• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM VI. SONUÇ VE ÖNERİLER

6.1. Sonuç ve Tartışma

Araştırmada Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen B1 düzeyindeki 81 dil kullanıcısının yazılı anlatımları metin bağdaşıklığı yönünden değerlendirilmiştir.

Bağdaşıklık anlamlı bir bütün oluşturmak üzere bir araya gelen kelimelerin birbirleriyle kurduğu dil bilgisel ilişkilerdir. Bir dili yabancı dil olarak öğrenenlerin en zorlandıkları alan olan yazılı anlatım, dil kullanıcılarının herhangi bir konuyla ilgili görüşlerini belli bir düzen ve dil kurallarını da göz önünde bulundurarak metin oluşturmaya çabaladıkları önemli bir alandır. Sözlü anlatımda var olan jest, mimik vb. faktörler yazılı anlatımda bulunmadığından dil kullanıcılarının kendilerini yazılı olarak tam ve doğru bir biçimde ifade edebilmeleri dil gelişiminde önemli ve atlanmaması gereken bir adım olarak dikkat çekmektedir. Çalışmada B1 düzeyinde Türkçe öğrenen dil kullanıcılarının yazılı anlatımlarında bağdaşıklık araçlarını kullanma düzeyleri, bu konuda yaşadıkları sorunlar ve yazılı anlatımlarını geliştirmeye yönelik önerilerin ortaya konulması hedeflenmektedir. Araştırmada bağdaşıklık öğeleri birçok çalışmaya kaynaklık etmiş ve bu konuda en kapsamlı çalışma olarak görülen Halliday ve Hassan’ın (1976) çalışması ışığında onların bağdaşıklığı inceledikleri başlıklar altında incelenmiştir. Halliday ve Hassan (1976) çalışmalarında bağdaşıklığı beş başlık altında incelemişlerdir. Bunlar: Gönderim, eksiltili anlatım, değiştirim, bağlama öğeleri ve kelime bağdaşıklığıdır. Çalışmada bu tasnife bağlı

kalınarak düzenlenmiş olan Coşkun (2005)’un Bağdaşıklık Düzeyi Değerlendirme Formu kullanılmıştır. (EK 1)

B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında bağdaşıklık öğelerini kullanma düzeyleri Bağdaşıklık Düzeyi Belirleme Ölçeği ile belirlenmiştir. Kullanım sıklıkları ortaya konulduktan sonra bağdaşıklık araçlarının kullanımı ile ilgili yaşanan sorunlar örneklerle ortaya konulmuştur.

Araştırmanın sonuçlarına göre B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında en sık kullandıkları bağdaşıklık aracı bağlama öğeleri; en az kullandıkları bağdaşıklık aracı ise değiştirimdir. Bağdaşıklık araçlarının kullanımında öğrenci başına düşen ortalamalar sırasıyla şu şekildedir: bağlama öğeleri (13,5), gönderim (7,8), kelime bağdaşıklığı (7,4), eksiltili anlatım (4,06), değiştirim (0,2).

Bağdaşıklık bir dilde metni oluşturan öğeler arasındaki dil bilgisel ilişkilerden oluşur. Her dilin kendine özgü özelliklerden dolayı bağdaşıklık araçları farklı dillerde farklı oranlarda kullanılabilir. Ramadan’ın (2003) çalışması bu duruma örnek gösterilebilir. Ramadan çalışmasında Ürdün’de 12. sınıfta okuyan 100 öğrencinin İngilizce kompozisyonlarını yine Halliday ve Hassan’ın (1976) taksonomisini esas alarak bağdaşıklık araçlarını kullanma düzeylerini araştırmıştır. Çalışmanın sonucunda öğrencilerin bağdaşıklık araçlarını sıklık düzeyine göre kelime bağdaşıklığı, gönderim, bağlama öğeleri, eksiltili anlatım ve değiştirim şeklinde kullandıkları belirtilmiştir. Değiştirimin hiçbir öğrenci tarafından kullanılmadığı belirtilmiştir.

Ramadan’ın İngilizce üzerine yaptığı çalışma ile Türkçe üzerine yapılan bu çalışmanın bağdaşıklık öğelerinin kullanım sıklığına göre sıralaması tablo 13’te gösterilmektedir.

Tablo 13.

