• Sonuç bulunamadı

Son yıllarda çoklu zekâ kuramı eğitim öğretim sürecinde önemli bir yere sahip olmuştur.

Campbell B. (1990:7:254) tarafından 1989 –1990 yılında öğrencilerin çoklu zekâya dayalı öğrenme modeline olan tepkilerini belirlemek amacıyla araştırma gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin geleneklerin dışında müzik, hareket, görsel sanatlar ve işbirliğine dayalı çalışmaya karşı davranışları, tutum ve becerileri incelenmiştir. Araştırmada zekâları bir araya toplayabilmek için öğrenme merkezleri ile konusal ve disiplinler arası yaklaşımı kullanmıştır. Öğrenciler bir okul gününün yaklaşık olarak 2–2,5 saatini bu öğrenme merkezlerinde geçirmişler ve üç ya da dörder kişilik gruplar halinde her bir merkezde yaklaşık yirmi dakika kalarak tüm merkezleri dolaşmışlardır. Örneğin, dünya gezegeninin işlendiği bir ünitede bu yedi merkezde öğrencilerin dünyanın yapısını anlamalarına yardımcı olmak için çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Merkezlerde geçirilen 2–2,5 saatin ardından, 27 öğrenciden her birinin dünyanın yapısını öğrendiği ve bunun da ötesinde matematiksel, müziksel, dilsel, devinduyumsal, sosyal ve bireysel olarak öğrendikleri ortaya çıkmıştır.

Gwendolyn ve diğerleri (1997) tarafından yapılan çalışmada Çoklu Zekâ Kuramı programlarının varoşlarda büyük hazırlık okullarında etkisi araştırılmıştır. Öğrenciler gözlemlenmiş ve aileler incelenmiştir. Öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler ve idarecilerle görüşmeler yapılmıştır. Verilerden üç tema ortaya çıkmıştır: (a) öğrenciler, öğretmenler ve veliler Çoklu Zekâ Kuramı konusunda oldukça olumludur; (b) akan zaman, aktivite odası ve zenginleştirme grubu nu içeren okul aktiviteleri hakkında olumludur ve (c) Çoklu Zekâ Kuramı sınıf uygulamaları düzensizliğe karşıdır. Çoklu Zekâ Kuramı’nın gelecek uygulamaları

izleyen bir yıl boyunca tanımlanmıştır, standart testlerden elde edilen sonuçlar verilmiştir. Çoklu Zekâ Kuramı öğrenciler üzerinde olumlu etkiler bırakmıştır, öğrenciler öz güven kazanmış, öğretmenler öğrencilerin farklı güçlerini ayırt etmeyi öğrenmişlerdir.

Türkiye’de Çoklu Zekâ Kuramı ile ilgili ilk araştırmalar Demirel ve onu izleyenler (1998) tarafından 1997–1998 öğretim yılında Ankara Özel Tevfik Fikret İlköğretim Okulu’nun 4. sınıfına devam eden öğrenciler üzerinde yapılmıştır. “İlköğretimde Çoklu Zekâ Kuramının Uygulanması” isimli bu araştırmada Sosyal Bilgiler dersinin “Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi” ünitesinde gösterdikleri gelişim, sergiledikleri tutum ile bilgi düzeyleri erişileri ve bu sayede Çoklu Zekâ Kuramı’nın ilköğretim düzeyindeki etkililiği araştırılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin kısa sürede grup çalışmalarına, sınıf ortamının fiziksel görünümünün değiştirilmesine ve drama, şarkı sözü yazma gibi faklı türdeki etkinliklere katıldıkları gözlemlenmiştir. Dikkatlerinin ders kitabındaki hataları çıkaracak kadar yüksek olduğu, yaratıcı ve özgün düşünceler üretebildikleri, eleştirel ve yansıtıcı düşünmeye başladıkları, birbirlerini takdir etmeye ve değerlendirmeye yöneldikleri

ve farklı zekâ alanlarını yavaş yavaş geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca Çoklu Zekâ Kuramı uygulamaları konusunda öğrencilerin büyük çoğunluğu,

uygulanan etkinlik ile materyalleri çok zevkli ve eğlenceli bulduklarını ve bu etkinliklerin daha önceki sınıf etkinliklerinden farklı olduğunu belirtmişlerdir.

