• Sonuç bulunamadı

Usame Bin Ladin’in Ünlü Fetvası;

“ Sivil ya da asker Amerikalıları vurmak her Müslüman için farzdır ”.

23 Şubat 1998'de Londra'da Arapça yayınlanan El Kudüs El Arabi gazetesinde Şeyh Usame Bin Muhammed Bin Ladin, Mısır Cihad Örgütü Lideri Ayman El Zevahiri, Mısır İslami Cihad Örgütü Lideri Ebu Yasir Rifa'i Ahmed Taha, Pakistan Cemiyet-ül Ulema Yöneticisi Şeyh Mir Hamza ve Bangladeş Cihad Hareketi Lideri Fazlul Rahman'ın, 'Dünya İslam Cephesi' adı altında kaleme almış oldukları fetva yayınlandı. 'Haçlılara ve Yahudilere karşı cihad' çağrısı yapan fetvanın önemli bölümleri şöyledir:

"Yedi yıldır ABD, İslam'ın en mukaddes topraklarının bulunduğu Arap Yarımadası'nı işgal ediyor, zenginliklerini sömürüyor, yöneticileri elinde oynatıyor, halkını tehdit ediyor, komşuları terörize ediyor ve buradaki üslerini komşu Müslüman ülkelere saldırı amacıyla kullanıyor.

Amerikalılar yalnızca ekonomik ve dini nedenlerle Müslümanlara savaş açmış değiller, aynı zamanda küçük Yahudi devletine hizmet ediyor ve Kudüs'ün işgali ile orada Müslümanların katlini de gizlemeye çalışıyorlar.

Amerikalıların işlediği tüm bu suç ve günahlar Allah'a, onun Peygamberine ve Müslümanlara karşı açık bir savaş ilanıdır. Ve İslam tarihi boyunca ulema, düşmanın Müslüman ülkeleri yok etmeye çalışması durumunda cihadın kişisel bir farz olduğunda birleşmişlerdir.

Bundan hareketle ve Allah'ın emrine uygun olarak tüm Müslümanlar için geçerli olmak üzere şu fetvayı çıkartmış bulunuyoruz: El Aksa Camii ve Mekke'yi işgalden kurtarmak ve ordularını İslam topraklarından söküp atmak için, -ister sivil, ister asker olsunlar- Amerikalıları ve onların müttefiklerini, hangi ülkede mümkünse orada öldürmek, her Müslüman için farzdır.

Biz Allah'ın rızasıyla, Allah'a inanan ve onun tarafından ödüllendirilmek isteyen her Müslümanı, ele geçirdikleri her yerde ve her zaman Amerikalıları öldürmeye ve paralarına el koymaya çağırıyoruz. Aynı zamanda Müslüman alimleri, liderleri, gençleri ve askerleri, ABD şeytanının ordularına ve şeytanın işbirlikçilerine saldırılar düzenlemeye; bunların arkalarındaki güçleri ortaya çıkarmaya ve onlara unutamayacakları bir ders vermeye çağırıyoruz " (http://www.kimkimdir.gen.tr/ kimkimdir.php?id=937 e.t.04.11.2004 ).

İKİNCİ BÖLÜM

11 EYLÜL SALDIRISI

2. 11 Eylül Saldırısı ve Küreselleşen Terör

2. 1. 11 Eylül Günü Yaşananlar

11 Eylül günü her şey olağan başlamıştı. Saat 8.00’a yaklaşırken Doğu yakasından California’ya gitmek üzere 4 ayrı yolcu uçağı birbirinden 15 dakika arayla havalandı. Uçaklardan ilki United Airlines’a ait 175 sayılı Boeing 767’ydi ve saat 07.58’de Bostondaki Logan Havaalanından Los Angeles’a gitmek üzere havalandı. Uçakta 9 uçuş personeliyle birlikte 56 yolcu bulunuyordu. Yolculardan beşi hava korsanıydı (Gökdağ, 2001: 19). İkinci kalkan uçak 11 sayılı American Airlines’a ait Boeing 767’ydi ve Boston Havaalanından Los Angeles’a hareket etti. Uçakta 11 personel, 81 yolcu bulunuyordu. Yolculardan beşi hava korsanıydı. Üçüncü uçak New York’un Newark Havaalanından saat 08.01de havalandı ve United Airlines’a aitti. 93 sayılı Boeing 757’nin varış noktası San Francisco’ydu. Uçakta 7 personel ve 38 yolcu vardı. Yolculardan dördü hava korsanıydı. Dördüncü uçak Washington Dulles Havaalanı’ndan kalktı. 77 sefer sayılı Boeing 757 Los Angeles’a gidiyordu. American Airlines’a ait uçakta 6 personel, 53 yolcu ve 5 hava korsanı bulunuyordu (Gökdağ, 2001:20).

