• Sonuç bulunamadı

2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

6. ARAŞTIRMA BULGULARI

6.1 Toprak Örneklerinin Analiz Sonuçları

Jeotermal sular yüksek çözgen özellikleri nedeniyle çevredeki organik madde ve kil minerallerinde anyon ve katyonların tutulmasını sağlarlar. Su toplama havzalarında yüzeyde bulunan kil ve organik maddeler zamanla alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı yollardan taşınarak tarımsal arazilerde, dere yataklarında ve göl aynasında birikimlere neden olurlar. Araştırma sürecinde Alangüllü havzasında yer alan sıcak suyun bulaştığı dere yatakları ile bu suların sulama suyu olarak kullanıldığı tarımsal arazilerden toprak örnekleri alınmış olup, fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmıştır. Alınan örneklerde Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Laboratuarlarında fiziksel, kimyasal ve ağır metal analizleri yapılmıştır. Bu bağlamda termal kaynaklarda, bunların karıştığı dere sularında ve toprakta değişimleri Mart-Nisan ve Temmuz-Ağustos aylarında yapılan örneklemelerle mevsimsel olarak izlenmiştir.

6.1.1 Toprak örneklerinin fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları Doğal bir öğe olan topraklar, doğada kirletici etmenlere karşı bir tampon işlevi görmektedirler. Bu özellikleri onların morfolojik, fiziksel, kimyasal, fizikokimyasal vb. özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

Jeotermal kaynak sularının etkisi altında olan toprakların yüzey tabakası olan A horizonundan 2008 yılında ve iki ayrı örnekleme döneminde 37 noktadan toplam 56 adet toprak örneği alınmıştır. Bu toprak örneklerinde yapılan kimi önemli fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları ayrı örnekleme dönemleri şeklinde Çizelge 6.5. ve Çizelge 6.6. ‘da verilmiştir.

Toprak örneklemesi jeotermal kaynakların etkisi altında olan alanlardan toprağın üst tabakası olan A horizonundan yapılmıştır. Jeotermal kaynakların boşalım gösterdiği dere ve yan derelerin suları Hıdırbeyli sulama barajında toplanmaktadır. Yazın kurak aylarda yüksek oranda bor elementi, tuzluluk-alkalilik vb tarımsal sulama amaçlı kullanımı engelleyen jeotermal suların yoğun olarak karıştığı derelerden su çekilerek sulama yapıldığı gözlenmiştir(Resim 6.1).

Böylece jeotermal sular içinde bulunan zararlı etkiler sulama suları ile geniş tarımsal alanları olumsuz olarak etkilemektedir.

Resim 6.1. Jeotermal suların karıştığı dere yataklarından yapılan sulama(orj.,Nisan,2008)

Hıdırbeyli sulama barajının altında ise Alangüllü yan havzasının büyük bir bölümünü bir ağ gibi saran kanal ve kanaletler bulunmaktadır. Özellikle yaz aylarında tarımsal amaçlı sulama ihtiyacı için bu kanal ve kanaletler yardımıyla baraj suyu sulamada kullanılmaktadır(Resim 6.2). Jeotermal kaynaklara çok uzak olan ve asla etki altında kalmayacak olan arazi ve topraklarda barajdan salınan ve jeotermal su karışmış sularla sulanmaktadır. Bu bağlamda jeotermal suların olumsuz etkileri çok uzaklardaki arazi ve topraklara tarımsal sulama yoluyla taşınmaktadır.

Resim 6.2. Tarımsal amaçlı kanal ve kanaletlerle yapılan sulama(orj.Haziran,2008)

Baraj sularıyla sulama yapılan alanlardan da jeotermal kaynakların toprak üzerine olan etkilerinin belirlenebilmesi amacıyla toprak örneklemesi yapılmıştır.

Jeotermal suyun direkt olarak etkilediği alanlar ile jeotermal suların sularının karıştığı dere ve yan derelerin sularının biriktirildiği Hıdırbeyli barajından bırakılan sularla sulama yapılan arazilerden 2008 Mart- Nisan aylarında toplam 34 adet toprak örneği alınmıştır.

