• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4. Ticari Ürün Olarak İpek

XVIII. yüzyılda Avrupalı güçler Osmanlı Devleti’nin Suriye coğrafyasında ekonomik faaliyetlerini arttırmışlardır. Avrupa piyasasının artan talepleri imparatorluğun ekonomisini Avrupa ekonomisine bağlamış ve üretilen tarım ürünleri ihracata dayalı ürünlere dönüşmüşlerdi. Nitekim Osmanlı coğrafyasının Avrupa ekonomik pazarına açılmasının en önemli sonuçlarından biri bazı endüstri ürünlerinin üretimine verilen önemdi. Özellikle Osmanlı’nın Balkan coğrafyasında buğday başta olmak üzere tütün ve mısır489, Anadolu’dan meyve ve yün, Mısır’dan pamuk490, Bursa ve çevresinden ipek, Avrupa’ya ihraç edilen en önemli tarım ve sanayi ürünleriydi ve söz konusu bölgelerin Dünya ekonominin değişen şartlarına entegre olmasında bu ürünlerin önemli rolü olmuştur491. Beyrut söz konusu olduğunda, öncelikle Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinin talebine yönelik ve bu doğrultuda üretimi artan bir ürünün ihracatındaki artış miktarı limanın Dünya- Ekonomi’deki yerini belirlemek açısından önem taşımaktadır. Bu ürün Suriye’nin kıyı bölgeleri ve Cebel-i Lübnan’da üretilen ve Beyrut Limanı’nın en önemli ihracat ürünü haline gelen ipektir492.

XVIII. yüzyılda Suriye coğrafyası için Avrupa ile ticarette dönüşüm yaşandığı dönemdi. Batıdan gelen ticaret çoğunlukla İskenderiye veya Trablusşam limanları yoluyla Halep’e ulaşmaktaydı ve bu yol İran, Hicaz ve daha ötesine bağlanan uzan mesafe ticaretinin bir ayağını oluşturmaktaydı. Hicaz ile ticaret önemli bir rol oynamasına rağmen İran’ın XVIII. yüzyılın başlarında politik kaosa sürüklenmesiyle İran’dan Hicaz’a ipek ve ipek tekstilindeki ticaretin önemli bir kısmı durmuş, Fransız ipek endrüstrisinin de hammadde tedariki için yeni alanlar ve kaynaklara yönelmesi gerekmişti. Dolayısıyla Cebel-i Lübnan ve Celile bölgesinin ipeği, Fransa talebini karşılamak için bir alternatif olarak ön plana çıkmıştı.

489 Huri İslamoğlu-Çağlar Keyder, “Agenda for Ottoman History”, s. 53-54. 490 Roger Owen, a.g.e, s. 92.

491 Murat Çizakça, a.g.m, s. 371-374.

492 Reşat Kasaba, “Devlet-Dışında Zaman ve Mekân ‘Uzun 19. Yüzyılda’ Osmanlı İmparatorluğunda

Dolayısıyla bu yüzyılda Avrupa ticaretinde Doğu Akdeniz’de önemli bir merkez olan Akka Limanı artan ticaretle birlikte hinterlandı Cebel-i Lübnan ve Celile’yi Marsilya’ya bağlamış oldu493. Bu yüzyılda Suriye limanlarından Fransa’nın Marsilya’ya ihraç etmiş olduğu ürünler arasında en önemli tarım ürününü % 90 oranında pamuk ve ipek oluşturmaktaydı. Bu iki üründen en çok ihraç edileni 1756 tarihinde %-80-85 oranında pamuk ürünleriydi. Fakat bu oran 1787 yılına gelindiğinde % 60’a kadar geriledi. Buna karşılık ikinci önemli ihraç ürününü oluşturan ipeğe gelince aynı tarihlerde % 11 oranında iken yaklaşık %14-15 civarında bir ihraç oranına yükseldi ve bu ipeklerin büyük çoğunluğunu da Beyrut ipeği oluşturmaktaydı494.