Yabancı Dil Olarak İngilizce Öğrenen Öğrenciler ile Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenen Öğrencilerin Yazılı Anlatımlarında Bağdaşıklık Araçlarını Kullanma Sıklıkları

Bağdaşıklık Aracı İngilizce Ort. Türkçe Ort. Gönderim 1,46 7,8 Eksiltili anlatım 0,02 4,06 Değiştirim - 0,2 Bağlama ögeleri 0,89 13,4 Kelime bağdaşıklığı 1,63 7,4 Toplam 4 32,86

Tabloda görüldüğü üzere bağdaşıklık araçlarını kullanma düzeyleri farklı dillerde değişiklik gösterebilmektedir. Yabancı dil olarak İngilizce öğrenen dil kullanıcıları ile

Türkçe öğrenen dil kullanıcıları arasında farklılık vardır. Ancak her ikisinde de değiştirim en az kullanılan ögedir. Yine en az kullanılan ikinci öğe olan eksiltili anlatım da her ikisinde aynıdır. Bunun yanında ana dili Türkçe olanlar üzerine yapılan ve araştırma ile benzerlik gösteren farklı yaş gruplarından katılımcılarla yapılan araştırmanın sonuçlarına bakacak olursa;

Coşkun (2005)’un 5. ve 8. sınıfta öğrenim gören 372 öğrencinin öyküleyici anlatımlarında bağdaşıklık, tutarlılık ve metin elementleri açısından değerlendirdiği doktora tezinde bağdaşıklık ile ilgili sonuçlar: Eksiltili anlatım (20,05), bağlama öğeleri (18,1), kelime bağdaşıklığı (15,9), gönderim (10,9), değiştirim (0,3) şeklindedir.

Coşkun (2011)’un Türk ve Göçmen öğrencilerin yazılı anlatımlarında metin bağdaşıklığını incelediği makalesinde 103 Türk 98 göçmen öğrenciye öykü yazdırarak bağdaşıklık araçlarını kullanma sıklıkları, aralarında anlamlı fark olup olmadığı ve yaşanan sorunlar incelenmiştir. Bağdaşıklık araçlarını kullanma sıklığı sırasıyla: Eksiltili anlatım (15,4), bağlama öğeleri (15,4), kelime bağdaşıklığı (11,2), gönderim (8,3), değiştirim (0,2) şeklindedir.

Can (2012)’ın ortaöğretim 9. ve 10. sınıf öğrencilerinin yazılı anlatımlarında paragraf düzeyinde bağdaşıklık ve tutarlılık adlı doktora tezinde öğrencilerin bağdaşıklık araçlarını kullanım ortalamaları şu şekildedir: bağlama ögeleri (%41,50), eksiltili anlatım (%35,71), gönderim (%21,71), değiştirim (%0,95) şeklindedir.

Keklik ve Yılmaz’ın (2013) 11. sınıf öğrencilerine ait öyküleyici metinleri bağdaşıklık ve tutarlılık yönünden inceledikleri makalelerinde 300 öğrencinin yazılı anlatımları incelenmiştir. Bağdaşıklık araçlarını kullanma düzeyleri sırasıyla: Bağlama öğeleri (13,24), gönderim(11,67), eksiltili anlatım (5,69) ve değiştirim (1,69) şeklindedir. Bu araştırmada kelime bağdaşıklığı araştırmaya alınmamıştır. Farklı yaş gruplarında ana dil kullanıcıları üzerine yapılan araştırma ile Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen dil katılımcılarının bağdaşıklık araçlarını kullanma düzeyleri tablo 13’te bir arada gösterilmektedir.

Tablo 14.

Farklı Yaş Gruplarından Ana Dili Kullanıcıları ile Türkçeyi Yabancı Dil Olarak Öğrenenlerin Yazılı Anlatımlarında Bağdaşıklık Ögelerini Kullanma Düzeyleri

Bağdaşıklık Aracı 5. ve 8. Sınıf 11. Sınıf B1 Düzeyi

Ana Dil Türkçe Ana Dil Türkçe Yabancı Dil Türkçe Gönderim 10,9 11,67 7,8 Eksiltili anlatım 20,5 5,69 4,06 Değiştirim 0,3 1,69 0,2 Bağlama ögeleri 18,1 13,24 13,4 Kelime bağdaşıklığı 15,9 - 7,4 Toplam 65,7 32,29 32,86

