IV. BÖLÜM 5. SONUÇ TARTIġMA VE ÖNERĠLER 5.2. TARTIġMA 1. AraĢtırmada müzik eğitimi bilim dallarında bireysel çalgı bağlama ders süresinin yetersiz olduğu sonucu, AyĢan(1999) ve Algı(2006)‟nın yüksek lisans tezi olarak hazırladıkları araĢtırmalarında ulaĢtıkları sonuçla aynı doğrultudadır. 2. AraĢtırmada tespit edilen bağlama ders program müfredat ve süresi ile müzik öğretmenliği lisans programlarında geleneksel müziklerin nitel ve nicel açıdan yetersiz olduğu sonucuna Koç (2000) sanatta yeterlilik tezinde, IĢıldar (2003) ise yüksek lisans tezinde ve Özdek(2012) doktora tezinde ulaĢmıĢtır. 3. AraĢtırmada öğretim elemanlarının bağlamada 38- 42 tekne boyunu ve bağlamayı do sesine göre akortlamayı tercih ettikleri sonucuna ulaĢılmıĢtır. Konuyla ilgili daha öne yapılan araĢtırmalarda; Özdek(2005)‟in yüksek lisans tezinde bağlamada 36-37 cm tekne boyutunun kullanılması ya da 39-40 cm teknelerin sap boylarının re çekebilecek Ģekilde kısalması sonucuna, Kınık(2010)‟ın doktora tezinde bağlamada 37-40 cm tekne boyunun uygun olduğu sonuçlarına ulaĢılmıĢtır. 4. Tavırlarla ilgili bilimsel çalıĢmaların yetersiz olduğu sonucu, daha önceki çalıĢmalardan Koç(2000)‟un sanatta yeterlilik tezinde, IĢıldar (2003)‟ın yüksek lisans tezinde ve Özdek(2006)‟in yüksek lisans tezinde de belirtilmiĢtir. 5. Bağlama metotlarının yetersiz olduğu sonucu Tarım(2008)‟ın ve HaĢhaĢ(2013)‟ın yüksek lisans tez çalıĢmalarında ve Algı(2013)‟nın doktora tezi çalıĢmasında da belirtilmiĢtir. Özdek(2012: 206)‟in doktora çalıĢmasında belirttiği “Ülkemizde halk müziği çalgılarına yönelik metodoloji çalışmalarının çok geç başladığı ve çoğu halk müziği çalgısında henüz metotlaşmanın gerçekleşemediği; bağlama için yazılmış birçok metot bulunmakla birlikte 2000‟li yıllarla birlikte akademik niteliği ile teknik, estetik, pedagojik ve metodolojik özellikleri olan çalışmalarda olumlu yönde ve umut verici bir artış olduğu; bu durumun, çalgıların eğitim kurumlarına geç girmesi ve akademik dünyada yeni olması kadar çalıcı ve icracıların metodoloji konusundaki yetersizlik ve eksiklikleri ile de doğrudan ilişkili olduğu,” sonucu araĢtırma 6. AraĢtırmada ulaĢılan müzik öğretmeni adaylarına temel çalgı olarak bağlamanın da verilmesi gerektiği Özdek(2006)‟in yüksek lisans tezinin sonuçlarında da yer almaktadır. 7. AraĢtırmada ulaĢılan bağlama eğitiminin halk müziği ile sınırlandırılmaması gerektiği, GTSM ve farklı türde eserlere bağlama eğiminde yer verilmesi gerektiği sonucu, Algı(2013: 139)‟nın doktora tezinde ulaĢtığı, “Lisans düzeyi bağlama eğitimi–öğretimi sürecinde GTSM desteğinin, öğrenciye usûl ve makam bilgisi kazandırılması, icra bakımından daha ileri düzeyde bir performans yakalanması ve eserleri yorumlama kabiliyeti kazandırılması bakımından gerekli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca GTSM‟ne ait saz ve sözlü eserler aracılığı ile bağlamada sadece alt teller değil, orta ve üst tellerde de hâkimiyetin sağlanabileceği sonucuna varılmıştır.” ifadesi ile paralel doğrultudadır. 8. Tavır kelimesi bağlamadaki kullanımı dıĢında halk müziğinde yöre, söyleyiĢ, duyuĢ, yorum gibi farklı kavramları da karĢılamaktadır. „Yöresel tezene tavrı‟ ifadesinin kullanımı bazı öğretim elemanları tarafından doğru bulunmamaktadır. Örneğin Konya tavrı denildiğinde bu tavrın sadece Konya da değil çevre illerde de görüldüğü, yine aynı doğrultuda Zeybek tavrı denildiğinde tek bir tezene biçimi ve sınırları belli bir bölgenin anlaĢılmadığı düĢünülmektedir. Bunların dıĢında Konya, Silifke gibi bazı tezene tavırları çalım Ģekli olarak benimsenirken Ankara, Yozgat gibi bazı tezene tavırları öğretim elemanları tarafından kabul edilmemektedir. Satar(2012) yüksek lisans tezinde Kayseri tezene tavrının uzmanların bazılarınca tavır özelliği taĢımadığı sonucuna ulaĢmıĢtır. Tezene tavrı olarak adlandırılan çalım Ģeklinin temel tezene vuruĢlarından oluĢması veya tezene tavrının ortaya çıkıĢ zamanı ya da tezene tavrının kiĢi, Ģehir ve bölge adlarıyla isimlendirilmesi, bu duruma neden olarak gösterilebilir. Bu kavram karmaĢasının giderilmesi için bu alanda uzman kiĢilerin bir araya gelmesiyle oluĢturulacak çalıĢmalarla akademik alanda kabul edilebilecek bir ortak görüĢ sunmaları önerilmektedir. 