• Sonuç bulunamadı

Şehr-i hâlin on biri tarihli takrîrime cevâben şehr-i mezkûrun on dördü tarihiyle varîd olan takrîrde zât-ı âlîleri Musavva ile Beylül’e asker sevkî maddesi zabt ve tasarrufu tanzîm etmeyib İtalya’nın hukûk-ı tasarruf ve hâkimiyet-i Devlet-i Âliyye’ye riâyet etmek azîm-i katʻiyyesinde bulunduğunu ve İtalya askerinin Beylül ile Musavva‘da ikâmeti husûsunun bir mâhiyyet-i mevkiteyi hâiz idüğini mukaddemâ Bâb- ı Âlî’ye beyân etmiş iken İtalya Devleti’nin arazice bir hakk-ı hâkimiyet meselesi çıkarmak niyetinde olmadığını ve emr-i işgalin mücerred muhâfaza-i emniyet husûsunda ale’d-devâm ihtiyâcât-ı maʻlûme ilcââtıyla vukuʻa geldiğini teʼyîd ile iktifâ etmiş ve takrîrimin hâtmesinde “Bâb-ı Âlî İtalya’nın efkâr-ı dostane ve ihlas-ı şiârenesine iʻtimâden bu bâbda iʻtâ eylediği teʼmînâtı hayr-ı faʻâle bi’l-isâl maru’z-zikr mahallerde bulunan askerini Hükûmet-i Seniyye’nin talepi vecihle bir an evvel celb edeceği ümidindedir” diye muharrer olan mülâhazâtı meskûhuʻna bırakmıştır. Binaen aleyh hükûmet-i metbûam cânibînden aldığım emr üzerine mülâhazât-ı mezkûreyi tekrar eder ve sâlifü’z-zikr mahallerin sûret-i tahliyesi hakkında ısrâr eylerim. Beyân-ı hâl tecdîd-i teʼmînât-ı ihtirâm-kârîye zeria ittihâz kılındı.

Nezârete Fî Tarihiyle Roma Sefâreti Maslahat-güzarlığı’ndan Gelen Telgrafnâme

Mösyö Mançini tarafından dünkü tarih ile gönderilip şimdi bendenize iʻtâ olunan takrîr cevâbının metni şudur:

Şehr-i hâlin yirmisi tarihli telgrafınızda fî 14 Mart sene 85 tarihli takrîrime istinâden Bahr-i Ahmer’in bazı mahallerine gönderilen İtalya askerine müteallik beyânât-ı sâbıkamı devlet-i metbûanız nâmına ihtâr ve askerimizin mahall-i mezkûreden çıkarılması hakkında fî 11 Mart sene 85 tarihli takrîrinizde münderic talepe bir cevâb iʻtâsını dahi eylemiş idiniz. Eğer Bâb-ı Âlî martın on dördü tarihli takrîrimi beyne’d- devletyn mevcûd olan münâsebetin müstenid olduğu fikri hayr-ı hevâ-hâne ile tedkik ve mütâlaa buyurur ise bu takrîrin tarafımızdan iʻtâsı arzû olunan bil-cümle teʼmînât ve taʻrifâtı şâmil idüği zannındayım. Fî’l-vâkiʻ İtalya Devleti’nin kendi askerinin Bahr-i Ahmer’de bulunması vesilesiyle arazice bir hakk-ı hâkimiyet meselesini meydana çıkarmak niyetinde olmadığına dâir mükerreran vukuʻ bulan beyânâtımız hukûk-ı hazret-i padişahîce her gûna telâşı ve endişeyi izâle eylememeli idi. Askerimizin celbi maddesine gelince bir lâzıme-i mübrem hükmüne vazʻ eden ve muhâfaza-i emniyete müteallik olan ihtiyâcâtın devâmı fî 14 Mart sene 85 tarihli takrîrimde irâen ve isbât eylediğimden şu hâl cevâbımızı tazmîn eder. İzahat-ı mezkûrenin cânib-i Bâb-ı Âlî’den sûret-i dostanede mehâkim ve takdîr edileceği ümidindeyim. Beyân-ı hâl ibrâz-ı müesser-i ihtirâm-kârîye ittihâz kılındı.