Demirel (1998) tarafından 1998 öğretim yılında Ankara Üniversitesi’nin İngilizce hazırlık okuluna devam eden 31 öğrenci üzerinde yapılan “İngilizce Sınıflarında Çoklu Zekâ Kuramı ile Tümleşik Dil Becerilerinin Geliştirilmesi” isimli araştırmada, deney ve kontrol grupları oluşturulmuştur. Kontrol grubundaki öğrencilere geleneksel program ve deney grubundaki öğrencilere de İngilizce öğretiminde çoklu zekâya dayalı yeni bir öğretim modeli uygulanmış ve her iki grup arasındaki başarı düzeyi belirlenmiştir. Araştırmanın sonucunda Çoklu Zekâ Programı uygulanan grubun başarı düzeyinin daha yüksek olduğu, deney grubundaki öğrencilerin dil becerilerini daha iyi geliştirdikleri ve etkinliklere zevkle katıldıkları gözlenmiştir. Demirel’in Mısır’da sunduğu bildirisinin ekinde, İngilizce

dil eğitiminde çoklu zekâya dayalı, farklı öğretim materyalleri ve sınıf etkinliklerini içeren yeni bir ders planı örneği tanıtılmıştır.

Coşkungönüllü (1998)’nün, TED Ankara Koleji Vakfı İlköğretim Okulu 5. Sınıf öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada Çoklu Kuramının öğrencilerin matematik erişileri üzerine etkisini saptamak amacıyla; ön-test, son-test yöntemi uygulamıştır. Verilerin analizinde t testi kullanılmıştır. Araştırmanın sonunda, Çoklu Zekâ Kuramının 5. sınıf öğrencilerinin matematik erişilerinde anlamlı bir etkisi olduğu ortaya çıkmıştır.

Dindar (1999) tarafından, öğrencilerin biyoloji öğretimine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla Ankara il merkezinde bulunan 25 lisede çalışma yapılmıştır. Biyoloji dersini alan 510 öğrenciye anket uygulanmış olup, 500 öğrencinin biyoloji öğretiminin amaçlarına ilişkin görüşleri alınmıştır. İstatistikî yöntemlerden t- testi uygulanmıştır. Alınan sonuçlara manidarlıkları verilmiştir. Neticede öğrencilerin % 71’i canlı dünyasını öğrenmeyi, % 67,2’si üniversite sınavlarında fen puanını artırmayı amaç edinirken, bu amaçları çevre canlı ilişkileri, genel kültür kazanmak izlemektedir. Öğrencilerin en az ilgi duydukları amaç ise, canlılarda ıslah metotlarını öğrenmektir.

Tarman (1999) tarafından Ankara Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü’nde öğrenim gören lise 2. sınıf öğrencileri ile yapılan araştırmada, lise düzeyinde Çoklu Zekâ Kuramı uygulamalarından biri olan Güzel Sanatlara Giriş model olarak alınmış ve alan projesi yaklaşımı kullanılmıştır. Derste, Nüans Terimleri konusunda öğrencilerden proje hazırlamaları ve sunmaları istenmiştir. Farklı zekâ bölümlerine göre ayrılan öğrenciler çok ilginç ve yaratıcı çalışmalar sergilemişlerdir.

Alper Başbay tarafından H. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda “Sınıf Öğretmeni Yetiştiren Kurumların Ders Programlarının Çoklu Zekâ Kuramı Açısından İncelenmesi ve Sınıf Öğretmenlerinin Sınıflarında Yaptıkları Etkinliklerin Çoklu Zekâ Kuramı Açısından Uygunluğu” isimli araştırma yapılmıştır. Çalışma sırasında her derste kullanılan yöntem ve materyaller gözlenmiştir. Çoklu Zekâ Kuramı’nın özellikleri dikkate alınarak, sınıf içi

süreçlerdeki etkinlikler hazırlanan gözlem formuna işaretlenmiştir. Bu etkinliklerin ilköğretim okulları birinci kademe programına uygunluğu araştırılmıştır.