2008-Mart-Nisan (b) dönemi için alınan toprak örneklerinin analiz sonuçlarına göre (Çizelge 6.5); kum %32.80-80.08, mil %9.28-45.28, kil %8.64-33.92 sınırlarında ve toprak dokusu, tın-kumlu killi tın olarak; toprak tepkimesi (pH) 7.12-9.43 sınırlarında ve nötr-çok kuvvetli alkali şeklinde; kireç (CaCO3)

%0.60-12.26 ve kireççe fakir-bünye+marn yapısında; suda çözünebilir toplam tuz

%0.04-1.60 tuzluluk tehlikesi yok-kuvvetli tuz etkisi olarak; organik madde

%0.47-6.15 ve humusça fakir-kuvvetli humuslu; sınırlarında değiştiği saptanmıştır.

Jeotermal kaynaklardan uzak olan ancak jeotermal suyun karışım gösterdiği Hıdırbeyli sulama barajı suları ile sulanan topraklardan alınan örneklerde de suda çözünebilir toplam tuz içeriği oldukça yüksek bulunmuştur.(Çizelge 6.1).

Jeotermal kaynaklar yer kabuğunun derinliklerinden yüzeye çıkarken yüksek sıcaklık dereceleri nedeniyle değinim gösterdikleri kaya ve mineralleri ve özelliklede suda en kolay çözünebilen tuz içerikli mineralleri çözerek iyon halinde serbest hale getirmektedir.

Çizelge 6.1. Suda çözünebilir toplam tuz (%) sınır değerleri ve topraklara etki durumu Suda Çözünebilir

Toplam % Tuz Tuz Etkisi µmhos/cm

0-0.15 Tuzluluk tehlikesi yok 0-4

0.15-0.35 Hafif tuzluluk etkisi 4-8

0.35-0.65 Orta derecede tuz etkisi 8-15 0.65 < Kuvvetli tuz etkisi 15 <

Çizelge 6.2. Toprak tepkimesi (pH) sınır değerleri ve topraklara etki durumu

Çizelge 6.3. Toprak organik maddesi (%) ve sınıflandırması

% Organik

Çizelge 6.4. CaCO3 (%) sınır değerleri ve sınıflandırması

Yerkabuğu üstüne jeotermal kaynak suları içeriğinde çözünmüş olarak çıkan yüksek özellikli bu tuzlar jeotermal suyun akış gösterdiği alanlardaki topraklarda birikerek tuzluluk ve alkalilik oluşturmaktadırlar. Yüksek tuz içeriğinden dolayı bu topraklar çoraklaşmakta ve tuza dayanıklı olan doğal tuzcul (halofit) bitkiler dışında herhangi bir bitkinin yaşama imkânı bulması mümkün olmamaktadır.

CaCO3 (%) Değerlendirme

Aynı şekilde yüksek tuz içeriğine sahip olan jeotermal suların karıştığı dere, yan dere ve bu derelerin toplandığı Hıdırbeyli sulama barajından salınan ve kanal ve kanaletler yardımıyla çok uzak alanlara taşınarak sulama yapılan alanlarda da toprakta bitki yetişmesini engelleyecek oranlarda tuz birikimi başlangıcı olduğu laboratuar analiz sonuçları ile belirlenmiştir. Jeotermal suların karışım gösterdiği baraj suyu ile sulanan diğer alanlardan alınan toprak örneklerinde de normal sınırların üstünde olan suda çözünebilir tuz değerlerine rastlanmıştır. Araştırmanın yapıldığı an itibariyle bu tuz birikimi tarımsal bitki üretimini tamamen engelleyecek düzeyde değildir. Ancak yüksek suda çözünebilir tuz içeriğine sahip olan bu sularla önlem alınmadan yapılacak uzun vadeli sulamalarla topraklarda tuz birikimi ve çoraklaşmanın meydana geleceği açıktır. Jeotermal suların karıştığı Hıdırbeyli sulama barajındaki sularla sulanan arazilerden alınan toprak örneklerinin suda çözünebilir toplam tuz içerikleri, hafif tuzlulukla kuvvetli derecede tuzluluk arasında değiştiği görülmektedir. Tüm horizonlarda bir tuz birikimi söz konusudur. Bu özellik termal kaynakların yüksek sıcaklık nedeniyle çözgen özelliğinin bir sonucu olarak şekillenir. Bu bağlamda jeotermal kaynakların birinci zararlı etkisi içerdikleri yüksek tuz konsantrasyonları nedeniyle etkiledikleri topraklarda tuzluluk ve alkaliliğe dolayısıyla çoraklığa neden olmakta, bunun yanında kültür bitkilerinin yetişmesini de olumsuz olarak etkilemektedirler. Toprakların alındığı yerler göz önünde tutulursa, tuzlu alkali olan alanların termal kaynaklara yakın arazilerde bulunduğu dikkat çekmektedir.

