• Sonuç bulunamadı

B- BARUTHANENĠN KURULUġU

1- Uygun Yer ArayıĢı

Baruthanenin kurulması için önce uygun bir yer bulunması gerekiyordu. Baruthane kurulacak yerle ilgili pek çok kriter vardı: Her Ģeyden önce daha fazla ve daha kaliteli barut üretmek için su gücüyle çalıĢan çarkların yapılması gerekiyordu. Bu sebeple yaz kıĢ yeterli suyu bulunan bir yere ihtiyaç vardı. Bu yer, hammadde ve barut nakliyatının yapılabilmesi için deniz ya da karayolu ağı üzerinde olmalıydı. Ayrıca barut, üretimi ve depolanması zor bir madde olduğu için üretim yapılacak yerde çalıĢacakların ve üretim mahali civarında meskûn bulunanların can güvenliğinin temini Ģarttı. Uygun yer seçilirken özellikle yangın tehlikesi ve patlama tehlikesi göz önünde bulundurulmalıydı.

Osmanlı döneminde Ġstanbul, zaman zaman büyük yangınlarla harap oldu. Ġstanbul çok kez yangın felaketi yaĢadı. Bu yangınlardan sadece birinin yarattığı yıkım bile müstakil eserlere konu olabilecek niteliktedir179

. Mesela, 16 Za 1070 (24 Temmuz 1660)‟ta Ahi Çelebi Camii yakınlarında tütün içen birinin neden olduğu yangında yangından kaçan 100.000‟den fazla kiĢi At Meydanına sığınmak

176 BOA. MAD. 3992, s. 264-266; 7647, s.84-85; RaĢid Mehmed Efendi, Tarih, II, s. 441-442;

Defterdar Sarı Mehmed PaĢa, Zübde-i Vekayiat, s. 648; Erdoğan, Ġstanbul Baruthaneleri, s.122- 124; Gölen, Baruthane, s. 29-31; Ġnciciyan, Ġstanbul, s. 94.

177 20 R 1208/25 Kasım 1793, BOA. C.BLD. 3433. 178

Ahmed Asım, Tarih, I, s. 49-51; Kethüda Said Efendi, Tarih, s. 77-78; Halil Nuri, Tarih, v.73a- 75a.

179 Eremya Çelebi Kömürciyan, “Eremya Çelebi‟nin Yangınlar Tarihi”, çev. H. D. Andreasyan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, 27, Ġstanbul 1973, s. 59-84.

61 mecburiyetinde kalmıĢtı. Mehmed Halife‟nin bildirdiğine göre bu yangında 2.700 kiĢi ölmüĢtür. 120 saray, 100‟den fazla mahzen, 360 cami, 40 hamam ve sayısı belirtilmeyen bazı medreseler, mescitler, hanlar yanmıĢtır180

.

1788 yılında Ġstanbul‟a gelen Ġspanyol elçilik heyeti kaptanı Federico Gravina‟nın duyduklarından hikâye ettiğine göre, 16 Haziran 1782 tarihinde Ġstanbul‟da çıkan yangında 18.000‟den fazla ev yanmıĢtı. Aynı yılın 22 ağustosunda çıkan baĢka bir yangın, 3 gün 4 gece sürmüĢ, 60.000‟den fazla ev yanarak kül olmuĢtu.181

. Muhtemelen yine aynı yangınların yıkımından bahseden Venezzüelalı General Miranda‟ya inanırsak yangınlardan önce 800.000 kadar olan Ģehrin nüfusu, yangınlardan sonra 600.000‟lere kadar düĢmüĢtür182

.

Ġtalyan Büyükelçiliği tercümanı bir Ermeni, Ģehrin yangınlar karĢısındaki kırılganlığı bilinmesine rağmen evlerin yinede ahĢaptan yapıldığını ifade etmekteydi183.

Bu örneklerden de anlaĢıldığı gibi Dersaadet‟in yangınlara karĢı aczi defaatle tecrübe edildi. Bu yüzden muhtemel yangınları önlemek için gereken tedbirler alınmalıydı.