Bölgede ipek ve kozası XVIII. yüzyıl sonlarında dış ticarete yönelik bir ürün olarak entegrasyon sürecinin başlamasında önemli rol oynamıştır. Fakat bu yüzyılda Beyrut Limanı’ndan değil, Sayda ve Akka limanlarından ihracatının yapıldığı görülmektedir. Bu dönemde Mısır’dan başlayan ve Yafa, Akka, Sur, Sayda, Beyrut, Trablusşam ve Kıbrıs limanlarına bağlanan gemi seferleri yapılmasına rağmen495 Beyrut Limanı’nın uluslararası bir ticaret limanı olarak adlandırılması ve bu ürünün ihracatının artması için bir yüzyıl sonrayı beklemek gerekecektir.

Burada Beyrut Limanı’nın ticaret potansiyalinin artmaya başlaması ve Beyrut şehrinin hem ekonomik hem ticari ve hem de politik olarak ön plana çıkması hinterlandını konrol edebilen pozisyona getirmişti. Ulaşım ve iletişim olanaklarının yaygınlaşması küresel bağlamda ekonomik bir açılıma yol açmış ve iç kesimlerden göçmen akınını kendine çekmesi ve iç ticaret merkezlerinin de kıyı bölgelere kaymasıyla liman kentinin iç kesimlerden farklılıkları çok daha belirgin hale gelmiştir. Beyrut örneğinde baktığımızda Osmanlı Devleti’nin Dünya-Ekonomisi ile etkileşiminde önemli rol oynayan liman kentlerinden biri haline geldiğini görmekteyiz. Beyrut için bu değişimi dikkate değer kılan hinterland üzerinde

493 Thomas Philipp, a.g.e, s. 11.

494 Daniel Panzac, “Commerce et Commerçant des Ports du Liban Sud et de Palestine”, s. 79. 495 Thomas Philipp, a.g.e, s. 3-4, 11.

egemenlik kurabilme becerisi ve Avrupa pazarı için ham ipek üretiminde uzmanlaşan bir periferi alanına dönüştürebilmiş olmasıdır496. Osmanlı topraklarında ticaret hacmi artarken tarım ürünleri de Avrupa talebi doğrultusunda ihracat odaklı bir değişime uğradı ve tarım ürünleri Osmanlı limanlarının çeşitli kısımlarında önemli bir artış kaydetti. Cebel-i Lübnan ipeği de Beyrut’un anahtar ihraç ürünü olmuş ve böylece Beyrut Limanı, bulunduğu bölgenin ve art alanının canlanan ekonomisinin merkezi olarak ortaya çıkmıştır497. Hatta uzun süre Fransa hükümetini temsilen Beyrut’ta konsolos olarak görev yapan Henri Guys bölge ipeğine önem atfederek Beyrut’un Suriye sahilinin en önemli noktası haline gelmesini birçok faktör yanında iyi kalitede ipeğe sahip olmasına da bağlamaktadır498.

Cebel-i Lübnan’da üretimi yapılan ipek XVIII. yüzyıl başlarından itibaren Fransa’ya ihraç edilmekteydi. Fakat artan Fransız taleplerini karşılamak için bölgede yeni ve daha iyi tekniklerle bir yüzyıl sonra üretimi yaygınlaştırılmıştır499. 1826 yılında Bâbıâli, Suriye’de Avrupalılara ipek ticaretinin yapılmasını belki provizyonizm ilkesi500 gereği Osmanlı şehirlerinin ihtiyacının tedarikinin sağlanmasının önceliği nedeniyle yasaklamıştı. Mehmet Ali Paşa ise Suriye coğrafyasındaki egemenliği sırasında 1832 yılında kısa bir süre Bâbıâli’nin uyguladığı yasağı kaldırmış ve Avrupalıların ipek ihraç etmesine izin vermiş olsa da, 1833 yılından itibaren ipek satışı üzerinde tekel uygulamıştı501. Çünkü ipek ticareti

496 Eyup Özveren, a.g.m, s. 83-84.

497 Reşat Kasaba, “A Time and A Place for the Nonstate”, s. 210-211.

498 Henri Guys, Beyrout et Le Liban: Relation d'un Séjour de Plusieurs Années dans Ce Pays, Tome I,

Paris 1850, s. 9.

