• Sonuç bulunamadı

1.5. Teknoloji Ve Ar-Ge Kavramları

1.5.1. Teknoloji Transferi

Ülkeler kullanmak istedikleri teknolojiyi elde edebilmek için iki farklı yöntem kullanabilirler. İlki teknolojiyi doğrudan üretmek diğeri ise ihtiyaç duyduğu teknolojiyi dışarıdan transfer etmektir.

Teknoloji transferi; “yeni bir üretim biriminin kurulması ve işletilmesi için gerekli olan ve gelişmekte olan ülkelerde kıt bulunan veya hiç olmayan teknik bilgilerin transferi” olarak tanımlanmaktadır (Şimşek, 1988: 19).

Teknoloji transferini “Kamu, özel sektör, üniversiteler, araştırma ve geliştirme kurumlarının bilgi ve deneyimlerini ulusal ve uluslararası düzeyde transfer ettikleri süreç” olarak tanımlayabiliriz. Teknoloji transferi bu saydığımız kitleler arasında iş birliğini gerektiren bir süreçtir. Aksi halde her kurum ihtiyaç duyduğu bilgiyi kendi üretmek zorunda kalacaktı. Günümüzde tıp alanındaki teknoloji transferleri ile birçok hastalık farklı ülkelerdeki bilim insanının buluşları ile tedavi edilmiş ve bu tedavi yöntemleri yine farklı kişiler tarafından geliştirilerek insanlığın hizmetine sunulmuştur. Radyoloji cihazları MR’lar ve lazer teknolojilerini örnek olarak gösterebiliriz. Dünya’nın neresinde olursa olsun yapılan her teknolojik buluş dışsal fayda yaymaktadır ve teknoloji transferiyle bu fayda uluslararası düzeyde de maksimuma çıkmaktadır.

Bilim ve teknoloji politikaları, bütün dünyada ülkelerin refah düzeyini doğrudan etkileyen sosyal ve siyasi gidişine yön veren, gelişim ve değişim koşullarını ortaya çıkaran türden politikalar olmuştur. Teknolojinin bu etkin işlevi nedeniyle bütün ülkeler teknoloji üretmek, başka ülkeler tarafından üretilen teknolojileri elde etmek, kullanmak ve yaymak için her türlü çabayı göstermektedirler (Yıldız vd, 2010: 1). Gelişmekte olan ülkeler genellikle teknolojiyi üretmekten yoksun olup transfer etmeyi tercih ederler. Teknoloji üretiminin çok zor ve pahalı olması yetişmiş eleman eksikliği ve alt yapıdaki yetersizlikler gelişmekte olan ülkeler için önemli engellerdir. Kaynakların yetersiz olması gelişmekte olan ülkelerin kalkınma çabalarını olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzlukları teknoloji transferleri ile hafifletmek ve kalkınmanın başlarında teknolojiyi üretmek yerine transfer etmek daha etkin bir yönetim olabilir.

Teknoloji üretimine farklı açılardan baktığımızda;

1. Alıcılar Açısından: Teknoloji üretimi çok zor ve pahalı bir süreçtir. Buna yanı sıra teknolojiye ihtiyaç duyan ülkeler genellikle gelişme ve kalkınma çabası içindedirler ve teknoloji üretimi için yeterli kaynaklardan yoksundurlar. Bu ülkeler kalkınma çabaları sırasında ihtiyaç duydukları teknolojiyi teknoloji transferi yolu ile edinmeyi tercih ederler.

2. Satıcılar Açısından: Satıcıların temel amacı kâr elde etmek ve karı maksimize etmektir. Bu amaç, hem doğrudan teknoloji satışı hem de ürün satışı yoluyla gerçekleştirilebilir. Ürün satışlarının arttırılması, bazen o ürünle ilgili teknolojinin de satışına bağlı olabilir. Bunlardan başka, eski teknolojileri satmak da teknoloji satan ülkeler için kârlı bir iştir. Yarı mamul mal satışlarını arttırmak için de (lisans, know-how ve patent satışı) teknoloji satışları olabilmektedir (Şimşek, 1988: 20-3).

Bilginin artan rolü ve bunun sonucu olan global ekonomideki değişim, teknolojinin tanımını da etkilemiştir. Bir mal olarak görülen teknoloji, artık bilgi içeriği ve etkileri bakımından sosyo-ekonomik bir süreç olarak da tanımlanabilmektedir. Klasik ekonomi görüşüne göre teknoloji, bir maliyet ödemeden bir kesimden diğer bir kesime aktarılabilen bir mal olarak değerlendirilmekteydi. Bu durumda teknoloji transferi de tasarım dokümanlarının fotokopisini çeker gibi hemen sağlanabilen basit bir operasyon olarak tanımlanabilirdi. Teknolojiyi bilgi olarak gören yaklaşım, bu klasik görüşün yerini aldı (Kiper,2010;3).