Ġstanbul, yangınlar yanında pek çok kez de baruttan kaynaklanan patlamalara Ģahit oldu. ġehir içinde barut mahzeni veya baruthane bulunmasının sebep olabileceği felaket, yaĢanan çok acı vakayla tecrübe edilmiĢtir. Ġstanbul‟da Ģehir içindeki baruthanelerde zaman zaman yıldırım düĢmesinden ya da kazara üretim araçlarının ateĢ almasından mütevellit yangınlar/patlamalar meydana gelebiliyordu. Yangınlarda/patlamalarda can kayıpları yanında ciddi maddi hasarlar da oluyordu.

180 Mehmed Halife, Tarih-i Gılmanî, hzl. Ertuğrul Oral, Marmara Üniversitesi Türkiyat

AraĢtırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı BasılmamıĢ Doktora Tezi, Ġstanbul 2000, s. 77-81. Yine benzer bir anlatım için bkz. Kevork Pamukciyan, “Ġstanbul‟da 1660 Yangını Hakkında Yeni Vesikalar”, İstanbul Yazıları, Ermeni Kaynaklarından Tarihe

Katkılar-I, Aras Yayınları, Ġstanbul 2002, s. 92; Kevork Pamukciyan, “Meğrili Patrik Istepanos‟un

1660 Yangını Tasvirnamesi”, İstanbul Yazıları, Ermeni Kaynaklarından Tarihe Katkılar-I, Aras Yayınları, Ġstanbul 2002, s. 99.

181 Federico Gravina, İstanbul‟un Anlatımı, çev. Yıldız Ersoy Canbolat, Yapı Kredi Yayınları,

Ġstanbul 2008, s. 67-69.

182 1786 yılında Ġstanbul‟a dair intibalarını aktaran Venezuelalı General Miranda, dönemin

yangınları hakkında ilginç bilgiler vermektedir. Fuat Carım, Venezuelalı General Miranda‟nın

Türkiyeye Dair Hatıratı-Yazar ve Seyyah Jean Chardin‟in Anlattığı Kalp Para Ticareti-Comp de Césy Dördüncü Murad Tarafından Atanan Fransız Elçisi, Berksoy Matbaası, Ġstanbul 1965, s.56. 183 Cosimo Comidas De Carbognano, 18. Yüzyılın Sonunda İstanbul, Ġtalyanca ve Latince aslından

62 Osmanlıların fethettikleri yerlerdeki kargir ve sağlam binaları silah ya da barut deposu olarak kullandıkları bilinmektedir. Atina Kalesindeki Minerva Tapınağı (Parthenon)184 ve Aya Ġrene Kilisesi185 Osmanlılar tarafından bu amaçla kullanılmıĢ binalardandır. Ancak modern öncesi dönemde kargir ve büyük yapıların çoğu ibadet amacıyla inĢa edildiğinden bu yapıların büyük çoğunluğu meskun mahaldedir. YerleĢim yerlerindeki büyük kargir binaların barut deposu olarak kullanılması zaman zaman bazı felaketlere de neden oldu. Bunlardan biri At Meydanı‟nda (bugün Sultan Ahmed Camii‟nin bulunduğu yerde)186

Güngörmez Kilise olarak adlandırılan ve Ġstanbul‟un fethinden sonra barut deposu olarak binadaki patlamadır. Patlamanın tarihi hakkında kaynaklarda farklı tarihlerin verildiği görülmektedir. Kaynaklarda 894 senesi (1489)187, 895 senesi (1490)188, 895 senesi muharrem ayı189, 22 ġaban 895, 24 temmuzda (10 Temmuz 1490)190 gibi farklı tarihler zikredilmektedir. Siyah bir bulutun ardından Ģiddetli bir yağmur baĢlamıĢ, peĢpeĢe düĢen yıldırımlardan bazı binalar harap olmuĢ, bu yıldırımlardan biri de Güngörmez Kilise‟ye isabet etmiĢtir. Yıldırım düĢmesiyle meydana gelen büyük patlamada Güngörmez Kilise paramparça

184 Elızabeth Lady Craven, A Journey, s. 256.

185 Aya Ġrene Kilisesi silah deposu olarak kullanılmıĢtır. FeldmareĢal Helmuth Von Moltke, Moltke‟nin Türkiye Mektupları, çev. Hayrullah Örs, Remzi Kitabevi, Ġstanbul 1969, s. 132. 186 Hâfız Hüseyin b. Ġsmâil Ayvansarayî, Hadîkatü‟l-Cevâmi„, II, s. 86.