Sonuçta programın Çoklu Zekâ Kuramı’nı yansıtıcı özellikte olduğu, ancak öğretmenlerin Çoklu Zekâ Kuramı ile ilgili uygulamalar için yönlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Altıparmak (2001) tarafından yapılan araştırmada, Biyoloji Öğretiminde iş birlikli öğrenme yönteminin öğrencilerin laboratuara yönelik tutumları ve laboratuar derslerindeki öğrenci başarısı üzerine etkileri incelenmiştir. Araştırma sonunda Mikrobiyoloji laboratuarında öğrenci başarısı yönünden deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu, ancak Tohumlu bitkiler laboratuarında deney ve kontrol grupları arasında anlamlı bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Mikrobiyoloji ve Tohumlu Bitkiler laboratuarlarında, öğrencilerin laboratuar çalışmalarına yönelik tutumlarında her iki laboratuarda deney grupları lehine anlamlı farklar elde edilmiştir.

Öztaş (2001), çalışmasında biyoloji eğitimi esnasında orta öğretim öğrencilerinin karşılaştıkları öğrenme güçlükleri ve bunların sebeplerinin araştırılmasını amaçlamıştır. Öğrencilere uygulanan 21 soruluk anketten elde edilen sonuçlar χ2 uyum testi yardımıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak, biyoloji derslerinde uygulama çalışmalarına yeterli zamanın ayrılmaması, ders kitapları ve öğretmenlerden kaynaklandığı düşünülen kavram yanılgılarının öğrencilerde yaygın olarak görülmesi biyoloji eğitiminin önemli sorunlarından biri olarak görülmektedir. Bu nedenle biyoloji ders kitaplarının bu araştırmada elde edilen bulgular göz önüne alınarak gözden geçirilmesi, biyoloji derslerinde uygulama çalışmalarını özendirici tedbirlerin alınması ve öğretmenlerin öğrencilerde karşılaşılması muhtemel kavram yanılgılarına karşı biçimlendirilmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır.

Goodnough (2001) tarafından yapılan çalışmada orta ve yüksek öğretim fen bilimleri öğretmenlerinin Çoklu Zekâ Kuramı’na yönelik deneyimleri anlatılmıştır. Fen Bilimi Öğretmeni Dave Çoklu Zekâ Kuramı bünyesinde tüm 9. sınıf öğrencilerine ulaşmayı hedeflemiştir. Teoriyle birlikte öğretmen olarak kendi zayıf ve güçlü yönlerini keşfetmiştir, bilim öğretmek hakkında kendi inançlarını gözden geçirmiştir ve öğretme sitilinde önemli değişiklikler yapmıştır. Bir yılın sonunda Dave Çoklu Zekâ Kuramı’nı program geliştirme ve eğitim öğretimde kullanmaya devam etmiştir.

Yaman ve Soran (2000) tarafından yapılan çalışmada öğretmen ve öğrenci görüşleri alınarak Türkiye’de orta öğretim kurumlarında biyoloji öğretiminin durumu değerlendirilmiştir. Bu kurumlarda biyoloji öğretiminde yaygın şekilde kullanılmakta olan yöntemlerin belirlenmesi, farklı yöntemlerin uygulanabilmesi için liselerin sahip olduğu donanım tespit edilmesi ve öğretimde kullanılan yöntemlerin biyoloji öğretiminin genel amaçlarını ne derece gerçekleştirebildiğinin belirlenmesi amacıyla öğretmen ve öğrencilere uygulanmak üzere iki anket formu hazırlanmıştır. Hazırlanan anketler Türkiye genelinde 254 öğretmen ve 621 öğrenciye uygulanmıştır. Sonuçta; orta öğretim biyoloji öğretiminde öğretmenin aktif olduğu düz anlatım, soru-cevap, tartışma gibi tartışma gibi alışılagelmiş yöntemlerin yaygın olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Buna karşın etkili bir biyoloji öğretimi için mutlaka gerekli olan gözleme, deneye ve yaparak-yaşayarak öğrenmeye dayalı, öğrencinin aktif olduğu laboratuar çalışmalarına, ders gezilerine ve çevre uygulamalarına çok az yer verildiği saptanmıştır. Farklı yöntemlerin uygulanabilmesi için liselerin yeterli donanıma sayı ve nitelik bakımından sahip olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca bugünkü uygulamaların biyoloji öğreniminin genel hedeflerini gerçekleştirebilmek için yetersiz kaldığı görülmüştür.

