• Sonuç bulunamadı

PİYASA ETKİNLİĞİ VE TEKNİK ANALİZİ

1.3. Teknik Analiz

1.3.3. Teknik Analizle İlgili Varsayımlar

Teknik analizin temel varsayımları aşağıdaki gibidir (Kirkpatrick ve Dahlquist, 2011: 17-19):

1- Birinci ve belki de en önemli varsayımı fiyatların trendidir. Diğer bir ifadeyle fiyatlar rassal değildir. Teknisyenler fiyatlarda saklı trendler bulunduğuna ve karlı yatırım kararları almak için geçmiş piyasa istatistiklerinin kullanılarak çözümlenebileceğine inanırlar. “Trend sizin dostunuzdur” diye bir söz de bulunmaktadır. Teknisyenler trend ile oynamaktadır. Teknisyenler erken aşamada onu belirlemeye çalışmaktadır. Trendler piyasa güçlerinin yani arz ve talebin etkileşimi sonucunda oluşur. Trendin yönü yukarı, aşağı ya da yana doğru olabilir (bkz Şekil 1.5). Yan ya da düz trendler en yanıltıcı olanlardır ve tahmin edilmeleri güçtür.

2- Fiyat arz ve talep etkileşimiyle belli olur. Piyasada alıcı ve satıcılar vardır. Satın alanların sayısı arttıkça talep artar ve talebi karşılayacak yeterli sayıda satıcı yoksa fiyat üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşacaktır. Zıt şekilde eğer arz talebi geçerse fiyat üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşacaktır. Piyasa katılımcılarını bir menkul kıymetin talep ve arzının artırıp azaltılması için ikna eden hırs, korku, umut ve diğer davranış faktörleri vardır.

Şekil 1.5. EUR-USD Döviz Paritesi Davranışı (Günlük: 3/02/2005 – 03/02/2015)

3- Fiyat her şeyi iskonto eder. Bu fiyatın beklentiler dahil tüm bilgileri içerdiği anlamına gelir. Daha önce bahsedildiği gibi bu kavramı ilk ortaya atan Charles Dow’dur. Bu biraz Eugene Fama’nın (1970) “fiyatlar tüm mevcut bilgiyi yansıtırlar” şeklindeki EMH ile ilgili ünlü açıklamasını çağrıştırmaktadır. Ancak Fama belirli bir

menkul kıymete dair bilgiyi kast ediyor ve bu bilginin tüm yorumlarının hemen ve rasyonel bir biçimde yorumlandığını varsayıyordu. Teknik varsayımlar EMH taraftarlarının fiyat açıklama varsayımını içermesine rağmen bu basitlikten de öteye gitmektedirler. Yalnız menkul kıymetle ya da o menkul kıymetin fiyatına etki edebilecek diğer tüm dış faktörleri de içermekle kalmaz ayrıca rasyonel ya da doğrudan ilgili olan ya da olmayan bilginin yorumunu ve o bilgiden elde edilen beklentileri de içerir. Teknik analize göre yorumlama “rasyonel olmayan duygulara” tabidir ve “insanları aşırı uçlara sürükler” ya da “uygun bir depresyona götürür” (Hamilton 1922; Kirkpatrick ve Dahlquist, 2011: 17).

4- Teknik analistler geçmişin tekerrür edeceğini düşünürler. İnsanların geçmişte benzer koşullarda nasıl davrandılarsa benzer davranma eğiliminde olduklarını düşünürler. Bu insan fıtratıdır. Bu davranış tahmin edilebilir fiyat kalıpları oluşturur. “Teknisyenler” akıllı yatırım kararları vermek için onlardan yararlanmaya çalışırlar. Bu varsayım teknik analizin en tartışmalı varsayımlarından birisidir.

5- Kalıplar düzensizdir. Her tüccar kendi zaman ufukları içinde işlem yapar. Buldukları kalıplar aynı olmayıp benzerdirler. Örneğin otuz dakikalık bir ufukta işlem yapan bir tüccar günlük ufukta işlem yapan tüccarlarla neredeyse benzer kalıpları bulacaktır. Zaman ufukları birbirine bağlı olmamasına rağmen kalıplar benzer olacaktır. Kalıplar zamandan bağımsızdır.

6- Hisler, his geri bildirimi üzerinden daha önceki hislerden etkilenirler. Eğer bir tüccar hisse satın alırsa ve fiyatı yükselirse olumlu hisleri olacaktır ve başkalarıyla bu hislerini paylaşacak ve böylece dolaylı olarak onları hisseyi almaya ikna edecektir. Bu da fiyat üzerinde yukarı yönlü bir baskıya neden olarak fazladan bir talebe neden olacaktır. Eğer yeterli sayıda piyasa katılımcısı yükseleceğine inanırsa hisseye ait fiyat kesinlikle artacaktır. Zıt şekilde yeterli sayıda katılımcı onun düşeceğine inanırsa fiyat üzerinde aşağı yönlü baskı olacaktır. Fazladan baskı fiyat şişkinliklerine neden olacaktır. “Teknisyenler” his faktörü ya da yatırımcı fikirlerinden dolayı fiyatın rasyonel doyum noktasının ötesine geçeceğini düşünmektedirler.

Teknik işlem kuralları spot piyasalarda geniş ölçüde kullanılsalar da türev ürünler piyasasında popüler hale gelmektedir. Türev ürünler piyasaları özellikle gelişekte olan piyasalarda yenidir. Ancak karmaşık yapılarına rağmen işlem hacmi gelişmiş ve gelişen piyasaların çoğunda hatta spot piyasalardan bile daha fazla yükseliştedir.

Bu bölümde sunulan argümanlar serisi mevcut bilginin uygun kullanımının karlı işlem kalıplarının ortaya çıkarılmasıyla sonuçlanacağını ortaya çıkarmaktadır. Ancak bir dönem için karlı görülen bir işlem kuralı bir sonraki dönemde ortalama üstü performans göstermeye devam etmeyebilir. Kurallar zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Kuralların değişen piyasa koşullarına göre uyarlanması gerekir. Bir tür öğrenme mekanizmasının olması gerekir. Tümevarımcı görüşe göre bilmek yalnız bilginin toplanmasıdır ve öğrenirken yeni dış bilgiye göre öncekilerin gözden geçirilip güncellenmesidir; mevcut çevreye ait temsillerin geliştirilmesi ve eski olanların atılmasıdır. Ancak iki temsilcinin aynı durum için farklı temsillerinin olması pekala mümkündür. Holland’ın (1986) bahsettiği gibi insanlar yüz yüze oldukları durumlarla ilgili içsel modeller ya da zihinsel modeller geliştirirler ve zihinlerinde farklı senaryolar üretirler. Kalıpları tanıyıp eşleştirmeye ve neticeleri tahmin etmeye çalışırlar. İnsan tabiatının bu davranışsal yönleri dinamik perspektiften davranış modelleme olan Değişim Ekonomisinin temelini oluşturur. Bu bilim dalı piyasa ortamına, öğrenme mekanizmalarına ve işlem süreçlerine odaklanır; ve biyolojik temelli teknikler geliştirir. İnsanların düşünce süreci ile ilgili sezgiden dolayı bu tekniklerden karlı işlem sinyalleri elde edilmesi ümit edilir. En popüler yapay zeka yöntemleri (AI) yapay sinir ağları (ANN) ve genetik programlamadır (GP). Bu araştırmada yatırım kararlarının alınmasında işlem kuralı olarak bu ileri teknikler de kullanılmaktadır.

İKİNCİ BÖLÜM