• Sonuç bulunamadı

B- Doktrinde

3. Bankacılık İşlemlerinin Kapsamı

Bankalarca yürütülebilecek işlemler, bankacılık işlemleri ve diğer işlemler olarak ikili bir ayırıma tâbi tutulabilir. Bankacılık işlemleri veya BankK’da ifade edildiği şekli ile

“faaliyet konuları”, teknik bir terimdir ve Kanun’da sayılan işlemlerden ibarettir; bunlara yenilerinin eklenmesi için ya Alman hukukunda olduğu gibi bir kanun değişikliğine (KWG § 1/I) veya tüzük düzenlemesine (KWG § 1/III, c. 2) ya da Türk hukukunda olduğu gibi BDDK tarafından çıkarılacak bir düzenleyici idarî işleme ihtiyaç vardır.

Banking, München 2004, § 4, Nr. 1 vd. Bununla birlikte bazı genel tanımlara da rastlanmaktadır: “Para ve sermaye piyasasına özgü işlemler” (Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları¹, s. 13; aynı yönde Alıcı, Y.:

Bankacılık Kanunu Şerhi, İstanbul 2007, s. 83). Bankacılık faaliyeti “bankacılık işletmesinin üretim faktörleri durumundaki emek, sermaye ve mekanik gücün bağdaştırılma ve kombine edilmesine dayanır” (Yüksel, A.

S./Yüksel, A./Yüksel, Ü.: Bankacılık Hukuku ve İşletmesi, İstanbul 2004, s. 5). “… Bankacılık dediğimiz umumî mefhum da bu muamelelerin hepsine birden verilen bir isimden başka bir şey değildir” (Kuyucak, s.

45). Tekinalp, “faaliyet konuları” terimi ile bankacılık işlemlerinin kastedildiğini; “işlemler”in ise, bankacılık işlemleri yanında bazı sermaye piyasası, finansal kiralama, borsa işlemleri, bankaların son yıllarda yarattıkları, türev araçlar, fonlar gibi “ürünler” ve diğer yatırım bankacılığı operasyonlarını ifade ettiğini belirtmektedir (Banka Hukukunun Esasları², s. 115, Nr. 11-22).

1 Bu hususta ayrıca bkz. aşa. 3.A.a.ii ve 3.A.b başlıkları altında yapılan açıklamalar.

Buna karşılık, birer anonim şirket olarak bankaların gerçekleştirebilecekleri işlemler, Kanun’da bankacılık işlemi olarak sayılanlardan ibaret değildir. Bu itibarla, “bankaların yapabilecekleri işlemler” ifadesini, bankacılık işlemlerini de kapsayan bir üst kavram olarak kullanıyoruz.

a. Bankacılık İşlemleri

Bankacılık işlemlerinin Kanun’da düzenlenmemiş olduğu önceki mevzuat döneminde, bu husus çeşitli açılardan eleştirilmişti. Bu eleştirilerin başında, bankaların özel hükümlerle yasaklanmış birtakım işlemler dışında her işi faaliyet konusu olarak ana sözleşmelerine alabilmelerinin hukuken mümkün olması nedeniyle ekonomik işlevleri dışında faaliyetlere girişmelerinin engellenememesi gelmekteydi1. İkinci eleştiri konusunu ise, bankacılık işlemleri yapma izni olmayan bazı ticarî işletmelerin, bankacılık faaliyetinde bulundukları gerekçesiyle ceza kovuşturması ile karşı karşıya kalma riski altında olmaları, yani hukuk güvenliğinin zedelenmesi oluşturuyordu2.

Kanunkoyucu sözü edilen belirsizlikleri gidermek ve BDDK’nın görev ve yetki alanını belirginleştirmek amacıyla BankK 4 hükmünü sevk etmiştir3.

1 Moroğlu, E.: Yeni Bankalar Kanunu Üzerine Düşünceler, Prof. Dr. Ernst E. Hirsch’in Hâtırasına Armağan (1902-1985), Ankara 1986, s. 168.

