• Sonuç bulunamadı

TENKİDLİ METNİN KURULUŞU TENKİDLİ METNİN KURULUŞU TENKİDLİ METNİN KURULUŞU

C. TENKİDLİ METNİN KURULUŞU C. TENKİDLİ METNİN KURULUŞU C. TENKİDLİ METNİN KURULUŞU

Ravzatü’t- Tevhîd mesnevîsinin elimizde yedi nüshası mevcuttur. Ancak bunlardan hiçbiri müellif nüshası değildir. Yedi nüshadan dört tanesinin istinsah tarihi bellidir. Bunları istinsah tarihine göre şu şekilde sıralayabiliriz: Mihrişah Sultan (996/1588), Vatican (1002/1594), Bağdatlı Vehbî (1066/1655), Koyunoğlu (1152/1739). İstinsah tarihleri kaydedilmemiş olan Reşit Efendi ve Şehit Ali Paşa nüshalarının, istinsah tarihini bildiğimiz Bağdatlı Vehbi nüshasıyla bir çok yönden

benzedikleri dikkate alınırsa, birbirine yakın tarihlerde istinsah edildikleri düşünülebilir.

Nüshaları beyit sayılarına göre de şu şekilde sıralayabiliriz: Reşit Efendi nüshası ...6134 beyit Mihrişah Sultan nüshası ...5798 beyit Şehit Ali Paşa nüshası ...5764 beyit Bağdatlı Vehbî nüshası ...5587 beyit Koyunoğlu nüshası ...4893 beyit

Elimizdeki nüshalardan Şehit Ali Paşa nüshası dışındakiler tam nüsha görünümündedir. Bunlardan en çok beyit sayısına sahip nüsha Reşit Efendi, en eksik olan da Koyunoğlu nüshasıdır. Koyunoğlu, istinsah tarihi en yeni ve en çok farklılık gösteren nüshadır. Başlıklar değiştirilmiş, veznin bozulduğu ve mananın farklılaştığı düşünülmeksizin, mısralar adeta yeniden söylenmiştir. Nüsha bu haliyle kalmamış, üzerinde tekrar değişiklikler yapılmak istenerek, birçok kelime gelişigüzel karalanmıştır. İşte bu sebeplerle Koyunoğlu nüshasını tenkitli metne almamız mümkün olmamıştır.

Tenkidli metnin hazırlanmasında Mihrişah Sultan (M), Bağdatlı Vehbî (B), Reşit Efendi (R) ve Şehit Ali Paşa (Ş) nüshalarından faydalanılmıştır. Bunlardan sadece B nüshası harekesiz, diğerleri harekelidir.

Nüshaların istinsah tarihlerini göz önüne alarak benzerlik ve farklılıklarını incelediğimizde şu sonuçlara ulaşmaktayız:

Te’lîf tarihinden yaklaşık çeyrek asır sonra istinsah edilen M nüshası bize en sağlam metni vermekte, fakat diğer üç nüshadan pek çok yerde ayrılmaktadır. Eserin telif tarihine oldukça yakın bir tarihte istinsah edildiği halde, elde ettiğimiz tenkitli metinden 345 beyit eksik oluşu, bu nüshanın müellif hattından istinsah edilen başka bir nüshadan çoğaltıldığını düşündürmektedir. M nüshası tek başına bir kolu temsil etmektedir.

İkinci bir koldan gelen B, R, Ş nüshaları pek çok hatada birleşmekte, farklılıkları da çoğunlukla hareke veya imlâ ölçüsünde kalmaktadır. Bununla birlikte R nüshası B’den 547, Ş’den 370 beyit fazladır. Bu bize R’nin daha önce istinsah

edildiğini, B ve Ş’nin de R’den farklı bir yan kolun devamı olduklarını düşündürmektedir.

Tenkidli metnin oluşturulurken istinsah tarihinin eskiliği ve sağlamlığı sebebiyle en çok istifade edilen nüsha, M nüshası olmuştur. Çoğu yerde tek nüsha gibi birlik arzeden B, R, Ş nüshaları da zaman zaman kendi aralarında farklılık gösterdiği için gerektiğinde B, R veya Ş nüshalarından biri metne alınarak, diğer nüshalardaki farklılıklar dipnotta gösterilmiştir.

