• Sonuç bulunamadı

Tarsus Gözlükuledeki Doğu Sigillataları A Grubu

M.Ö. ikinci yüzyılın ortalarında Grek çömlek tiplerine rağbet bitti ve doğulu çömlekçiler Roma İmparatorluk dünyasının karakteristiği hâline gelen kırmızı astarlı tekniğe döndüler. Buna rağmen, Yunanistan'da, siyah astar geleneği ısrarla devam etti ve doğunun yeni ürünlerinden sadece dereceli olarak etkilendi.Eski ve yeni

84

- Zoroğlu 1986, 71-72

stillerde bir geçiş dönemi vardı ve bu stiller Tarsus'ta aynı zamanda kullanıldılar, bununla birlikte kırmızı astarlı seramik başlangıçtan itibaren çok sayıda ortaya çıktı.Aynı zamanda eski Hellenistik kapların kullanımı devam etti; Tarsus'ta siyah astarlı seramik üretiminin ortadan kalkmasından hemen önce -kesin olarak söyleyemesekte- az bir miktar olmasına karşın, Roma tabakalarında Hellenistik seramik daima vardı, fakat Erken İmparatorluk döneminde, kırmızı astarlı seramikler popüler olduğu zaman, pazardan kaybolmuş olmalıydı, ve olasılıkla o zamandan epey önce bulunamazdı. Yeni seramiğin kalitesi eskisine göre üstün ve daha monotondu, fakat süslemeleri onu makul bir vâris yaptı. Erken "Megara" stilinin dengi olan kalıpta yapılmış kâseler, sadece, düz ve monokrom servis kaplarına eklenen bezemeli parçalardı. Tarsus'ta, Hellenistik-Roma Birimi stratigrafik açıdan iyi izole edilmiştir ve bir buçuk yüzyılı geçmeyen bir döneme sınırlandırılabilir.Birimin başlangıcı M.Ö. 2 yy.ın ortasında kırmızı astarlı seramiğin ortaya çıkışı

sayesinde belirlenmiştir.Erken İmparatorluk döneminden önce, yeni bir seramik evresinin başladığı zaman gelir.86 Gözlü Kule'den Roma tipinin en erken kırmızı astarlı seramiği, büyük miktarlarda ve stilistik açıdan tamamen gelişmiş olarak, M.Ö. 2. yüzyılın ortalarına doğru ortaya çıkar. Bu, F. O. Waagé tarafından "Pergamene" seramiğinden ayrılan ve "Hellenistik Pergamene" olarak isimlendirilen seramiktir. Roma kırmızı astarlı grubu için daha sonraki tabakaların "Roma Pergmene"sinden ayrılmış olan Hellenistik-Roma Birimi ile birleşmiştir."Hellenistik Pergamene"nin üretimi M.Ö. ikinci ve birinci yüzyıllara sınırlandırılmış olarak ortaya çıkar. Ne yazık ki stratigrafik sıralamadaki bir kırılma Tarsus'taki iki "Pergamene" grubu arasındaki geçişi belirsizleştirir, bu yüzden "Hellenistik Pergamene"nin geç tarihi hakkında kesin bir açıklama verilememiştir. "Hellenistik Pergamene"nin Roma İmparatorluk repertuarının fark edilebilir bir bölümünü oluşturduğu gerçeği sürdürülmüş üretimi işaret edebilir, fakat tartışmalı üç görüş böyle bir öneriye karşıttır. Birincisi, İmparatorluk repertuarları "Hellenistik Pergamene"nin

86

olasılıkla bir kısmını oluşturduğu Roma öncesi malzemenin iyi bir dağılımını içeren bir çeşit ikmal depolarıydı. İkincisi, iki stil arasındaki geçiş esasen çok benzerdi ve çok kısa sürmüş olmalıydı. Üçüncüsü, stilin tekdüzeliği uzun bir ömrü desteklemiyordu. Aynı zamanda Hellenistik-Roma biriminden üç alt bölüm homojen olarak görülür, gruplar şans eseri ayrı olarak korunmuştur ki ayrımlar gelecekteki araştırmaların doğrulanmasını sağlamak için faydalı olabilir. Böyle yoğunluğun birimin içindeki karışıklığın sonucu olabileceği farz edilse de kullanılma dönemi boyunca "Hellenistik Pergamene" seramiğinin stilindeki tekdüzelik dikkati çeker ve profilin gelişmemiş olması Tarsus seramik parçalarıyla ilgili bir çalışma sayesinde belirginleştirilmiştir. "Hellenistik Pergamene" seramiğinin kili kalitelidir, buna karşın genellikle kesitte tanelidir ; çok az miktarlarda mika içerir ve sadece testilerde kireç görülebilir; renk olarak çok yaygın renk tonu olan aradaki kırmızı-devetüyünün yanı sıra devetüyünden açık bir kırmızı-kahverengiye kadar değişir; bazen turuncu-kırmızıdır. Astar Hellenistik dönemlerdekinden daha cömertçe kullanılmıştır ve

