• Sonuç bulunamadı

Uluslararasılaşma Kavramı ve Uluslararasılaşma Nedenleri

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 56-62)

İKİNCİ BÖLÜM: İHRACAT KAVRAMI

bir süre sonra uluslararası pazarlara açıldığında uluslararasılaşmış işletme özelliği kazanır (Erkutlu & Eryiğit, 2001). Ancak, kuruluşları itibarıyla uluslararası doğan işletmeler de mevcuttur.

Uluslararasılaşma, literatürde kademeli ve yenilikçi bir süreç olarak kabul edilmektedir. Buna göre uluslararasılaşma sürecinde ilk kademe ihracat; son kademe ise doğrudan yatırımlar olarak öne çıkmaktadır (Ulaş, 2009).

Küresel rekabetteki artış, işletmelerin uluslararasılaşmalarını zorunlu hale getirmektedir. İşletmelerin kar elde etme, devamlılığını sağlama, satışlarını artırma gibi pek çok ana ve alt amaçları işletmeleri uluslararasılaşmaya teşvik etmektedir. Dunning (2008)’e göre işletmelerin dış pazarlara açılma isteğinin nedenleri, verimlilik, yeni bir kaynak, stratejik varlık veya yeni bir pazar arayışıdır.

İşletmeleri uluslararasılaşmaya yönelten birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin her biri tek başına ya da diğer faktörlerle birlikte etkili olabilmektedir.

Literatürde bu faktörler, proaktif faktörler (çekici faktörler) -reaktif faktörler (itici faktörler) olarak anılmaktadır (Czinkota, Ronkainen, & Moffet, 2011; Hollensen, 2011).

Proaktif faktörler, içinde bulunulmayan pazarın sunacağı avantajları; reaktif faktörler ise içinde bulunulan pazarın özelliklerini temsil etmektedir. Diğer bir ifade ile proaktif faktörleri olan işletmeler kendi istekleri ile uluslararasılaşırken; reaktif faktörleri olan işletmeler mecbur kaldıkları için uluslararasılaşırlar.

Tablo 2.1.’de işletmeleri uluslararasılaşmaya yönelten proaktif ve reaktif faktörler çeşitli çalışmalardan uyarlanarak gösterilmiştir.

Tablo 2.1. İşletmeleri Uluslararasılaşmaya Yönelten Proaktif ve Reaktif Faktörler

PROAKTİF

FAKTÖRLER REAKTİF FAKTÖRLER

Kâr ve Büyüme Hedefi Rekabet Baskısı

Özgün Ürünler Aşırı Üretim/Kapasite

Teknolojik Avantaj Beklenmedik Siparişler

Vergi Avantajı Satışlarda Azalma

Ölçek Ekonomisi Pazarın Doyması

Ayrıcalıklı Bilgi Ticaret Engellerinin Azalması

Yönetimin İsteği Baskıcı Politikalar ve Yasal Engeller

Teşvikler/Yardımlar Dış Ticaret Politikası

Düşük Maliyetler Vergi Maliyeti

Yüksek Satış Potansiyeli Riski Çeşitlendirme

Kaynak: Ulaş (2009: 12); Czinkota, Ronkainen, & Moffet (2011: 430) ve Hollensen (2011: 51)’in çalışmalarından uyarlanmıştır.

İşletmeler, bu faktörlere göre uluslararasılaşma veya mevcut pazarla yetinme gibi kararlar vermektedir (Ulaş, 2009; Czinkota, Ronkainen, & Moffet, 2011; Hollensen, 2011). Bu faktörlerin uluslararasılaşma kararına etki derecesi, işletmenin hangi ülkede ve hangi sektörde faaliyet gösterdiğine göre değişecektir.

Proaktif Faktörler

• Kar ve Büyüme Hedefi: Proaktif faktörler içerisinde kâr ve büyüme hedefi, uluslararasılaşmada işletmelerin birçoğu için en önemli faktördür. İşletme yönetimi, uluslararası pazarlarda gerçekleştireceği satışları daha yüksek kâr marjı veya daha fazla ek kar elde etmek için potansiyel bir kaynak olarak görebilir.

• Özgün Ürün ve Teknolojik Avantaj: Özgün ürün veya teknolojik avantaj uluslararasılaşma için teşvik edici olabilmektedir. Uluslararası pazarlarda benzeri olmayan bir ürün üretiyor olmak veya rakiplerinin sahip olmadığı teknolojiye sahip olmak uluslararası pazarda önemli ölçüde rekabet avantajı sağlayabilecektir.

• Vergi Avantajı: İşletmenin yer aldığı ülkede vergilerin yüksek olması, işletmenin faaliyetlerini dış pazarlara taşımasına neden olabilmektedir.

• Ölçek Ekonomisi: Uluslararası faaliyetler işletmelerin üretimlerini artıracağından işletmeler ölçek ekonomisinden yararlanarak üretim ve dağıtım maliyetlerini azaltabileceklerdir.

• Ayrıcalıklı Bilgi: Dış pazarlar veya piyasa ile ilgili bazı bilgilere sahip olmak da işletmelerin uluslararasılaşmaları için teşvik edici bir faktör olabilmektedir.

Bu bilgiler, özel bağlantılar, derinlemesine araştırmalar veya sadece içgörüler yoluyla elde edilebilir.

• Yönetimin İsteği: Girişimci özelliklere sahip, iş birliğine önem veren, yeni iş ilişkileri kurabilen veya var olan iş ilişkilerini geliştirebilen üst düzey yöneticiler işletmeyi uluslararasılaşmaya zorlayabilir.