Özellikle jeotermal kaynak çevresinde kireç içeriği oldukça fazla bulunmuştur. Jeotermal kaynaklar yerinden derinliklerinden toprak yüzeyine çıkarken kireçtaşlarını eriterek rekristalize hale getirerek toprak yüzeyine taşımışlardır. Toprak yüzeyine çıkan kireç taşları çökelerek toprakta yüksek kireç ve tuz birikimlerine neden olduklarından toprak pH‘sıda oldukça yüksek değerler olan pH 9.53-çok kuvvetli alkali sınırlarına çıkmıştır. Bu pH derecelerinde toprak içindeki bitki besin elementleri bitkilerin yararlanamayacağı alınamaz formlara dönüşmektedir. Bitkiler topraktaki besin elementlerini pH 5.5-6.5 sınırlarında alabilirler. Jeotermal suların etkisi altında olan topraklarda pH derecesi bu sınır değerlerin oldukça üstüne çıktığından bitki besin elementleri alınamaz forma geldiğinden bu alanlarda yetişen ürünlerde yoğun olarak bitki besin elementi noksanlıkları görülmektedir. Bu yüksek pH ve tuz içeriği çevredeki bitkilerin kurumasına ve ileri aşamalarda da ölümlerine neden olmaktadır.

Yoğun suda çözünebilir tuz ve yüksek pH içeren jeotermal kaynaklar etkiledikleri topraklarda Na+ iyonunun yoğunluğunda dolayı toprak yapısı üzerine

stürüktür oluşumunu engelleyici etkide bulunurlar. Yüksek tuz nedeniyle Na iyonu içeren topraklarda toprak stürüktürü bozularak teksel hale gelmektedir.

Buda toprakların hava tutma kapasitelerini olumsuz yönde etkilemekte ve redüksiyon koşullarının oluşumuna neden olmaktadır. Redüksiyon koşullarında yoğun olarak bataklık bitkileri olan sazlarla birlikte tuza dayanıklı bitkiler yetişmektedir. Bu gibi yüksek pH ve tuz içeriğine sahip topraklarda mikrobiyal aktivite olumsuz yönde etkilendiği için ortamda çürüyen bataklık bitkilerini parçalayarak ayrıştıracak yeterli mikroorganizma aktivitesi olmadığından yarı ayrışmış bitki artıkları toprak yüzeyinde yoğun olarak bulunur. Bu nedenle toprakların organik madde içerikleri normal değerlerin üstündedir.

Çizelge 6.5. 2008 Mart-Nisan (b) dönemi arazi çalışmalarında alınan toprak örnekleri fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları

7b. Bozköy Termal Sularının Boşaldığı Dere Sularıyla Sulanan Dere

Yanındaki Tarla 8,53 0,65 7,47 0,72

40,80 25,28 33,92 Killi Tın

8b Alangüllü-Bozköy-Çamköy Yol Kavşağındaki Termal Kaynak ve

Çevresi 9,43 1,20 11,86 4,14

Çizelge 6.5.‘in devamı

Çizelge 6.5.‘in devamı

Çizelge 6.6. 2008-Temmuz-Ağustos (y) dönemi arazi çalışmalarında alınan toprak örnekleri fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları

Çizelge 6.6.‘nın devamı

37y Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri

8,12 0,75 6,55 0,88

78,08 9,28 12,64 Kumlu Tın 38y Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri

8,18 0,66 2,21 2,56

48,08 33,28 18,64 Tın 39y Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri

8,10 0,08 5,80 2,21

52,08 33,44 14,48 Kumlu Tın 41y Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri

7,82 0,93 5,22 2,56

58,08 27,28 14,64 Kumlu Tın 42y Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri

8,09 0,85 3,56 1,74

60,08 27,28 12,64 Kumlu Tın 43y Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri

7,94 0,45 4,36 2,36

58,08 25,28 16,64 Kumlu Tın 44y Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri

7,88 0,40 2,78 2,98

56,08 31,28 12,64 Kumlu Tın 45y Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri

7,90 0,66 4,55 2,22

58,08 24,72 17,20 Kumlu Tın 46y Germencik İlçesi Mesudiye Mahallesi Tarım Arazileri

7,65 0,15 7,90 2,96

48,08 29,44 22,48 Tın 47y Termal Kaynak Etkisi Altındaki Dağkaraağaç Köyü Tarım

Arazileri 7,83 0,08 1,00 3,05

60,8 24,00 15,20 Kumlu Tın 48y Termal Kaynak Etkisi Altındaki Dağkaraağaç Köyü Tarım

Arazileri 8,00 0,07 0,79 1,73

48,08 32,00 19,92 Tın

Şekil 6.1. 2008 yılı Mart-Nisan (b) ve Temmuz-Ağustos (y) dönemlerine ait toprak tepkimeleri (pH)

Şekil 6.2. 2008 yılı Mart-Nisan (b) ve Temmuz-Ağustos (y) dönemlerine ait suda çözünebilir toplam tuz miktarı (%)

6.1.2 Toprak örneklerinin ağır metal ve iz element içerikleri Jeotermal kaynak sularının etkisi altında olan toprakların yüzey tabakası olan A horizonundan 2008 yılı boyunca iki ayrı örnekleme döneminde 37 noktadan alınan toplam 56 adet toprak örneğinde fiziksel ve kimyasal özelliklerin yanında toplam iz element ve toplam ağır metal analizleri de yapılmıştır. İz element ve ağır metal analizlerinde verilen analiz sonuçları toprakta bulunan Toplam Element değerlerini vermektedir. Topraklardaki ağır metallerin sınır değerleri Çizelge 6.7.‗de verilmiştir. Sınır değerler farklı kaynaklardan toplanarak bir çizelge haline getirilmiştir. Bu nedenle her bir elemente ait sınır değerlerle ilgili literatürler çizelgenin alt bölümünde açıklamalarla birlikte verilmiştir.

Çizelge 6.7. Toprakta bulunan ağır metallerin sınır değerleri Ağır

Alangüllü Yan Havzasından 37 noktadan yıl boyunca 0-30 cm‘ den alınan toprak örneklerinde bazı önemli ağır metal ve iz element analizleri yapılmıştır.

2008.yılı Mart-Nisan ve Temmuz-Ağustos aylarında alınan toprak örneklerinde yapılan analizlerin sonuçları Çizelge 6.8. ve Çizelge 6.9‗ de, verilmiştir.

2008-Mart-Nisan (b) dönemi arazi çalışmalarında alınan toprak örneklerinin bazı toplam iz element ve ağır metal analiz sonuçlarına göre; Fe (%) 0.22-2.31, Cu (ppm) 7.56-70.49, Mn (ppm) 156.45-336.51, Zn (ppm)25.03-473.98, Cd (ppm) 0.17-0.71, Co (ppm) 6.95-19.07, Ni (ppm) 29.87-135.86, Pb (ppm) 4.12-71.88, Cr (ppm) 14.45-64.52, B (ppm) 1.12-7.99 değerleri arasında değiştiği saptanmıştır.

2008-Temmuz-Ağustos (y) dönemi arazi çalışmalarında alınan toprak örneklerinin bazı toplam iz element ve ağır metal analiz sonuçlarına göre; Fe (%) 0.28-3.97, Cu (ppm) 7.52-70.33, Mn (ppm) 144.65-523.75, Zn (ppm) 25.10-462.89, Cd (ppm) 0.10-0.89, Co (ppm) 6.85-21.88, Ni (ppm) 20.11-118.86, Pb (ppm) 3.32-65.52, Cr (ppm) 16.86-140.88, B (ppm) 1.15-24.20 değerleri arasında değiştiği yapılan analizler sonucunda saptanmıştır.

