• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM VI. SONUÇ VE ÖNERİLER

6.2. Öneriler

6.2.1. Öğretmenlere Yönelik Öneriler

Yapılan araştırmalara göre yabancı dil öğrenenlerin en çok zorlandıkları beceri yazma becerisidir. Bundan yola çıkarak zaten zor gelen bir alandan öğrencileri soğutmamak için

sadece ders kitaplarına bağlı kalınmamalıdır. Öğrencinin düzeyine uygun yazılı anlatım çalışmaları planlanmalıdır.

Yazma çalışmasının niceliğinden çok niteliğine önem verilmelidir. Öğretmen ancak öğrencinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, düzeye uygun, ilgi çekici yazılı anlatım çalışmaları planlayabilir ve yapılan çalışmanın ardından dönüt verebilirse yazılı anlatım çalışması amacına ulaşmış olacaktır. Aksi düşünüldüğünde hataları düzeltilmeyen, olumlu ya da olumsuz bir dönüt verilmeyen dil kullanıcısı yaptığı hataların farkına varamadığı için her defasında aynı hataları yineleyecek ve bu durum bir süre sonra zaten zor gelen bir beceri alanının öğrencide başarısızlık hissini ve kaygıyı uyandıran bir etkinlik haline gelmesine sebep olacaktır.

Yazma etkinlikleri diğer beceri alanlarından soyutlanmamalı tüm beceri alanlarıyla ilşkilendirilerek birbiriyle bağlantılı çalışmalar düzenlenmelidir. Örneğin okunan metnin konusu üzerine önce konuşulmalı daha sonra aynı konu ile ilgili yazılı anlatım çalışması yaptırılmalıdır. Böylece öğrenci önce okuyup anlamlandırdığı sonra üzerine konuştuğu konu hakkında yazmakta zorlanmayacak bu da onun yabancı dilde yazılı anlatım yapma konusunda yaşadığı kaygı ve korkusunu başarma hissine dönüştürmesini, ön yargılarını yok etmesini sağlayacaktır.

Yazma çalışmalarında ne yazılacağından çok nasıl yazılacağı üzerinde durulması gerekir (Çakır, 2010). Bu noktada yazılı anlatım etkinlikleri sırasında ya da öncesinde bağdaşıklık unsurlarının kullanımı ile ilgili örnekler vermek ve dil kullanıcılarını öğrendikleri dil kurallarını işlevsel olarak kullanmaları konusunda yüreklendirmek Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde öğretmenlerin, öğrencilerin yazma becerisini geliştirme noktasında atacakları ciddi bir adım olacaktır.

Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında öğretmenlerin ulaşmaya çalıştıkları tek nokta öğrenciyi sınava hazırlamak olmamalıdır. Dil öğretiminin asıl amacının hedef dilde konuşan ve yazabilen dil kullanıcıları oluşturmak olduğu unutulmamalı öğretim yalnızca sınav odaklı olmamalı, süreç değerlendirmesine önem verilmelidir. Diller İçin Ortak Avrupa Başvuru Metni ve Avrupa Dil Gelişim Dosyası günümüzde ürün temelli yaklaşımın, öğrencilerin daha da fazla öğretim sürecine katılmasını, özerklik, özfarkındalık, öğrendiğinin sorumluluğunu alma, güdülenme, kültürlerarası deneyim, eleştirel ve yaratıcı düşünme kavramlarını teşvik ettiği görülmektedir (Oral, 2003). Bu noktada Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programında da üzerinde durulan ürün dosyası ve dil dosyasına gereken önem verilmeli, dil kullanıcılarının hem kendi kendilerini

değerlendirmeleri hem de öğretmenleri tarafından değerlendirilmeleri sürece bağlı olarak objektif olarak gerçekleştirilmelidir.

Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde bağdaşıklık araçlarının kullanımına dikkat çekmek için öğrencilere kademeli olarak önce cümleler arasında ilişki kurma ve paragraf yazımı üzerinde durulmalıdır. Daha sonra da paragraflar arasında ilişki kurma ve metin oluşturma becerisi kazandırılmalıdır.

Dil bilgisi öğretiminde işlevsellik ön planda olmalıdır. Kurallar kullanımlara örnekler verilerek kavratılmalıdır. Amacın zamir, sıfat, bağlaç gibi dil bilgisi yapılarını öğretmek, ezberletmek değil bunların cümle içinde, metinlerde konuşma ve yazmaya yani anlatıma olan katkılarını göstermek olduğu unutulmamalıdır. Bağdaşıklık unsurlarının metni oluşturan dil bilgisel ilişkilerden oluştuğu göz önünde bulundurularak bu unsurlar öğretilirken dil kullanıcılarına yazma ve konuşma sırasında sağlayacağı faydalardan bahsedilmelidir. Örnekleyecek olursak bağlama ögeleri öğretilirken bu ögelerin cümleye kattığı anlam ve işlevleri (gerekçelendirme, anlam ilişkisi kurma, olaylar arasında sebep, sıralama ilişkisi kurma) ile ilgili bilgi verilerek örnekler verilmesi; gönderim ile ilgili zamirlerin metinde kullanımının gereksiz tekrarları önleyeceğinin belirtilmesi ve örnek cümle etkinliklerinin yapılması; karşılaştırma yapılırken kullanılabilecek yapılardan bahsedilmesi; eksiltili anlatımın paragraf ve metinlerde gereksiz tekrarları önleyeceğinin altının çizilmesi ve örnekler verilmesi; değiştirimi oluşturan “öyle, böyle ve şöyle” gibi kelimelerin kullanımına örnekler verilmesi; kelime bağdaşıklığının sağlanması ile ilgili aynı kavram alanına giren kelime listeleri oluşturularak öğrencilerden bu alanlarla ilgili metinler oluşturmalarının istenmesi gibi etkinlikler dil öğretimi sonucunda konuşma ve yazma sırasında bağdaşıklık unsurlarını etkili bir biçimde kullanan dil kullanıcıları meydana getirir.