Güngör (2002), “Hücrede Madde Alışverişi” konusundaki kavramların anlamlı öğretilebilmesini sağlamak amacıyla; toplam 183, dokuzuncu sınıf öğrencisinin katıldığı araştırmada, deney ve klasik anlatım grupları olmak üzere iki grup oluşturulmuştur. 10 sorudan oluşan başarı testi uygulanmıştır. Bulgular, geleneksel öğretim metotlarının kullanıldığı sınıflarda öğrencinin ön test ve son test

sonuçları arasında anlamlı bir değişme olmadığını, yani kavramları tam öğrenemediklerini göstermiştir. Buna karşın laboratuar çalışmaları yönteminin kullanıldığı sınıflarda ön test ve son test sonuçları arasında oldukça anlamlı bir fark görülmüştür.

Katz (2002) ve diğerleri tarafından yapılan araştırmada davranış ve sosyal etkileşimlerde gelişim sorunları olan 10 öğrenci kullanılmıştır. Bu konuda Çoklu Zekâ Kuramı’ ya dayalı öğretim, değerlendirme, eğitim teorisi veya öğretim yöntemi bulunmamaktadır. Bu çalışmayla hipotezin doğurduğu durumla ilgili gelecek çalışmalara yön verilmesi tasarlanmıştır. Veriler MS-CISSAR (Greenwood, Carta, Kamps, & Delquadri, 1997) kullanılarak toplanmıştır, sınıftaki gözlemle ilgili bilgiler bilgisayar yazılımı kullanılarak toplanmış ve analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları, katılımcıların deneyimlerinin Çoklu Zeka Kuramı sınıflarında da ve geleneksel yöntem sınıflarında da benzer olduğunu ileri sürmektedir. Katılımcılar her iki tip sınıfta da öncelikle tüm sınıf, bağımsız çalışma ve geleneksel sınıf aktivitelerine katıldılar, daha seyrek olarak da küçük grup veya çok yanıtlı aktivitelere katıldılar. Öğrenciler çoklu zekâ sınıflarında birbirleriyle daha çok etkileşimde bulunurken geleneksel sınıflarda birebir aktiviteler süresince yetişkinlerle daha çok etkileşim içinde bulunmuşlardır. Sonuç bölümünde gelecek araştırmalara yönelik olarak çalışmanın sınırlılıklarına önerilere ve eğitimsel tartışmalara yer verilmiştir.

Kaya (2002), tarafından yapılan çalışmanın amacı, 7. sınıf öğrencilerinin atom ve atomik yapı konusundaki başarılarına, öğrendikleri bilgilerin kalıcılığına, tutum ve algılamalarına geleneksel öğretim yöntemine kıyasla Çoklu Zekâ Kuramı’nın etkisini araştırmak ve Çoklu Zeka Kuramı’ nın ilköğretim fen müfredatı açısından uygulanabilirliğini belirlemektir. Çalışmada ön test-son test kontrol grup tasarımı kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda, Çoklu Zekâ Kuramı’na dayalı öğretim etkinliklerinin öğrencilerin atom ve atomik yapı konusundaki başarılarına, öğrendikleri bilgilerin kalıcılığına, fene olan tutumlarına ve algılamalarına anlamlı bir katkı sağladığı görülmüştür.

Çırakoğlu (2003) araştırmasında, 5. sınıf öğrencilerinin Fen Bilgisi dersinde Çoklu Zekâ Kuramı uygulamalarının erişiye etkisi incelenmiştir. Araştırma, 57 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Araştırmanın denenmelerini test etmek için kontrol gruplu öntest-son test modeline başvurulmuştur. Veri toplama aracı olarak erişi testi kullanılmış; bu araçtan elde edilen bulgular ile denenceler test edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre; Fen Bilgisi dersinin “ses” ünitesinin öğretiminde, Çoklu Zekâ Kuramı’ nın uygulandığı grup ile geleneksel yöntemin uygulandığı grubun bilgi düzeyi erişileri arasında anlamlı bir fark bulunduğundan, Çoklu Zekâ Kuramı uygulamalarının davranışların kazandırılmasında daha etkili olduğu söylenebilir.