Nüshalardan üçünün harekeli olması ve çoğu zaman eklerde harf yerine hareke kullanılması , transkripsiyon sistemi içerisine üstün ( } ), esre ( ~ ), ötre (  )’ yi ünlü olarak almamızı gerektirmiştir.

Metnin kuruluşunda eserin ait olduğu dönem itibarıyla Eski Anadolu Türkçesi’nin dil hususiyetleri göz önünde bulundurulmuştur.

niçe-nice, dürüşmek-dürişmek, toġru-toġrı, kendü-kendi gibi Türkçe kelimelerin nüshalarda daha çok rastladığımız ilk şekilleri tercih edilmiştir.

Mülk-milk, bihmet-bıdmet, pādişāh-pāhişāh, ġonçe-ġonce, iy-ey gibi Arapça- Farsça kelimelerin de sık rastladığımız ilk şekilleri metne alınmıştır.

“ile, ilen-çün, içün” edatlarıyla “idi, ise” gibi i- fiilinin aldığı şekiller kelimeye bazen bitişik bazen ayrı yazıldıkları halde, metinde birlik sağlamak amacıyla daima ayrı yazılmıştır. i- fiilinin düşüp -y- yardımcı ünsüzünün getirilmediği yerler ise kelimeye bitişik yazılmıştır.

seyfilen, askerilen, ezhārılan gibi.

Arapça muzaaf kelimelerde ulama yapılması mümkün olan hallerde şeddeli harf gösterilmiş, diğer durumlarda ise hecenin ses değeri göz önüne alınarak şeddeli harf belirtilmemiştir.

Arapça ismi fail görevindeki kelimelerde bazan “ye” ve “hemze” nin bir arada, bazan da sadece “y” li yazılışların kullanıldığı gözlenmiş, kelimenin aslından uzaklaşmamak gāyesiyle hemzeli yazılış tercih edilmiştir: kāyim-kā’im gibi.

Farsça kelimelerdeki vāv-ı ma cdūle “hvāce” kelimesinde olduğu gibi (v)

işaretiyle gösterilmiştir.

Tecellī kelimesi metinde bazan “elif”, bazan “ya” ile ile yazılmış; ama harekesi çoğunlukla “üstün” olduğu için tecellā okunuşu tercih edilmiştir. Bu ve benzeri kelimeler kafiye ve veznin gerektirdiği durumlarda “i”li okunmuşlardır.

Vezin gereği iki kelimeden birinde gerçekleşen ünlü düşmeleri (’) işareti ile gösterilmiştir. “Ne itdi/n’itdi” gibi hece düşmesinin olduğu yerlere M ve Ş nüshaları ( ) ile işaret etmişlerdir. Bu sebeple hece düşmesi metne tâbî olunarak tenkitli metinde (’) işaretiyle gösterilerek uygulanmıştır.

Tamlama gerektirdiği halde bütün nüshalarda akkuzatif eki olarak belirtilen kelimeler, hiçbir nüsha tercih edilmeyerek tamlamalı okunmuş, nüshalardaki şekilleri dipnotta gösterilmiştir.

Nüshalarda çekim eklerinde görülen farklılıklar nüsha farkı olarak dipnota alınmamış, farklılık kelime kökü veya yapım eklerinde ise dipnotta belirtilmiştir.

Metinde sıkça rastladığımız iktibaslar transkripsiyon harfleriyle ve italik olarak metne alınmış, bunlardan âyet ve hadis oldukları tespit edilenlerin anlamları ve kaynakları dipnotta belirtilmiştir. Arapça beyit ve ibarelerin anlamları da dipnottadır.

Nüshaları temsil eden M, B, R, Ş harfleri ve varak numaraları, beyit numarasından önce, sayfanın sol tarafındadır. Nüsha farkları dipnotta beyit numaraları ile birlikte, ilk mısra a, ikinci mısra b harfi ile gösterilmiştir. Beyit numarasından sonra tenkidli metne alınan kısım verilmiş, (:) işaretinden sonra farklı olan kısım ve hangi nüshada olduğu belirtilmiştir. Birden fazla nüshadaki ortak fark (,) işaretiyle, aynı yerde farklı nüshalardaki değişiklikler (;) işaretiyle, aynı mısrada birden fazla nüsha farkı varsa farkların arası (/) işareti ile ayrılmıştır.