• Sonuç bulunamadı

2.3. ALICININ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ İHLAL ETMESİ HALİNDE

2.3.2. Türk Borçlar Kanunu’na Göre Satıcının Hakları

2.3.2.5. Tazminat (Aynen İfadan Vazgeçip Müspet Zarar) Talebi

Türk Borçlar Kanunu’na göre satıcının tazminat talebine ilişkin de genel hükümlerde alacaklının seçimlik haklarında düzenlendiği gibi (md.125), alıcının para borcunu ödemede temerrüdünün sonuçlarına ilişkin özel bir düzenleme yer almaktadır (md.236). Bu nedenle yukarıda olduğu gibi daha çok md.236 düzenlemesi üzerinde durulacaktır. Müspet zarar ise sözleşme vaktinde ifa edilmiş olsaydı, alacaklının malvarlığının göstereceği durum ile halihazırda gösterdiği durum arasındaki farktan oluşur772. TBK md.125/2 anlamında müspet zarar, iki unsurdan meydana gelir; bunlar,

alacaklının ifadan vazgeçtiği anda borçlanılan edimin değeri ile gecikmeden doğan zarardır773.

Satıcının malı teslim etmeyerek, bu malın değerini müspet zarardan düşmesi anlamına gelen TBK md.236, satıcının sözleşmeden dönmesi halinde uygulanmaz774.

Maddede yer alan bu “fark tazminatı”nı hesaplama yöntemi, her tür satım sözleşmesine, hatta başkaca sözleşmelere de uygulanır775. Buna göre md.236, ticari

satış, adi satış ayrımını yapmadan tüm satışlarda, alıcının satış bedelini ödemede

768 Serozan, Borçlar Hukuku, s. 238; Yavuz, Satış Sözleşmeleri, s. 403. 769 Aral ve Ayrancı, Borçlar Hukuku, s. 172.

770 Yavuz, Özel Hükümler, s. 117; Eren, Özel Hükümler, s. 166. 771 Serozan, Borçlar Hukuku, s. 243.

772 Eren, Genel Hükümler, s. 1141. 773 Eren, Genel Hükümler, s. 1141.

774 Aral ve Ayrancı, Borçlar Hukuku, s. 179. 775 Serozan, Borçlar Hukuku, s. 238.

131

temerrüde düşüp, satıcının aynen ifadan vazgeçerek, müspet zararının giderilmesini istemesi halinde, tazminat alacağının hesaplanma yöntemini düzenlemiştir776. Bu

yöntemler seçimlik olup, somut yöntem ve soyut yöntemden ibarettir777. Eklemek

gerekir ki satıcı, bu yöntemleri tercih etmeyerek, TBK md.125 gereğince müspet zararının karşılanmasını isteyebilir778.

Tazminat talebi konusunda, Viyana Sözleşmesi ile TBK hükümleri arasında benzerlik ve farklılıklar bulunmaktadır. Buna göre Viyana Sözleşmesi’ndeki yoksun kalınan kârın da talep edilebildiği ve ihlâle maruz kalan tarafın, söz konusu ihlâl gerçekleşmeseydi içinde bulunacağı maddi durumu yeniden tesis etmeyi amaçlayan “tam tazmin ilkesi”, TBK’daki müspet zarar talebiyle büyük ölçüde benzerdir; ancak Viyana Sözleşmesi’nde müspet zarar, menfi zarar ayrımı söz konusu değildir779.

Zararın giderimi konusunda da Viyana Sözleşmesi md.75 (soyut yöntem) ve md.76 (somut yöntem) ile TBK md.236 benzerdir. Yine TBK’da olduğu gibi Viyana Sözleşmesi de tazminatın hesabında tarafları, somut veya soyut yönteme başvurmaya zorlamamaktadır780. Aralarındaki önemli bir fark ise Viyana Sözleşmesi’nin tazminat

sorumluluğunda “kusur” şartı aramazken, TBK’nın “kusur” şartı aramasıdır781. Diğer

bir farklılığa göre Viyana Sözleşmesi’nde tazminat talebinin, zararın borçlu (alıcı) tarafından öngörülebilir olmasıyla sınırlandırılmış olmasıdır (md.74). Sözü edilen sınırlandırma, TBK sistemindeki tazmine konu zararın çerçevesinin belirlenmesinde kullanılan “uygun nedensellik (illiyet) bağı” unsurunun yerine geçmektedir782.