İflazoğlu (2003)’nin çalışmasında 5. sınıf Fen Bilgisi dersinin “Isı ve Isının Maddedeki Yolculuğu” ile “Hareket ve Kuvvet” ünitelerinin öğretiminde Çoklu Zekâ Kuramı destekli ikili denetim tekniğinin öğrencilerin akademik başarılarına, öğrenme düzeylerine ve fen bilgisi dersine ilişkin tutumlarına etkisi olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma iki deney ve üç kontrol grubunda bulunan toplam187 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Dersler 1. deney grubunda Çoklu Zekâ destekli kubaşık öğrenme yöntemi, 2. deney grubu kubaşık öğrenme tekniklerinden ikili denetim tekniği, kontrol gruplarında ise tüm sınıf öğretimine dayalı geleneksel öğretmen merkezli yönteme göre hazırlanan ders planları doğrultusunda işlenmiştir. Deney ve kontrol gruplarına “Fen Bilgisi Başarı Testi” ve “Fen Bilgisi Tutum Ölçeği” öntest-son test olarak verilmiştir. Ayrıca araştırmanın başında öğrencilerin çoklu zekâ alanlarına yönelik “Çoklu Zekâ Alanları Tercih Belirleme Ölçeği” kullanılmıştır. Sonuç olarak, başarı testi puanları açısından deney grupları arasında anlamlı fark bulunmazken, deney grupları ve kontrol grupları arasında anlamlı fark bulunmuştur. Fen bilgisine ilişkin olumsuz tutum puanları açısında ise deney ve kontrol grupları arsında anlamlı farklar bulunmamıştır.

Türkuzan (2004) tarafından yapılan çalışmada, lise 1. sınıf öğrencilerinin öz kütle konusundaki başarıları ile öğrendikleri bilgilerin kalıcılığı üzerine Çoklu Zekâ Kuramı’nın etkisini geleneksel öğretim yöntemi ile karşılaştırmak için ön test-son test kontrol grup dizaynı kullanılmıştır. Çalışmanın uygulama aşamasının

gerçekleştirildiği okullarda bulunan ikişer sınıftan biri kontrol, diğeri deney grubunu meydana getirmiştir. Kontrol grubuna geleneksel öğretim yöntemine göre, deney grubuna Çoklu Zekâ Kuramı’na göre dayalı öğretim etkinliklerine göre eğitim verilmiştir. Çalışma sonunda Çoklu Zekâ Kuramı’nın öğrenci başarısına ve öğrencilerin öğrendikleri bilgilerin kalıcılığına olumlu etkisi olduğu saptanmıştır.

Chan (2004), tarafından yapılan çalışmada üstün zekâlı 133 öğrencinin 8 zekâ profili belirlenmiştir. Değerlendirmeler beş farklı bakış açısından; anneler, babalar, öğretmen ve yaşıtlar tarafından yapılmıştır. Farklı bakış açıları karşısında matematik zekâsı en yüksek değeri almıştır. Buna karşılık bedensel zekâ ve doğa zekâsı en düşük değeri almıştır. Anne-baba, öğretmen ve yaşıtların her bir profil tipine verdiği değer hesaplandığında anne-babaların bakış açılarının öğretmen ve yaşıtların bakış açısına göre birbirine daha benzer olduğu ileri sürüldü. Ek olarak görüldü ki, anneler; babalar, öğretmen ve yaşıtlara göre öğrencilerin Çoklu Zekâ profiline daha duyarlı olma eğilimindeler. Öğrencilerin bakış açısına göre; Çoklu Zekâ kullanıldığında yaratıcılık ve önderlik daha çok fark edilebilir.

3. YÖNTEM

Bu bölümde araştırmada izlenen bilimsel yaklaşımı “araştırma modeli”, araştırmanın “evren ve örneklem”i, ”, “veriler ve toplanması” ile “verilerin çözümlenmesi ve yorumu” gibi ayrıntılar açıklanmaktadır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Araştırmada deneysel model kullanılmıştır. Çoklu zekâ kuramına göre hazırlanan etkinliklerin öğrencilerin başarılarına ve öğrenilenlerin kalıcılığına etkisini saptamak amacıyla ön test-son test ve kontrol gruplu modelden faydalanılmıştır.