Belge No: 70 (s. 44)

Hâriciye Nezâret-i Celîlesi’nin Fî 19 Cemâziye’l-Âhir Sene 302 Tarihli ve Kırk Dört Numaralı Tezkiresinin Sûretidir

Umûr-ı mâlîye-i Mısriyye’ye müteallik beyânnâme ve mukavelenâme hakkında dört maddeyi hâvî İngiltere Kabinetosu’na bir beyânnâme verilmesine dâir meclis-i hâss-ı vükelâ kararıyla Londra Sefâret-i Seniyyesi’ne yazılan telgrafnâmeye cevâben bazı mülâhazât ve mütâlaâtı hâvî sefâret-i müşarünileyden alınan 2 Nisan sene 885 tarihli ve yüz kırk üç numaralı telgrafnâmenin tercümesi leffen takdîm kılınmış ve işbû

telgrafnâmede beyânnâmenin adem-i iʻtâsını mübeyyin bazı mütâlaât beyân olunmakta ise de sefâret-i müşârünileyhden bu husûsa dâir olup 16 C sene 302 tarihli tezkire-i çâkeri ile takdîm olunan telgrafnâme üzerine mevâdd-ı erbaa hakkındaki telgrafnâmeye ihale ve nazar-ı i’tinâ olunmuş cevâben işʻâr olunmasına Binaen Paskalya münâsebetiyle mezkûr beyânnâmenin iʻtâsı işbû pazartesi gününe teʼhîr olunduğu sefâret-i müşârünileyhin 4 Nisan sene 885 tarihli ve yüz kırk iki numaralı telgrafnâmesinde izbâr olunmuş olmakla emr ü fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.

Belge No: 71

Hâriciye Nezâreti’ne 2 Nisan Sene 85 Tarihihle Londra Sefâret-i Seniyyesi’nden Varîd Olan 143 Numaralı Telgrafnâmenin Sûretidir

Dünkü tarihli telgrafnâmeleri ahz olundu.

İngiltere ve Fransa beyninde münʻakid ilk sûret-i tesvîyenin işgal ve Sudan masârifine müteallik fıkratın tayy edilmesi Hükûmet-i Seniyye’ce bâdî-i mahzûziyyet olmuş olduğuna memnunum. Meclis-i Vüküla kararıyla dört maddeye dâir İngiltere Kabinetosu’na bir beyânnâme-i mütemmim iʻtâsına memûr olduğumdan bu maddelerin her biri hakkında bazı mülâhazât serd ve ityânına mücâseret eylerim. Evvela düyûn-ı umûmîyye sandığı tarafından düyûn-ı mümtâze ve muvahhadeye ait şerâitler ile tesvîye olunacak olan istikrâz-ı cedîde tekâsıtının vergi ile asla cihet-i taalluku yoktur. Düyûn komisyonunun vezâifi düyûn-ı umûmîyyeye mahsûs vâridâtı ahz ile bu vâridâtı Mısır dayinlerinin hesabına olarak istiʻmâl etmekten ibâret olup vergi ise Mısır’ın hiçbir şeyine mahsûs olmayan ve masârif-i idâresine mahsûs olan vâridâtından evvel be evvel teʼdîye kılınacağı cihetle mukavelenâmenin altıncı maddesi vesilesiyle vergiden bahs açmak gayr-i muʻteriz bir hakkı kabil-i iʻtirâz bir hâle koymak demektir. Sânîyen mehâkim-i muhtelifeden bahs olunması keyfiyyeti mehâkim-i mezkûrenin temdidini ve müddet-i devâmını asla tanzîm etmeyip bu maddeler sâlifü’z-zikr mehâkimin teşkîl ve tesisine müteallik senedât-ı düveliyye ile tanzîm olunmuştur. Tasfîye-i düyûn kanunnâmesi sandık komisyonu tarafından Mısır ashâb-ı matlûbâtı nâmına olarak icrâ olunan hukûku mehâkim-i muhtelitenin hakk kazîyyesi altında vazʻ edildiğinden maksâd sadece bu mehâkimin müsta’cel ve muvakkat bir hâlde Hidivviyyet-i Mısriyye’yi ve bizzat heyet-i nâzır ile müdür ve memûrlarını mahkûm etmelerine mâniʻ olmaktadır. Devletlerin bu kararı Hidivviyyet-i Msıriyye’nin hükm ve nüfûzuna