Scheffer-Schachtschabel (1989)‘e göre, toprakların toplam Fe(%) içeriği 0.5–5 arasındadır. Buna göre iz elementlerden toplam Fe miktarı yıl boyunca yapılan tüm örnekleme dönemlerinde bildirilen sınır değerler arasında dağılım göstermiştir.

Toprakların toplam Mn içeriklerini Kabata-Pendias ve Pendias (1992) 164–1330 ppm, Mengel ve Kirkby (1987) ise toplam Mn için kritik konsantrasyonu 200–3000 ppm olarak bildirmişlerdir. Araştırma alanının toplam Mn miktarları, alınan örneklerde minimum 148.42 ppm maksimum 523.75 ppm alanlarında toplam 110 mg/kg olması önerilmiştir (Goncharuk ve Sideronko,1986). Bitkilere toksik etki gösterdiği topraktaki toplam konsantrasyonu ise El-Bassam ve Tietjen (1977), Kabata Pendias (1979), Kloke (1979), Schachtschabel vd. (1984) tarafından, 300 mg/kg Zn olarak bildirmiştir.

Farklı araştırmacılar tarafından toplam Zn içeriği için değişik sınır değerleri önerilse de 300 mg/kg Zn değeri genel kabul gören kritik konsantrasyon olarak dikkate alınmıştır (Saatçi vd., 1988, Hakerlerler vd., 1994, Elmacı, 1995).

Toprakların Toplam Cu miktarları da alınan örneklerde minimum 7.56 ppm maksimum 70.49 ppm arasında saptanmıştır. Alloway (1990) göre, toprakların toplam Cu içeriklerinin 2-250 ppm arasında değişebileceği bildirilmiştir. El-Bassam ve Tietjen (1977), Kabata-Pendias (1979), Kloke (1979), Linzon (1978) ve Schachtshabel ve Blume (1984) tarafından ise, topraklardaki toplam Cu için izin verilebilir sınır değeri 100 mg/kg olarak bildirilmiştir. Bu değerler göz önüne alındığında araştırma topraklarının toplam bakır değerlerinin normal sınır değerleri arasında olduğu belirlenmiştir.

Toprakların Cd içerikleri, alınan örneklerde minimum 0.10 ppm maksimum 0.89 ppm arasında değişmiştir. Toprak örneklerinde Cd toksisite sınır değerleri, Kloke (1982) tarafından 3 mg/kg, Feige ve Grunwaldt (1977) ise 100 mg/kg olarak bildirmiştir. Toprak örnekleri 3 mg/kg sınır değeri göz önüne alınarak incelendiğinde, örneklerin toplam Cd içeriğinin bu sınır değerinin altında olduğu belirlenmiştir.

Kabata-Pendias ve Pendias (1992), dünya topraklarının ortalama toplam Ni içeriğinin 2.2 mg/kg olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bergmann (1993), normal şartlarda topraklarda 5-500 mg/kg arasında Ni bulunduğunu bildirmiştir.

Topraklarda toplam Ni‘in toksite etkisi gösterdiği sınır değerleri, El-Bassam ve Tietjen (1977), Kabata-Pendias (1979) ve Linzon (1978) tarafından 100 mg/kg, Goncharuk ve Sideronko (1986) 35 mg/kg, Schachtschabel ve Blume (1984) ve Kloke (1982) 50 mg/kg, Bergmann (1993) ise 40–50 mg/kg olarak bildirmişlerdir.

Ülkemizde tarım topraklarının ağır metal kirliliğini belirlemek üzere yapılan çalışmalarda ise Ni kirliliğinin izin verilebilir sınır değeri olarak 50 mg/kg değeri kabul edilmiştir. (Saatçi vd., 1988; Hakerlerler vd., 1994; Elmacı, 1995).

Araştırma alanından alınan toprak örneklerinin Ni içerikleri ise minimum 20.11 ppm maksimum 135.86 ppm arasında bulunmuştur. Nikel kirliliğinin sınır değeri olarak 50 ppm dikkate alındığında, toprakların Ni içeriklerinin genellikle bu sınır değerin oldukça üzerinde bulunduğu belirlenmiştir.