Bilgi ise, karmaşık ve genellikle maliyeti yüksek bir “diğerlerinden öğrenme‟ sürecini de içeren, araştırma ve inovasyon süreçlerinde elde edilmektedir. Teknoloji transferi de, temel olarak, bu karmaşık ve maliyeti yüksek öğrenme sürecidir (Levine, M.D. vd, 1993; Kranzberg, M.1986). Teknoloji transferi, transfer edilen teknoloji transfer edence tamamıyla anlaşılmadan ve bu teknolojiden yararlanmaya başlamadan tamamlanmış sayılmaz(Chen,M.1996). Teknoloji transferinden bahsederken anahtar içerik, işte bu tanımda yatmaktadır. Bu kriterin sağlanıp sağlanamadığını test etmek için, transfer edenin, seçtiği teknolojiyi yerel, sosyo- ekonomik çevreye ve hammaddelere hangi oranda adapte ettiğine ve daha üst

düzeyde geliştirerek özgün bir teknoloji olarak başkalarına satıp satmadığına bakmak gerekir. Bu kapasitenin oluşmaması durumunda seçilen ve transfer edilen teknolojinin uygun, sürdürülebilir ve güvenilir bir teknoloji olmadığı; belki ucuz ama kötü bir teknoloji olduğu sonucuna da varılabilir (Kiper,2010;3).

Teknoloji transferlerinde farklı yöntemler kullanılabilmektedir. Kullanılan belli başlı yöntemler şunlardır;

Dolaysız Yabancı Sermaye Yatırımları Yatırım Malları İthali

Ortak Yatırım (Joint Venture) Anahtar Teslim Projeler Sınaî İşbirliği Anlaşmaları Teknik Yardım Programları

Yabancı Uzman İstihdamı Ve Yerli Personel Eğitimi Dokümantasyon, Fuarlar, Sergiler Ve Konferanslar Taklit Veya Kopya

Lisans Anlaşmaları

Ülkeler yeni teknolojiye sahip olabilmek için farklı yollara başvurmaktadırlar. Bazı ülkeler bu amaçla, “ Teknoloji Transfer Ofisleri” kurmuşlardır. ABD Maryland Üniversitesinde 1986’ da kurulan Teknoloji Ticaretleştirme Ofisi bu ofisleri ilkleri arsında yer almaktadır. İsviçre’ de Bern ve Zürih Üniversiteleri tarafından 1999’ da kurulmuş olan Unitectra adındaki teknoloji transfer ofisi de başarılı bir örnek olarak gösterilmektedir (Elçi,2007:136).

Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO), akademik araştırma neticesinde ortaya çıkan buluş ve yenilikçi ürünlerin verimli ve hızlı bir şekilde ticarileştirme sürecini kapsayan faaliyetlerin yürütüldüğü ve destek hizmetlerin sağlandığı organizasyonlardır. Dünyada sayıları hızla artmakta olan ulusal inovasyon sistemleri tasarımlarında sağladığı yararları ile Üniversite-Sanayi ara yüzü olarak nitelendirebileceğimiz ve Teknoloji Transfer Merkezleri (TTM) ya da Ofisleri (TTO) teknoloji transferinde büyük önem taşımaktadır.

TTO’nun en önemli amacı Üniversiteler tarafından yapılan Ar-Ge çalışmaları sonuçlarının ticarileşmesini sağlamaktır. Ayrıca Ar-Ge çalışmalarının organizasyonunu sağlayarak Araştırma sonuçlarının ticarileştirilmesi ve pazarlanması konusunda aracı olan şirketlere de danışmanlık hizmeti vermektedir.

TTO’ların amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilir.

Akademisyenlerin bilimsel çalışmalarını ihtiyaç duyulan sektörlerin hizmetine sunulması,

Akademik bilginin “ ticari değer” kazanarak ,” bilimsel yayın” olarak kısıtlı bir çerçevede kalmaması,

Ortaya çıkan “ticari değer” den elde edilecek “ticari kazanç” ile araştırma faaliyetlerinin devamı için kaynak sağlanması

Akademisyenlerin gösterdikleri yoğun çaba sonucunda ortaya çıkardıkları ürün sayesinde hak ettikleri finansal tatmine ulaşmalarını sağlama,

Sanayinin ihtiyaç duyduğu bilimsel çalışmaları kendi üniversitelerimiz tarafından karşılanması sağlanarak, yabancı üniversitelerin yerine yerli üniversitelerimizin bilimsel çalışmalarının tercih edilmesini sağlama,

Patent sayısının arttırılmasını sağlama, Beyin göçünü engellemek,

Akademisyenliği tercih edecek öğrencilere daha kaliteli ve geniş ufuklu bir gelecek çizebilmek