2 Moroğlu, s. 168. Tekinalp de, tanımda başarısız olma ve gelişmelere kapalı kalma tehlikesi nedeniyle, bankacılık işlemlerinin tanımlanmasını hukuk tekniği bakımından sakıncalı bulmak ile birlikte, kötüye kullanmaların önlenmesi ve ceza uygulaması açısından, sınırlayıcı olmamak şartıyla bankacılık işlemlerinin kanunkoyucu tarafından gösterilmesinde yarar bulunduğunu belirtmiştir (Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları¹, s. 13). Hukuk güvenliği bakımından en önemli boşluk olarak, bu işlemlerin kapsamı, kimler tarafından yapılabileceği ve acentelikler tarafından yapılıp yapılamayacağı konusunda hüküm getirilmemiş olması gösteriliyordu (Taşdelen, s. 164).

3 Madde Gerekçesi: “Bankalarca gerçekleştirilebilecek faaliyetler, Avrupa Birliği Direktiflerinde ve uluslararası uygulamalarda olduğu gibi, faaliyet konularına ilişkin belirsizliklerin giderilmesi ve bankaların faaliyet bazında münferiden değerlendirilebilmesi için belirlenmiştir. Faaliyet konuları, izin işlemleri ve Kurumun denetimleri sonucunda alınacak tedbirlerle ilişkilendirilmiştir.

Bankalarca gerçekleştirilebileceği öngörülen faaliyetlerin diğer kanunlar ile Sermaye Piyasası Kurulu, Hazine Müsteşarlığı gibi yetkili mercilerin iznine tâbi tutulmuş ise, bu merciler gerekli izin ve denetim süreçlerini devam ettireceklerdir. Bu amaçla, ilgili kanun hükümlerinin saklı olduğu ifade edilerek söz konusu faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için izin ve denetim süreçlerinin ilgili kurumlarca denetleneceği hüküm altına alınmıştır.

Bankalar gerekli izin sürecini müteakiben söz konusu faaliyetlerini gerçekleştirebileceklerdir. Diğer taraftan, bankalar için birincil denetim otoritesi olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun görev ve yetki alanını belirginleştirmek ve bankaların temel faaliyetlerini belirlemek açısından bu maddenin ihdasına ihtiyaç duyulmuştur.

Ayrıca, maddenin son fıkrasında, bankaların mevcut durumları da gözetilerek nevileri itibarıyla gerçekleştiremeyecekleri faaliyetler belirtilerek, nevileri aynı olan kuruluşlar arasında adil bir rekabet ortamı tesis etmek ve tasarruf sahiplerine benzer düzeyde koruma sağlamak için her bir kuruluş nevi arasındaki ayrım kesinliğe kavuşturulmuştur.

Maddede geçen aracılık, bankalar tarafından bu faaliyet kapsamında, kendi nam ve hesabına, başkası nam ve hesabına veya kendi namına başkası hesabına hareket etmeyi ifade etmektedir” (TBMM S. Sayısı 972).

Hemen belirtelim, AT hukukunda -karşılıklı tanımaya tâbi olan- bankacılık işlemleri, 2006/48/EC sayılı Yönerge (2007/64/EC sayılı Yönerge ile değişik) Ek I’de on dört bent halinde sınırlı sayıda sayılmıştır. Bunlar, 1. Mevduat veya geri ödenebilir diğer fonların kabulü, 2. Ödünç verme, inter alia tüketici kredisi, mortgage kredisi, rücu edilebilen/edilemeyen faktoring, (forfaiting dahil) ticarî işlemlerin finansmanı, 3. Finansal kiralama, 4. 2007/64/EC sayılı İç Piyasada Ödeme Hizmetleri Yönergesi1 4/3’te tanımlanan ödeme hizmetleri2, 5. (Seyahat çeki ve banka çeki gibi) 4. bent kapsamına girmeyen diğer ödeme araçlarının ihracı, bunlarla ilgili faaliyetlerin yürütülmesi, 6. Teminat ve taahhütler, 7.