olmayacağı zannındayım. Sâlisen düvel-i muazzama-i sâire misillû cânib-i Bâb-ı Âlî’den dahi iki memûr bulundurulacak olan tahkik komisyonunun teşkîli ihtimâline müteallik şart dahi Hükûmet-i Seniyye’nin serbest-i rey ve hâreketine takyîd etmez. Zîrâ devlet-i metbûa inde’l-îcâb hukûk ve esbâbını ahvâl-i siyasiyye göre kendi memûrları vasıtasıyla tervîc veya komisyona iştirâkten ictinâb edebilir. Râbian 3 Mart Sene 884 tarihli kararnâme-i Hidivviye mûcibince tebaʻ-i ecnebiyye emlâk vergisine tabidir. Bu kararnâmenin dördüncü ve beşinci maddelerine nazaran tebaʻ-i ecnebiyye vergi-i mezkûreyi tarh ve tevzîîye memûr olan komisyonlar ile tedkikat meclislerine aʻzâ intihâb edeceklerdir. Şimdi tebaʻ-i ecnebiyye vergi-i mezkûreyi teʼdîyeden kurtulmak için şimdiye kadar kendi memûrlarını taʻyînden imtinâʻ eylediklerinden kararnâme-i mezkûre hükümsüz kalmıştır. Devletler kendi tebaʻlarını vergi-i mezkûreyi teʼdîye icbâr için eğer ecnebiler aʻzâ taʻyîninden istinkâf ederler ise konsolosların kendi tebaʻları vekillerini irâe ve taʻyîn eylemelerine karar vermişlerdir. Konsolosların muâvenet-i mecbûriyyesi munzamm olunmaz ise tebaʻ-i ecnebiyyenin emlak vergisinden baʻde-mâ dahi muâf tutulacağı bu ise hazine-i Mısriyye’ce hasâr-ı azîme mûcib olacağı derkârdır. Zaten konsolosların işbû muâveneti beyânnâmeyi imzâ eden devlet-i metbûanın meʻzûniyyeti tahtında bulunduğu cihetle bir müdâhale-i ecnebiyye mâhiyyetini hâiz olamaz. Meclis-i mahsûs-ı vükelânın zât-ı âlîlerine iʻtâsını vazîfeden add eylediğim işbû îzahatı sencide-i mizân-ı teemmül ve mülâhaza edeceği ve maru’z- zikr mevâdd-ı erbaa hakkında İngiltere Hükûmeti’ne bir beyânnâme-i mütemmim iʻtâsı münâsib ve kabil-i icrâ mıdır, değil midir burasını dahi mütâlaa buyuracağı ümidindeyim. Husûsî ki kuyûd-ı ihtirâzîyeyi hâvî bu misillû beyânnâmeler ale’l-umûm bir muâhede veya bir mukavelenâmenin imzâsından evvel veya imzâ olduğu vakit iʻtâ olunur. Her ne hâl ise mûcibince hâreket etmek için taʻlîmâtınıza muntazırım.

Belge No: 72 (s. 45)

Hâriciye Nezâreti’ne 4 Nisan Sene 85 Tarihiyle Londra Sefâret-i Seniyyesi’ndan Varîd Olan 146 Numaralı Telgrafnâmenin Tercümesidir

Yarın Paskalya olduğundan beyânnâme-i mütemmi şehr-i hâlin ikisi tarihiyle müverrih olduğu hâlde önümüzdeki pazartesi günü iʻtâ edeceğim.