Kelime bağdaşıklığı konusu üzerinde önemle durulmalıdır. Yabancı dil öğretimi sırasında dil kullanıcılarının hedef dilde konuşan ve yazan bireyler olmaları öncelikle kelime dağarcıklarının ne kadar geliştiği ile ilişkilidir. Yani dil kullanıcısının kelime bilgisi aynı zamanda o dili anlama düzeyi anlamına da gelmektedir. Bu yüzden öğretmenlerin aynı kavram alanına giren kelimeler, zıt anlamlı, eş anlamlı ve yakın anlamlı kelimeler üzerinde durmaları ve yeri geldikçe öğrencilerin kelime dağarcıklarını geliştirecek etkinlikler yapmaları gerekmektedir.

yaşadığı kaygıyı güdüleme ve çeşitli etkinliklerle en aza indirgemeye çalışmaları gerekmektedir.

Yabancı dil öğretiminde zamanın kısıtlılığı yazma çalışmalarının düzenlenmesi ve çeşitlendirilmesine özel bir zaman ayrılmasının önündeki engel olarak görülür. Meyers yazmayı yazarak geliştirilebilen bir beceri olarak kabul etmekte ve bunun araştırma, düşüncelerin bir kağıt üzerinde bir araya getirilip tekrar gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesini içeren bir süreç olduğunu ifade etmektedir (Meyers’ten aktaran Çakır, 2010). Bu bilgi göz önünde bulundurulduğunda öğretmenlerin dil kullanıcılarını hedef dilde yazabilen bireyler hâline getirebilmek için dil öğretimini sürekli, amaçlı ve süreç odaklı kılan bir planlama ile gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Zamandan tasarruf etmelerini sağlayacak çeşitli yollar bu konuda yaşanan olumsuzlukların önüne geçebilecektir. Örneğin öğrencilerin hatalarını sınıf ortamında tek tek değerlendirmek yerine yazma çalışmalarında tüm öğrencilerin yaptıkları hataları belli başlıklar altında toplayıp o başlıklar üzerinden yapılan hatalara dikkat çekilerek doğru örnekler verilebilir. Türkçe öğretimi ve yabancı dil olarak Türkçe öğretimi alanlarında çalışacak olan öğretmenlerin lisans öğrenimleri sırasında bağdaşıklığın metin oluşturma sürecindeki önemi ve yazılı anlatımı değerlendirme noktasında hangi ölçütleri kullanmaları gerektiği konusunda bir eğitim sürecinden geçmeleri meslek hayatlarında öğrencilerin yazılı anlatımlarını hangi ölçütlere göre değerlendirecekleri ve bu ölçütlerin belli bir standardının oluşmasını sağlayacaktır. Ayrıca Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenlerin yazma kaygılarını ortadan kaldırmak için yazma becerilerinin değerlendirilmesinde hangi ölçütlerin kullanıldığı öğrencilerle de paylaşılabilir. Öğretmenler örnek bir uygulamayı sınıf ortamında yaparak öğrencilere yazılı anlatımlarının neye göre değerlendirildiğini gösterebilir. Bu da öğrencilerin yazarken bu ölçütlere de dikkat etmelerini sağlayacak ve yazma çalışmalarının kalitesini arttıracaktır.

Karay (2010)’ın çalışmasına göre yazılı anlatımlarında bağdaşıklık unsurlarını iyi düzeyde kullanabilen öğrencilerin tutarlı metin oluşturmada da başarılı oldukları, ikisi arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır (Karay, 2010). Buradan da yola çıkarak bağdaşıklığın anlatımı nasıl etkilediği üzerinde durulmalıdır. Bağdaşıklığın sağlanmasında rolü olan dil bilgisel yapılar dil kullanıcılarının düzeylerine uygun bir şekilde dilsel açıdan tam ve doğru cümle, paragraf ve metinler oluşturma yolunda uygulamalı çalışmalar yaptırılarak kavratılmaya çalışılmalıdır. Bu araçların farklı farklı işlevlerinin olduğu yeri geldikçe işlenen konularla paralellik gösterecek şekilde işlenmelidir. Dil kullanıcıları bu

araçların metin oluşturma sürecindeki işlevlerinin farkına vararak uygulamalı çalışmalar yapabilirlerse metin oluşturma sürecinde kelime hazinesinin önemi kadar onları bir araya getirip anlamlı ve dilsel açıdan doğru metinler oluşturabilme becerisinin bu araçlar yardımıyla ortaya konulabileceği kavratılmış olacaktır.

Benzer Belgeler