187 Hicrî 894 yılı Ģaban ayını refere eden bir kaynak için bkz. Anonim Zikr-i Müluk-ı Âl-i Osman,

hzl. Meral Pekmezci, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 1988, s. 148; yine 22 ġaban 894 tarihi için bkz. Muhyiddin Cemâlî, Tevârih-i Âl-i Osman, hzl. Hasan Hüseyin Adalıoğlu, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 1990, s. 113.

188

BOA. MAD. 3992, s.264-266; 7647, s. 84-85; BOA.A.E. II. Mustafa, 3034; ÂĢıkpaĢa-zâde,

Tevârih-i Âl-i Osman, Âli Beğ NeĢri, Matbaa-i Âmire, Ġstanbul 1332, s. 239-240; ÂĢıkpaĢa-zâde, Tevârih-i Âl-i Osman, Âli Beğ NeĢri, Matbaa-i Âmire, Ġstanbul 1332, s. 239-240; Die Altosmanischen Anonymen Chronyken (Anonim Tevârih-i Âl-i Osman), NĢr. Firedrich Giese,

Tıpkıbasım Kısmı, Leipzig 1925, s. 165-166. Karaçelebi-zâde Abdülaziz Efendi, Ravzatü‟l-Ebrâr, Mısır-Bulak 1248, s. 392.

189 Hâfız Hüseyin b. Ġsmâil Ayvansarayî, Hadîkatü‟l-Cevâmi„, II, s. 86.

190Hoca Sadeddîn Efendi, Tâcü‟t-Tevârîh, II, Ġstanbul 1279-1280, s. 65; Solak-zâde Mehmed

Hemdemi, Solak-zâde Tarihi, Ġstanbul 1297, s. 303; Lütfi PaĢa, Tevârih-i Âl-i Osman, Matbaa-i Âmire, Ġstanbul 1341, s. 199; MüneccimbaĢı Ahmed Dede, Câmiü‟d-Düvel (II. Bayezid ve Yavuz

Sultan Selim Deviri), hzl. Nuri Ünlü, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ġslâm

Medeniyeti ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Ġslâm Tarihi Bilim Dalı BasılmamıĢ Doktora Tezi, Ġstanbul 1990, s. 21; Mehmed b. Mehmed Er-Rûmî (Edirneli), Mehmed b. Mehmed Er-Rûmî

(Edirneli)‟nin Nuhbetü‟t-Tevârih ve‟l-Ahbâr‟ı ve Târîh-i Âl-i Osmân‟ı (Metinleri ve Tahlilleri),

hzl. Abdurrahman Sağırlı, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı BasılmamıĢ Doktora Tezi, Ġstanbul 2000, s. 113.

63 olmuĢ; bazı kaynaklara göre yaklaĢık 4.000-5.000191, bazı kaynaklara göre ise 5.000-

6.000192 kiĢi hayatını kaybetmiĢtir.193.

Bu patlama doğulu ve batılı bazı tarihçilerin eserlerinde bahsedilen bir konu oldu194.

Bu patlamada gerçekten bu kadar kiĢi ölmüĢ olabilir mi? Verilen ölü sayısına güvenebilir miyiz? Dahası ölüler tek tek sayılmıĢ olabilir mi? ġüphesiz verilen rakamlar biraz abartılı görünüyor. Ölülerin tek tek sayılmıĢ olması da zayıf bir ihtimaldir. O günün Ģartları göz önünde bulundurulduğunda halkın günümüz insanı kadar gürültüye ya da Ģiddetli patlama seslerine alıĢık olmadığı muhakkaktır. Bu sebeple günümüzde olsa daha az korku uyandıracak bir patlamanın o gün için daha fazla korkuya sebep olması mümkündür. Patlamanın yağmurun çok az yağdığı, ĢimĢeğin nadiren gözlemlendiği yaz aylarında, tüm Ģehir uykudayken sabaha karĢı meydana gelmesi, korkunun Ģiddetini artırmıĢ olmalıdır. Ancak bunun yine de büyük bir patlama olduğu ve pek çok insanı öldürdüğü bir gerçektir.

