• Sonuç bulunamadı

Uzay merakı, bilinen en gelişmiş medeniyet olan Sümerliler dönemine kadar uzanmaktadır. Yapılan ilk gözlemler araçsız olarak yıldızları izleme yöntemi ile 3000 yıl önce gerçekleşmiştir. Modern dönem uzay araştırmaları, bilim ve mühendisliğin gelişmesi ile birlikte 1608’de Hollandalı mercek ustası Hans Libbershey’in teleskopu geliştirmesi sonucu, araç kullanarak uzayı yakın gözlem yoluyla başlamıştır. Bilim insanları, roket biliminin gelişmesi ile Dünya dışına çıkış yaparak uzayı daha yakından incelemenin yollarını aramış ve uzaya erişimin ilk adımları 20. Yüzyıl’da geliştirilen roketler ile atılmıştır.

Bu çalışmalar, Soğuk Savaş Dönemi ABD-SSCB rekabetinin bir parçası olmuş bir güç unsuru ve uluslararası bir prestij alanı olarak Uluslararası İlişkiler disiplininde yer almıştır. Roket biliminin kurucusu olarak bilinen Rus bilim insanı Konstantin E. Tsiolkovskiy sıvı yakıtlı roketlerin yer çekimi kuvvetine karşı yükselmesinin teorik çalışmalarını yapmış uzay istasyonu, uzay boşluğuna çıkış için basınç odaları gibi fikirleri üretmiş ve yaptığı çalışmalarla SSCB uzay çalışmalarının arkasındaki isim olmuştur.

Rus uzay biliminin kısa sürede gösterdiği ilerlemeler Tsiokovskiy’nin çalışmaları ile gerçekleşmiştir. Çağdaşlarından roketlerin babası olarak bilinen ABD’li fizik profesörü Robert H. Goddard, ilk sıvı yakıtlı roketleri geliştiren isim olarak uzay biliminin ABD’deki öncüsü olmuştur. Hermann J. Oberth ise Alman roket biliminin kurucusu olmuş ve Almanya’nın II. Dünya Savaşı’nda kullandığı ilk uzun menzilli V2 roketlerinin yapımında yer almış savaştan sonra ABD’ye giderek çalışmalarına devam

16

etmiştir. Çağdaş olan bu üç isim farklı ülkelerde ayrı ayrı yaptıkları çalışmalarla uzay biliminin temellerini atmışlar ve insanlığı uzaya taşımışlardır.

Savaşın ardından iki kutuplu sistemde öne çıkan ülkeler ABD ve SSCB kendi uzay programlarını oluşturmuş ve çalışmalara başlamıştır. SSCB Sputnik-1 uydusunu 1957’de yörüngeye göndererek ilk hamleyi yapmış “uzay yarışını” ve “uzay çağını” başlatmıştır (Preston, Johnson, Edwards, Miller ve Shipbough, 2002). ABD ise ilk uydusu Explorer-1’i 1958’de uzaya başarılı bir şekilde göndermiştir. Her iki ülkenin de ilk uyduları uzaya göndermekte başarılı olması ile uzay rekabeti hız kazanmıştır. Mars’a uzay aracı gönderme, Ay’a erişim, insanlı uzay uçuşları, gezegen keşif programları ve daha birçok uzay programları hazırlanmıştır.

İlk uydunun uzaya gönderilmesinden bir ay sonra SSCB’nin Sputnik-2 uzay aracı ile Laika isimli köpek uzaya giden ilk canlı olmuştur fakat Laika uzaydan canlı olarak dönememiştir. Üç yıl aradan sonra SSCB 1960 yılında gönderilen Sputnik-5 ile uzaya giden iki köpeği canlı geri getirmeyi başarmıştır. Bu çalışma insanlı uçusun önündeki en büyük sorun olan uzayda canlı kalabilmeyi ve gidip geri dönebilmenin mümkün olduğunu göstermiştir. Bu sayede 1961’de insanlı ilk uzay uçuşunu gerçekleştiren ülke SSCB olmuş Vostok-1 uzay aracı ile uzaya giden ilk insan Yuri Gagarin Dünya çevresinde 108 dakika dolaşmıştır.

ABD ise rakibinden yaklaşık bir ay kadar kısa bir süre sonra ilk insanlı uçuşunu gerçekleştirmeyi başarmıştır. ABD Başkanı J. F. Kennedy aynı yıl Ay’a insanlı ve güvenli uçuş yapmayı hedeflediğini duyurmuş ve bu hedef 1969’da ABD’li Astronot Neil Armstrong’un Ay’a ayak basması ile gerçekleşmiştir. 1965’te Rus kozmonot Aleksei Leonov ilk uzay yürüyüşünü yaparken aynı yıl Fransa uzay çalışmalarına başlamış ve ilk uydusu Asteriks’i yörüngeye göndermiştir. Ay’a atılan ilk adımdan sonra ABD ve SSCB Ay’a, yörüngeye ve diğer gök cisimlerine birçok keşif ve araştırma araçları göndermiştir.

