî, 1: 113. Rivâyet Ġbn Abbas yoluyla gelmektedir.

156 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 261; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 11: 450; Buhârî, “Tefsîr ”, 4922. Yahya b. Ebî Kesîr yoluyla nakledilmektedir. Tercih edilen rivâyetin bir sonraki rivâyet olduğu ifade edilmektedir.

53

edilmektedir. Sözkonusu bu rivâyet Müslim‟den nakledilmiĢtir.157 Ġbn Kesîr, Buhârî‟nin

lafzıyla zikrettiği bu anlatımın mahfuz olduğunu ifade eder. Onun değerlendirmesine göre bu anlatım vahyin bundan önce de inmiĢ olmasını gerektirmektedir. Cebrâil‟in Alak 1-5. âyetleri indirmesinden sonra bir fetret dönemi ortaya çıkmıĢ, bundan sonra melek bir daha inmiĢtir. Ġbn Kesîr bu hususta gelen rivâyetleri cem„ (telif) ederek, bu sûrenin vahyin fetret döneminden sonra ilk nâzil olan sûre olduğunu beyan etmektedir. Ġmam Ahmed‟in Müsned‟inde geçen Câbir b. Abdullah rivâyeti de bu rivâyete benzer

bir rivâyet olarak nakledilmiĢtir.158

Velîd b. Mugīre KureyĢ kabilesine bir yemek ikram etmekte, yemeklerini yedikten sonra KureyĢ‟e Muhammed hakkında ne dediklerini sormaktadır. Bazıları, sihirbazdır, derken diğer bazıları kâhindir, bazıları da Ģairdir, demekte, onun bir kısmı da onun sihirbaz, kâhin ya da Ģair olmadığını söylemektedir. Kimileri de, bu öncekilerden nakledilen bir sihirdir, demektedir. Sonunda hepsi onun nakledilen bir sihir olduğu üzerinde görüĢ birliğine varmıĢlardır. Bu husus Hz. Peygamber‟e ulaĢınca bundan dolayı üzülmüĢ, baĢını örtmüĢ ve elbiselerine örtünüp, bürünmüĢtür. Bunun üzerine Yüce Allah da: “Ey örtünüp bürünen, kalk, artık uyar ve yalnız Rabbini yücelt. Elbiseni temizle, pisliklerden uzak dur. Çok görerek minnet etme, Rabbin için sabret”

buyruklarını indirmiĢtir. Rivâyeti Taberânî tahriç etmiĢtir.159

2.3.2. Hz. Muhammed‟in Varaka Bin Nevfel Ġle GörüĢmesi

Ġbn HiĢâm‟ın Sîret‟inden Varaka b. Nevfel‟in Hz. Peygamber‟e ulaĢıp ona iman etmesi hadisesi nakledilmektedir. Varaka bir grup arkadaĢıyla Hanîf dinini aramak üzere ġam diyarına yolculuğa çıkmıĢtır. Yahudilerin ona „Allah‟ın gazabından nasibini almadan aramıza giremezsin‟ demeleri üzerine onun „Ben zaten Allah‟ın gazabından kaçıyorum‟ Ģeklinde cevap verdiği belirtilmektedir. Hristiyanların da aynı sözü söylemesi üzerine onun bunu yapamayacağını söylediği, sonrasında da fıtratı üzere yaĢamaya baĢlayarak putlara tapmaktan ve müĢriklerin dininden uzak durduğu, Yahudi veya Hristiyanlık dinine de girmediği bilgileri verilmektedir. ArkadaĢlarının ise o vakit onları hakka

157 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 261-262; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 11: 450; Buhârî, “Tefsîr ”, 4926; Müslim, “Ġman”, 161. Rivâyet Ġbn ġihâb ve Ebû Seleme yoluyla nakledilmektedir.

158

Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 262; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 11: 450-451; Buhârî, “Bed‟ül-halk”, bab no yok (3238); “Tefsîr ”, 4926; Müslim, “Ġman”, 161; Ahmed, 3: 325.

159 Ġbn Kesîr, Tefsîr, 8: 262; Ġbn Kesîr, İbn-i Kesîr Tefsîri, 11: 451; Taberânî, Kebîr, 11: 125 (11250); Heysemî, Mecma„, 7: 131. Rivâyet bize Ġbn Abbas yoluyla ulaĢmaktadır. Fakat senedindeki Ġbrahim b. Yezîd adlı râvinin metruk olmasından dolayı rivâyetin zayıf olduğu ifade edilmiĢtir.

54

yahudilerden daha yakın buldukları için Hristiyanlık dinine girip hristiyan oldukları ifade edilmektedir. Rivâyette onlar arasında Varaka bin Nevfel‟in de bulunduğu ve nihâyet Allah‟ın onu gönderdiği peygambere ulaĢtırdığı ve onun da bulduğu vahye iman ettiği zikredilmektedir. Rivâyet Fatiha sûresi 7. âyetin tefsirinde sözkonusu

edilmektedir.160

Ġmam Ahmed‟in Müsned‟inde geçen rivâyette, nebî (s.a.v.) Varaka b. Nevfel‟e Cebrâil‟in ilk defa kendisine inmesi olayını anlattığında, Varaka‟nın “Oh oh bu Mûsâ‟ya gelen nâmûstur. KeĢke o vakit ben gücü kuvveti yerinde birisi olsaydım” demiĢti. Daha önce Alak sûresinde bahsedilen bu rivâyette, Hatice‟nin Hz. Muhammed‟i kendisine götürdüğü amcaoğlu Varaka b. Nevfel, onun yurdundan çıkarılacağını, zira onun getirdiklerini getiren her adama mutlaka düĢmanlık yapıldığını bildirmiĢtir. Rivâyette ona yetiĢirse kendisine destek olacağını ifade etmektedir. Müellif Ahkāf sûresi 29-32. âyetlerin tefsirinde zikrettiği bu rivâyetin Buhârî ve Müslim‟de yer

aldığını belirtmektedir.161