191

BOA. MAD. 3992, s. 264-266; 7647, s. 84-85; Oruç Beğ, Tarih s. 145-146; Anonim Tevârih-i

Al-i Osman, Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Nu: 1272, v. 9b; Tevârih-i Âl-i Osman, hzl. Ahmet

Akgün, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 1988, s. 60-61, Anonim Tevârih-i Âl-i Osman, hzl. Ali Birbiçer, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 1989, s. 154-155; Mustafa Karazeybek, Tevârih-i Âl-i Osman, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 229; Anonim Osmanlı Kroniği (1299-1512), hzl. Necdet Öztürk, Türk Dünyası AraĢtırmaları Vakfı Yayınları, Ġstanbul 2000, s. 136; Anonim

Tevârîh-i Âl-i Osman (1481–1512), hzl. Faruk Söylemez, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü BasılmamıĢ Doktora Tezi, Kayseri 1995, s. 146–147; Karaçelebi-zâde Abdülaziz Efendi,

Ravzatü‟l-Ebrâr, s. 392; Sarkis Sarraf Hovhannesyan, Payitaht İstanbulu‟nun Tarihçesi, çev.

Elmon Hançer, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Ġstanbul 1997, s. 44; P.Ğ. Ġnciciyan, XVIII. Asırda

İstanbul, Tercüme ve TahĢiye Eden Hrant D. Andreasyan, Ġstanbul 1956, s. 157–158.

192 Muhyiddin Cemâlî, Tevârih, s. 113; Hâfız Hüseyin b. Ġsmâil Ayvansarayî, Hadîkatü‟l-Cevâmi„,

II, s. 86; Karaçelebi-zâde Abdülaziz Efendi, Ravzatü‟l-Ebrâr, s. 392.

193 Hoca Sadeddîn Efendi, Tâcü‟t-Tevârîh, II, s. 65-66; Solak-zâde Mehmed Hemdemi, Tarih, s.

303; Ġbn Kemâl, Tevârîh-i Âl-i Osmân VIII. Defter (Transkripsiyon), hzl. Ahmet Uğur, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1997, s. 120–122; Baron Joseph Von Hammer Purgstall, Devlet-i

Osmaniyye Tarihi, çev. M. Ata, IV, Ġstanbul 1335, s. 23. Hammer bir baĢka eserinde yıldırım

düĢmesini hikâye etmekle birlikte yıldırımın düĢtüğü yer olarak Aziz Euphemia Kilisesini belirtmekle ve tarihini 896 olarak ifade etmekle yanlıĢ bir bilgi vermektedir. Baron Joseph Von Hammer Purgstall, Ġstanbul ve Boğaziçi, çev. Senail Özkan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2011, s. 252, 336-337.

194 Safevî tarihçisi Hasan-ı Rumlu da eserinde konuya değinmiĢtir. Ancak yıldırımın düĢtüğü yeri

Tophane olarak zikretmiĢtir. Bkz. Hasan-ı Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, çev. Mürsel Öztürk, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2006, s. 592; Hartmann Schedel, Liber chronicarum, Nürnberg 1493, s. CCLVII (257). Yine patlama Avusturyalı tarihçi Hammer‟in eserinde de iĢlenen bir konu olmuĢtur. bkz. Hammer, Tarih, IV, s. 23.

64 Diğer bir patlama da 16 Ca 907 (27 Kasım 1501) tarihinde Galata‟da meydana gelmiĢtir. Galata karĢısındaki bir kaleden Vezir Mesih PaĢa, Galata Kadısı ve Ģehremini nezaretinde gemiler için güherçile çıkartılırken gökyüzü aniden kararmıĢ ve yağmur baĢlamıĢtır. Bir yıldırımın kaleye isabet etmesiyle meydana gelen patlama, Galata Kadısı‟nın ve Mesih PaĢa‟nın ölümüne neden olmuĢtur195

.