499 Leila Fawaz, Merchants and Migrants, s. 63.

500 Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi, s. 47, 61, 90. Bu dönemlerde

Osmanlı yönetiminin bazı bölgelerde ipek ve ürünlerinin ihracını yasakladığını doğrulamak adına bkz: BOA, C. İKTS, 20/996, 27 Mayıs 1827; BOA, C. İKTS, 5/1240, 6 Ocak 1827; BOA, C. İKTS, 12/588, 4 Eylül 1825.

501 BOA, HAT, 1179/46566, 28 Nisan 1835; BOA, HAT, 677/33021, 6 Nisan 1837; Dominique

diğer limanlara nazaran Beyrut Limanı’nı Avrupa ile ticari ilişkilerinde daha avantajlı hale getirdiği için ipek ticaretinden yararlanma yoluna gitmiştir502.

Serbest ticaretin yaygınlaşmaya başladığı 1838 yılına gelindiğinde Suriye genelinde tahıl üretimi oldukça fazla olmakla birlikte, ona nisbeten, bilhassa Cebel-i Lübnan bölgesinde üretimi yapılan ipeğin oldukça az olduğu anlaşılmaktadır503. Bununla birlikte XIX. yüzyıl ortalarına kadar dahi ipek Beyrut’un önemli ihraç ürünü olmasına rağmen ilk sırada olduğunu söyleyemeyiz. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise ham ipek üretimi Beyrut ve çevresinin ekonomik yaşamı ve Beyrut Limanı’nın gelişmesi için önemli bir ticaret ürünü haline gelmiştir504. Bununla birlikte ipek ürünü üzerinde yabancı tüccarların denetiminin artması veya ticaretinin artmasına karşı Bâbıâli’nın bazı müdahaleleri olmuştur. 1850 yılına gelindiğinde bölgedeki ipek imalathanelerinin işletilmesi için yabancılara izin vermemesi bunlardan biridir. Beyrut’ta ipek üretimi, imali ve ticareti konusunda Osmanlı yönetiminin yabancı nüfuzunu engellemeye veya en azından azaltmaya yönelik bazı tedbirler aldığını görmekteyiz. Hatta bölgede yerli sanayiyi destekleyen bir tutum içinde olduğunu dahi söyleyebiliriz. Bu tarihlerde Cebel-i Lübnan’da 5 tanesi Fransızlar tarafından yönetilmek üzere 7 ipek fabrikası bulunmaktaydı. İmal edilen ipek ürünlerinin bir kısmı Fransa’ya ihraç edilmekte ve büyük bir kısmı da ülke içinde tüketilmek üzere Şam, Halep ve Bağdat pazarlarına gönderilmekteydi505. Fakat Osmanlı yönetimi Fransızların ipek ürününü Beyrut’ta imal etmelerine

502 Dominique Chevallier, a.g.e, s. 224, 228. Konsolos Henry Guys 1834 tarihli raporunda Beyrut’ta

üretilen ipeğin çoğunun kaçak olarak gemilere yüklendiğinden bahsetmektedir. Hatta gümrükte diğer ürünlerin kaydı da tutulmadığı için Beyrut’tan gönderilen gümüş ve altın madeninin ve çeşitli paraların net bilgisini vermediğini, sadece inci, devekuşu tüyü, şal gibi bazı ürünlerin kaydının görülebileceğini ifade etmektedir. Bkz: DDC, Henry Guys au Duc de Broglie, Consulat de France à Beyrouth, Tome I, Direction Commerciale, No. 45, 20 Mart 1834, s. 304.

503 DDC, Alexandre Deval au Maréchal Soult, Direction Commmercial, No: 25, 20 Juin 1839,

Consulat de France à Beyrouth, Tome II, s. 233; Charles Issawi, The Fertile Crescent, s. 160.