Kendisinin veya müşterilerinin hesabına; a. para piyasası araçları (çek, poliçe, mevduat sertifikası vb.) b. yabancı para, c. vâdeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri, d. kambiyo veya faiz kuru araçları veya e. devredilebilir menkul kıymetler üzerine işlemlerde bulunmak, 8. Menkul kıymetlerin ihracına katılmak ve bu tür ihraçlara ilişkin (aracılık gibi) hizmetler sunmak, 9.

İşletmelere sermaye yapısı, endüstriyel strateji ve bunlarla ilgili hususlarla birleşme ve devralmalara ilişkin olarak danışmanlık yapmak, 10. Para alım satımı işlemlerine aracılık (money broking), 11. Portföy yönetimi ve danışmanlığı, 12. Menkul kıymetlerin saklanması ve yönetimi, 13. Destek hizmeti faaliyetleri, 14. Kiralık kasa hizmetidir.

Yönerge’nin 23. maddesi uyarınca, köken devlet gözetim ve denetim kurumunun iznini almış olan bir kredi kurumunun, bir başka üye devlette şube kurmak veya hizmet sağlamak suretiyle, anılan işlemlerde bulunması mümkündür.

i- BankK 4’te Sayılan İşlemler

Bankaların yapabilecekleri işlemler yirmi bent halinde, örnek olarak sayılmıştır.

Önceki mevzuatımızda olmayan bu düzenleme, ayrıca, banka hukukunun dinamik yapısını da göz önünde bulundurarak, gelecekte ortaya çıkabilecek yeni bankacılık işlemlerini de Kanun’un kapsamında tutabilmek amacıyla BDDK’ya bu yeni işlemleri belirleme yetkisini vermektedir.

1 Directive 2007/64/EC of the European Parliament and of the Council of 13 November 2007 on payment services in the internal market (OJ L 319, 5.12.2007).

2 2007/64/EC sayılı Yönerge 4/3’te ödeme hizmetlerinin Ek’te yedi bent halinde sayılan her türlü faaliyeti kapsadığı hükme bağlanmıştır.

Bankacılık işlemlerinin sınırlarının giderek genişlemesi ve yeni işlem çeşitlerinin ortaya çıkması karşısında kanunkoyucuların tercihi, bu işlemleri tanımlamak yerine1, sayma yoluyla belirlemek şeklinde ortaya çıkmaktadır2.

BankK 4 düzenlemesi şu şekildedir:

“Bankalar, diğer kanunlarda öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla aşağıda belirtilen faaliyetleri gerçekleştirebilirler:

a) Mevduat kabulü, b) Katılım fonu kabulü,

c) Nakdî, gayrınakdî her cins ve surette kredi verme işlemleri,

d) Nakdî ve kaydî ödeme ve fon transferi işlemleri, muhabir bankacılık veya çek hesaplarının kullanılması dahil her türlü ödeme ve tahsilat işlemleri,

e) Çek ve diğer kambiyo senetlerinin iştirası işlemleri, f) Saklama hizmetleri,

g) Kredi kartları, banka kartları ve seyahat çekleri gibi ödeme vasıtalarının ihracı ve bunlarla ilgili faaliyetlerin yürütülmesi işlemleri,

h) Efektif dahil kambiyo işlemleri; para piyasası araçlarının alım ve satımı; kıymetli maden ve taşların alımı, satımı veya bunların emanete alınması işlemleri,

i) Ekonomik ve finansal göstergelere, sermaye piyasası araçlarına, mala, kıymetli madenlere ve dövize dayalı; vadeli işlem sözleşmelerinin, opsiyon sözleşmelerinin, birden fazla türev aracı içeren basit veya karmaşık yapıdaki finansal araçların alımı, satımı ve aracılık işlemleri,

j) Sermaye piyasası araçlarının alım ve satımı ile geri alım veya tekrar satım taahhüdü işlemleri,

k) Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri, l) Daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık maksadıyla alım satımının yürütülmesi işlemleri,

m) Başkaları lehine teminat, garanti ve sair yükümlülüklerin üstlenilmesi işlemleri gibi garanti işleri,