Ok Meydanı‟ndaki baruthanede 25 L 1004 (22 Haziran 1596) tarihinde barut üretimi sırasında barutun alev alması neticesinde meydana gelen patlamada ise müthiĢ bir sesle her yer inlemiĢ, birkaç baruthane çalıĢanı ölmüĢtür. Patlamanın gündüz meydana gelmesi yangının hemen söndürülmesini kolaylaĢtırmıĢtır196

. Vardar Kalesi‟nde receb 1005 (mart 1597) tarihinde Ģiddetli bir yağmurun ardından 1300 kantar top barutuna yıldırım isabet etmesiyle meydana gelen patlamayla kaledeki toplar denize savrulmuĢ, kale büyük oranda harap olmuĢ, hatta tekrar inĢa edilmesini gerektirecek derecede yıkılmıĢtır197

.

Baruthanelerde muhtemel patlamaların sebep olabileceği can kaybı ve yıkım Evliya Çelebi‟nin de dikkatinden kaçmamıĢtır. Evliya Çelebi, Kâğıthane Baruthanesi çarklarının ve destezenlerinin barutu ezerken çıkardığı dehĢetli sesi gök gürültüsüne benzetmiĢ, baruthaneye ĢimĢek düĢmesiyle muhtemel bir patlamanın kendini korkuttuğunu belirtmiĢtir198

.

195 Oruç Beğ, Tarih, s. 214; Gelibolulu Mustafa Âli, Künhü‟l-Ahbâr, Dördüncü Rükn, I,

Tıpkıbasım, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2009, v. 148a-148b; Solak-zâde Mehmed Hemdemi, Solak-zâde Tarihi, Ġstanbul 1297, s. 314.

196

“kıyâmet-mehîb sadâ ile ayyûka zerrâta karışdı.” Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i Selânikî, II, hzl. Mehmet ĠpĢirli, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1999, s. 614-615.

197 Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i Selânikî, II, hzl. Mehmet ĠpĢirli, Türk Tarih Kurumu

Yayınları, Ankara 1999, s. 676. Buna benzer patlama havadisleri belgelere de yansımıĢtı. Saray ġehrinde iç kaleye isabet eden bir yıldırım neticesinde kale içindeki barutun patlaması neticesinde Topçu YüzbaĢısı Ahmed Ağa yıkıntılar altında kalarak ölmüĢtü. 7 C 1251 (11 Ekim 1834), BOA.

HAT. 586/28828-K. 198

“Sene (…) tarihinde bu „aynü‟l-hayât kenârında bu Bâyezid-i Veli inşâ itmiştir. Ba„dehu

Süleymân Hân kargir binâ idüp üzerine kurşun örtmişdir. Ammâ kargir kubbe değildir. Cebehane ocağından barudcıbaşısı ve kethüdası ve çavuşları ve iki yüz neferâtları vardır. Bu kârhane içre yüz „aded tuç havanlardır kim her biri onar kantar gelir tuç havânlardır. Ve gûnâ-gûn çarhları vardır kim görmeğe muhtâçdır. Takrîr ile fehm olunmaz. Nehr üzere çarhları ve dollâbları vardır. Nehrin bendlerin açub dollâblar devrân itdükçe içerde çarhlar dönüp kırk ellişer vakiyye demir desteler darb idüp havân içre barudu döğüb cümle hüddâmlar ağaçlar ile karışdırmakdadırlar. Allâhümme „âffinâ, demir al havana dokunursa âteş çıkub cümle huddâmları tayr-ı ebâbil gibi hevâya perrân giderler. Bir muhâtıra yerdir. Temâşasına dahi hüsn yokdur ve bu çarhlar dest- zenlerin tarabından ra„d-var bir sadâ hâsıl olur kim âdemin magazı lerzân olur. Ammâ „ibretnümâ temâşâgâh serden-geçdidir. Hemân „arif olan genyakdan temâşâ idüp Kâğıthâne tekyesinde cân sohbeti ide.” Evliya Çelebi, Seyahatname, I, s. 207.