504 Suriye ve Lübnan’da İpek üretimi hakkında bkz: Boutros Labaki, Introduction à l’Histoire

Économique de Liban Soie et Commerce Éxterieur en fin de Période Ottomane (1840-1914), Publications de l’Université Libanaise, Beyrouth 1984, s. 27-170.

505 DDC, De Lesparda à Baroche, Direction Commerciale, No. 27, 26 Temmuz 1851, Consulat de

müsaade etmeyip506 bu izni kendi tebaasından bir Ermeni’ye vermiştir507. Sadece Fransızlar değil diğer ülke tüccarı veya vatandaşları da kendilerine müsaade edilmediği için bu hususta sıkıntı yaşamışlardır508. Bâbıâli’nin bu tutumunun ise Fransızların tepkisine yol açtığını görmekteyiz. Fransız konsolosu Lesparda bu konu hakkında “Türk hükümeti Lübnan’da Avrupa kurumlarının gelişmesini istemiyor.

Veziriazam bir Ermeni lehine bütün iplik atölyelelerinin tekelini bahşeden bir buyruldu gönderdi. Sadece bu tür kurumları kurması için ona özel bir izin bahşedildi. Fakat Gülhane Hattı hümayunu ve 1838 ticaret antlaşması eğer ben aldanmadıysam, bütün tekelleri kaldırmayı taahhüt etmişti. O halde biz bu taahhüdün muhafaza edilmesini talep etme hakkına sahip değil miyiz?”509 diyererek yakınmalarını hükümetine iletmiştir. Beyrut Konsolosu Lesparda’nın yaklaşık bir yıl sonra 26 Haziran 1852 tarihli raporunda da “Bu tedbir Osmanlı imparatorluğunda

Avrupalıların gözlerini oyan tüm idari saçmalıkların sonucudur”510 diyerek Bâbıâli’nin Avrupalıların bölgede iplik imalathaneleri kurmasını yasaklamasına ve ipek imalat tekelini ülkede yaşayan bir Ermeni’ye vermesine eleştiri getirmiş ve uygulamadan hoşnut olmadığını ifade etmiştir. Osmanlı yönetimin ipek imalat sanayisini korumaya yönelik bazı tedbirler alması bir yana Avrupalı devletlerin bölgede nüfuz sahibi olmasına karşı da koruyucu bazı önlemler aldığını görmekteyiz. İpek ticaretindeki büyüme Suriye ekonomisini değiştirmiş, hatta 1853 yılından itibaren Beyrut’un en çok ihraç edilen tarım ürünü haline getirmiştir. Bu tarihten itibaren de genel bir artış meyli göstermiştir. Bu yüzden Cebel-i Lübnan’da üretilen ve liman vasıtasıyla Avrupa pazarları talebini karşılaması amacıyla ticareti

506 BOA, A. MKT, 50/39, 23 Şubat 1852.

507 BOA, HR. MKT, 102/3, 25 Şubat 1855; DDC, De Lesparda à Baroche, Direction Commerciale,

No. 27, 26 Temmuz 1851, Consulat de France à Beyrouth, Tome IV, s. 91.

508 Avusturya vatandaşının da ipek imalethanesi için müsaade alamadığına dair bkz: BOA, A. MKT.

UM, 163/11, 27 Ağustos 1854; BOA, MVL, 155/21, 27 Ağustos 1854.

509 DDC, De Lesparda à Baroche, Direction Commerciale, No. 27, 26 Temmuz 1851, Consulat de

France à Beyrouth, Tome IV, s. 92.

510 DDC, Lesparda au Marquis de Turgot, Direction Commerciale, No. 45, 26 Haziran 1852, Consulat

de France à Beyrouth, Tome IV, s. 121. “Cette mesure est la süite de toutes absurdités administratives qui frappent les yeux des Européens dans l’Empire Ottoman”

yapılan ham ipeğin ihraç edildiği liman olan Beyrut Limanı’nı Dünya-Ekonomi Sistemi’ne eklemlenmesinde önemli bir yere koymaktayız.