Ana dili Türkçe olanlar üzerine yapılan araştırmalardan farklı yaş grupları ile ilgili yapılan çalışmalar tabloya alınmıştır. Sonuçlara bakıldığında üç araştırmada da değiştirimin en az kullanılan bağdaşıklık aracı olduğu görülmektedir. Coşkun (2005)’un 5. ve 8. sınıf öğrencileri üzerine yaptığı araştırma ve yine Coşkun (2011)’un Türk ve Göçmen 5. sınıf öğrencilerin öyküleyici anlatımlarından yola çıkarak yaptığı araştırma sonuçlarına bakıldığında en çok kullanılan bağdaşıklık unsurunun eksiltili anlatım olduğu görülmektedir. Can (2012), Keklik ve Yılmaz (2013)’ın 9,10 ve 11. sınıf öğrencileri üzerine yaptıkları çalışmalarına bakıldığında ise en çok kullanılan bağdaşıklık unsurunun bağlama ögeleri olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında en çok kullandıkları ögenin de bağlama ögeleri olması yönünden benzerlik göstermektedir. En sık kullanılan öge konusunda oluşan bu farklılığın yaş grubunun farklı olmasından ve Coşkun’un araştırmasında öğrencilerin öyküleyici anlatımlarını incelemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Öyküleyici anlatımda karşılıklı konuşmalara yer verildiğinden eksiltili anlatım kullanımının daha yoğun kullanılmış olabilir.

Araştırmada B1 düzeyde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında bağdaşıklık öğelerini kullanma düzeyleri ile ilgili yapılan genel değerlendirmeden sonra her bir bağdaşıklık aracı kendi alt başlıkları ile incelenmiştir.

B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında gönderim öğelerinden en çok şahıs zamirini (%45) ve işaret zamirini (%23) kullanmışlardır. İşaret sıfatı (%13), karşılaştırma (%16), dönüşlülük zamiri (%3) şeklindedir. İlgi zamirinin kullanımına ise rastlanmamıştır.

Çalışmada katılımcıların gönderim öğelerinin kullanımı ile ilgili benzer sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir:

 Öznenin belirtilmemesinden dolayı gönderim öğesinin metindeki karşılığının karışması  Gönderim öğesinin karşılıksız olarak kullanılması

 Gönderim öğesinin gereksiz kullanılması

Keçik (1992) ilkokul öğrencilerinin özet ve hatırlatma metinlerinde bağdaşıklık sorununu incelediği makalesinde ilkokul 2. ve 5. sınıftan 183 öğrencinin yazılı anlatımlarında gönderim sorununa dikkat çekilmiştir. Araştırma sonucunda her iki yaş grubunun 1/3’ü gönderim kullanımında hata yapmıştır. Bu hatalar şu başlıklar altında toplanabilir.

 Gönderimde bulundukları öğeleri belirtmeme

 Yeni bir gönderimde bulunurken gerekli gönderim öğesini belirtmedikleri için anlamda karışıklığa sebep olma.

 Karşılıksız gönderim öğesi kullanımı

B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancılar eksilti türlerinden en çok ortak öğelerin düşürülmesine (3,7) ikinci olarak eklerin düşürülmesine (0,2) başvurmuşlardır. Cümlelerin düşürülmesine hiç rastlanmamıştır.

Öğrencilerin eksiltili anlatıma başvurmanın uygun olmadığı yerde eksiltili anlatım kullandıkları, bu durumun da anlatımlarında anlam karmaşasına neden olduğu belirlenmiştir.

B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında değiştirim öğelerini kullanma sıklıkları yok denecek kadar azdır. Değiştirim öğelerinin kullanımında katılımcı başına düşen ortalama 0,14’tür. Değiştirim öğeleri sırasıyla cümleye dayalı değiştirim (%78,5), isme dayalı değiştirim (%14,2), fiile dayalı değiştirim (%7,14) şeklindedir.

Ana dili Türkçe olan farklı yaş gruplarındaki dil kullanıcıları ile yapılan çalışmaların sonuçlarına bakacak olursak değiştirim ögesinin bağdaşıklık ögeleri arasında en az kullanılan öge olduğunu söyleyebiliriz.

