• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĐLGĐLĐ LĐTERATÜR

2.1. TUTUM

2.1.4. Tutumların Oluşması

Tutumlar doğuştan getirilmez, öğrenilir. Tutumların öğrenilmesi sosyalleşme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır ve bu öğrenme ya dolaysız yaşantılar ya da başkalarıyla girilen etkileşimler yoluyla ya da bilişsel süreçlerin bir ürünü olarak gerçekleşir (Hogg ve Vaughan, 2007).

Davranışlarımızın çoğu gibi, tutumlarımız da sonradan öğrenme yoluyla kazanılmıştır. Aslında tutumlar, bir bireyin kazanılmış kişilik özelliklerinin bir parçasıdır ve diğer kazanılmış kişilik özellikleri gibi klasik ve edimsel koşullanma yoluyla veya modellerin gözlenmesi ve taklit yoluyla öğrenilmişlerdir (Morgan, 1989).

Araştırma bulgularına göre tutum oluşumunda en etkili faktörlerin toplumsallaşma süreci ve grup üyeliği olduğu kuşkusuzdur. Çünkü tutumların oluşmasında temel etken diğer bireylerdir; içinde bulunduğu topluma uyma birey için yaşamsal önem taşır. Toplumsallaşma süreci kişiler arası ilişkiler yoluyla içinde bulunduğu toplumun rol beklentilerini, değerlerini ve tutumlarını öğrenme sürecidir. Bu süreç bireylerin çocukluk yıllarında aile çevresinde başlar ve yaşamları boyunca sürer (Tekarslan vd., 2000).

Tutumlara öğrenme yaklaşımı, tutum gelişimi ve değişimi sürecinde insanı öncelikle edilgen bir güç olarak görmektedir. Uyarıcılara maruz kalır; çağrışım, pekiştirme ya da taklit yoluyla öğrenir; ve bu öğrenme süreci onun tutumunu belirler (Taylor vd., 2007).

Tutumlarımızın önemli bir bölümü hayatın ilk yirmi-yirmi beş yılı içinde oluşmakla birlikte, tutum oluşması yaşam boyunca devam eden bir süreçtir (Aydın, 2001). Buna göre anne baba tutumları da anne babanın ilerleyen yaşına, aldıkları eğitime, edindikleri bilgi ve tecrübeye göre, çocukların cinsiyetine, çocukların doğuş sırasına vb. değişebilir. Bu süreç içinde nelere ilişkin ve ne tür tutumlar oluşturacağımız çeşitli faktörler tarafından belirlenmektedir. Bu faktörlerin bazıları

şunlardır:

Anne Baba Etkisi

Doğumdan erinlik dönemine kadar çocukların tutumları hemen hemen tamamen ana-babaları tarafından şekillendirilir. Đlk okul çocukları çeşitli konulara ilişkin tutumlarını anlatırken sık sık anne yada babalarının söylediklerini örnek verirler (Morgan, 1989).

Tutumlar taklit aracılığıyla da öğrenilebilir. Đnsanlar başkalarını taklit ederler, özelliklede bu başkaları önemli ve güçlü kişilerse. Sonuç olarak, çocukluk yıllarında, siyasal ve toplumsal tutumların temel kaynağı ailedir. Çocuklar ana babalarının tutumlarını taklit etmek eğilimindedirler (Taylor vd., 2007).

Bu nedenle tutumların oluşmasında ve şekillenmesinde rol oynayan en önemli faktör ana-babadır. Özellikle doğumdan ilkokul çağına kadar geçen dönemde çocuk ana-babasının, kendisine çeşitli konularda bilgi verecek, kendisini ödüllendirecek veya cezalandıracak tek otorite kaynağı olarak görmektedir. Dolayısıyla, bu dönemde ana-baba çocuğun nelere ilişkin ve ne türde tutumlar geliştireceğini tayin eden tek faktör olarak belirlemektedir. Örneğin, üniversite öğrencilerinin % 50-60 arasında değişen bir oranının babalarıyla aynı politik görüşü tercih etmeleri, ana-babanın çocukların tutumlarını uzun süreli, hatta hayat boyu sürebilecek bir biçimde etkilediklerinin bir kanıtıdır (Aydın, 2001). Buna göre anne babaların çocuklarına yönelik tutmaları, bu çocukların ileride kendi çocuklarına yönelik tutumlarını belirleyebileceği söylenebilir.