1 BankK’da her ne kadar tüm bankacılık işlemlerini kapsayan genel bir tanım vermekten kaçınılmış ise de, mevduat ve katılım fonunun kabulü gibi birtakım bankacılık işlemleri özel olarak tanımlanmış veya bu işlemlere ilişkin özel bir düzen öngörülerek bunların sınırları belirlenmiştir. Bu hususta bkz. aşa. (I.3) C.a ve b.

2 KWG § 1/I’de de bankacılık işlemleri tanımlanmamış, sadece on iki bent halinde (mevduat kabulü, rehin veya ipotek karşılığı borç verme, kredi işlemleri -nakdî ve gayrınakdî krediler-, iskonto işlemleri, müşteriler için kıymetli evrakın alım-satımı, muhafazası ve yönetilmesi, yatırım işlemleri, daha önce temlik edilmiş olan kredi alacaklarının/borç senetlerinin vâdesinden önce devralınması, garanti işlemleri, takas işlemleri -kaydî ödeme ve hesaplaşma işlemlerinin yürütülmesi-, finansal araçların ihracı veya eşdeğerdeki teminatların üstlenilmesi, elektronik paranın yaratılması ve yönetilmesi, § 31 anlamında merkezî bir taraf olarak faaliyet gösterilmesi) sayılmıştır. Bununla birlikte Alman hukukunda, bir kredi kuruluşunun yapabileceği işlemler, KWG § 1/I’de sayılanlardan ibaret değildir. KWG § 1/III’te yedi bent halinde sayılan, finansal kuruluşlarca yürütülen işlemler de, kredi kuruluşları tarafından yapılabilir.

n) Yatırım danışmanlığı işlemleri, o) Portföy işletmeciliği ve yönetimi,

p) Hazine Müsteşarlığı ve/veya Merkez Bankası ve kuruluş birlikleri nezdinde oluşturulan bir sözleşme kapsamında üstlenilen yükümlülükler çerçevesinde alım satım işlemlerine ilişkin piyasa yapıcılığı,

r) Faktoring ve forfaiting işlemleri,

s) Bankalararası piyasada para alım satımı işlemlerine aracılık, t) Finansal kiralama işlemleri

u) Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık hizmetleri, v) Kurulca belirlenecek diğer faaliyetler.

Mevduat bankaları birinci fıkranın (b) ve (t), katılım bankaları (a), kalkınma ve yatırım bankaları (a) ve (b) bentlerinde belirtilen faaliyetleri gerçekleştiremezler.”

Böylece, “mevduat kabul etmek ve diğer bankacılık işlemlerinde bulunmak”

şeklindeki ayırım1 ortadan kaldırılarak, “diğer bankacılık işlemleri”nin neler olduğu gösterilmiştir2.

BankK 4 hükmü ile, bankacılık işlemlerinin, aynı tür bankalar arasındaki rekabeti eşitlikçi bir yapıya kavuşturacak şekilde düzenlendiği ve bankalar hakkında uygulanabilecek tedbirler, m. 4’te sayılan işlemlerle ilişkilendirilmiş olduğundan, hükmün, hukukî güvenliği sağlama amacına hizmet ettiği ifade edilmiştir3.

Kanun’da sayılan işlemlerin çoğu sadece bankalar tarafından yapılabilecek işlemler olmayıp, esasen birçoğu sermaye piyasası aktörlerinin aslî faaliyetlerini oluşturmaktadır [bkz.

