• Sonuç bulunamadı

5.2. KADER ANLAYIŞININ İNSAN (SORUMLULUK ALANI) VE EVRENLE

5.2.4. Toplumların Kaderi

Allah Kur’an’da toplumsal yasalara işaret etmekte, bu yasalar üzerinde düşünmeye, çağırmaktadır.

425 Sert, H. Emin (2004), Kur’an’da İnsan Tipleri ve Davranışları: 102

426 Said, Cevdet (1986), Bireysel ve Toplumsal Değişmenin Yasaları: 106-107 427 (http: //www.uludagsozluk.com/k/mahatma-gandhi/Erişim Tarihi: 07.04.2010 428 Said, a.g.e., s. 87

“Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalancıların sonunun nasıl olduğuna bir bakın”429

“Onlar yeryüzünde gezip kendilerinden öncekiler sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı?”430

Toplumlar Allah’ın ortaya koyduğu toplumsal yasaya göre doğar, gelişir, geriler ve yok olurlar. Bu durumda her toplumun bir ömrü vardır. “Her toplumun belirlenmiş bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde onu ne bir an erteleyebilirler ve ne de bir an öne alabilirler.”431

Kur’an’ın vurguladığı ve o yüzden kitapların indirilip elçilerin gönderildiği en önemli şey toplumların değişmesidir. Bu yüzden Kur’an ısrarla öncekilerin göz ardı ettiği yasalara bakılması gerektiği üzerinde durur. O yasalar ki toplumlar onların temel planı üzerinde yükselmekte ve çökmektedirler; Allah o yasalar uyarınca insanları ödüllendirmekte ya da cezalandırmaktadır. İnsanoğluna düşen bu yasaları kavramaya çalışmaktır. Ta ki Allah’ın rahmetine ulaşsınlar, öcünden uzak olsunlar. İşte bunun için Allah Teala: “Yok, yine dönerlerse, evvelkilere(uygulanan) yasa gerçekleşecektir.”432 Yani yanlış tasavvur ve inançlarından kaynaklanan bozuk eylemlerine dönerlerse onlara da evvelkilere uygulanan yasanın benzeri uygulanacaktır.433

İnsanoğlunun önünde, gideceği yolu belirlerken belli bir bakış acısıyla değerlendirip ders çıkardığı olay örnekleri ve karşılaştırma modelleri birikmektedir. Kur’an’ın indirilişinden sonra dünyanın her yerinde çağlar boyu gelişen olaylar-bu olaylar ister Müslüman, ister kitaplı, isterse de putperest toplumlarda meydana gelmiş- olsun söz konusu bakış açısının yasaları çerçevesine girerler. Bu yasaları sosyolojik alanla psikolojik alan arasındaki ilişkiyi kavramaktadır ki Wells’e şunları

429Ali İmran 3/137 430Fatır 35/44 431Araf 7/34 432 Enfal, 38

söyletmiştir: “Şüphesiz dünya savaşının musibetleri insanlara çöken felaket ve inen azap, taşıdıkları yanlış düşüncelere uygun bir karşılık olmuştur.”434

Dünya yaşayışı toplumsaldır, toplumsal yaşayışta karşılıklı bağımlılık ve etkilenme, bir anlamda da birlik söz konusudur. Salihlerin iyi davranışları da, kötülerin kötü davranışları da toplumu etkiler. Bu sebeple, ortak sorumluluklar vardır. Toplumun bireylerinin ortak bir yazgıya sahip olmaları, bir kişi günah işlemeye davrandığında, diğerlerinin onu önlemesi gereğini ortaya çıkarır. Peygamberimiz bireyin günahını toplumdaki etkisini şöyle bir örnek ile anlatır: bir topluluk gemide yolculuk etmekteydiler. Bir yolcu, oturduğu yerden tekneyi delmeye başladı. Diğer yolcular, “nasıl olsa kendi oturduğu yeri deliyor” diye düşünerek onu engellemediler. Sonuçta gemi battı. Böyle yapmayıp da elini tutsalar, onu engelleselerdi, hem kendilerini hem de gemiyi delen adamı kurtarmış olurlardı. Dünyada, kurunun yanında yaş da yanabilir veya her ikisi de yanmayabilir. Bir topluluğun bir arada yaşadığı bir toplumda, iyiler de vardır, kötüler de. Zaman olur ki iyilerin davranışlarının sonuçlarından kötüler yararlanır, yine bir zaman olur ki günahkarların sonucundan iyiler zarar görürler.435