Karabağ ve İşsever (1995, s.221 - 235)’in 48 – 60 ay arasında 4 çocuk üzerinde yaptıkları çalışmada çocukların değiştirim öğesini kullandıklarına rastlanmamıştır. Coşkun (2005)’un ilköğretim 5. ve 8. sınıf öğrencileri ile ilgili hazırladığı çalışmada öğrencilerin öyküleyici anlatımlarında değiştirim öğelerine ortalama (0,2) gibi düşük bir düzeyde yer verdikleri

belirlenmiştir. Keklik ve Yılmaz (2013)’ın 11. sınıf öğrencilerinin öyküleyici anlatımlarında bağdaşıklık unsurlarını inceledikleri çalışmalarında da değiştirim ögesinin kullanım sıklığı ortalaması (1,69) şeklindedir. Coşkun (2011)’un Türk ve Göçmen öğrencilerin yazılı anlatımlarında bağdaşıklığı inceledikleri çalışmasında değiştirim ögesinin kullanım sıklığı ortalama (0,2) şeklindedir. Bu durum genel olarak değiştirimin Türkçede çok fazla kullanılmadığını göstermektedir. İngilizce üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında Bae (2001) ve Ramadan (2003)’ın çalışmalarına göre bu dilde en az kullanılan bağdaşıklık ögesi değiştirimdir. Ramadan’ın (2003) çalışmasında değiştirim ögesine rastlanmamıştır. Değiştirim bağdaşıklık ögeleri içerisinde kullanımı en az olan ögedir ve bu durum ana dili Türkçe olan dil kullanıcılarının yazılı anlatımları ile ilgili çalışmalar, yabancı dil olarak Türkçe ve yabancı dil olarak İngilizce öğretimi üzerine yapılan çalışmalarda da benzerlik göstermektedir.

B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların bağdaşıklık araçlarından bağlama ögelerini yazılı anlatımlarında kullanma sıklıkları katılımcı kağıt başına düşen ortalaması (13,4) şeklindedir. Çalışmada bağdaşıklık araçları arasında ortalama (%41) ile en çok kullanılan öge bağlama ögeleridir. Bağlama ögelerinden en çok ekleyici bağlama ögelerini (%39,2), en az açıklama bildiren bağlama ögelerini (%3,4) ve koşul bildiren bağlama ögelerini (%3,5) kullanmışlardır. Diğer bağlama ögelerinin oranları sırasıyla ayırt edici (%4,6), örnekleme bildiren (%5,3), zıtlık bildiren (%16,1), sebep-sonuç bildiren (%17) şeklindedir. Türkçe üzerine yapılan ve ana dili Türkçe olan farklı yaş grubundaki öğrecilerle ilgili çalışmalarda bağlama ögeleri ile ilgili sonuçlara bakıldığında Coşkun (2005) ilköğretim 5. ve 8. sınıf öğrencilerinin bağdaşıklık araçlarından en çok bağlama ögelerini kullandıkları, bağlama ögeleri içinde ise en çok ekleyici bağlama ögelerini (%41,7); en az ise örneklendirici bağlama ögelerini (%0,3) kullandıkları belirtilmiştir. Keklik ve Yılmaz (2013)’ın 11. sınıf öğrencileri üzerinde yaptığı çalışmanın sonuçlarına göre ise öğrenciler bağdaşıklık araçlarından en çok ekleyici bağlama ögelerini (%50,52); en az ise örnekleme bildiren bağlama ögesini (%0,17) kullanmışlardır.

Ayaz (2005)’ın 9. sınıf öğrencilerinin kompozisyon çalışmalarında bağlama ögeleri ve tutarlılık çeşitlerini kullanma sıklıklarını araştırdığı tezinde bağlama ögeleri ile ilgili sonuçlara bakacak olursak öğrenciler en çok ekleyici bağlama ögelerini (%41,01); en az ise sebep-sonuç bildiren bağlama ögelerini (%3,24) kullanmışlardır.

ekleyici bağlama ögesi konusunda benzerlik gösterdikleri söylenebilir. Ancak Coşkun (2005), Keklik ve Yılmaz (2013)’ın öğrencilerin öyküleyici anlatımları üzerine; Ayaz (2006)’ın ise öğrencilerin oluşturdukları deneme türünden kompozisyonlar üzerinden bu sonuçlara vardıkları göz önünde bulundurularak bağlama ögelerinin kullanım sıklığının yazılı anlatımın türünden dolayı farklılık göstermiş olabileceği düşünülmektedir.

Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında yazılı anlatımla ilgili yapılan çalışmalar arasında bağdaşıklık ögelerinin tümünü ele alan bir çalışma olmamakla beraber Deniz ve Daşöz (2015)’ün yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin yazma becerilerinde gerekçelendirmeyi inceledikleri makalelerinde TÖMER’lerde Türkçe öğrenen 131 dil kullanıcısının yazılı anlatımlarında gerekçeli yapılara yer verip vermedikleri belirlenmiştir. Bu yapıların bağlaçlı olanları Coşkun (2005)’un bağlama ögeleri tasnifinden faydalanılarak analiz edilmiştir. Buna göre 131 öğrenciden 67’si gerekçelendirme içeren cevap vermiştir. 213 bağlaçsız gerekçelendirme ve 309 bağlaçlı gerkçelendirme kullanılmıştır. Araştırma verilerine göre bağlaçlı cümlelerde en çok ekleyici bağlama ögeleri en az ayırt edici bağlama ögeleri kullanılmıştır. Bağlama ögelerinin kullanım sayısı sırasıyla ekleyici (105), sebep-sonuç (95), açıklama (22), zıtlık (38), örneklendirme (19), zaman-sıralama (16), koşul (8), ayırt edici (6) şeklindedir. Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi ile ilgili yapılan bu çalışmanın verileri ile B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancılar üzerine yapılan çalışmanın verileri en çok kullanılan bağlama ögeleri açısından benzerlik göstermektedir. Ekleyici bağlama ögelerinin tüm araştırmalarda en çok kullanılan bağlama ögesi olarak ortaya çıkması ekleyici ögelerin Türkçe metinlerde kelime, kelime grupları ve cümleleri bağlarken anlatımın akıcılığını arttırması sebebiyle yoğun olarak kullanılmasına bağlanabilir.

Çalışmada bağlama ögelerinin kullanımı ile ilgili B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların bazı sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir:

 Bağlama ögesinin anlam ve işlevine uygun kullanılmaması  Bağlama ögesinin gereksiz biçimde kullanılması

Bağdaşıklık araçlarının kullanımı ile ilgili yaşanan bu sorunlar dil kullanıcılarılarının yazılı anlatımlarında kelimeler, cümleler ve paragraflar arasında anlamlı bir bağlantı kurmakta zorlandıklarını ortaya koymaktadır.

Araştırmada B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların yazılı anlatımlarında kelime bağdaşıklığını belirlemede aynı kavram alanından kelime kullanımı incelenmiştir. B1 düzeyinde Türkçe öğrenen yabancıların kelime bağdaşıklığı ile ilgili katılımcı başına düşen ortalamaları (7,4)’tür.

Coşkun (2005)’un ilköğretim öğrencilerinin öyküleyici anlatımlarında bağdaşıklık unsurlarını incelediği çalışmada öğrencilerin kelime bağdaşıklığı ortalamaları (15,9) olarak belirlenmiştir. Ramadan (2003)’ın İngilizce üzerine, Ürdün Devlet Okulları’nda 12. sınıf öğrencilerinin yazılı anlatımlarında bağdaşıklık unsurlarını kullanma durumları ile ilgili yaptığı çalışmada öğrenci başına düşen kelime bağdaşıklığı ortalaması (1,63)’tür. Yabancı dil olarak ingilizce ile ilgili yapılan Ramadan (2003)’ın çalışması ve yabancı dil olarak Türkçe üzerine yapılan araştırmamız değerlendirildiğinde kelime bağdaşıklığı ile ilgili anlamlı bir fark ortaya çıkmaktadır. Ramadan’ın çalışması öğrencilere yazdırılan ‘Ürdün’de yol kazaları’ konusu ile ilgili kompozisyon çalışmalarının incelemesini içermektedir. Araştırmamızda ise 10 konu verilmiş ve katılımcıların istedikleri konu ile ilgili yazabilecekleri belirtilmişir. 10 farklı konu verilmesi katılımcıların farklı konulardan kelime dağarcıklarındaki mevcut kelimeleri kullanabilecekleri konuyu seçmelerini ve bu şekilde aynı kavram alanından kelime kullanma konusunda diğer çalışmadan daha yüksek sonuçlar elde edilmesini açıklayabilir.

Bu bölümde araştırmada ulaşılan sonuçlar ilgili başka araştırmaların sonuçları ile karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Sonraki bölümde ise sonuçlar ve yorumlardan hareketle konu ile ilgili önerilere yer verilecektir.

Benzer Belgeler