• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik Bilgisayar Eğitimi ikinci sınıf programındaki Elektronik Devreler dersinin sanal ortamda proje tabanlı öğrenme yöntemi ile geleneksel öğrenme yöntemine göre sunulmasının öğrenci başarısı ve görüşleri üzerine etkisini karşılaştırmayı amaçlayan araştırmanın özeti yapılmıştır. Ayrıca araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar aktarılarak bu sonuçlar paralelinde önerilerde bulunulmuştur.

ÖZET

Çağımızdaki eğitim faaliyetlerinin en büyük sıkıntılarından biri gelişen ve değişen şartlara uyum sağlamaktır. Teknoloji hızla gelişmekte, bu gelişim süreci beraberinde pek çok uyum sorununun yanı sıra pek çok alana olduğu gibi eğitim alanına da yeni açılımlar getirmektedir.

Teknolojinin getirdikleri toplumlara üstün bir rekabet yeteneği kazandırırken, bu getirileri yeteri ölçüde kullanamayan veya yönlendirmeyen toplumlar ise nesillerinin geleceğini arzu ettikleri ölçülerde yapılandıramamakta, başka ülkelere bağımlı kalmaktadırlar.

Dünya nüfusu artmaktadır. Fakat bu artış artık kontrol edilemez bir kimliğe bürünmüştür. Toplumu oluşturan bireylerin sağlık, ekonomi ve eğitim gibi konulardaki talepleri mevcut politikalarla aşılamayacak bir hal almıştır. Her birey eğitilmek, istihdam edilmek ve bu sayede toplumdaki yerini almak arzusundadır. Ancak bu bireylerin içinde bulundukları siyasi, coğrafi ve ekonomik koşulları bir birinden oldukça büyük farklılıklar arz etmektedir. Şu halde her bireye eğitim hizmetini ulaştırmak, eğitimleri süresince finanse etmek ve iş sahaları yaratmak gibi oldukça zor görevler ortaya çıkmaktadır.

Eğitimi bütün bu sorunlardan kurtarmak adına teknoloji kullanımı yoluna gitmek yeni bir fikir değildir. Geçmişte çeşitli kitle iletişim araçları yoluyla öğretim yapılmaya çalışılmıştır. Bu günü dünden farklı kılan ise teknolojideki gelişimin devam etmesi bir yana, bu gelişime internet gibi oldukça nitelikli bir yapının katılmış olmasıdır. Teknoloji ve internet bu zor görevlerin yerine getirilebilmesinde oldukça işlevsel bir potansiyele sahip olması nedeniyle dikkat çekmektedir. Bu iki etkenin birlikte kullanılması ile her bölgeye okul yaptırılmasının gerekmeyeceği, bireylerin çeşitli yaşam aktiviteleri için ihtiyaç duydukları zamanlarının hem birey ve hem de öğretim amaçlı olarak planlanabileceği ve bu öğretimin kalitesi ile içeriksel güncelliğinin sağlanabileceği umulmaktadır. Ne var ki teknoloji ve internetin birlikte kullanımıyla ortaya çıkan sanal öğrenme biçimleri henüz bu hedefleri tam olarak karşılayamamaktadır.

Geleneksel öğretimde öğrenen ulaştığı bilgi ölçüsünde kendine yön verebilmektedir. Sorun ise bu bilgilerin oldukça sınırlı ve çoğunlukla güncelliğini yitirmiş olmasındadır. Öğretmenler günümüz bireyinin ihtiyaç duyduğu güncel bilgi potansiyelinden gittikçe uzaklaşmaktadır. Bu durum iki yönlü olarak düşünülebilir. Bir yönüyle öğreten teknoloji okur yazarı değildir ve dolayısıyla olup bitenden anında haberdar olamaz. Geleneksel kültürle eğitildiğinden öğrenmeyi bireysel bir faaliyet olarak göremez. Diğer taraftan öğretmeni eğitmekle sorumlu kurumlar yeterli teknolojik donanıma ve birikime sahip değildir. Bu iki etken bir döngü yaratarak oluşturdukları sistemden nitelikli birey çıkmasını zora sokarlar.

Öğretimdeki öğretme görevi bilginin aktarılmasıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda bu bilginin uygun önermelerle güçlendirilmesi, bireysel forma dönüştürülmesi ve uzun süreler boyunca saklanması gerekir. Geleneksel öğretim yöntemleri bu görevleri başarmaktan

oldukça uzaktır. Grubu dikkate aldığından bireyi göremez. Sınırlı değerlendirme yaptığından bilginin kalıcılığı konusunda güvenilir değildir. Bilginin bireydeki biçimini önemli görmediğinden bu bireyi yaratıcı kılamaz. Şu halde öğreneni merkeze alan, öğrenme etkinliğinde aktif kılan, işbirliğine özendiren ve sorumluluk veren öğrenme yaklaşımlarına yönelen günümüz eğitim ilgisini anlamak hiç de zor değildir.