vazonun çevresini kaplar; asla sahte görünümlü değildir, fakat güzel, sağlam, parlayan bir yüzeye sahiptir; kırmızının tonları fırınlamaya bağlı olarak değişir, en koyu tonlar genellikle kilin en koyu tonlarına eşlik eder; kahverengimsi kırmızı karakteristiktir. Astarın kalitesi genellikle iyidir, fakat dar boyunlu testilerde bazen kesin olarak zayıftır ve öyle mat ve incedir ki astardan ziyade boya olduğu ileri sürülebilir. Astar kabın kaidesinin etrafında genellikle koyulaşır ki burada fazlalık akmıştır ve burada renk olarak daha kahverengidir, çünkü daha kalındır; kaidenin etrafında çömlekçinin parmak izleri, çömleği astara daldırmak için tutması nedeniyle, incelmiş astar sayesinde sık sık görülebilir. Hellenistik-Roma biriminin taban seviyesinde "Hellenistik Pergamene’nin" bir parçası astarsız olarak dikkat çekmiştir. Bu alışılmamış parçaların her biri lokal bir üretimi ispatlayabilecek bir cüruftur; tüm koleksiyonun çok küçük bir yüzdesini oluştururlar ve düşük fiyatla satılmış iyi bir üretim hataları olabilirler.Birçok parça Hellenistik ve Roma tekniği arasındaki geçişi akla getirir, örneğin, içinde zayıf kırmızı Hellenistik astara sahip ve beyaz boyalı yapraklarla süslenmiş bir tabağın parçası, veya

Roma üretimine benzer kırmızı astarlı "balık tabağı" gibi. Fakat böyle yetersiz kanıt Hellenistik ve "Hellenistik Pergamene" seramiğinden çok kişisel arzuları ve kazaları betimlemeye daha uygundur."Hellenistik Pergamene’nin" form repertuarı Hellenistik-Roma birimi süresince kullanılmış olan, neredeyse hiç değişim göstermeyen, yaklaşık bir düzine formla sınırlanmıştır. Bunlar, iki istisna dışında, Hellenistik formlardan tamamen farklıdır. Boncuk dizisi motifli iç kenara sahip yarımküresel kâse ve düz yarım küresel kâse, ikisi de yaygın kullanımlı değildir, kaliteli Hellenistik ve "Hellenistik Pegamene" üretiminde bir araya gelmiştir. Hafif dışa dönük kenarlı tabaklara ve dışa dönük kenarlı tabaklara ve "sahte halka kaidelilere" oldukça sık rastlanılmaktadır. Fakat tabakların en karakteristik ve en yaygını alçak, hafif kavislendirilmiş kenarlı ve iç tarafta eğim yapıp dış tarafta yuvarlaklaşan iyi dönüşlü halka kaideli olandır. Bu ve bunun eş parçası, yarımküresel ayaklı kâse, "Hellenistik Pergamene" seramiği için üretici damgaları sunar. Tabağın geniş zemininin merkezinde genellikle iç içe geçmiş rulet yapan halkalar, ve üç halkadan oluşan içteki grup ve iki halkadan oluşan