65 Nitekim Ģevval 1047 (Ģubat 1638)‟de Çelebi‟nin korktuğu olmuĢ, Kâğıthane Baruthanesinde 20 kantar barutun ateĢ almasıyla meydana gelen patlamayla baruthanenin çatısı uçmuĢ, 6 kiĢi ölmüĢ, 10 kiĢi de yaralanmıĢtır199

.

II. Viyana kuĢatmasının ardından baĢlayan Osmanlı-Venedik SavaĢı sürerken Yunanistandaki Osmanlı kuvvetlerini ablukaya alan Venedik kuvvetleri 26 Eylül 1687 tarihinde bir top atıĢıyla barut deposu olarak kullanılan Minevra Tapınağını/Parthenonu infilak ettirmiĢlerdir200. AĢağıda bu olayın Fanelli tarafından

resmedilmiĢ hâli görülmektedir201

:

Resim 4: Venedik Topçusunun Parthenon’a Ġsbet Eden Güllesi Sonucunda Meydana Gelen Patlama

Osmanlı kaynaklarının kaydettiği büyük patlamalardan biri de ġehremini Baruthanesinde meydana gelmiĢtir. Osmanlı‟da kalyonların yapılmasıyla (889/ 1484/1485) tüketilen barut miktarı da artmıĢtır. Gelibolu, Ġzmir ve Selanik Baruthaneleri barut ihtiyacını karĢılayamayınca ġehremini Baruthanesinde üretime devam edilmiĢtir. 1110 (ekim 1698)‟de baruthane çarklarının hararetinden 310 kantar

199

BOA.MAD. 3992, s. 264-266; 7647, s. 84-85; Hammer, Tarih, IX, s. 237.

200 Theodor E. Mommsen, “The Venetians in The Athens and Destruction of The Parthenon”, American Journal of Archeology, Vol. 45/ Nu. 4, 1941, s. 544-556

66 barut tutuĢarak alev almıĢ ve çıkan yangın neticesinde 7 personel ölmüĢ, 22 beygir de telef olmuĢtur. Baruthanede, Edirnekapı ve Silivrikapı gibi uzak yerlerden dahi hissedilecek büyüklükte patlamalar meydana gelmiĢtir. Patlamalardan mütevellid sarsıntılarda Ördek Kasap, Müneccim Sadi, Deniz Abdal ve Sarrac Doğan Mahallerindeki 425 ev yıkılmıĢ, Fatih Camii‟nin camları kırılmıĢtır.

Bu son felaketten ders alınarak baruthanenin meskûn mahal dıĢında (sur dıĢında) bir yere yapılması kararlaĢtırılmıĢtır. Yeterli miktarda suyu bulunması, bunun su gücüyle çalıĢan çarkları döndürülebilecek nitelikte olması ve Ģehrin dıĢında bulunması gibi sebeplerle Kâğıthane Baruthanesinin tamir edilerek faaliyete geçirilmesi düĢünülmüĢtür. Ancak bu bölgenin bahar ve yaz mevsimlerinde mesire alanı olarak kullanılması, mesire eğlencelerinde kullanılan tüfekler sebebiyle can güvenliği bulunmaması ve etrafa sıçrayacak bir ateĢin baruthaneye ulaĢarak yeni bir yangına sebebiyet verebileceği endiĢesiyle bu fikirden vazgeçildi.

Daha önce baruthane için uygun yer arandığına ve Marmara Denizi kenarında bulunan Yedikule yakınlarındaki Ġskender Çelebi Bahçesi, sel sularının toplandığı derenin suyu çok olmasa bile baruthanenin su ihtiyacını karĢılayabilecek nitelikte olması, meskûn mahal dıĢında bulunması, deniz kenarında olması, gerekli mühimmat ve diğer malzemenin kayıklarla taĢınmasına elveriĢli olması sebebiyle tercih edildiğine değinilmiĢti202. Bu mahallin inĢaat alanı olarak tercih edilmesinde baruthane ihtiyacını karĢılayacak kadar birikinti suya sahip olması ve deniz kenarında olmasından dolayı hammadde-barut nakliyesinin kolaylığı etkili olmuĢtur. Ayrıca Ģehir dıĢında olması nedeniyle muhtemel bir patlamada can kaybını aza indirmek ya da insan yerleĢiminden kaynaklı bir nedenden ötürü meydana gelebilecek patlamalara engel olma düĢüncesinin etkili olduğu anlaĢılmaktadır.