1970’lerin başlarında ise yörünge destekli iletişim ve navigasyon uyduları kullanılmaya başlanmış iletişim uyduları gelişmiş ve 1980’lerde TV yayınları ile birlikte günlük hayata girmiştir. 1960’lı yılların sonuna doğru iki ülke arasındaki yarış diğer gezegenlere ulaşmak ve bir uzay istasyonu kurma çalışmaları ile devam etmiştir. Mars’a yönelik her iki ülkede de birçok başarısız deneme yapmış 1976’da Viking-1 uzay aracı ile Mars’a başarılı şekilde ulaşan ilk ülke ABD olmuştur. SSCB ise bu yarışta rakibinin önüne geçebilmek için Mars’a insanlı bir uçuş yapması veya bir ulusal

17

bir uzay istasyonu kurması yönünde yeni bir hedef belirledi. Böylelikle daha az maliyetli ve daha gerçekleşmesi mümkün olan uzay istasyonu inşa etme çalışmalarına ağırlık vermiştir.

SSCB’nin ilk uzay istasyonu Salyut-1 1971’de yörüngeye oturtulmuş ve yaklaşık 10 gün sonra ilk mürettebat uzay istasyonuna gönderilmiştir. Ancak ilk mürettebat uzay aracına kenetlenememiş ve tekrar Dünya’ya dönmüştü. İkinci mürettebat ise 6 Haziran’da gönderilmiştir. Bu uzay istasyonu uzayda uzun süreli kalıcı konaklamanın ilk başarılı örneği olarak tarihi bir önem taşımaktadır.

ABD ise ilk uzay istasyonu kurma çalışmasına rakibi ile aynı yıllarda başlamış ve Skylab uzay istasyonunu 1973’te yörüngeye göndermiştir. Her iki ülke de ilk denemelerinde bir istasyon kurma, istasyona insan gönderme ve çalışmalar yapma konusunda başarılı olmuşsa da bu istasyonlar kısa ömürlü olmuştur (4-5 ay). Uzun ömürlü ilk uzay istasyonu SSCB tarafından inşa edilen MİR uzay istasyonudur. Mir’in inşasına 1986’da başlanmış ve 10 yılda tamamlanmıştır. 5 yıl görev yapan istasyonun 2001 yılında görev süresi dolmuştur.

Yumuşama döneminde ABD ve SSCB arasında işbirliği adımları atılmış ortak uzay çalışmaları yapılması ve rekabete son verilmesi için 1975’te ilk ortak uzay çalışması Apollo-Soyuz testi gerçekleşmiş ve ortak bir uzay istasyonu kurulması planlanmıştır. Ancak daha sonra her iki ülke uzay çalışmalarına yalnız devam etmiştir. MİR uzay istasyonu SSBC tarafından inşa edilmiş ve SSCB’nin dağılışının ardından Rusya öncülüğünde ABD ve Avrupa ülkeleri ile ortak çalışmalar yapılmış Uluslararası Uzay İstasyonu’nun bir ön çalışması olarak hizmet vermiştir. Uluslararası uzay istasyonu fikri ancak Soğuk Savaşın bitmesi ile gerçekleşmiş ve inşasına 1998’de başlanan Uluslararası Uzay İstasyonu ABD, Japonya, Rusya Kanada ve Avrupa Uzay Ajansı’nın katılımı ile 2011’de tamamlanmıştır.

Yörüngeye gönderilen uydular ile 1980’lerde Antarktika üzerinde ozon tabakasındaki delik keşfedilmiş, orman yangınları, doğal afetler vb. uzaydan fark edilmiştir. Uzay çalışmalarının diğer bilim dallarına, askeri alanda, teknoloji ve iletişim alanına katkıları ile uzay çalışmalarının cazibesi artmış bireysel ve ortak çalışmalarla diğer ülkelerde uzayda yerini almaya başlamıştır. İlk uydunun gönderilmesinden 1986’ya kadar 26 uydu uzaya erişmiş fakat 1990’lar sonrası katılan ülke sayısı ve uzay biliminin ilerlemesi ile uzayda uydu sayısı ve araç sayısı hızla artmıştır.

18

Günümüzde 2.000 civarında uydu yörüngede bulunmakta ve 69 ülke bireysel ya da ortak çalışmalarla uzay çalışmalarını yürütmektedir. Uydu sahibi olma sıralamasında kayıtlı olan 830 uydu ile ABD ilk sırada yer almakta iken 2000’den sonra uzay çalışmalarına hız veren Çin 280 uydusu ile 147 uyduya sahip Rusya’yı geride bırakarak ikinci sıraya yerleşmiştir. Bu uyduların; 846 tanesi ticari, 302 askeri, 279 karma, 38 devlet, 145 sivil olarak kullanımdadır. Uyduların kullanım amaçları ve sayıları dikkate alındığında ticari ve askeri uydular daha fazla kullanılmaktadır. Bu durum bize uyduların ekonomi ve savunmada ki önemini göstermektedir.

Benzer Belgeler