Araştırmada 9. sınıf biyoloji dersi “hücre zarından madde geçişi” konusu ele alınmıştır. Konu; kontrol grubunda geleneksel öğretim yöntemlerine göre, deney grubunda Çoklu Zekâ Kuramı’na göre hazırlanan etkinliklerle işlenmiştir. Hedef davranışların kazandırılması ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığı açısından Çoklu Zekâ Kuramı’na göre hazırlanan etkinliklerin geleneksel yönteme göre etkililiği araştırılmıştır.

Her iki çalışma grubuna da grupların denkliğini ve ön bilgi düzeylerini ortaya çıkarmak üzere ön test; deneysel işlemden sonra Çoklu Zekâ Kuramı’na göre hazırlanan etkinliklerin başarıya etkisini ortaya koymak üzere son test uygulanmıştır. Ayrıca öğrenilenlerin kalıcılığını saptamak amacıyla son test bir ay sonra kalıcılık testi olarak tekrarlanmıştır.

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni tüm orta öğretim kurumlarındaki biyoloji dersini alan 9.sınıf öğrencileridir.

Araştırmada yararlanılan öğrenci grupları Hakkâri Lisesi’nde bulunan 9.sınıf öğrencileridir. 9A sınıfı deney grubunu, 9D sınıfı kontrol grubunu oluşturmaktadır. Çalışma gruplarında çalışmaya katılan öğrenci sayısı 36şar kişidir.

3.3. Verilerin Toplanması

Verilerin toplanmasında kullanılan ön test ve son test araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. (EK:5–6). Test geliştirme sürecinde öncelikle testin amacı belirlenmiştir. Ön bilgileri ve grupların denkliğini belirlemek amacıyla ön test, öğrencilerin başarısını ve gruplar arasındaki farkı belirlemek amacıyla son test, bilgilerin kalıcılığının belirlenmesi amacıyla kalıcılık testi uygulanmasına karar verilmiştir. Testte ölçülecek nitelikler belirlenirken “hücre zarından madde geçişi” konusu ile ilgili öğrencilerin kazanması gereken davranışlar belirlenmiştir, daha sonra test maddeleri yazılmıştır. Test maddelerin deneme formu 50 öğrenciye uygulanmıştır. Geçerlilik ve güvenirlikleri belirlenmiştir. Daha sonra deneysel işlem sırasına göre testler çalışma gruplarına uygulanmıştır.

Testler 20’şer sorudan oluşmaktadır. Uygulamadan önce testler Özel Platin Eğitim Dershanesinden 50 kişilik öğrenci grubuna uygulanmış ve iteman testiyle geçerlik ve güvenirlikleri kontrol edilmiştir.

Tablo 1

Ön Test Madde Analizi Sonuçları (iteman testi) N Soru sayısı

_

X S P Ayırt edicilik Güvenilirlik

50 20 10,52 5,20 0,52 0,53 0,87

*P≤ 0,05

Tablo 1’e göre ön test’in güvenilirliği α = .87 bulunmuştur ve uygulama için yeterli kabul edilmiştir.

Tablo 2

Son Test Madde Analizi Sonuçları (iteman testi) N Soru sayısı

_

X S P Ayırt edicilik Güvenilirlik

50 20 8,44 4,34 0,42 0,45 0,80

*P≤ 0,05

Tablo 2’ye göre son test’in güvenilirliği α = .80 bulunmuştur ve uygulama için yeterli kabul edilmiştir.

3.4. Verilerin Analizi

Bu araştırmada bağımsız değişken Çoklu Zekâ Kuramına göre uygulanan etkinlikler, bağımlı değişken ise öğrencilerin başarı puanlarıdır. Deney ve kontrol gruplarına uygulama öncesinde ön test, uygulamadan sonra son test ve bir ay sonunda son test kalıcılık testi olarak tekrar yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ortalamalar arasındaki farkları ortaya koymak amacıyla “t testi” kullanılmıştır. İstatistikî işlemler SPSS programıyla yapılmıştır. Elde edilen veriler arasındaki farkın anlamlı olup olmadıkları 0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir.

Benzer Belgeler