Bu kapsamdaki önemli görülen yaklaşımlardan biri proje tabanlı öğrenme yaklaşımıdır. Proje tabanlı öğrenme yapılsalcı öğrenmeye dayandığından bireyin bilgiyi almasını takiben bir öznel inşadan geçirmesini önemli görür. Bireyin öğrenme arzusu karşılaştığı problem durumları karşısında onu dirençli kılar. Araştırma arzusu problemi kendine has bir yaklaşımla veya ürüne tatbik ederek aşıncaya kadar devam eder. Kaynaklara bağımlı kalmaz, yeniliklerden korkmaz.

Buna karşın öğrenme için bireyin ihtiyaç duyduğu öğrenme zamanı artar. Bireyde proje tabanlı öğrenme yaklaşımını uygulama anlamında bir tecrübe oluşmamışsa bazı zorluklarda yılgınlıklar yaşanabilir. Bunun sonucu olarak özgüveni henüz oluşmamış öğrencilerin öğretimden kopma riski doğar ki, öğretmenin tam bu esnada müdahalesine imkan verilir.

Bütün bu avantaj ve sınırlılıklar dünya ve ülkemiz ölçeğinde yapılan araştırmalar ile sınanmıştır. Geleneksel öğretime alternatif özellikler barındıran proje tabanlı öğretim konusunda yapılan araştırmalara bakıldığında genel olarak proje tabanlı öğrenme yaklaşımının geleneksel öğretime oranla daha nitellikli sonuçlar ürettiği yönünde araştırmalar görülmektedir. Buna karşın ülkemizde proje tabanlı öğrenme açısından yapılan araştırmalar sayısal anlamda oldukça yetersizdir.

Proje tabanlı öğrenme konusundaki bu araştırma eksikliği günümüz öğretim eğilimlerinden olan sanal öğrenme ile bütünleştirildiğinde bu araştırmanında temelini teşkil eden aşağıdaki alt amaçları öne çıkarmaktadır.

• Elektronik Devreleri dersinin sanal öğrenmeye uyarlanması ile geleneksel yöntemle işlenmesi sonucu öğrencilerin başarı düzeyleri arasında fark olup olmadığını belirlemek.

• Sanal Elektronik Devreler dersine ilişkin olarak öğrencilerin görüşlerini belirlemek.

Araştırma bağımlı değişken olan öğrenci başarısının bağımsız değişkenler olan proje tabanlı öğrenme ve geleneksel öğrenme yöntemleri açısından etkisini belirleme yönüyle deneme modelinde bir çalışma olarak planlanmıştır. Araştırmada bir deney ve bir kontrol grubu oluşturulmuş, ilgili ders deney grubuna sanal ortamda proje tabanlı öğrenme yöntemine göre sunulmuş, kontrol grubuna ise geleneksel yöntemle öğretim yapılmıştır. Araştırma öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre desenlenmiştir.

Araştırmanın çalışma grubunu Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik Bilgisayar Eğitimi Bilgisayar Öğretmenliği ikinci sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Çalışma grubunun seçilmesinde akademik başarı, internet erişimi, her an internete bağlanabilme, proje tabanlı öğrenme konusunda bilgi sahibi olma ve sanal ortamdan bilgi edinebilme gibi faktörler yansızlık ölçütleri olarak kullanılmıştır. Bu ölçütlere göre kümeleme analizi yapılmış, üçlü analizdeki 61 kişi seçilmiş ve bu kişilerden 32 kişinin birinci öğretim (gündüz), 29 kişinin ikinci öğretimden (Gece) olduğu görülmüştür. Random yöntemiyle yapılan belirlemeye göre birinci öğretimin deney, ikinci öğretimin kontrol grubu olmasına karar verilmiştir. Yansızlık ölçütleri

ve gruplar arası denge dikkate alınarak grupların 26'şar kişiden oluşturulması uygun görülmüştür.