9. AraĢtırma sonucunda Konya tavrının notasyonda gösterimi ile ilgili farklı görüĢlerin olduğu tespit edilmiĢtir. Bazı öğretim elemanları Konya tavrının 3 tel grubunda da duyulan sesler ve parmak numaraları ile tezene vuruĢlarının ayrıntılı bir Ģekilde yazılmasını savunmaktadır. Bazı öğretim elemanlarına göre ise, Konya tavrını yeni öğrenen bir öğrenci için Konya tavrının tüm duyuĢ özelliklerinin yazıldığı bir notanın çözümlenebilmesi mümkün görünmemektedir. Ayrıca tüm yöresel tezene tavırlarının notasyonda gösteriminin açık olmadığı düĢünüldüğünde sadece Konya tavrının duyulduğu Ģekilde notada gösterimi anlamlı bulunmamaktadır. Bir farklı görüĢ de notaların sade olması yönündedir. Öğrenci öğrendiği tezene tavrını sade Ģekilde yazılmıĢ notalara uygulayabilmelidir. Bahsedilen bu yaklaĢımların öğrenciye farklı faydalar sağlayacağı düĢünülmektedir. Bu sebeple bireysel çalgı bağlama derslerindeki yöresel tezene tavrı öğretiminde, öğrenciye hem sade Ģekilde yazılmıĢ notalara tezene tavrını uygulayabilme becerisinin hem de tezene tavırlarının açık yazıldığı notalamayı çözümleyebilme becerisinin kazandırılması önerilmektedir. 10. Konya tavrının bozuk düzende seslendirilmesinde üst telden sürekli duyulan sol sesi ile ilgili birbirine zıt görüĢler mevcuttur. Geleneksel bir yapı içerisinde bu sesin varlığı rahatsız edici bir konumda görülmemektedir. Eğitim çevrelerinde ise bu ses alt boĢ tele göre sürekli tınlayan uyumsuz bir aralık olarak müzikaliteyi olumsuz etkilemektedir. Bunu önlemek için düzen değiĢtirme, baĢparmak kullanımını yoğunlaĢtırma gibi çözümlere baĢvurulmaktadır. Sorunun çözümü için hem geleneksel icracıların hem de akademik alandaki uzmanların yer aldığı daha ayrıntılı bir çalıĢmanın yapılması önerilmektedir. 11. Konya tavrının gelenekteki varlığını sürdürüp sürdürmediğiyle ilgili Öğretim elemanları arasında karĢıt görüĢler mevcuttur. Konya bölgesindeki öğretim elemanlarının gözlemlerinden Konya eğlence müziğinde Konya türkülerinin yerini popüler parçalara bıraktığı anlaĢılmaktadır. Konya baranaları da sınırlı sayıda olup yeni nesil bu kültürden uzak yetiĢmektedir. Konuyla ilgili olarak Algı(2014: 447) hazırladığı bildirisinde “Günümüzde internet ve medya organlarının büyük etkisiyle sözde Ankara oyun havaları ... Konya eğlence müziğinde Konya türkülerinin yerini almış görünmektedir. Konya eğlence müziğinde az da olsa kullanılan Konya türkülerinde Konya tezene tavrının kullanılmadığı... Bu duruma gerekçe olarak eğlence müziğinde çoğunlukla elektro bağlama tercih edildiği ve elektro bağlamada Konya tezene tavrının duyum açısından olumsuz sonuçlar verdiği... Konya tezene tavrının sürekli kullanılması durumunda oldukça yorucu olduğundan tercih edilmediği ve yerine acelite içerikli müzik cümlelerinin kullanıldığı” sonucuna yer vermiĢtir. Konya tavrının Konya türküleri dıĢında bir uygulama alanının olmadığı düĢünüldüğünde mahalli sanatçıların yetiĢmemesi bu kültürün devamının sağlanabilme durumunu tartıĢmaya düĢürmektedir. Bu nedenle eğitim- öğretim ortamlarının dıĢında da Konya tavrının özendirildiği konser, resital, festival gibi gösteri ve etkinliklerle bu kültürün devam ettirilmesi önerilmektedir. 12. AraĢtırmada ulaĢılan müzik eğitimi veren kurumların ülkenin ihtiyaç duyduğu basamaklara yeniden göre Ģekillendirilmesi gerektiği sonucunu Özdek(2012: 212) doktora tezinde “Lisans boyutunda eğitim veren mesleki müzik eğitimi kurumlarındaki çeşitlilik kaldırılmalıdır. Devlet konservatuarı, Türk müziği devlet konservatuarı, Batı müziği konservatuarı, güzel sanatlar fakültesi, müzik ve sahne sanatları fakültesi, eğitim fakültesi müzik eğitimi ana bilim dalı gibi çok başlı ve ayrımcılığa dayalı bir yapılanma yerine bütün müzik türlerini içine alan müzik akademileri yapılanması düşünülmelidir. Müzik akademisi mezunlarının; müzik öğretmeni, performans sanatçısı, besteci, müzikolog, müzik kuramcısı, müzik teknolojileri uzmanı, çalgı yapımcısı vb. hangi alanda diploma sahibi olacakları ve hizmet verecekleri; öğrencilerin yetenekleri, programın temel ve seçmeli ders/kredi imkânları ile lisansüstü eğitim veren enstitülerde yapılacak çalışmaların birleştirilmesi yoluyla belirlenmelidir.” Ģeklinde ifade etmiĢtir. Ayrıca konuyla ilgili olarak Uzman-7„nin görüĢleri EK-1.B.7(130-131)‟de yer almaktadır. Belgede Müzik eğitimi ana bilim dallarında bireysel çalgı bağlama derslerinde Konya tavrının öğretilme durumu (sayfa 92-95)