dıştaki grup, ve bu iki set arasında beş palmet veya İsis sembolleri baskıları vardır .Bazen merkezde bir rozet vardır. Bir örnekte bir yazıt damga olarak kullanılmıştır.Korinth ve Atina'daki benzer tabaklar üzerinde görülen ONHCIMOY kelimesinin aynısıdır. Fiilen dekore edilmiş parça, üniktir. Çıkıntılı kenarlı sığ bir kâsenin parçaları ovolo baskısı ve ara sıra boncuk motifi ile süslenmiştir ; diğer motifler diğer kentlerde biliniyordu. Kâsenin yaygın formu yaklaşık olarak yarım küreseldir ve yaygın tabaklardan birine benzer geniş, iyi dönüşlü halka kaideye sahiptir; kenar genellikle düzdür. Ayaklı kâselerden daha az yaygın olan ayaksız yarım küre veya yumurta biçiminde kâselerdir; bazıları herhangi bir süslemeye sahip değildir ; diğerleri iç kenar boyunca basit süslemelere sahiptir. Testiler sadece parçalarla temsil edilmiştir ve ara sıra boyunlarında süzgeçlere, çimdikle yapıştırılmış emziklere, ve yivli gövdelere sahip oldukları gerçeğinin ötesinde formları hakkında az da olsa söylenebilir ki; gövdeler şeklen küresel olarak görünür, boyunlar silindirik, omuzlar yuvarlaklaşmış, eğimlenmiş, ve basit bir halka kaidelidir. Bazı örnekler süsleme amacıyla tek başına

veya çoklu rulet bantları veya yivlere sahipmiş gibi görünmektedir, bir tanesi omuz üzerinde ovolo (İon kymationu) baskılarına sahiptir. Genellikle ikinci kalite üretilen dar boyunlu testi, alçak bir halka kaide üzerinde durur ve oldukça küresel bir gövdeden yukarı doğru incelir ; kenar yataya doğru döndürülmüştür. Testi olasılıkla unguentariumlarla aynı şekilde kullanılmıştır. Bir guttus emziğinin parçası bu şekli açıklamak için yegâne vasıtadır. Süsleme, yukarıda hazır durumda olan açıklamalarda görülebildiği gibi, "Hellenistik Pergamene" seramiğinde düşük derecede öneme sahipti ve ruletleme ile damgalamanın ihtiyatlı kullanımıyla sınırlıydı.87

"Roma Pergamene" seramiği teknikte kesin bir düşüş gösterir, onu "Hellenistik Pergamene"nin bir dejenerasyonundan çok daha geç bir evre gibi gösteren başka etkenler vardır. Önceki dönemde yaygın olan devetüyü ve kırmızı-devetüyünün tonlarından ziyade turuncu-kırmızı olan kil, kaliteli ve iyi yoğrulmuş olmayı sürdürür. Astar öncekinden daha ince ve mattır, fakat hâlâ vazonun tümünü kaplar, kaidenin etrafında büyük

87

lekeler ve parmak izleri yaygındır. Düzgün biçimlendirilmiş çok ince cidarlar, önceki grubun ağır ve külçe gibi formlarının yerini alır.Formların repertuarında çok fazla çeşitlilik vardır ve, genel olarak, profiller daha karma karışıktır. Biribirine aykırı düşerek, erken formun ayağını düz bir halka kaideye basitleştirmeye doğru bir eğilim vardı, bununla birlikte bazı tipler özentideki eğilimi takip ettiler. Yivlendirme ve ruletleme dekorasyon için daha yaygın olarak kullanıldı ve zemine olduğu kadar dudağa ve cidarın dışına uygulandılar; yivlendirme konturun pürüzsüzlüğünü kırar ve daha gösterişli bir dış çizgiye katkıda bulunur. İsis sembolleri ve palmetler uzun süre kullanılmamıştır ve damgalar süslemeden ziyade çömlekçilerin işaretleridir. Artan özenin ve güçlü batılı etkinin yerine, "Roma Pergamene" M.S. 1. yüzyıldaki Avrupa seramiğinden çok daha basit kalır. Tarsus formlarının çoğu Arretine'ye ve diğer Avrupa tiplerine sadece genel benzerlikler taşıyordu ve sadece birkaç örnekte onlarla eşitlenebilirdi.Erken dönemlerin seramiğindeki belirgin doğulu karakter hâlâ kaybedilmemiştir. "Roma Pergamene" kesinlikle bir doğu Akdeniz seramiği idi ve Tarsus üretim merkezlerinden