Belge No: 73

Hâriciye Nezâreti’ne Fî 20 C Sene 302 Tarihiyle Tastîr Buyrulan Cevâb-ı Samî

İşbû tezkire-i âlîlerine melfûf tercüme okunmuştur. Birinci fıkrası işgal ve Sudan masârifinin mukavelâttan tayyı Hükûmet-i Seniyye’ce baʻis-i mahzûziyyet olduğuna Müsürüs Paşa hazretlerinin memnuniyetini şâmil oluyor. Hâlbuki işʻârât-ı sâbıkamızda bu bâbda memnuniyyet veya adem-i memnuniyyet bahsi bulunmayıp yalnız sefîr paşalar hazırât-ı İngiltere’nin Mısır ve Sudan masârif-i askeriyyesinin istikrâzından tesvîyesine iʻtirâz etmekliğimizin üzerine bunu bilʻâhire ihrâc ettiklerini ve artık mukavelenâmeyi imzâ etmeye mâniʻ kalmadığını yazmışlar ise de masârif-i mezkûreye müteallik fıkraları Almanya Devleti’nin hazf ettirdiği Fransa’nın sarı kitabının kırk birinci saifesi mütaʻlasından müstebân olmakla beyhûde mugayyer nefsü’l-emre işʻâret ile burayı iknaʻ çalışılmamak üzere bu karziye işâret kılınmıştı. İkinci fıkraya gelince vergi ile istikrâzın birbirine cihet-i münâsebeti olmadığı bedihîyattan olmakla bu bâbdaki taʻrifât zâiddir. Şu kadar ki evvelce vergi masârif-i idâre-i Mısriye sırasında gösterilmiş ve idâre masârifinin tesvîyesi ise evvelen devletlerin bu defʻa kefâlet ettiği istikrâzın taksîdatından sânîyen düyûn-ı mümtâze ve muvahhadeden sâlisen Süveyş Kanalı senedât-ı tahsîsâtından sonra verilebileceği ilk sûret-i tesvîyede yazılmışken sonraki sûret-i tesvîyede masârif-i idâre meyanında gösterilen vergi bi’l-külliye meskût bırakılmış ve Devlet-i Âliyye sefirleri ise verginin bahs ve hesaptan bütün bütüne tarh olunmuş olmasını buraya menfaatimize müsaid bir taʻdil ve tashîh diye göstererek artık mukaveleyi imzâ etmemize mâniʻ kalmadığını tekrar etmiş idiler. Biz ise her ne sûretle olur ise olsun düyûn-ı ecnebiyyeye verilmiş olan şekl-i ihtisâsa verginin teʼviyât-ı muntazemesine vesile-i teʼhir olmayacağı yolunda bir kayd-ı ihtirâzî icrâsına mecbûr olmuş idik. Şu kayd-ı gayr-i mutaʻrız bir hakkı kabil-i iʻtirâz bir hâle koymak demek olmayıp bil-akis mukavelâtta ibtidâ dördüncü dereceye kalmış ki sonra ondan dahi sarf-ı nazar olunub sükûtla geçiştirilmiş olan şu hakkı vakit ve zamanıyla hatırda muhâfaza etmek için idi. Telgrafın sânîyen işâretiyle başlayan cümlesi mehâkim-i muhtelitenin mukavelâtta esbâb zikrine dâir sadet ve maksâdat hâric ve buracada maʻlûm olan taʻrifatı hâvî olup bizim saded ve maksâdımız ise muhtelit mehâkimlerin müddetleri