Başarı testi için 24 maddelik bir test hazırlanmıştır. Bu test benzer nitelikleri taşıdığına inanılan, 81 kişiden oluşan üçüncü sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Gerekli analizler yapıldığında madde güçlüklerinin .23 ile .81arasında, madde ayırt ediciliklerinin -.20 ile .69 arasında değiştiği ve testin güvenirliğinin .82 olduğu görülmüştür. Madde ayırt ediciliği negatif bulunan 24.madde test kapsamından çıkarılmıştır.

Başarı testinin haricinde öğrencilerin başarılarını yorumlamak ve ders geçme durumlarına karar verebilmek için bir final testi daha uygulanmıştır. Ders geçme için uygulanan bu test başarı bakımından tek ölçüt olarak atanmayıp, çalışmalara katılma ve uygulama yapma gibi bir çok durumla birlikte bu test puanı dikkate alınarak öğrenci başarıları yorumlanmıştır.

Öğrencilerin sanal öğrenme ve proje tabanlı öğrenmeye ilişkin görüşleri toplam 85 maddeden oluşan bir görüş belirleme anketi ile toplanmıştır. Bu görüş belirleme anketi uygulama öncesi ve uygulama sonrasında tekrar uygulanarak görüşlerdeki farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır.

Başarı testi bahar döneminin başında bütün öğrencilere öntest, deneysel işlemlerin tamamlanmasından sonra sontest ve altı ay sonra da geciktirilmiş test olarak uygulanmıştır. Buraya kadar anlatılan bütün işlemler bütün öğrencilere uygulanmış, ancak araştırma bulguları sadece deney ve kontrol grubunda yer alan öğrenciler için değerlendirilmiştir.

Verilerin çözümlenmesinde yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, kümeleme analizi, madde güçlük ve ayırt edicilik testleri, Kr-

20 güvenirlik hesaplaması, bağımsız gruplar t testi, Mann Witney U testi gibi istatistiksel işlemler yapılmıştır.

Başarı Puanlarına İlişkin Bulgular

1. Deney grubunun (proje tabanlı öğrenme grubu) öntest ve sontest puanları arasında sontest puanları lehine anlamlı fark bulunmuştur. Dolayısıyla deney grubundaki öğrenciler Elektronik devreler dersinin sanal ortamda proje tabanlı öğrenme yöntemine göre sunulması ile öğrenebilmişlerdir. 2. Kontrol grubun (geleneksel öğretim yöntemi) öntest ve

sontest puanları arsında sontest puanları lehine anlamlı fark bulunmuştur. Buna göre öğrencilerin geleneksel yöntemle öğrendikleri görülmüştür.

3. Deney ve kontrol gruplarının öntest puanları arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Her iki gruptaki öğrencilerin dönem başında benzer başarı düzeylerine sahip oldukları söylenebilir. 4. Deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin dönem sonu sontest

puanları açısından gruplar arasında anlamlı fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna karşın kontrol grubunun sontest ortalamasının deney grubundan az bir miktar daha iyi olduğu görülmüştür.

5. Öğrencilerin başarı gelişimine ilişkin erişi puanları bakımından deney ve kontrol grubu arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Ayrıca kontrol grubundaki öğrencilerin deney grubundaki öğrencilerden bir miktar daha başarı gelişimi sağlayabildikleri söylenebilir.

6. Deney ve kontrol gruplar direnç testi puanları bakımından gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Buna karşın deney grubunda kullanılan proje tabanlı öğrenme yönteminin bilgileri kalıcılığı konusunda geleneksel yönteme oranla bir miktar daha etkili olduğu söylenebilir.

7. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin final testi puanları arasında anlamlı fark yoktur. Buna karşın başarı testindeki kontrol grubu lehindeki başarının aksine, final testindeki başarı deney grubu öğrencileri lehinedir.

Görüş Belirleme Anketine İlişkin Bulgular

Deney grubundaki öğrencilerin uygulama öncesi ve uygulama sonrasındaki görüşleri bir görüş belirleme anketi yardımıyla belirlenmeye çalışılmıştır. Bu ölçme aracı kapsamındaki sanal öğrenme ve proje tabanlı öğrenme konularındaki sorulara ilişkin olarak önemli bulunan görüş farklılıkları aşağıda belirtilmiş, diğer maddeler itibariyle belirgin bir değişim bulunamamıştır.

1. "Madde 9: Uzaktan eğitimde kullanılan yazılı ve görsel materyaller öğrenme verimini arttırır." ifadesine deney grubu öğrencilerinin uygulama sonrası daha yüksek oranda katıldıkları görülmüştür.

2. "Madde 22: Bir proje grubu içinde daha iyi öğrenebileceğimi düşünüyorum" görüşüne başlangıçta daha yüksek oranda katılan öğrenciler uygulama sonrasında daha düşük oranlarda katılmışlardır.