Saat 08.45’den itibaren her şey birdenbire değişti ve artık uluslararası ilişkiler için yeni bir aktör doğuyordu. Wall Street yakınlarında biri 414 diğeri 417 metre yüksekliğinde, 50.000 kişinin çalıştığı, 104 asansörlü ve günde yaklaşık 200 bin kişinin ziyaret ettiği ikiz kulelere ilk saldırı düzenlenmek üzereydi. Saat 08.45 de 11 sayılı American Airlines’a ait uçak Dünya Ticaret Merkezinin kuzey kulesinin 80 ile 85. katları arasına çarptı. Bu şok gelişme ; “A.B.D.’de inanılmaz kaza şeklinde” medya tarafından halka duyurulurken 09.06 da on binlerin gözleri önünde ve birçok televizyon tarafından canlı yayın sırasında 175 sayılı United Airlines’a ait uçak Dünya Ticaret Merkezi’nin güney kulesine çarptı. ABD Başkanı George W.Bush bu sırada Saratosa’da bir ilkokul ziyaretindeydi.

ABD yetkilileri, halkı ve tüm dünya bu haberlere şaşkınlıkla izlerken bir diğer haber Pentagon’dan geldi ve saat 09.40 American Airlines’a ait 77 sayılı uçak Pentagon’a girdi. 10.00 da Dünya ticaret merkezinin güney kulesi çöktü. Ülkede en yüksek alarm, yani “savaş alarmı” verildi ve tüm uçuşlar iptal edildi, Meksika ve Kanada sınırları kapatıldı, uluslararası uçuşlar Kanada’ya yönlendirildi, okullar tatil edildi (Sever-Kılıç, 2001: 22) . Medya aracılığıyla halka duyurulan başta Beyaz Saray ve Senato olmak üzere Washington’daki bütün resmi binaların muhtemel bir terörist saldırı ihtimali sebebiyle boşaltıldığı, güvenlik güçlerinin alarma geçtiği ve tüm uçakların en yakın havaalanlarına inmeye zorlandığıydı (Gökdağ, 2001: 27). Saatler 10.25’i gösterirken Washington’daki Dışişleri Bakanlığı binası önünde bombalı bir araba patladı (Sever, 2001: 21). 10.29 da Dünya Ticaret merkezinin kuzey kulesi çöktü. Ünlü Fransız düşünür Jean Baudrillard’ın “New York merkez, kendi dışında kalan tüm Amerika ve dünyanın diğer yerleri ise bir taşraydı” sözünü bakarak söylediği ikiz kulelerin yerinde artık sadece bir toz bulutu bulunmaktaydı (Sever-Kılıç, 2001: 19).

Saldırılar ilk başta Filistinli bir örgüt tarafından üstlenildiği yolundaki haberin Filistinli yetkililer tarafından reddedildiği açıklandı (Gökdağ, 2001: 25). Daha sonraki gelişme ise uçmakta olan bir yolcu uçağı ile bağlantı kurulamadığı şeklindeydi. 10.42 de bu bağlantı kurulamayan uçağın Pittsburg yakınlarındaki boş bir araziye düştüğü haberi verildi ki bu uçak 93 sayılı United Airlines’a ait uçaktı.

11 Eylül sabahı Florida da okul ziyaretinde saldırıdan haberdar edilen başkan Bush, Güvenlik gerekçesiyle Washington’a uzunca bir süre gidemedi ve Ulusal Güvenlik Konseyi de toplanamadı. ABD Başkanı güvenlik gerekçesiyle, Nebraska eyaletinde özel güvenlik sistemleriyle Stratejik Hava Kuvvetleri Karargahının bulunduğu askeri üste koruma altına alındı.