• Teşvikler/Yardımlar: Özellikle gelişmekte olan ve yeni teknolojilere ihtiyaç duyan ülkeler, ülkeye yabancı yatırım çekmek için çeşitli kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kapsamda ülke yönetimlerinin sundukları çeşitli teşvik ve yardımlar işletmelerin bu pazarlara girmesini sağlayabilir.

• Düşük Maliyetler: İşletmeler rekabet avantajı sağlamak için hammadde, işgücü vb. maliyetlerin daha düşük olduğu ülkelerde yatırım yapabilmektedir.

• Yüksek Satış Potansiyeli: İşletmelerin dış pazarlara yatırım yapmaları konusunda en çekici faktörlerden biri yatırım yapılacak ülkenin geniş bir pazara sahip olması ve dolayısıyla yüksek satış potansiyeli bulunmasıdır.

Reaktif Faktörler

• Rekabet Baskısı: İşletmeler mevcut pazar payları üzerinde rakip firmaların baskılarının artması sonucu mevcut pazar paylarını kaybedecekleri endişesi ile uluslararası yatırımlara yönelebilmektedir.

• Aşırı Üretim/Kapasite: Bulunduğu pazardaki talepten daha fazla üretim kapasitesine sahip olan veya daha fazla üretim yapan ve stok fazlası ürünü bulunan işletmeler de uluslararası pazarlara açılabilmektedir.

• Beklenmedik Siparişler: İşletmeler özellikle içinde bulunduğumuz dönemin sunduğu internet gibi avantajlar sayesinde dış pazarlardan beklemedikleri siparişler alabilmektedir. Böyle durumlarda bazı işletmeler bu siparişleri çeşitli nedenlerle yanıtsız bırakabilirken bazı işletmeler siparişleri karşılayabilmektedir.

• Satışlarda Azalma: İç pazarda satışlarda azalma görülmesi durumunda işletmeler stoklarını eritmek veya varlıklarını sürdürebilmek için dış pazarlara yönelebilmektedir.

• Pazarın Doyması: İçinde bulunulan pazarlar işletmelerin sunduğu ürün ve hizmetlere doymuş olabilmektedir. Bu durum, iç pazardaki talebin azalmasına ve hatta tamamen bitmesine yol açmakta ve işletmeleri yeni pazarlar aramaya ve uluslararasılaşmaya yöneltebilmektedir.

• Ticaret Engellerinin Azalması: İşletmenin bulunduğu ülkede ekonomik faaliyetlere getirilen serbestlik politikaları sonucu ticaret engellerinin azalması da işletmelerin uluslararası pazarlara açılmasını sağlayabilmektedir.

• Baskıcı Politikalar ve Yasal Engeller: İşletmenin yer aldığı ülkedeki finansal, siyasi, ekonomik ve benzeri politikaların veya anti-tröst kanunları gibi engelleyici uygulamalarınn işletmenin faaliyetlerini kısıtlaması da uluslararasılaşma sürecine katkıda bulunabilmektedir.

• Dış Ticaret Politikası: Faaliyette bulunulan ülkenin doğrudan yatırımlar, ihracat, uluslararası üretim gibi dış ticaret politikalarında işletmelere sağladığı kolaylaştırıcı uygulamalar da işletmelerin uluslararası pazarlara açılmasına yardımcı olabilmektedir.

• Vergi Maliyeti: İşletmenin yer aldığı ülkedeki vergilerin yüksek olması da işletmeleri uluslararası pazarlara iten bir başka neden olabilmektedir.

• Riski Çeşitlendirme: Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yer alan işletmeler, başta ekonomik istikrar olmak üzere işletmenin büyümesi için gerekli iç istikrarın sağlanamaması riskine karşın, uluslararası pazarlara girerek riski çeşitlendirebilmektedir.

Bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmeler pazarların küreselleşmesine yol açmış ve işletmelere tüm dünya pazarlarına girebilmeleri imkanını doğurmuştur. Tüketiciler, dünyanın bir yerinde üretilen ürün biçimlerine ve tüketim alışkanlıklarına yakından şahit olmaktadır. Böylece tüketicilerin arzu ve tercihleri benzeşmeye başlamıştır. Bu durum, tüketici ihtiyaç, tercih ve taleplerini homojenleşmesine yol açmıştır (Ulaş, 2009).

Dolayısıyla geçmiş yıllarda olduğu gibi gelişmiş ülkelerce stok fazlası, modası geçmiş ürünlerin az gelişmiş ülke pazarlarına satabilmesi zorlaşmıştır. İçerisinde bulunduğumuz bilgi teknolojileri çağında işletmeler tüm dünyayı tek bir pazar gibi kabul ederek faaliyetlerini uluslararası düzeyde geliştirmelidir (Lewitt, 1983).

Uluslararası pazarlara psikolojik yakınlık ya da fiziki olarak yakın olmak da işletmelerin uluslararası faaliyetler göstermeleri üzerinde önemli rol oynayan nedenler arasındadır. Ancak yakınlık duyulan pazarlara ilişkin yöneticiler, düşündüklerinin aksine, o pazarlar ile ilgili yeterli pazar bilgisine sahip olmayabilirler. Bu durum özellikle pazara girdikten sonra problemler yaratabilmektedir. Şok efekti olarak adlandırılan bu durumun yaşanmaması için pazara girişte planlama kısmı üzerinde daha fazla durulması gerekmektedir (Hollensen, 2011).

Ekonomik ve ticari bütünleşme anlaşmaları, ülkeler ve bölgeler arası ticaret engellerini azaltmış ve hatta ortadan kaldırmıştır. Bu durum, bu tür anlaşmalara üye ülkelerin ve işletmelerin ticari faaliyetlerine serbestlik getirmektedir. Ekonomik

bütünleşmeler özellikle doğrudan yabancı yatırımlar için büyük avantaj sağlamaktadır (Seyidoğlu, 1980; Ulaş, 2009).

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 56-62)