Dünya-Ekonomi Sistemi analizlerinde tarımın ticarileşmesiyle birlikte periferi bölgelerde tektip ihracat ürünü tarımına yönelik meylin olduğu, hatta Avrupa sermayesinin çevre ülkelerde yayılmasının vasıtalarından birinin sadece birkaç ürün eksenli veya tektip tarım ürününe dayanarak çevre bölgelerin merkeze daha bağımlı hale geldiği iddia edilmektedir511. Osmanlı Devleti söz konusu olduğunda bazı bölgelerinde ihracata dayalı ön plana çıkan bir tarım ürününün olduğu kabul edilse bile Osmanlı’nın herhangi bir bölgesini doğrudan tarım ürünü yoluyla merkeze bağlayan bir ürünün olmadığı, tarım ürünlerinin çeşitlilik arz ettiği kabul görmektedir512. Suriye bölgesine baktığımızda da tarım ürünlerinde tek tip tarım üretimi olmayıp çeşitlilik olsa da ipek üretimi yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir artış eğilimi gösterdiği görülmektedir. Şevket Pamuk, XIX. yüzyılda Osmanlı ihracat ürünlerinde dikkat çeken özelliğin, Osmanlı istatistiklerine göre 1878-1913 yılları arasında herhangi bir ürünün herhangi bir yılda toplam ihracat payının % 12’sini aşmasının ender olduğunu ve yine aynı tarih aralığında ihracat hacmi iki katından fazla artmasına rağmen ürünlerin ihracat oranları pek değişmediğini ifade etmektedir513. Osmanlı topraklarının her bölgesinin farklı dönemlerde ve farklı ihracat ürünü ile Dünya-Ekonomi Sistemi’ne katıldığını kabul edersek514 her bölgeyi ayrı ayrı değerlendirmek daha doğru olacaktır.

511 M. Asım Karaömerlioğlu, a.g.m, s. 95. 512 Huricihan İnan, a.g.m, s. 26-28. 513 Şevket Pamuk, a.g.e, s. 139. 514 Murat Çizakça, a.g.m, s. 353-377.

Tablo 10: 1836-1857 Yılları Arasında Beyrut’tan İpek İhracatı515

İpek üretiminin 1853 yılında ortaya çıkan pebrine adı verilen virüs dolayısıyla hızlı bir şekilde azalması 1850’li yıllar boyunca Avrupa’da ipek kıtlığının yaşanmasına sebep olmuş516, bu durumun Fransa’yı etkilemesi üzerine ipek ihtiyacını karşılamak için Lübnan ipeğine yönelmesine sebep olmuştur. Bu Suriye ve Lübnan bölgesinde ham ipek üretiminin artış oranının nedenini açıklamaktadır517. Bütün bu gelişmeler ve Cebel-i Lübnan ipeğine Avrupa pazarlarında talebin artması sonrasında Osmanlı yönetiminin ülke içinde ipek üretimini korumak için tedbir olarak ipek tohumlarının yabancı tüccarlar tarafından ülke dışına çıkarılmasına engel olmaya çalıştığı görülmekte518, ayrıca Beyrut’ta ipek üretimine önem vermeye başladığı görülmektedir519. Hatta 1870 ve 80’lerde ipek üretimi için bilimsel metotlar benimsenmeye başladı ve bu tarihlerden sonra Suriye ipeğine talep de düzenli olarak artış gösterdi520. Ayrıca üretim hususunda, Suriye’de ve Cebel-i Lübnan bölgesinde

515 Dominique Chevallier, a.g.e, s. 226.

516 BOA, A. MKT. UM., 289/42, 24 Temmuz 1857. 1850’lerde Akdeniz civarındaki ipekböceği

üretimine zarar veren pebrine hastalığı Selanik’i de etkiledi. 1870’lerin başında Japonya’dan gelen ithal tohumlarla beslenen Selanik ipekböcekçiliği ancak yerel ihtiyaçları karşılayabiliyordu. Yirmi yıl sonra hastalık önlendi, fakat atölyeler kapılarını yeniden açmayacaktı. Bkz: Meropi Anastassiadou, a.g.e, s. 307-308.