(g), (i), (j), (k), (l), (n), (o) bentleri]. Bu nedenle, diğer kanunlarda öngörülen hükümlerin saklı tutulduğu ayrıca gösterilmiş ve böylece bu tür işlemlerde bulunmak isteyen bankanın4, ilgili

1 Bkz. yuk. 1.

2 Eski Bankalar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde kurulan bir banka, mevduat kabul etmenin yanında başka bankacılık işlemlerinde de bulunacak idiyse, her iki işlem türü için ayrıca izin alıyordu. BankK ile bu ayırımın terk edilmesinin bir sonucu da, bu uygulamanın kaldırılmış olması; yani faaliyet izninin, Kurulca aksinin kararlaştırılmamış olması halinde, m. 4’te belirtilen tüm işlemleri (m. 4/II’deki sınırlamalar çerçevesinde) kapsayacak olmasıdır (m. 10/I).

3 Bkz. madde Gerekçesi, TBMM S. Sayısı 972.

4 Bankaların SerPK’na tâbi olmaları iki şekilde söz konusu olabilir: Bankanın kendi menkul kıymetlerini halka arz etmesi suretiyle, diğer halka açık anonim şirketler gibi SerPK’na tâbi olması (SerPK 50/a) ve menkul kıymetlerini halka arz etmemekle birlikte, sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunması (SerPK 13/A, 22/K, 32, 37-38 vb). Bu hususta ayrıntılı bilgi için bkz. Reisoğlu, Seza: Sermaye Piyasası Kanununa Tabi Bankalar ile İlgili Düzenlemeler, Prof. Dr. Ali Bozer’e Armağan, Ankara 1998, s. 579 vd.; Turanboy, A.: Halka Açık Banka ve Hissedarının Korunması, Ankara 2002, s. 23 vd. BankK’nın yürürlüğe girmesinden önce, bankaların sermaye piyasasında faaliyette bulunmalarının esasları SPK’nın Seri: V No: 46 sayılı Tebliğ’i (RG 7.9.2000, S. 24163) ile belirlenmiş idi. BankK 4 ile bankalara, adı geçen Tebliğ’den çok daha geniş bir faaliyet alanı sunulmuş ve Tebliğ’in aksine ikinci el sermaye piyasası işlemleri yapma yetkisi de verilmiştir (bkz. Altay, A.: Bankacılık Kanunu’nun Temel Esasları ve Yeni Kurumları, Galatasaray ÜHF Atölye Çalışmaları II, İstanbul 2008, s. 29).

hükümler çerçevesinde aranan şartları da ayrıca gerçekleştirmesi gerektiği vurgulanmıştır1 (m.

4/I). Buna karşılık, gösterilen işlemlerden bazılarını yapma yetkisi sadece bankalara tanınmıştır. Bu itibarla mevduat kabulü yalnızca mevduat bankalarınca, katılım fonu kabulü ise yalnızca katılım bankalarınca yapılabilecek işlemlerdir (m. 60/I). BankK anlamında banka kredisi verme yetkisi de münhasıran kredi kuruluşları ile kalkınma ve yatırım bankalarınca kullanılır (m. 3, 48).

ii- Kurul Tarafından BankK 4’e Dahil Edilen İşlemler

Kurul, BankK 4/I-v ile verilen yetkiye dayanarak beş farklı işlemi bankacılık işlemleri arasına dahil etmiştir.

Kurul ilk olarak, 3.8.2006 tarih ve 1947 sayılı kararı2 ile “bankalarda uygulama birliğinin sağlanmasını teminen; destek/danışmanlık hizmetinin bankalar tarafından gerçekleştirilebilecek faaliyet konuları arasında sayılmasına” karar vermiştir3.

İkinci olarak, borsa dışı alım satıma aracılık faaliyeti (31.5.2007 tarih ve 2196 sayılı Kurul kararı4) bankacılık işlemleri arasına dahil edilmiştir.

Kurul’un BankK 4/I-v ile verilen yetkiyi kullanarak, bankaların gerçekleştirebilmelerine izin verdiği üçüncü işlem acentelik faaliyetine ilişkindir. Bu bağlamda, 5.7.2007 tarih ve 2232 sayılı karar5 ile kredi kuruluşlarının, sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde, sermaye piyasası aracı kurumları ile acentelik sözleşmesi yaparak acentelik faaliyeti yürütmelerine izin verilmiş, ardından aynı hususta kalkınma ve yatırım bankalarının da faaliyette bulunabilecekleri karara bağlanmıştır6.