Akran Etkisi

Akranların tutumlar üzerindeki etkisi, çocukların ana-babadan çok arkadaşları ve tanıdıkları ile birlikte olmaya başladıkları ergenlik döneminde kendini gösterir. Akranların tutumları şekillendiren önemli bir etken olmasının nedeni, insanların sevdikleri ve kolay ilişki kurdukları kişileri “otorite” olarak görme eğiliminde olmalarından kaynaklanır (Morgan, 1989). Bu nedenle ergenler, ergenlikte birçok konuda akranlarının tutumlarını taklit etmeye daha eğilimlidirler (Taylor vd., 2007).

Đlerleyen yaşla birlikte çocuğun sosyal çevresi de gelişmekte ve yavaş yavaş ana-baba dışındaki etkenler de tutumların oluşmasında rol oynamaya başlamaktadır. Bu etkenlerden en önemlisi hiç kuşkusuz arkadaşlardır. Yapılan birçok araştırma arkadaş grubu üyelerin çeşitli konulara ilişkin tutumları arasında önemli benzerlikler olduğunu göstermektedir. Bu benzerlik özellikle ergenlik çağlarının başlarından itibaren daha göze çarpıcı hale gelmektedir. Bu da arkadaşların tutumlar üzerindeki etkisinin en üst düzeye ergenlik çağında ulaştığını göstermektedir. Kuşkusuz, arkadaş

grubu üyelerinin benzer tutumlara sahip olmalarına, benzer tutumlara sahip olan bireylerin birbirlerini arkadaş olarak seçmelerinin de katkısı vardır. Ancak, yapılan araştırmalar arkadaşların mevcut tutumların değişmesinde, yeni tutumların oluşmasında çok önemli bir rol oynadıklarını tartışmaya yer bırakmayacak biçimde göstermektedir (Aydın, 2001).

Kitle Đletişim Araçları

Günümüzde ana-babaların çocuklarının tutuları üzerine etkileri eskiye göre oldukça azalmıştır. Bunun nedenlerinden biri, televizyon ve diğer kitle iletişim (günümüzde internet gibi) araçlarından çeşitli olaylar hakkında kolayca bilgi ediniyor olmalarıdır (Morgan, 1989).

Medya, özellikle televizyon, tutumları etkileyen belli başlı faktörler arasındadır. Televizyonun yetişkinler üzerindeki etkisi net değilse de, çocuklardaki tutum oluşumunda önemli bir rol oynadığı tartışma götürmez bir gerçektir; çünkü kitle iletişimi, tutumlar henüz kemikleşmemişken en güçlü etkiye sahiptir (Hogg ve Vaughan, 2007).

Değişik nesnelere ilişkin tutumlarımızın oluşmasında, şekillenmesinde ve değişmesinde rol oynayan diğer bir faktör kitle iletişim araçlarıdır. Bunlar arasında gazete, radyo, televizyon ve internet gibi araçlar önemli yer tutar. Reklamlar, haberler, haber programları, filmler, dizi filmleri, yazı dizileri bazen o zamana kadar varlığından bile haberdar olmadığımız nesnelere karşı olumlu veya olumsuz tutumlar geliştirmemize veya mevut tutumlarımızın değişmesine yol açabilir (Aydın, 2001). Örneğin, seyrettiği bir filimde, çocuğuna karşı olumsuz bir tutumu sergileyen ve bunun olumsuz sonuçlarını gören bir anne yada baba kendi çocuğuna yönelik tutumunu değiştirebilir.

Tutum Nesnesiyle Olan Kişisel Yaşantılar

Tutumlarımızın bir kısmı da tutum nesneleriyle olan kişisel yaşantılarımızın sonucunda gelişir.

Diğer bir ifadeyle, insanların sahip olduğu tutumların birçoğu, tutum nesneleriyle ilgili doğrudan bir yaşantının ürünüdür. Đnsanlar bir tutum nesnesiyle karşılaşır ve onunla ilgili olumlu yada olumsuz bir deneyim yaşar, bu da, en azından kısmen, bu insanların o nesneye yönelik tutumlarını biçimlendirir (Hogg ve Vaughan, 2007). Örneğin, bir çocuğu olmadan önce çocuk eğitimine ilişkin belli bir tutumu olan birey, çocuğu olduktan sonra, onunla somut yaşantısı daha önceki tutumlarını değiştirebilir.

Benzer Belgeler