• Sonuç bulunamadı

Halen yürürlükteki mevzuatımıza göre hukuk hakimi tarafından eksik inceleme ve araştırma ile verilen kararlara karşı hukuki yararı ihlal edilen taraflarca başvurulması öngörülen olağan kanun yollarından ilki temyizdir. Temyiz olağan kanun yollarından birisidir. İlk derece mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmak istenildiğinde yürürlükteki mevzuata göre öncelikle temyiz yoluna başvurulmalıdır422. Yargıtay ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların hem hukuka hem de olaylara uygunluğunu denetlemektedir423. İlk derece mahkemesi taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmektedir. Temyiz incelemesinde ise, ilk derece mahkemesinin bu uyuşmazlık hakkında verdiği kararın hukuka ve kanuna uygunluk denetimi yapılır; yoksa istinaf mahkemelerinde yapıldığı gibi yeniden bir inceleme yapılarak karar verilmez424.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun Geçici 3. maddesi gereğince istinaf mahkemeleri kuruluncaya kadar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun temyize ilişkin hükümlerini düzenleyen 427 ve devamı maddeleri uygulanmaya devam olunacaktır.

Kural olarak ilk derece mahkemesi tarafından verilen bütün nihai kararlara karşı temyiz yolu açıktır. Ancak Kanun koyucu Yargıtay’ın iş yükünü azaltmak ve mahkemelerdeki yargılama faaliyetlerini hızlandırmak amacıyla ilk derece mahkemeleri tarafından verilen nihai kararların bir kısmının temyiz edilemeyeceğini kabul etmiştir (m.427)425. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen menkul mal ve alacak

421 Akcan s.9.

42226.09.2004 tarihli 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun ile hukukumuza giren Bölge Adliye Mahkemeleri kurulduğunda ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmak istenildiğinde öncelikli kanun yolu istinaf olacaktır.

423 Yılmaz-İstinaf s.39.

424 Pekcanıtez/Atalay/Özekes s.493.

davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir (m.427/II)426. Temyiz sınırı 2007 yılı için 1178 YTL’dir. Yani 1178 YTL’ye kadar olan menkul ve alacağa ilişkin davalarda verilen kararlar kesindir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 1178 YTL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü 1178 YTL’yi geçmeyen taraf, temyiz yoluna başvuramaz. Bazı kararların özel kanun hükümleri gereğince temyiz edilemeyecekleri öngörülmüştür. Örneğin, iş bölümü itirazının kabulü üzerine verilen gönderme kararları nihai karar olmasına karşılık, temyiz edilemez (TK m.5/III). İlk derece mahkemesince verilen geçici nitelikteki kararlar temyiz edilemezler. Örneğin ihtiyati tedbir kararları temyiz edilemezler. Yine delil tespiti kararı temyiz edilemez427. Mahkemelerin idari nitelikteki işlerine ilişkin kararları da temyiz edilemez428.

“Hakimlerin, kaza (yargı) görevinden başka, değişik Yasalarla verilmiş “idari” nitelikte görevleri vardır, örneğin Hakimler Yasasına göre toplu çalışan mahkemelerin başkanlarının, üyeleri, yardımcıları ve stajyerler üzerinde denetlemeleri ile, vesayet dairesi hakimlerinin vasiler üzerindeki hesap işlemlerine ilişkin Medeni Yasanın öngördüğü denetleme görevleri bu niteliktedir.. Bu görevler “kaza” ödevi dışında birer idare görevidir… bu kararlara karşı Usulün 427. maddesi hükmünce temyiz yoluna başvurulamaz. Temyiz yoluna ancak dava sonunda verilen veya özel kanunlarında temyiz edilebileceği yazılı olan yahutta niteliğinden temyiz edilebileceği anlaşılan kazai kararlara karşı başvulabilir…”429.

Ara kararları yalnız başına temyiz edilemezler ancak asıl karar ile birlikte temyiz edilebilirler430.