Bu konuyla ilgili 21 Ra 1110 (27 Eylül 1698) tarihinde kaleme alınan hükümle bostancıbaĢı, mimarbaĢı ve barutçubaĢı eski baruthanenin yanan kısımlarına ait

202 BOA.MAD. 3992, s. 264-266; 7647, s. 84-85; RaĢid Mehmed Efendi, Tarih, II, s. 441-442;

Defterdar Sarı Mehmed PaĢa, Zübde-i Vekayiat, s. 648, Erdoğan, İstanbul Baruthaneleri, s.122- 124; Gölen, Baruthane, s. 29-31; Ġnciciyan, İstanbul, s. 94.

67 tahkikat yapmakla, yeni baruthanenin inĢası için gerekli malzemeyi ve bunların miktarını tespitle, keĢfin yapılmasıyla görevlendirildiler203

.

1707 ağustosunda Gelibolu Baruthanesi havanlarından çıkan bir kıvılcım, mahzendeki barut stoklarına sıçrayınca yaklaĢık 600 kadar çalıĢan ölmüĢ, baruthane binalarının yarısından fazlası da yıkılmıĢtır. Bu patlama sırasında 143 kantar barut, 1.500 okka güherçile, 3.700 okka kükürt, 7.500 okka kükürt ve 1 kükürt beygiri telef olmuĢtur204. ġehirde çok büyük bir yıkıma neden olduğu için baruthanenin Ģehir

dıĢına taĢınmasına karar verilmiĢtir.

Ġstanbul Baruthanesi yapıldıktan kısa bir süre sonra bu baruthanenin Ģehir dıĢında inĢa edilmesi gereği daha iyi anlaĢılmıĢtır. Zira 24 Ağustos 1707 tarihinde Ġstanbul Baruthanesinde meydana gelen bir patlamada 8 çalıĢan ölmüĢ, baruthane binalarından bazılarının duvarları yıkılmıĢtır205

.

Ġstabul Baruthanesinde 1736 yılında çıkan bir yangında 4 çark ve baruthanenin mermer dibekleri tahrip olmuĢtur. Yangından sonra yapılan keĢifle 426 kuruĢluk harcamayla gereken tamiratın yapılabileceği anlaĢılmıĢtır206

.

III. Selim de Ġstanbul‟da çıkabilecek yangından endiĢeleniyordu. Kendinin çok önem verdiği kaliteli barut üretilip üretilmediğini yerinde denetlemek amacıyla bizzat tebdil-i kıyafet gezdiği biliniyordu. Benzer Ģekilde kaymakam paĢa da üretilen barutun iyi olup olmadığını denetlemek için perĢembe gününün tatil olmasını fırsat bilerek tebdil-i kıyafet baruthaneye gitme isteğini kendisi Ģu gerekçeyle reddetmiĢtir: “Kâimakâm Paşa ba„zen nezâret itmek elzemdir gidesin lâkin yarın ben Büyükdereye

203

22 Za 1110/22 Mayıs 1699, MAD. 3992, s. 264-266; 7647, s. 84-85; BOA. A.E. II. Mustafa, 3034; RaĢid Mehmed Efendi, Tarih-i Raşid, II, Ġstanbul 1282, s.441-442; Zübde-i Vekayiat, s. 648, Erdoğan, İstanbul Baruthaneleri, s.122-124; Gölen, Baruthane, 29-31; Ġnciciyan, İstanbul, s. 94. Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye, III, Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi Kültür ĠĢleri Daire BaĢkanlığı Yayınları, Ġstanbul 1995, s. 1190-1191.

