• Sonuç bulunamadı

Çalışmanın konusu Çoklu Zekâ Kuramına göre hazırlanan öğretim etkinliklerinin Hakkâri Lisesi 9. sınıf öğrencilerinin biyoloji başarılarına ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığına etkisinin araştırılmasıdır.

Gardner tarafından 1983 yılında ortaya konan Çoklu Zekâ Kuramı, zekâ kavramına yeni bir bakış açısı geliştirerek; insan zekâsının çok sayıda yeteneğin birleşiminden oluştuğunu, geleneksel bir biçimde IQ testleriyle ölçülemeyeceğini savunmaktadır. Bireylerin sahip oldukları yetenekleri, potansiyelleri “zekâ alanları” olarak adlandırmış ve Sözel-Dilsel Zekâ, Görsel-Uzamsal Zekâ, Müzikal-Ritmik Zekâ, Bedensel-Kinestetik Zekâ, Mantıksal-Matematiksel Zekâ, Sosyal-Kişilerarası Zekâ, İçsel-Öze dönük Zekâ ve Doğacı Zekâ olmak üzere sekiz zekâ alanı tanımlamıştır.

Bu doğrultuda yurt dışında yapılan birçok araştırma sonucunda, Çoklu Zekâ Kuramını temel alan öğretim uygulamalarının öğrenci başarısına olumlu yönde etkilerinin olduğu, öğrencilerin derse yönelik tutumlarını olumlu yönde etkilediği, kuramın hem öğrenciyi hem öğretmeni motive ettiği görülmektedir.

Campbell B. (1990:7:254) tarafından 1989 –1990 yılında öğrencilerin çoklu zekâya dayalı öğrenme modeline olan tepkilerini belirlemek amacıyla araştırma gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin geleneklerin dışında müzik, hareket, görsel sanatlar ve işbirliğine dayalı çalışmaya karşı davranışları, tutum ve becerileri incelenmiştir. Araştırmada zekâları bir araya toplayabilmek için öğrenme merkezleri ile konusal ve disiplinler arası yaklaşımı kullanmıştır. Öğrenciler bir okul gününün yaklaşık olarak 2–2,5 saatini bu öğrenme merkezlerinde geçirmişler ve üç ya da dörder kişilik gruplar halinde her bir merkezde yaklaşık yirmi dakika

kalarak tüm merkezleri dolaşmışlardır. Örneğin, dünya gezegeninin işlendiği bir ünitede bu yedi merkezde öğrencilerin dünyanın yapısını anlamalarına yardımcı olmak için çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Merkezlerde geçirilen 2–2,5 saatin ardından, 27 öğrenciden her birinin dünyanın yapısını öğrendiği ve bunun da ötesinde matematiksel, müziksel, dilsel, devinduyumsal, sosyal ve bireysel olarak öğrendikleri ortaya çıkmıştır.

Gwendolyn ve diğerleri (1997) tarafından yapılan çalışmada Çoklu Zekâ Kuramı programlarının varoşlarda büyük hazırlık okullarında etkisi araştırılmıştır. Öğrenciler gözlemlenmiş ve aileler incelenmiştir. Öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler ve idarecilerle görüşmeler yapılmıştır. Verilerden üç tema ortaya çıkmıştır: (a) öğrenciler, öğretmenler ve veliler Çoklu Zekâ Kuramı konusunda oldukça olumludur; (b) akan zaman, aktivite odası ve zenginleştirme grubu nu içeren okul aktiviteleri hakkında olumludur ve (c) Çoklu Zekâ Kuramı sınıf uygulamaları düzensizliğe karşıdır. Çoklu Zekâ Kuramı ‘nın gelecek uygulamaları izleyen bir yıl boyunca tanımlanmıştır, standart testlerden elde edilen sonuçlar verilmiştir. Çoklu Zekâ Kuramı öğrenciler üzerinde olumlu etkiler bırakmıştır, öğrenciler öz güven kazanmış, öğretmenler öğrencilerin farklı güçlerini ayırt etmeyi öğrenmişlerdir.

Goodnough (2001) tarafından yapılan çalışmada orta ve yüksek öğretim fen bilimleri öğretmenlerinin Çoklu Zekâ Kuramı’na yönelik deneyimleri anlatılmıştır. Fen Bilimi Öğretmeni Dave Çoklu Zekâ Kuramı bünyesinde tüm 9. sınıf öğrencilerine ulaşmayı hedeflemiştir. Teoriyle birlikte öğretmen olarak kendi zayıf ve güçlü yönlerini keşfetmiştir, bilim öğretmek hakkında kendi inançlarını gözden geçirmiştir ve öğretme sitilinde önemli değişiklikler yapmıştır. Bir yılın sonunda Dave Çoklu Zekâ Kuramı’nı program geliştirme ve eğitim öğretimde kullanmaya devam etmiştir.

