• Sonuç bulunamadı

4.7. MODEL (YENİ BİR MODEL ÖNERİSİ: TEKNOLOJİ TRANSFER VE

4.7.2. Teknoloji Transfer ve Geliştirme Merkezi’nin (TTGM) Rolü ve Önemi

Ar-Ge ve inovasyon olmadan refah ve zenginliğe giden bir yol yoktur. Ar-Ge ve inovasyon aynı zamanda rekabetçiliğin de en temel bileşenidir. Ülkemiz son 10 yıl içinde büyük mesafeler kat etmiştir. İhracatımız, büyüme hızımız, bazı önemli reformlar, kamu hizmetlerinde iyileşmeler, istikrar politikalarımız önemli başarılar sağlamıştır. Bunun yanı sıra çözemediğimiz çok ciddi sorunlarımız da vardır. WEF Küresel Rekabetçilik Endeksi, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi, BM İnsani Gelişim Endeksi gibi muteber ve bilimsel verilere dayanan uluslararası endeksler göstermektedir ki; rekabetçilikte 59, inovasyon kapasitesinde 69, iş kolaylığında 71, matematik ve fen bilimlerinde 103, refah liginde 75’inci sıradayız.

Bir yandan araştırmacı sayımız ve bilimsel makale üretimimiz yükselirken aynı gelişmeler patent sayılarına ve üretime yansımamaktadır. Öte yandan ülkemiz

düşük ve orta teknolojilere dayalı bir sanayi yapısına sahiptir. İhracatımızın sadece % 2’si yüksek teknolojili mallardan oluşmaktadır. Gelinen noktada Türkiye’nin ivedi olarak stratejik bir dönüşüm yapması zorunluluk olmuştur.

Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini arttırmada stratejik dönüşümü gerçekleştirebilmek amacıyla Bilim-Sanayi işbirliğini etkinleştirmemiz gerekmektedir. Bilim–sanayi işbirliği konusunun tarafları olan birden fazla kurum olduğunu bundan önceki bölümlerimizde değinmiştik. Bu işbirliğinin etkinliğini artıracak çalışmaları koordine edecek bir yapı gerekmektedir. Ar-ge ve inovasyon 2023 projeksiyonunda ülke inovasyon politikasında şuan gayri safi milli hâsılanın % 0,96 ları ar-ge ve inovasyona pay olarak ayrılırken kademeli bir artışla 2023 te bu oran % 3 olarak hedeflenmektedir. Hedeflenen bu payların ar-ge ve inovatif çalışmalara/projelere dönüşmesi büyük önem arz etmektedir. Bu projelerin sayısını, niteliğini ve verimini artıracak en temel sinerji ortamı bilim-sanayi işbirliğidir.

4.7.3. Teknoloji Transfer ve Geliştirme Merkezi (TTGM) Modeli

Üretim, küresel pazarda öne çıkabilmenin başlıca yoludur. Küresel rekabetin hızla arttığı günümüz piyasa koşullarında üretim, bir yandan üretici şirket ve ülkelere kazanç sağladığı gibi, öte yandan ekonomilerin başlıca sorunlarından biri olan işsizlikle mücadelede önemli bir unsurdur.

Ülkeler açısından üretimin sürdürülebilirliği çok önemlidir. Sürdürülebilir üretim; istihdamın, ihracat kapasitesinin ve gelirin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında en önemli faktördür. Çeşitliliğin arttığı, rekabetin kızıştığı ve sınırların ortadan kalktığı günümüz piyasa koşullarında, sürdürülebilir üretimin temel dayanak noktası Ar-Ge ve “yenileşim”dir (inovasyon). Geçmişte işletmelerin rekabette öne geçmelerini sağlayan fark yaratmak ve yenilikçi olmak, artık işletmelerin yaşamlarına devam edebilmeleri için gerek şart haline gelmiştir.

Ar-Ge ve yenileşimin temel taşı “yeniliktir”. Genelde müşteri ihtiyaçlarının değişmesi ve yeni ihtiyaçların ortaya çıkması sonucu “yeniliklere” ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yenilik ihtiyacı bir yandan yeni ürün/hizmet ve üretim şekli ile

ilgili olsa da öte yandan hammadde temini, lojistik, pazarlama ve diğer işletme fonksiyonlarında da benzer ihtiyaçlar ortaya çıkmaktadır.