“…Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde, mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği öngörülmüştür. Mahkemenin davadan el çekmesini gerektiren ve yargılamaya son veren gerek esas ve gerekse usul ile ilgili bütün kararlar nihai karardır. Bunun karşıt anlamında mahkemenin davadan el çekmesini veya yargılamaya son verilmesini gerektirmeyen, muhakemenin devamını temin eden kararların nihai vasfı

426 Kuru/Arslan/Yılmaz s.577; Kuru-Usul c.V s.4599. 427 Kuru-Usul c.V s.4526.

428 Kuru-Usul c.V s.4529.

429 Yargıtay 4. HD 18.12.1970 tarih ve 9397/9458 E K sayılı kararı:RKD 1972/2 s.98-99. 430 Kuru-Usul c.V s.4531; Üstündağ s.826; Kuru/Arslan/Yılmaz s.578.

bulunmadığından müstakilen temyiz edilemez; ancak asıl hükümle birlikte temyize konu edilebilir.”431

Bilirkişi ret talebinin kabulüne veya reddine ilişkin karar ara kararı olduğundan yalnız başına temyiz edilemez. Görev itirazının, ilk itirazların ve hakimin reddi talebinin reddi kararları ara kararı olduğundan tek başına temyiz edilemez ancak hüküm ile birlikte temyiz edilebilirler432.

Mahkemece verilen nihai kararlara karşı sadece davanın taraf veya tarafları temyize başvurabilirler433. İlk derece mahkemesinin kararının temyiz edilmesi ile kararın maddi ve usul hükümlerine uygun olarak verilip verilmediği denetlenmektedir434. Temyiz yolunda, ilk derece mahkemesince incelenen vakıalar yeniden inceleme konusu yapılmaz ve temyiz yolu sırasında yeni vakıalar ileri sürülemez. Ancak hükümden sonra ortaya çıkan ve hükmü etkileyecek olan vakıalar temyiz aşaması sırasında ileri sürülebilir435. Temyiz incelemesi sırasında sadece ilk derece mahkemesinin kararı hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılır436. Temyizde ilk derece mahkemesinin kararı incelenerek ilk derece mahkemesine bildirilmiş olan vakıaların usulüne uygun biçimde incelenip incelenmediği, özellikle o vakıalara hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı denetlenir437.

Temyizin amacı; öncelikle hukuk kurallarının tüm ülkede aynı şekilde uygulanmasını sağlayarak uygulamada birliği ve hukuk hakimlerinin adaletli karar vermelerini sağlamaktır438. Yani Yargıtay’ın temyiz incelemesi sırasındaki işlevi hukukun, tüm ülkede, aynı şekilde uygulanmasını ve gelişmesini sağlamaktır439. İlk derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygunluğunu denetlemekle görevli olan Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesi ile hukuk kurallarının tüm ülkede aynı şekilde uygulanması sağlanmakta ve bu şekilde tarafların ve vatandaşların adalet hizmetine olan güvenleri sağlamlaşmaktadır.

İstinaf mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 427 ve devamı maddelerinde düzenlenen temyize ilişkin hükümler

431 Bkz:Yargıtay 19.HD 25.09.1992 tarih ve 81103/4477 E K sayılı kararı:Kuru-İcra §73 dipnot. 432 Kuru-Usul c.V s.4531.

433 Akcan s.15.

434 Kuru/Arslan/Yılmaz s.580 vd; Üstündağ s.832 435 Kuru/Arslan/Yılmaz s.577.

436 Kuru/Arslan/Yılmaz s.577; Kuru-El Kitabı s.767; Bilge/Önen s.643; Pekcanıtez/Atalay/Özekes s.493. 437 Akcan s.25.

438 Üstündağ s.817; Öztek s.63; Akcan s.16; Kuru/Arslan/Yılmaz s.576. 439 Yılmaz-Adalet s.71.

uygulanmaya devam edecektir (Geçici m.2). Mutlak temyiz sebebi oluşturan usule aykırılıklar dışında bir usul hukuku kuralının eksik inceleme ve araştırma sonucu yanlış uygulanmış olmasının temyiz sebebi teşkil edebilmesi için hukukun bu yanlış uygulanmasının verilen kararı değiştirebilecek nitelikte olması gerekir. Yani, o usul hukuku kuralı yanlış uygulanmasaydı karar başka türlü olacak idi ise, bu hal temyiz sebebi olarak kabul edilebilir440.

Mutlak temyiz nedenlerinin varlığında illiyet bağının varlığı araştırılmaz. Nispi temyiz nedenlerinde, verilen kararın önemli usule aykırılıklar içerdiği gerekçesiyle bozulabilmesi ve usule aykırılığın önemli olduğunun kabul edilebilmesi için illiyet bağının araştırılması gerekmektedir441

Benzer Belgeler