biriydi. Tipik "Roma Pergamene"nin iki parçasında kil ve şekil Tarsus'ta yapılmış olduğunu bildiğimiz kurşun glazur ile kaplanmıştır.Yapı yerel Hellenistik seramiğin anımsatıcısıdır; "Hellenistik Pergamene’ninkilere" yakındır ve farklılıklar bunu ithal edilmiş bir seramiğin geç yerel türevi olarak veya yerel bir seramiğin geç evresi olarak, ikisinden birinin dikkate alınması sayesinde izah edilebilir. "Roma Pergamene" seramiğinin en yaygın tabağı veya sığ kâsesi geniş, düz bir zemine, basit bir halka kaideye, hafifçe kavisli veya açılı cidarlara, ve kalınlaştırılmış kenarlara sahiptir. Bunlar genellikle süssüzdür. Bir türev yataya döndürülmüş kenara sahiptir; bu olasılıkla "Hellenistik Pergamene" tipinin bir gelişmesidir; bu Tarsus'taki erken tipler arasında mevcut değildir fakat Waagé tarafından "Hellenistik Pergamene" olarak listelenmiştir. Geniş zeminli ve dikey kenarlı sığ kâselerin sayısı fazladır. Halka kaide basit ve geniş çaplıdır. Sıklıkla dudak boyunca ruletleme ve ara sıra zeminin merkezinde bir damga vardır. Kenar zeminle bir dik açıda buluşur ve bir kenar birleşmeyi belirtir. Bir dereceye kadar benzer, fakat daha az yaygın olan, zemine birleşen alçak, içbükey ve

dikey kenarlı ve bir alçak halka kaideye sahip sığ kâselerdir.Örnekler tabakasızdır. "Hellenistik Pergamene" tabağının anımsatıcısı, zemini hafifçe içe dönük kenara doğru kavis yapan sığ kâsedir. Halka kaide çok basittir. Tip Waagé tarafından "Hellenistik Pergamene"nin geç örnekleri olarak listelenmiştir. Antakya örneklerinden iki tanesi XAPIC damgalarına sahiptir, ki bunların "Roma Pergamene" grubuna ait olduklarını kanıtlayan bir gerçektir. Tamamen yarım küre olmayan ve basit bir halka kaideli, doğrudan bir "Hellenistik Pergamene" formunun dışında gelişmiş birkaç formdan biridir, veya en azından erken gruba oldukça yakın bir benzerliği kanıtlar. Formların çoğunluğu kökenlerini başka yerden sağlamış gibi görünür. Roma kâseleri teknik olarak prototiplerine göre kalitesizdir ve zaman boyunca artarak bu hâle gelirler. Aynı zamanda bunlar daha sığlaşırlar . Düz zeminli ve son derece alçak halka kaideli, büyük çaplı, ve yatay bir kenara doğru yayılan cidarlı sığ bir kâse kullanılış dönemine Roma İşgali zamanından birazcık sonra sahip olmuş gibi görünür, fakat hâlâ Erken İmparatorluk döneminin alanı içindedir. Küçük kâseler veya fincanlar

formların çeşitliliğini gösterirler. Oldukça gösterişli bir türev dar bir zemine, dışa doğru genişleyen cidarlara , ve bir dikey, içbükey kenara sahiptir; halka kaide basittir; kenarın dış tarafının boğumları yivlerle işaretlenmiştir. Daha az gösterişli ve yüksekçe, süslemesiz kenarlı olanlar yaygın cidarlı ve dışa doğru genişleyen cidarlar ile küçük fincanlardır. Kapalı şekillerin parçalar hâlindeki kalıntıları hakkında birkaç yorum eklenebilir. Derin kraterlerin ve çömleklerin birkaç parçası vardır, rulet bantlarından biri ile sâde veya süslemelidir. Birkaçı omuzlara bağlanmış ve kenara karşı bastırılmış yatay kulplara veya bazen bir sap kulpa ya da küçük dikey deliğe sahiptir.Testi detaylı açıklamaya olanak tanımayan parçalanmış bir durum içindedir. Parçalar geniş çaplı alçak halka kaidelere, oldukça düz cidarlara , kavisli, açılı, veya eğimli omuzlara, uzun silindirik veya daralan boyunlara işaret ederler. Kenarlar düz ve dikey, yatay, dengeli, veya dış çizgide içbükeydir. Ruletleme ve dikey kamışlar süsleme için kullanılmıştır.88

88

Benzer Belgeler