şimdi mehâkim-i mezkûre bahsinin mukavelede zikrolunması onların bir müddet gayr-i muaʻyene ile temdîdine delil add olunması kayd-ı ihtirâzî tahtına alınması idi. Sâlisen işâretiyle bed eden muhtelit komisyon ki teşkîlinde istediği gibi Mısır’ın tarz-ı idâre-i mâlîyesini kararlaştırmaya salâhiyyeti şimdiden teslim olunuyor. Ol vakit bunda Devlet- i Âliyye’nin iki memûru bulunsa bile ekseriyet düvel-i sâirede kalacağından böyle mechûlü’l-netice bir teʼsisi şimdiden tasdîk etmiş olmamak için serbest-i hâreketimizi muhâfaza etmiş idik. Müsürüs Paşa’nın işʻarına bakınca komisyonun teşkîli ihtimâline müteallik mukavelede münderic olan kayd ileride serbest-i rey ve hâreketimizi takyîd etmez mademki bu husûsta serbest-i hâreketimizin muhâfazası lüzûmu kendisince dahi tasdîk olunuyor ol hâlde bu bâbda peşince icrâ etmek istediğimiz kayd-ı ihtirâzî dahi tasdîk edilmek lâzım gelir. Râbian işâretiyle ibtidâ eden fıkra ki aʻzâ intihâbına konsolosların salâhiyyetini muhtevidir buna dâir telgrafta bir takım tafsîl maa’el-îzam îrâdından sonra konsolosların işbû muaveneti beyânnâmeyi imzâ eden devlet-i metbûanın meʼzûniyyeti tahtında bulunduğu cihetle bir müdahâle-i ecnebiyye mâhiyyetini hâiz olmaz denilmiştir. Hâlbuki isbâta hâcet olmadığı üzere bir hükûmet-i (s. 36) müstakilede veyahûd devlet-i metbûasından hâiz olduğu imtiyâz ve muhtâriyyet mûcibince Mısır gibi idâre-i dâhiliyesinde müstakilen hâreket eden bir memlekette hükûmetin hangi şube-i idâresi ve ne neviʻ mesâlihi olursa olsun onda ecnebi bir devletin veya ecnebi devletlerin muâvenetini tervîc etmek veyahûd bu işte olduğu gibi intihâb-ı memûrîn emr-i ehemmisini ecnebi hükûmetlerin marifetiyle icrâ etmek mahall- i istiklâl bir müdahâle-i ecnebiyyeyi eylemek olup devlet-i metbûanın böyle bir hâle izin vermesi ise onu müdahâle-i ecnebiyye mâhiyyetinden kurtarmaz bil-akis müdahâleyi muâhede ile kabûl edip ona bir mâhiyyet-i meşrûa vermek demek olur ve bir kere sahîb- i mülk olan devlet meʻzûniyyet ve rızası imzâsıyla ikrâr ve ilân ederse artık udûl kabil olamayacağı mahall-i iştibâh değildir. Böyle tehlikeli bir şey için kayd-ı ihtirâzî icrâsından lüzûmsuz add olunuyor ve adem-i lüzûm farz olunsa bile mademki kayd-ı ihtirâzîde hiçbir zarar olmayıp her hâl ve ihtimâle mukabil menfaati ise nâ-kabil inkârdır. Niçin şu menfaate ehemmiyet verilmiyor. Hakikat-i hâl ve karar devlet ise bu bâbda dahi kayd-ı ihtirâzî ilâvesi mûcibdir. Şu derece tafsîlâta girişilmesi şuna mübtenidir ki eğerce müşârünileyh Müsürüs Paşa’nın telgrafnâmesi makam-ı maʻlûmâtta irsâl buyruluyor ise de bu misillû mesâlih-i mühimmeye müteallik olan vakitten bu vakite mürâcaat lüzûmu muhtemel olan bî’l-farz men baʻde mürâcaata hicret