3. "Madde 25: Öğrenme Sorumluluğumu üstlenebilirim." görüşüne uygulama sonrası katılım düzeyi daha yüksek bulunmuştur. Buna göre öğrencilerin uygulama sonrası özgüvenleri artmıştır denebilir.

4. "Madde 29: Bilgi ve bulgularımı başkaları ile paylaşmak bana zevk verir" boyutu itibariyle öğrencilerin başlangıçtaki görüşleri olumsuz yönde değişmiştir.

5. "Madde 39: Problemi çözerken analiz ve sorgulama yapabilirim." maddesi itibariyle başlangıçtaki iyimser kanı bir miktar kayba uğramıştır.

6. "Madde 41: Kaynaklar arasındaki ikilemleri fark edebilirim" görüşüne uygulama sonrası daha yüksek düzeyde bir katılım görülmüştür.

7. "Madde 45: Öğrendiklerimi özgün şekilde raporlaştırabilirim." görüşü bakımından her iki uygulama düzeyi aynı bulunmuştur. 8. "Madde 53: Proje çalışmamda bir çalışma planına uymam"

görüşü son uygulamada daha yüksek düzeyde kabul görmüştür. Bu sonuç proje tabanlı öğrenmeye ters düşmektedir. Buna göre uygulama sürecinde özellikle planlama evresinde sıkıntılar yaşanmış, grupla bir plan dahilinde çalışma amacı gerçekleşememiştir denebilir.

9. "Madde 59: Elde ettiğim verilerin beni nereye götüreceğini kestiremem" boyutunda son uygulama ortalaması daha yüksektir.

10. "Madde 73: Teknolojinin proje hazırlamayı / problemleri çözmeyi kolaylaştırdığını düşünüyorum" ifadesine uygulama başlangıcında daha yüksek oranda katılım vardır.

11. "Madde 75: Problem çözerken başkalarının deneyimlerinden yararlanırım" görüşüne uygulama öncesindeki katılım düzeyi daha yüksektir. Bu sonucun ortaya çıkmasında öğrencilerin proje tabanlı öğrenme ve sanal öğrenme konularında bilgi kaynaklarının internetle sınırlı olması ve çevrelerinde bu boyutlar itibariyle deneyimli kişileri bulamamaları etkili olmuş olabilir.

TARTIŞMA ve SONUÇLAR

Bu bölümde araştırma ulaşılan sonuçlar literatür ve ilgili araştırmalara göre değerlendirilmiştir.

LİTERATÜR BULGULARINA GÖRE DEĞERLENDİRME

Eğitim alanında yaşanan çeşitli olumsuzluklar yeni yönelimlere zemin hazırlamıştır. Öncelikle temel haklardan olan eğitim talebi özellikle demografik nedenlerle karşılanamamış, bu anlamda fırsat eşitsizliklerinin gün geçtikçe arttığı görülmüştür. Demografik etmen hem işgücüne katılacak kalifiye kişi sayısı ve hem de çeşitli hizmetleri talep eden bir kitlesel etki olarak düşünülmelidir.

Teknolojinin hızlı gelişimine paralel olarak çalışanların yeni becerilere sahip olması zorunluluğu ortaya çıkmış, buna karşın mevcut çalışanların örgün eğitim kurumlarına yönlendirilmesi istenilen oran ve nitelikte olamamıştır. Diğer taraftan sürekli değişen bilgi çalışanların rekabet edebilme kapasitesini azaltmaya devam etmiştir. Teknoloji ve bilginin bu birlikteliği üretimi doğrudan etkileyerek eğitim kurumlarını teorik ağırlıklı öğretimlerini bilginin üretimde kullanılabilmesini de içine alan pratiğe dönüştürme gereğiyle karşı karşıya bırakmıştır. Bu ise üretimsel modelin öğretim kurumlarında kullanılabilmesi ile ilgilidir. Öğrenenler sadece bilgiye erişmemeli, fakat aynı zamanda bilgilerini gerçek durumlarda kullanabilmelidirler. Bu süreçte karşılaştıkları problemleri yaratıcı ve özgün fikirleri ile aşabilmelidirler. Böylelikle gerçek duruma tatbik ettikleri bilgileri daha kalıcı hale dönüşecektir.

Literatürdeki bulgular proje tabanlı öğrenmenin günümüz değişimlerini yönlendiren teknoloji ile daha da anlam kazandığı yönündedir. Çünkü proje tabanlı öğrenmedeki bireysel öğrenme