Çalışma Alanına ait toprakların Pb miktarları, 2008 yılında alınan örneklerde minimum 3.32 ppm maksimum 71.88 ppm arasında saptanmıştır.

Bergmann (1993), normal koşullarda kirlenmemiş toprakların Pb içeriklerinin 1–20 mg/kg, Alloway (1990) ise 2–300 mg/kg olarak bildirmişlerdir. El-Bassam ve Tietjen (1977), Kabata-Pendias (1979), Kloke (1982) ve Schachtschabel ve Blume (1984) tarafından, toprakların Pb birikiminin göstergesi olarak 100 mg/kg, değerlerini önermektedirler. Ülkemizde tarım topraklarının Pb içeriğini değerlendirmek üzere yapılan çalışmalarda sınır değeri olarak 100 mg/kg değeri alınmıştır (Saatçi vd., 1988; Hakerlerler vd., 1994; Elmacı, 1995). Bu değerlere göre çalışma alanının toplam Pb içeriği normal sınır değerleri içerisindedir.

Alloway (1990), toprakların toplam Cr sınır değerinin 5–1500 mg/kg arasında olduğunu bildirmiştir. Mengel ve Kirkby (1987) ise toprakların genelinin Cr içeriklerinin 100 mg/kg‘den daha fazla olduğunu belirtmişlerdir. Çok sayıda araştırmacı tarafından, topraklardaki toplam Cr konsantrasyonu için genel kabul gören üst sınır 100 mg/kg olarak bildirilmiştir (El-Bassam ve Tietjen, 1977, Kabata-Pendias, 1979, Kloke, 1979, Schachtschabel ve Blume, 1984). Yurt dışında olduğu gibi ülkemizde de kimi araştırıcılar tarafından toprakların toplam Cr içeriklerinin yeterlilik durumlarının belirlenmesinde 100 mg/kg Cr içeriği kullanılmaktadır (Saatçi vd., 1988; Hakerlerler vd., 1994). Araştırma alanının Cr içerikleri, örneklerde minimum 14.45 ppm maksimum 140.88 ppm arasında belirlenmiştir. Buna göre, toprak örneklerinin toplam Cr içerikleri 100 ppm sınır değeri dikkate alındığında genellikle sınır değerinin altında olduğu belirlenmiştir.

Temmuz-Ağustos yaz döneminde Çamur ılıcası mevkiinden alınan ve devamlı direkt olarak jeotermal suyun etkisi altında olan topraklardan alınan 13y ve 31y numaralı toprak örneklerinin toplam Cr içerikleri bu sınır değerinin oldukça üzerindedir. Termal kaynak çevresinden alınan bu örneklerin toplam Cr içeriklerinin yüksek olması dikkat çekicidir. Bu termal kaynak çevresindeki topraklarda Cr toksisitesi görülmektedir. Diğer tarım yapılan alanlardan alınan toprak örneklerindeki Cr elementi değeri kritik değer olan 100 ppm‘ in altında olmasına rağmen normal değerlerden oldukça yüksektirler. Bu şekilde jeotermal sularla bulaşan dere, baraj gibi su kaynaklarından yapılacak olan devamlı sulamalarla topraklarda Cr elementi birikimi ve toksik seviyelere gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Jeotermal kaynakların tarım topraklarına ve çevresine verdiği en büyük zararlı etki yüksek bor içeriği ile etkisi altında bulunan toprakların bor elementi ile kirletmesidir.

Bir bitki besini olarak mikro besin elementleri arasında yer alan bor, doğada serbest halde olmayıp özellikle toprakta borik asit veya borat formunda bulunur ve bitkiler Bor‘u borik asit B(OH)3 veya borat B(OH)-4 formunda alırlar. Bor en fazla turmalin (B içeriği % 10) ve kolemanit minerallerinde ayrıca az miktarda da silikat, kireç taşı ve dolomitte bulunur.