1 Bkz. madde Gerekçesi, TBMM S. Sayısı 972.

2 RG 10.8.2006, S. 26255. Resmi Gazete’de yayımlanan Kurul kararlarının tamamına http://www.bddk.org.tr/

websitesi/turkce/Duyurular/BDDK_Kurul_Kararlari/BDDK_Kurul_Kararlari.aspx adresinden de ulaşılabilir (erişim tarihi: 5.5.2010).

3 1947 sayılı Kurul kararı ile bankacılık işlemlerine dahil edilen destek danışmanlık hizmeti, m. 3’te tanımlanan destek hizmeti kuruluşlarınca gerçekleştirilen faaliyetten farklıdır. 1947 sayılı karara konu oluşturan destek/danışmanlık hizmeti, BankK kapsamındaki kuruluşlara verilen destek hizmetini değil, bankalarca iştiraklerine, bağlı kuruluşlarına, kendi risk grubunda yer alan tüzel kişilere; mensubu olduğu gruba verilen destek/danışmanlık hizmetini ifade eder, dolayısıyla bir bankanın, başka bir bankaya, bir destek hizmeti kuruluşu gibi hizmet vermesi mümkün değildir. Aksi geçerli olsa idi, BankK 4/I’de destek hizmetinin de sayılmış olması gerekirdi.

4 RG 5.6.2007, S. 26543.

5 RG 11.7.2007, S. 26579. Kalkınma ve yatırım bankaları bakımından 26.7.2007 tarih ve 2248 sayılı Kurul kararı (RG 31.7.2007, S. 26599). Kurul, 27.12.2007 tarih ve 2422 sayılı kararı ile (RG 3.1.2008, S. 26745) bir katılım bankasına yine acentelik faaliyetinde bulunma izni vermiş, ancak kararda, m. 4/I-v hükmüne dayanılarak verilen bu iznin ne tür bir acentelik faaliyetine ilişkin olduğu hususunda herhangi bir belirtmede bulunulmamıştır.

6 Bkz. 26.7.2007 tarih ve 2248 sayılı Kurul kararı (RG 31.7.2007, S. 26599). Bankaların aracılık faaliyetinde bulunmalarını kanuna aykırı olarak sınırlayan SPK uygulaması hakkında bkz. aşa. İkinci Bölüm, III.2.B.c.

Dördüncü olarak 13.3.2008 tarih ve 2520 sayılı Kurul kararı1 ile sermaye piyasası mevzuatından kaynaklanan yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla banka portföyünde bulunan ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’na kote olan şirketlerin hisse senetlerinin banka tarafından ödünç alınması ve verilmesi işlemlerinin gerçekleştirilebilmesine izin verilmiştir.

Kurul’un m. 4/I-v hükmüne dayanarak, bankacılık işlemleri arasına dahil ettiği son işlem ise, hızlı para transfer işlemlerine aracılık faaliyetidir (14.5.2009 tarih ve 3183 sayılı Kurul kararı2).

Kurul’un m. 4/I-v ile verilen yetkiye dayanarak almış olduğu kararlar bakımından dikkate değer bir husus, bu kararların iki farklı yöntem izlenerek alınmakta olduğudur.

Kurul’un izlediği bir yöntem, -destek/danışmanlık hizmetinin bankacılık işlemi olarak kabul edilmesine ilişkin 1947 sayılı karar ve kredi kuruluşlarının sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde, sermaye piyasası aracı kurumları ile acentelik sözleşmesi yaparak acentelik faaliyeti yürütmelerinin bankacılık işlemleri arasında kabul edilmesine ilişkin 2232 sayılı kararda olduğu gibi-, bir işlemin, belirli bir banka hakkında verilen “özel bir karar” ile değil;

genel ve soyut nitelikte bir kararla bankacılık işlemleri arasına dahil edilmesidir. Kurul uygulaması, genel ve soyut nitelikte bir kararın alınmasından sonra, söz konusu işlemin, herhangi bir banka tarafından gerçekleştirilebilmesi için, bu bankanın Kurul’a ayrıca izin başvurusunda bulunması üzerine, bu belirli bankaya söz konusu işlem yönünden izin verilmesi şeklindedir3.