Ar-Ge ve yenileşim, yukarıda belirtilen sebeplerden ötürü gerek şirketler gerekse ülkeler için vazgeçilmezdir. Özellikle ekonomilerin kırılganlaşması sonucu çoğalan kriz ortamlarına rağmen, “yenilikçiliği” bir kaldıraç olarak kullanan ülkeler ve işletmeler, üretimlerini ve gelirlerini artırmaktadır. Hükümetler, bu etkinin farkında olarak Ar-Ge ve yenileşimi destekleyen bir eko-sistem oluşturmak için gerekli yasal değişiklikleri ve teşvikleri politikalarına eklemektedirler. Son 10 yılda ekonomi ve sanayi politikalarında Ar-Ge ve yenileşimin ağırlığı belirgin bir şekilde artmıştır.

Tez Akış ve İçerik Modelinde bütünden parçaya doğru bir akış oluğunu daha önce ifade etmiştik. Teknoloji Transfer ve Geliştirme Merkezi (TTGM) Modelimizin Ulusal İnovasyona etkisini gösteren; adından da anlaşılacağı gibi Parçadan Bütüne Holistik Yayılım Modeli dediğimiz modelde TTGM’nin doğru bir kurguyla Ulusal İnovasyon Sistemine, oradan da toplum refahına etkisini ve bu ara süreci tetiklemesini gösteren dalga etkisi yapan bir işleyiş modelinin şematize halidir.

Şekil 7: Parçadan Bütüne Holistik Yayılım Modeli

Ülkemizin ulusal inovasyon sistemi içerisinde her geçen gün yenilikler eklenmektedir. Gerek finansal sağlayıcılar, gerek kanun koyucular, uygulayıcılar ve yararlanıcılar bu ekosistemin daha sağlam temeller üzerinde gelişmesinin gerekliliğine inanmaktadırlar. Doğanın gereği olarak her kompleks yapı ve her gelişen organizma parçadan bütüne doğru birbiriyle ilintili ve ilişkili bir yapı sergilemektedir. Her ekosistemde olduğu gibi düzen ve karmaşalar inovasyon ekosisteminde de vardır. Ancak İlahi olmayan insan aklıyla kurgulanan bu sistemler zaman zaman karmaşalıklar, asıldan uzaklaşma, birbirlerinin sahalarına girme, ve sinerjiden uzaklaşan bireysel hareketler görülmektedir.

Ar-ge inovasyon ekosistemi aslında bireye kadar indirgenebilir. Fakat sistemi oluşturan paydaşları harekete geçirecek kurumsal bir kimlik ve sürdürülebilir bir yapı olması hasebiyle bunun kurumsal bir kimlik kazanması gerekmektedir. Ar-ge inovasyon geliştiricilerin baş aktörleri olan bilim, sanayi, kamu ve sosyal işbirlikleri arasında koordinasyon sağlayacak bir model merkez ihtiyacı hissedilmektedir. Bu modelin etki değerlendirmesi parçadan bütüne giden bir yapıda holistik bir yayılım

modeli gelişmiştir. Anonim kültürümüzün içerisinde bu mantık zaten vardır bunu en güzel şu cümle ifade etmektedir “Bir çivi bir nal kurtarır, bir nal bir atı, bir at bir

yiğidi, bir yiğit bir komutanı, bir komutan bir orduyu ve bir ordu bir milletin kaderini belirleyebilir.” Çalışmada yola çıktığımızda bu fikre sahip değildim ancak çalışma

şekillendikçe bir milletin kaderine etki edecek çivi niteliğindeki TTGM modelimiz ortaya çıkmıştır. Bu modelin etkin işleyişi için Grekli mevzuat ve başlangıç sermayelerin önceden düşünülmesi modelin sürdürülebilirliği açısından son derece önemlidir.

4.7.4. Teknoloji Transfer ve Geliştirme Merkezi’nin (TTGM) Kuruluş