Genelde arid ve semiarid iklim bölgelerinde topraklardaki bor içeriği humid iklim bölgelerine oranla daha yüksektir. Özellikle de serin yağışlı iklim bölgelerinde oluşan podsol toprakların bor içeriği profil içerisinde meydana gelen kuvvetli yıkanmadan dolayı fakir durumdadır.

Toprakların total bor kapsamları 20-200 ppm arasında, alınabilir bor fraksiyonu ise 0.4-5 ppm arasında bulunur. Toprakta alınabilir Bor‘un önemli bir bölümü organik maddeye bağlıdır.

Sulama sularında ise 0.35-1 pmm düzeyindeki Bor‘un ideal bor konsantrasyonu olduğu, 3.0 ppm sınır ise dayanıklı bitkiler için sorun olmayan fakat istenilmeyen bir bor değeridir.

Araştırma alanında sıcak suda eriyebilir B değerleri ise 2008 yılında alınan örneklerde minimum 0.98 ppm maksimum 24.20 ppm arasında değişmektedir.

Sauchelli (1969) göre, topraklardaki bor kapsamı 2-2.5 ppm‘in arasındaki

toprakların kritik, 2.5-4.9 ppm arası yüksek ve 5 ppm‘in üzerindeki bor ise toksik seviye olarak bildirmiştir. Kumlu, tınlı, killi topraklarda bor sınıflamasına göre ise bor düzeyi, <0.3 ppm çok düşük, 0.4–0.8 ppm düşük, 0.9–1.5 ppm optimum, 1.6–

3 ppm yüksek, >3 ppm çok yüksek olarak belirtilmiştir (Uygan, 2004). Bu değerlere göre araştırma bölgesinden alınan toprak örneklerinin B konsantrasyonları genellikle yüksektir. Özellikle termal kaynakların çevresindeki tarım arazilerinde bor konsantrasyonu toksite sınırı olan ve ancak bor toksisitesine dayanıklı bitkilerin yetişebileceği 3.0 ppm sınırının oldukça üstünde bulunmuştur.

Bu şekilde jeotermal sularla bulaşan dere, baraj gibi su kaynaklarından yapılacak olan devamlı sulamalarla topraklarda geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde bor kirliliği meydana gelecektir. Bor elementi ancak sıcak sularda (50-600C) çözünür hale geçerek toksisite yaratmaktadır. Normal sulama suları bu sıcaklık derecelerinde olmadıkları için toprak içerisinde bileşik halinde olan bor elementini çözememektedir. Bu alanlarda yoğun olarak biriken bor elementinin topraktan uzaklaştırılması mümkün olmadığı için bitkilere toksik etki yapmaktadır. Bu bölgelerdeki hayati öneme sahip yapraklar sararır, kurur ve bitki ileriki zaman süreçlerinde tamamen kuruyarak ölür (Resim 6.3).

Resim 6.3. Bitki yapraklarında görülen Bor toksitesi

Çizelge 6.8. 2008-Mart-Nisan (b) dönemi arazi çalışmalarında alınan toprak örneklerinin bazı toplam iz element ve ağır metal analiz sonuçları

Lab. No

Fe Cu Mn Zn Cd Co Ni Pb Cr B

Örnekleme Yeri (%) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm)

7b Bozköy Termal Sularının Boşaldığı Dere Sularıyla Sulanan Dere

Yanındaki Tarla 0.36 15.44 245.11 45.23 0.18 10.28 100.66 8.32 40.56 3,55

8b Alangüllü-Bozköy-Çamköy Yol Kavşağındaki Termal Kaynak ve

Çevresi 2.12 11.14 171.19 44.25 0.45 12.91 118.18 4.13 23.84 7,99

10b Çamur Ilıcası Mevkii Aşağı Termal Kaynağı 2.11 16.44 170.13 45.75 0.40 12.56 135.86 71.88 20.11 7,62 11b Çamur Ilıcası Mevkii Yukarı Termal Kaynağı 0.28 20.45 280.22 54.01 0.25 12.00 102.11 6.44 56.45 3,52 13b Çamur Ilıcası Mevkii Tuzlu Araziler 0.27 14.44 304.55 41.00 0.19 10.22 68.11 4.12 28.12 3,95 14b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.31 15.25 300.25 39.62 0.27 11.62 59.75 5.37 36.37 4,62 15b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 2.11 17.86 170.06 45.25 0.43 9.28 59.24 5.38 19.21 3,46 16b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.38 13.48 245.65 35.33 0.26 10.55 50.17 9.11 40.04 2,95 17b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 2.28 22.74 174.75 48.75 0.68 15.03 117.39 7.13 17.85 3,05 18b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.38 11.55 230.72 30.89 0.22 9.88 36.92 8.66 30.02 3,95