Türkiye’de Çoklu Zekâ Kuramı ile ilgili ilk araştırmalar Demirel ve onu izleyenler (1998) tarafından 1997–1998 öğretim yılında Ankara Özel Tevfik Fikret İlköğretim Okulu’nun 4. sınıfına devam eden öğrenciler üzerinde yapılmıştır.

“İlköğretimde Çoklu Zekâ Kuramının Uygulanması” isimli bu araştırmada Sosyal Bilgiler dersinin “Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi” ünitesinde gösterdikleri gelişim, sergiledikleri tutum ile bilgi düzeyleri erişileri ve bu sayede Çoklu Zekâ Kuramı’ nın ilköğretim düzeyindeki etkililiği araştırılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin kısa sürede grup çalışmalarına, sınıf ortamının fiziksel görünümünün değiştirilmesine ve drama, şarkı sözü yazma gibi faklı türdeki etkinliklere katıldıkları gözlemlenmiştir. Dikkatlerinin ders kitabındaki hataları çıkaracak kadar yüksek olduğu, yaratıcı ve özgün düşünceler üretebildikleri, eleştirel ve yansıtıcı düşünmeye başladıkları, birbirlerini takdir etmeye ve değerlendirmeye yöneldikleri

ve farklı zekâ alanlarını yavaş yavaş geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca Çoklu Zekâ Kuramı uygulamaları konusunda öğrencilerin büyük çoğunluğu,

uygulanan etkinlik ile materyalleri çok zevkli ve eğlenceli bulduklarını ve bu etkinliklerin daha önceki sınıf etkinliklerinden farklı olduğunu belirtmişlerdir.

Türkuzan (2004) tarafından yapılan çalışmada, lise 1. sınıf öğrencilerinin öz kütle konusundaki başarıları ile öğrendikleri bilgilerin kalıcılığı üzerine Çoklu Zekâ Kuramı’ nın etkisini geleneksel öğretim yöntemi ile karşılaştırmak için ön test-son test kontrol grup dizaynı kullanılmıştır. Çalışmanın uygulama aşamasının gerçekleştirildiği okullarda bulunan ikişer sınıftan biri kontrol, diğeri deney grubunu meydana getirmiştir. Kontrol grubuna geleneksel öğretim yöntemine göre, deney grubuna Çoklu Zekâ Kuramı’na göre dayalı öğretim etkinliklerine göre eğitim verilmiştir. Çalışma sonunda Çoklu Zekâ Kuramı’nın öğrenci başarısına ve öğrencilerin öğrendikleri bilgilerin kalıcılığına olumlu etkisi olduğu saptanmıştır.

Ülkemizde yapılan benzer çalışmalara paralel olarak bu araştırmada Çoklu Zekâ Kuramına göre hazırlanan etkinliklerin öğrencilerin başarısına ve kazanılan bilgilerin kalıcılığına olumlu etkisi olduğu saptanmıştır.

Araştırmada kontrol gruplu deneysel yöntem kullanılmıştır. Çoklu Zekâ Kuramı’na göre hazırlanan etkinliklerin öğrencilerin başarılarına ve öğrenilenlerin kalıcılığına etkisini saptamak amacıyla ön test-son test ve kontrol gruplu modelden faydalanılmıştır. Araştırmada 9. sınıf biyoloji dersi “hücre zarından madde geçişi”

konusu ele alınmıştır. Konu; kontrol grubunda geleneksel öğretim yöntemlere göre, deney grubunda Çoklu Zekâ Kuramı’na göre hazırlanan etkinliklerle işlenmiştir. Hedef davranışların kazandırılması ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığı açısından Çoklu Zekâ Kuramı’na göre hazırlanan etkinliklerin geleneksel yönteme göre etkililiği araştırılmıştır.

Verilerin toplanmasında kullanılan ön test ve son test araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. (EK:5–6). Test geliştirme sürecinde öncelikle testin amacı belirlenmiştir. Ön bilgilerin ve grupların denkliğini belirlemek amacıyla ön test, öğrencilerin başarısını ve gruplar arasındaki farkı belirlemek amacıyla son test, bilgilerin kalıcılığının belirlenmesi amacıyla kalıcılık testi uygulanmasına karar verilmiştir. Testte ölçülecek nitelikler belirlenirken “hücre zarından madde geçişi” konusu ile ilgili öğrencilerin kazanması gereken davranışlar belirlenmiştir, daha sonra test maddeleri yazılmıştır. Test maddelerin deneme formu 50 öğrenciye uygulanmıştır. Geçerlilik ve güvenirlikleri belirlenmiştir. Daha sonra deneysel işlem sırasına göre testler çalışma gruplarına uygulanmıştır.