Sözleşme’deki bu sınırlandırma, uygun illiyet bağı teorilerinden “önceden sübjektif öngörülebilirlik” teorisinin karşılığıdır; ancak Türk hukukunda kabul edilen teori ise “sonradan objektif öngörülebilirlik” teorisi olduğundan bu konuda TBK ile Viyana Sözleşmesi hükümleri ayrışmaktadır783. Son olarak TBK’da hâkimin hükmedilecek

tazminatta hakkaniyet indirimi yapması mümkünken (md.114/2’nin yollamasıyla

776 Eren, Özel Hükümler, s. 166. 777 Yavuz, Özel Hükümler, s. 117.

778 Yavuz, Satış Sözleşmeleri, s. 412; Yavuz, Özel Hükümler, s. 118. 779 Öz, Kısa Karşılaştırması, s. 17.

780 Öz, Kısa Karşılaştırması, s. 9; Yavuz, Özel Hükümler, s. 118. 781 Dayıoğlu, “Alıcının Hakları”, s. 67.

782 Öz, Kısa Karşılaştırması, s. 19. 783 Öz, Kısa Karşılaştırması, s. 19.

132

md.52/2), Viyana Sözleşmesi’nde bu konuda bir boşluk olsa da hâkimin böyle bir yetkisi olmadığı kabul edilmektedir784.

2.3.2.5.1. Somut Yöntem

Somut yönteme göre satıcı, satış bedelini ödemede temerrüde düşmüş olan alıcıdan, sözleşmede kararlaştırılan satış bedeli ile satılanı üçüncü bir kişiye dürüstlük kurallarına uygun olarak satışından elde ettiği bedel arasındaki farkı, tazminat olarak isteyebilir (md.236/2). Bu yöntem, satıcının satılanı alıcıya teslim etmediği durumlarda geçerlidir785 ve ikame satımdaki satış bedelinin sözleşmede kararlaştırılan

bedelden daha düşük olduğu, bundan dolayı da satıcının bir zarara uğradığı hususunda bir karineye dayanır786; ancak alıcı, satıcının ikame satımdan sözleşmede

kararlaştırılan bedelden daha yüksek bedele aldığını, dolayısıyla zarara uğramadığını ispat ederse, bir tazminat ödemek zorunda kalmaz787. Satıcı, eşyanın satımı için

hâkimden izin almak zorunda değildir; ancak böyle bir izin almasına engel olacak bir hüküm de bulunmamaktadır788.

İkame satışında satıcının iyi niyetle hareket etmesi, hale göre kendisinden beklenen özenle hareket etmesi ve satış konusu malı mümkün olduğu kadar iyi bir fiyata satmaya çalışmasıdır789. Buna göre satıcı, gayretli bir kişinin göstereceği özeni

gösterdiği takdirde, daha iyi bir satış bedeli ya da başkaca daha iyi koşullar elde etmek olanağına sahip idiyse, satış, dürüstlük kurallarına uygun yapılmamış demektir790. Bu

durumda alıcı, satışın dürüstlük kuralına göre yapılmadığı definde bulunabilir791.

2.3.2.5.2. Soyut Yöntem

Satılan şey borsada kayıtlı ise ya da cari fiyatı varsa, satıcı, satılanı bir başkasına satmak zorunda kalmaksızın; satılanın ifa zamanındaki borsa ya da cari

784 Öz, Kısa Karşılaştırması, s. 23. 785 Yavuz, Özel Hükümler, s. 118. 786 Eren, Özel Hükümler, s. 167. 787 Eren, Özel Hükümler, s. 167. 788 Yavuz, Satış Sözleşmeleri, s. 411. 789 Aral ve Ayrancı, Borçlar Hukuku, s. 179. 790 Yavuz, Satış Sözleşmeleri, s. 411. 791 Yavuz, Satış Sözleşmeleri, s. 411.

133

fiyatı ile temerrüde düşmüş alıcının ödemek zorunda olduğu satım parası arasındaki farkı tazminat olarak isteyebilir792. Belirli bir yer ve zamanda düzenli olarak yapılan

işlemler sonunda bir malın arz ve talebe göre oluşan fiyatına, piyasa fiyatı; borsaya kayıtlı bir mal veya kıymetli evrakın (hisse senedinin) arz ve talebe göre borsada oluşan fiyatına da borsa fiyatı denir793. Burada giderimin hesaplanacağı yer olarak,

ödeme yeri esas alınmalıdır794. Zarar hesaplanırken, malın sözleşmedeki satış bedeli

ile ödeme günündeki piyasa veya borsa fiyatı arasındaki fark dikkate alınır795. Ödeme

günü ise satıcının TBK md.125 veya md.235’e göre aynen ifadan vazgeçtiği tarihtir796.

İkame satışı daha iyi şartlarla yapmak mümkün olsa bile, borsada kayıtlı ve piyasa fiyatı olan mallar için soyut metoda başvurulabilir797. Eklemek gerekir ki satıcı,

satılanın başkasına satılabildiği kısmı için somut, satamadığı kısmı için soyut yönteme gidebilir798.