1 RG 18.3.2008, S. 26820.

2 RG 20.5.2009, S. 27233.

3 Destek danışmanlık hizmetine ilişkin olarak bkz. 26.6.2008 tarih ve 2673 sayılı Kurul kararı (RG 2.7.2008, S.

26924); 7.8.2008 tarih ve 2729 sayılı Kurul kararı (RG 13.8.2008, S. 26966); 28.2.2008 tarih ve 2503 sayılı Kurul kararı (RG 4.3.2008, S. 26806); 31.7.2008 tarih ve 2723 sayılı Kurul kararı (RG 5.8.2008, S. 26958);

17.1.2008 tarih ve 2441 sayılı Kurul kararı (RG 22.1.2008, S. 26764); 4.11.2008 tarih ve 2875 sayılı Kurul Kararı (RG 6.11.2008, S. 27046); 16.7.2009 tarih ve 3263 sayılı Kurul kararı (RG 21.7.2009, S. 27295);

30.7.2009 tarih ve 3280 sayılı Kurul kararı (RG 4.8.2009, S. 27309); 20.8.2009 tarih ve 3320 sayılı Kurul kararı (RG 25.8.2009, S. 27330); 16.9.2009 tarih ve 3350 sayılı Kurul Kararı (RG 24.9.2009, S. 27356). Sermaye piyasası aracı kurumları ile acentelik sözleşmesi yaparak acentelik faaliyeti yürütülmesine ilişkin olarak bkz.

27.12.2007 tarih ve 2422 sayılı Kurul Kararı (RG 3.1.2008, S. 26745); 4.9.2008 tarih ve 2800 sayılı Kurul kararı (RG 9.9.2008, S. 26992); 26.3.2009 tarih ve 3103 sayılı Kurul Kararı (RG 31.3.2009, S. 27186); 16.4.2009 tarih ve 3149 sayılı Kurul kararı (RG 18.4.2009, S. 27204). Ancak Kurul kararları, bu uygulama bakımından dahî tam bir yeknesaklık göstermemektedir. Nitekim, bankaların destek danışmanlık hizmetine ilişkin başvurularının kabulüne yönelik Kurul kararlarının bazılarında “5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4. maddesinin (v) bendi ile 03.08.2006 tarihli ve 1947 sayılı Kurul Kararı çerçevesinde” denilerek, 1947 sayılı karar, söz konusu iznin dayanakları arasında gösterilmekte (bkz. 2506, 2503, 3074 sayılı Kurul kararları), aynı yöndeki bazı Kurul kararlarında ise 1947 sayılı karara yönelik olarak herhangi bir atıfta bulunulmamaktadır (bkz. 2366, 2441, 2729, 2773, 2798, 2812, 2814, 2816, 2825 ve 3350 sayılı Kurul kararları). Bankaların sermaye piyasası aracı kurumları ile acentelik sözleşmesi yaparak acentelik faaliyeti yürütmelerini, bankacılık işlemleri arasına dahil eden 2232

Kurul’un izlediği ikinci yöntem ise, -banka portföyünde bulunan ve İMKB’ye kote olan şirketlerin hisse senetlerinin banka tarafından ödünç alınması ve verilmesi işlemlerinin bankacılık işlemleri arasında kabul edilmesine ilişkin 2520 sayılı karar; hızlı para transfer işlemlerine aracılık faaliyetinin bankacılık işlemi olarak kabulüne ilişkin 3183 sayılı karar ve borsa dışı alım satıma aracılık hakkındaki 2196 sayılı kararda olduğu gibi-, belirli bir bankanın, m. 4/I’de sayılmayan bir işlemi yapabilmek için Kurul’a izin başvurusunda bulunması üzerine, Kurul’un m. 4/I-v hükmüne dayanarak, ancak sadece bu bankaya, söz konusu işlemde bulunma yetkisi vermesi; fakat bu işleme ilişkin olarak herhangi bir genel ve soyut karar alınmaması; diğer bankaların da anılan faaliyetleri gerçekleştirmek üzere izin başvurusunda bulunmaları halinde, her birinin başvurusunun tek tek ele alınması şeklindedir1.