Çalışmanın başlangıcında kontrol ve deney grubunun denkliğini belirlemek üzere her iki gruba 20 sorudan oluşan ön test uygulanmıştır. Kontrol ve deney gruplarının ön test sonuçlarının ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığı t testiyle kontrol edilmiştir. Buna göre; grupların ön test puanları arasında anlamlı bir fark olmadığı, grupların ön bilgiler bakımından denk olduğu belirlenmiştir.

Ön test için hazırlanan 20 soruya kontrol ve deney grubunda bulunan öğrencilerin verdikleri cevaplar bilgisayarda SPSS programıyla incelenmiştir. Her doğru yanıt için 1 değeri verilmiş, yanlış cevaplanan ve boş bırakılan sorular için 0 değeri verilmiştir. Kontrol grubu ve deney grubu öğrencilerinin 20 sorudan her birine verdiği doğru cevapların yüzdelerinin birbirine yakın olduğu görülmüştür ve kontrol grubu ile deney grubunun ön bilgilerinin birbirine eş değer düzeyde olduğu kabul edilmiştir.

Çalışmanın sonunda kontrol ve deney grubunun başarı düzeylerini belirlemek üzere her iki gruba 20 sorudan oluşan son test uygulanmıştır. Kontrol ve deney gruplarının son test sonuçlarının ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığı t testiyle kontrol edilmiştir. Deney grubu lehine anlamlı bir farklılığın olduğu belirlenmiştir. Böylece Çoklu Zekâ Kuramına göre hazırlanan etkinliklerin geleneksel yönteme göre öğretimde daha etkili olduğu söylenebilir. Bu sonuç daha önce Altıparmak (2001), Kaya (2002), Yaman ve Soran (2000), Güngör (2002), Çırakoğlu (2003), vb. çalışmalarla paralellik göstermektedir. Çoklu Zekâ teorisi her öğrencinin başarılı olmasını sağlayacak etkili bir yöntemdir. Aslında Çoklu Zekâ Teorisi tek başına tüm öğrencilerin başarılı olmasını sağlayamaz, önemli olan Çoklu Zekâ Teorisinin verdiği her öğrencinin farklı ve kendine göre zeki olduğu anlayışından yola çıkılarak eğitimin bireyselleştirilmesi ve etkinlikler vasıtasıyla tüm öğrencilerin ilgisinin öğretime çekilmesidir.

Kontrol grubunda öğrenilen bilgilerin kalıcılığını ölçmek amacıyla yapılan kalıcılık testi ve son test puanları arasındaki fark t testiyle kontrol edilmiştir ve son test puanlarının ortalaması ile kalıcılık testi puanlarının arasında anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Geleneksel yöntemle öğrenilen bilgilerin daha az kalıcı olduğu sonucuna varılmıştır. Öğrenme ve hatırlama konusunda yapılan çalışmalara göre dinleme yoluyla edinilen bilgilerin ancak %20’si kalıcı olabilmektedir. Geleneksel yöntemde öğretmen bilgileri öğrencilere düz anlatım ve soru- cevap yöntemleriyle aktarmakta, pasif dinleyici durumunda kalan öğrenciler verilen bilgilerin kalıcılığını sağlayamamaktadır. Araştırmalar, öğrencilerin, bir konuyu dinlerken sadece birkaç saniye dikkatlerini öğretmene verebildiklerini, daha sonra akıllarını başka şeylerin meşgul ettiğini, derken bir kez daha öğretmene kulak kabarttıklarını belirtmektedir. Bu durum, ders buyunca tekrarlanmaktadır. Fakat Türkiye'deki birçok okulda, sınıfların kalabalık olması nedeniyle, öğrencilerin, duyduklarının yüzde onunu bile öğrenip hatırlamaları çok zordur, çünkü dikkatlerini toplayamazlar. Düz anlatımın ‘spesifik’ bir bilgi aktarımında kullanılan en etkili yol olduğu doğrudur, ama aynı zamanda da, en az akılda kalacak olanıdır.

Deney grubunda öğrenilen bilgilerin kalıcılığını ölçmek amacıyla yapılan kalıcılık testi ve son test puanları arasındaki fark t testiyle kontrol edilmiştir. Buna göre; deney grubunun son test puanları ile kalıcılık testi puanları arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Çoklu Zekâ Kuramına göre hazırlanan etkinliklerin öğrenilen bilgilerin kalıcılığına olumlu etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Öğrenme ve hatırlama konusunda yapılan çalışmalar öğrenme faaliyetlerine etkin olarak katılma gerçekleştiğinde bilgilerin %80’inin hatırlanabildiğini ortaya koymuştur. Çoklu Zekâ Teorisine göre hazırlanan etkinlikler aracılığıyla öğrenciler aktif olarak öğretime katılmakta böylece öğrenilen bilgilerin kalıcılığı gerçekleşmektedir. Ayrıca hazırlanan etkinlikler daha fazla duyuya hitap etmekte ve öğrencilerin dersle ilgisi sürekli tutulmaktadır.

Benzer Belgeler