517 Boutros Labaki, a.g.e, s. 29.

518 BOA, A. MKT. UM, 289/42, 13 Ağustos 1857.

519 Beyrut ve civarında ipekböceği tohumu ihtiyacının karşılanması için Bursa ve Edirne’den tedarik

edildiğine dair bkz: BOA, A. MKT. UM, 449/53, 18 Ocak 1861; BOA, A. MKT. NZD, 339/56, 14 Ocak 1861; BOA, A. MKT. NZD, 342/27, 11 Şubat 1861.

520 Leila Fawaz, Merchants and Migrants, s. 64.

Yıl Frank 1836 3.076.300 1838 3.776.170 1841 3.725.600 1842 2.485.044 1843 3.879.000 1844 3.507.500 1845 2.398.721 1847 1.192.000 1848 1.749.000 Yıl Frank 1850 2.406.250 1852 3.253.120 1853 4.586.150 1854 7.963.710 1855 7.929.617 1856 10.131.825 1857 9.791.157

pamuk üretimiyle birlikte ipek üretiminde de bazı yıllarda azalma görülmesine karşın genel itibariyle bir artış meyli izlediği görülmektedir. Bunun ise özellikle ulaşımın kolaylaşmasıyla ihracata yönelik ürünlerin ve dolayısıyla Fransa’nın hastalık sebebiyle Avrupa’da azalan ipek üretimini karşılamak için bu bölge ipeğine ihtiyaç duymasının bir sonucu olduğunu göz önünde bulundurmaktayız521.

1850 ve 1880 arasında Suriye ve Avrupa arasında kurulan ticari ilişki çerçevesinde ipek üretimi, uluslararası ekonomik sistemde özellikle Fransa ile Cebel- i Lübnan’ı birine bağlayan en önemli faktörlerden biri haline gelmişti522. Bölgede ipek üretimi hakkında bilgiler veren Boutros Labaki, ipek üretiminin 1873-1915 yılları arasında % 285 oranında büyüdüğünü, 1840-45 yılları arasında Beyrut’tan ihraç edilen ipeğin % 51’nin Mısır’a, % 19’unun Fransa’ya iken, yüzyılın ikinci yarısından itibaren Fransa’nın en çok ipek ihraç eden ülke haline geldiğini ifade etmektedir. Nitekim 1873 yılında üretilen ipeğin % 40’ı, 1911 yılında % 93’ü Fransa’ya ihraç edilmekteydi523. Leyla Fawaz’ın da Labaki’nin verilerini doğruladığını görmekteyiz. Fawaz’ın verdiği istatiski bilgilere göre ham ipek üretimi Cebel-i Lübnan’da bütün üretimin % 65’ni, Cebel-i Lübnan dâhil Suriye’den yapılan ihracatın toplam değerinin % 45’ini oluşturduğu tahmin edilmektedir. Bölgeden ihraç edilen ipeğin % 80-90 civarında bir miktarının da Beyrut Limanı vasıtasıyla yapıldığı tahmin edilmektedir. Beyrut ve çevresinde gittikçe nüfuzu artan Fransa Beyrut’tan en çok ipek ihraç eden ülkeydi. 1873 yılında ham ipeğin % 40’ı, 1900 yılından sonra da % 90’ı Fransa’ya ihraç edilmiştir524. Bu verilere baktığımız zaman, Şevket Pamuk’un bütün imparatorluk için verdiği ihracat oranının çok üstünde olduğu görülmektedir. Her ne kadar Beyrut ve hinterlandında tek tip tarım üretimi söz konusu olmasa da ham ipeğin Batı Avrupa pazarının artan talebi karşısında önemli bir ihraç ürünü haline geldiği görülmektedir.

521 Boutros Labaki, a.g.e, s. 129-141.

522 Roger Owen, a.g.e, s. 154.

523 Boutros Labaki, a.g.e, s. 28, 140-141, 147. 524 Leila Fawaz, Merchants and Migrants, s. 63.