Kurul’un BankK 4/I-v hükmü uygulaması bakımından, iki husus birbirinden ayırdedilmelidir: M. 4/I’de yer almayan bir işlemin hangi usûl izlenerek bankacılık işlemleri arasına dahil edileceği ve belirlenen bu işlemin herhangi bir banka tarafından yapılabilmesi için ayrıca izin başvurusunda bulunulmasının gerekip gerekmediği2.

BankK’nın 93. maddesinin (5472 sayılı Kanun ile değişik) IV. fıkrası ile Kurum’a, BankK ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde kendisine verilen yetkileri düzenleyici işlemler (yönetmelik ve tebliğler) veya alınacak özel nitelikli kararlar ile kullanma yetkisi verilmiştir. Kurum’un yetkisini; yönetmelik, tebliğ ve kararlar aracılığı ile kullanması öngörülmüş; ancak Kurum’a ait yetkinin kullanıldığı araç olarak “karar”ın özel nitelikli olması gerektiği vurgulanmıştır. Aynı maddenin yedinci fıkrasında ise, özel nitelikli kararların, ilgili oldukları kişi ve kuruluşlara gönderileceği, bunlar arasından Kurul’un uygun gördüklerinin ise, Kurum’un haftalık bülteninde kamuoyuna duyurulacağı düzenlenmiştir.

Anılan hükme ait Gerekçe’nin (94. madde başlığı altında yer almıştır3) V. fıkrası,

“kaliteli düzenlemeden düzenlemenin; açık, uygulanabilir, orantılı, hesap verilebilir, tutarlı, şeffaf, hedefe odaklanmış, etki analizine dayanmış olması anlaşılmalıdır” ifadesini içermekte

sayılı karar ise, bankaların bu işleme yönelik izin başvurularının kabulüne ilişkin kararların hiçbirisinde anılmamaktadır (bkz. 2422 ve 2800 sayılı Kurul kararları).

1 Örneğin bkz. 4.12.2008 tarih ve 2928 sayılı Kurul kararı (RG 6.12.2008, S. 27076); 20.8.2009 tarih ve 3317 sayılı Kurul kararı (RG 25.8.2009, S. 27330).

2 Bu iki konu, sistemin eşit rekabet koşulları altında işlemesi ve bankaların gerçekleştirebileceği işlemlerin m.

4’te sayılanlardan ibaret olup olmadığına ilişkin tartışma (bkz. aşa. b başlığı altında yapılan açıklamalar) bakımından önem arz ettiği gibi, Kurul’a m. 48/I’de verilen kredi sayılan diğer işlemleri belirleme yetkisinin kullanım şekli bakımından da önemlidir.

3 Bkz. yuk.1 başlığı altında sondan bir önceki dn.

ise de, ne m. 93 metninde ne de madde Gerekçesi’nde, Kurulca yapılacak düzenlemelerin

“kaliteli düzenleme niteliğini taşıması” gerektiğine işaret edilmiştir1.

Madde Gerekçesi’nde bu hususa ilişkin bir açıklama bulunmamakla birlikte, kanunkoyucunun “karar” ifadesi yerine, bu kararların taşıması gereken bir özelliği (“özel

Madde Gerekçesi’nde bu hususa ilişkin bir açıklama bulunmamakla birlikte, kanunkoyucunun “karar” ifadesi yerine, bu kararların taşıması gereken bir özelliği (“özel