204 RaĢid Mehmed Efendi, Tarih, s. 225. Kazanın tarihi hakkında bu kaynakta herhangi bir tarih

belirtilmemiĢtir. Gelibolu Baruthanesiyle ilgili bir çalıĢmada kazanın 1707 ağustosunda olmasının muhtemel olduğuna dair kuvvetli delillere ulaĢılmıĢtır. Ġbrahim Sezgin, Gelibolu Baruthanesi:

Fiziksel Gelişim, Üretim, Finansman, Tübitak Araştırma Destek Programları Başkanlığınca Desteklenmiş Proje, Proje Nu: 109K420, Edirne 2012, s. 15-16.

205 “İsâbet-i ateş bâ-baruthâne-i İskender Çelebi; mâh-ı mezbûrun [Rebiülahir] yigirmi beşinci günü İstanbul kurbunda İskender Çelebi Bağçesi nâm mahalde vâ„ki baruthane havanlarından birine bikazâenallah-ı te„âlâ bir şerâre isâbet itmekle barut zûrundan cem„î ebniyesinin der u divârı berâber hâk u „ameleden sekiz nefer-i bî-çâre helâk oldı” RaĢid Mehmed Efendi, Tarih, III,

s. 232.

68

gideceğim biniş ile, sen de oraya gitsen İslambol hâlî kalur, mazallâh-u te„âlâ Allâh itmesün ihrak olur ise siz de yok ben de yok nasıl olur cum„aertesi ya pazar gidesin”207 .

Yeni baruthane Ģehir dıĢında bir yere taĢındıysa da yangınlar devam etmiĢtir. Nitekim 20 S 1206 (19 Ekim1791) gecesi kazaen çıkan bir yangın, Baruthâne-i Amire müĢtemilatından barutçubaĢı dairesi ve neferatın kaldığı dairelerin ahĢap olması sebebiyle hızla yayılmıĢtır. Ağakapısındaki kasr, sur dıĢında olduğu için yangın buradan fark edilememiĢtir. Yangın haberi Yedikule‟deki sekbanbaĢıya ulaĢınca, sekbanbaĢı hemen baruthaneye koĢmuĢtur. Baruthaneye vardığında yangının söndürüldüğü anlaĢılmıĢtır. Baruthane mahzenleri barutla doluydu. Erken müdahaleyle muhtemel bir felaket önlenmiĢtir. Ġki tulumbacı, yangına daha yakından müdahale edebilmek için çıktıkları çınar ağacının kırılmasıyla yaralanmıĢlardır. Yangın neticesinde baruthane içinde ahĢap bina bulunmasının mahzurları anlaĢıldığından baruthanede ahĢap bina yapılmaması onun yerine kargir yapı tercih edilmesi gerektiğine dair hüküm verilmiĢtir208

.

Osmanlı Devleti, bizzat yaĢayarak edindiği tecrübeler yanında komĢu devletlerde meydana gelen benzer patlamalardan da haberdardı. Özellikle Azadlu Baruthanesi kurulmadan Venedik Korfu ġehri baruthanesinde meydana gelen patlama neredeyse bir Ģehrin tamamına yakınının yıkımıne sebep olmuĢtu209. Benzer

207

BOA. HAT. 195/9727.

208

Mehmed Edib Efendi, Mehmed Edib Efendi‟nin Hayatı ve Tarihi, hzl. Ali Osman Çınar, MarmaraÜniversitesi Türkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü Tarihi Anabilim Dalı Yakınçağ Türk Tarihi Bilim Dalı BasılmamıĢ Doktora Tezi, Ġstanbul 1999, s. 248. Baruthanelerde zaman zaman meydana gelen yangınlar hakkında oldukça çok belge bulunmaktadır. Ġstanbul Baruthanesi için örnek olarak bkz. 14 Ra 1206 (9 Ocak 1792), BOA. C.BLD. 681; BOA. HAT. 1401/56479; Azadlu Baruthanesi için bkz. BOA.HAT. 262/15142; BOA. HAT. 652/31849; BOA. Y..PRK.ASK. 100/42; Azadlu Baruthanesinde yangınlardan ders çıkarılarak kargir bina yapımı baĢta olmak üzere bir dizi tedbir alınması kararlaĢtırılmıĢtı. Bkz. BOA. Y..PRK.ASK. 143/100. Ġstanbul Baruthanesinde