Bu, yapısında bir değişimin oluşmadığı toplumsal çevrelerin farkında olmamaları yüzünden değil, şimdiye dek değişim denen şeyin psikolojik ve sosyolojik yasalarla bağlantısını bir türlü anlayamamaları yüzünden böyle. Kuşkusuz bu yasaların kavranması değiştirme gücüne ulaştıracaktır. Bu yüzden bunları araştırma yolunda sarfedilecek çaba onlara hiçbir şey kaybettirmeyeceği gibi, bu araştırmaların kur’an ve sünnet açısından kazandıkları yöntem ve bağlam konusunda da bir fikir sahibi olacaklardır.436

İslam düşüncesinde, tarihi hareketin motor ve amili insanın bilinç ve amelidir. Kur’an’ın tabiriyle bir toplum; insanların içerisindeki şey değişmedikçe değişmez. Nefis değişmedi ki kavim, toplumun yapısı değişsin. Hiçbir zaman toplumun içi kör bir diyalektik sonucu değişmez. İnsanların nefislerinde bir

434 Said, a.g.e., s. 116

435 Mutahhari, Murteza (1988) Adl-i İlahi: 254 436 Said, a.g.e., s. 114

değişiklik olduğunda ancak değişim sağlanır. “Allah nefislerini değiştirmeyen bir kavmin durumunu değiştirmez…”437

Burada iki değişim söz konusudur:

Birinci değişimin amil ve faili Allah, ikincisinin amili insanlardır. Birinci değişim cebri (kaçınılmaz), ikinci değişim ihtiyaridir. İnsanların değişimi (ihtiyar) cebri amilin değişiminin sebebidir. Yani insanlar cebri değiştirirler. Daha enteresanı, birinci değişim (cebri) topluma bağlanmıştır.

İkinci değişim (ihtiyari) insanlara bireylere bağlı bir değişimdir. Yani biz toplumda cebri(kaçınılmaz-mutlak) kanunların var olduğunu kabul ediyoruz. Değişim, ilahi cebr (toplumun ilmi hareket kanunları olup kuran dilinde sünnetullah olarak adlandırılır) amiliyle, insanın ihtiyari (serbestlik) amili arasındaki ilişki sonucu ortaya çıkan bir sentezdir. Yani meseleyi İslami diyalektik şeklinde açıklamak istersek şöyle diyebiliriz: Toplumsal düzenin cebri değişimi- ki Allah onun amilidir- insanın kaderi yolunda belirttiği bilinçli hür iradeye bağlıdır.438

Tren Örneği:

İnsanın cebir altında oluşu: “Ey insan, sen Rabbine doğru çabalayıp durmaktasın nihayet Ona varacaksın”439

Hür oluşu: “Ey insan Kerim olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?”440

Halklar genel olarak hepimizin bir trende karanlık bir tünel içinde hareket ettiğimizden gafildirler. Bu tren Allah’ın tayin ettiği istasyona varacaktır. Şimdi sen trenin hattı hareketine ters bir istikamette hareket etmeye acele edersen de et, sadece trenin içinde olduğundan, diğerleri gibi trenin duracağı istasyona varacağından gafilsindir. İnsanın (ihtiyarı) sadece tarihin cebrini (kanunlarını) keşfederek harekete geçip, kendisini kurtarması ya da karşısına dikilip, yok olmasından ibarettir. İşte

437 Ra’d 13/11

438 Şeriati, Ali (1989) Kur’an’a Bakış: 67-68 439 İnşikak 84/6

insanın kaderi kendi elindedir. Tarih, zaman ve tabiat gibi Allah’ın tayin ettiği yolda hareket etmektedir.441