Çizelge 6.8.‘in devamı

Lab. No

Fe Cu Mn Zn Cd Co Ni Pb Cr B

Örnekleme Yeri (%) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm)

19b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 2.02 15.24 180.25 35.00 0.52 9.75 78.65 5.98 17.35 3,78 20b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.37 15.05 215.33 35.88 0.21 9.02 39.71 5.33 30.42 3,86 22b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.32 12.77 253.75 34.25 0.17 8.86 29.87 4.25 22.87 3,16 23b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 2.31 14.50 284.12 42.75 0.24 10.78 47.37 7.00 45.50 2,21 24b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.30 21.85 331.12 60.11 0.29 17.55 99.16 6.11 49.12 2,88 25b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.33 31.62 297.75 56.50 0.32 14.33 78.50 5.12 40.00 2,72 26b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.40 17.40 244.10 46.00 0.30 12.75 69.25 5.74 35.94 1,85 27b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.38 17.05 258.70 45.79 0.31 12.98 73.73 5.70 38.63 1,86 28b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.36 14.28 249.00 41.76 0.27 14.81 79.94 6.80 36.49 2,75 29b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Arazileri 0.33 23.78 336.51 64.42 0.35 19.07 123.59 7.37 64.52 1,88 30b Çarıklar-Meşeli Köyü Tarım Arazileri 0.45 8.80 210.14 35.85 0.21 7.52 30.35 5.06 40.08 3,28

31b Alangüllü MTA Kuyusu 0.37 15.02 240.01 34.84 0.35 6.95 42.08 4.97 25.88 1,02

Çizelge 6.8.‘in devamı

Lab. No

Fe Cu Mn Zn Cd Co Ni Pb Cr B

Örnekleme Yeri (%) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm)

35b Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri 2.17 20.36 172.04 46.00 0.45 11.55 81.64 6.00 14.45 0,98 36b Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri 2.15 18.39 171.74 47.00 0.56 11.91 102.01 5.13 15.30 1,29 37b Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri 0.33 7.56 156.45 25.03 0.19 9.78 54.99 6.07 22.67 2,09 40b Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri 0.36 17.13 258.30 39.07 0.24 9.64 39.64 5.57 29.34 2,06 41b Baraj Suyu İle Sulanan Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri 0.66 16.65 252.85 53.19 0.44 17.25 58.65 4.66 36.56 2,99 42b Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri 2.24 20.65 172.53 49.50 0.46 13.89 111.50 5.88 21.51 1,75 43b Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri 2.22 20.25 172.59 47.75 0.28 13.80 114.43 5.00 21.03 1,85 44b Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri 2.03 16.90 171.38 46.25 0.71 10.90 92.09 5.88 16.63 1,27 45b Baraj Suyu İle Sulanan Alangüllü Köyü Tarım Arazileri 2.26 20.50 173.44 48.50 0.53 15.08 128.44 5.50 23.95 1,12 47b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Dağkaraağaç Köyü Tarım Arazileri 0.35 70.49 267.35 473.98 0.65 10.51 40.84 67.70 43.60 1,65 48b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Dağkaraağaç Köyü Tarım Arazileri 0.22 66.56 221.41 431.45 0.54 10.11 36.21 61.65 21.12 1,15 49b Termal Kaynak Etkisi Altındaki Hıdırbeyli Köyü Tarım Arazileri 0.35 17.87 335.37 53.50 0.32 16.62 95.62 6.12 46.25 2,98

Çizelge 6.9. 2008-Temmuz-Ağustos (y) dönemi arazi çalışmalarında alınan toprak örneklerinin bazı toplam iz element ve ağır metal analiz sonuçları

Lab. No

Lab. No