görünmesi bile devletin muhâzin-i evrâkında muharrerât ve senedât-i tarihiyye hükmünde hıfzı lâzım gelen şeylerde miʻterizin iʻtirâzâtına cevâb verilmemiş olması ya iʻtirâzât-ı mesrûdeyi zınmen kabûl etmek manasına veya hod hiç olmaz ise devletçe mâlâyaʻnî ve fâidesiz kuyd-ı ihtirâzîye ile iştigâl olunmuş olduğu zehabına sebeb olacağından bu kişilere mahall kalmamak üzere karar-ı mütehazzın lede’l-hâce müdâfazasına tefsîr ve tevzîhiyle îcâb eden mübâhase ve münâzara ve mekâtibe dâire-i indesinden himmet olunmak lâzım gelir. Bu sûret hâsıl olmadığı müşârünileyh Müsürüs Paşa’ya Meclis-i Vükelâ’nın kararına mukabil bi’d-defaât îrâd ettiği iʻtirâzâta zınmen tekrar îzahat iʻtâsını vazîfe add eylediğini yazdığı vecihle hasbe’l-vazîfe karar-ı meşrûhun şu sûretle dahi tevsîh-i esbâbına ibtidâr olunmakla ve eğerce işbû tezkire-i âlîlerinden sonra irsâl buyrulan telgrafa nazararan müşârünileyh beyânnâme-i mütemmi işbû pazartesi günü iʻta etmeği muahharen tazmîm eylediği anlaşılıyor ise de mademki sefâret-i seniyyelerin efkârı buranın nokta-i nazarı ile birleşmiştir beyânnâme verildikten sonra az çok müşkîlât tahdîs edecek olursa sefâret-i seniyye hâdise-i sâbıkada meşhûr olduğu vecihle merkezin rey ve maksâdına bedel rey-i zâtiyyesini muhâfaza eylediği hâlde yine beyhûde bir takım sadâ hâsıl olduğu melhûz bulunmakla ve müşarünileyh teʼhîrâtını kuyûd-ı ihtirâzîyenin nâ-acil olduğunu bina ve ol bâbda tafsîl-i müddeî eyledikten sonra hatmesinde bu misillû beyânnâmeler ale’l-umûm bir muâhede veya bir mukavelenâmenin imzâsından evvel veya imzâ olduğu vakit iʻta olunur demiş ve burası pek doğru görünmüş ise de kuyûd-ı ihtirâzîyeyi devlet imzâdan sonra ihdâs etmeyip onlara kabilü’l- imzâ tasavvur ve tasfîr ve müşârünileyhe tezbir etmişken kendisi mahûr iki kayd-ı ihtirâzî ile bî’l-iktifâ mukaveleyi imzâ ve sâir kuyûd- ı ihtirâzîyeden iğmâz eylediğinden şimdi takyîdât-ı ihtirâzîye icrâsı bi’l-vakt add olunur veya bundan dolayı bazı müşkîller çıkıyor ise mes`ûliyyeti müsebbibine ait olmak tabîî görünmekle gerçi bu iş için tahmîlinden ziyâde uğraşılmış ve mukâtabât vukuʻ bulmuş ise de mülâhazât-ı muharrere iktizâsınca buralarının dahi tekraren ve aynen önümüzdeki posta ile bâ-tahrîrât müşârünileyh Müsürüs Paşa’ya işʻâr ve Hasan Fehmi Paşa hazretlerine dahi maʻlûmât iʻtasıyla keyfiyyetin izbâr ve leffen iâde kılınan tercümenin iâde ve tisyârına himmet buyrulması siyâkında terkîm-i cevâba ibtidâr kılındı efendim.

(s. 47)

Hâriciye Nezâreti’ne 6 Nisan Sene 85 Tarihiyle Londra Sefâret-i Seniyyesi’nden Gelen 147 Numaralı Telgrafnâme

Gelecek Peşembe günü Londra’ya avdet edecek olan Lord Granvill’in gaybûbeti hasebiyle beyânnâme-i mütemmimi müşârünileyhe yazdığım bir kıtʻaʻ takrîr-i resmîyle beraber bugün Hâriciye Müsteşârı’na iʻta eyledim. İşbû beyânnâme-i mütemmim bilâ- iʻtirâz kabûl olunacağını kaviyyen ümîd etmekteyim.

Belge No: 75

Bâlâdası Telgrafın Leffiyle Nezâretten Sadâret-Uzmâ’ya Mürûr 21 C Sene 302 Tarihi ve Yüz Altmış Dokuz Numaralı Tezkiresi

Umûr-ı mâlîye-i Mısriyye’ye müteallik beyânnâme ve mukavelenâmeye dâir olan beyânnâme-i mütemmimi Lord Granvill’in gaybûbeti cihetiyle bir kıtʻaʻ takrîr-i resmî ile Hâriciye Müsteşârı’na gönderdiğini ve bunun bilâ-iʻtirâz kabûl olunacağı meʼmûl idüğine dâir 6 Nisan sene 85 tarihiyle ve yüz kırk yedi numaralı Londra Sefâret-i Seniyyesi’nden mürûr telgrafnâme tercümesi leffen takdîm kılınmış olmakla emr ü fermân

İmzâ - Asım

Belge No: 76

Nezârete 7 Nisan Sene 85 Tarihiyle Hasan Fehmi Paşa’dan Mebʻûs 79