• Sonuç bulunamadı

Tarımsal İşletmelerde Finansman

2. TARIMSAL İŞLETMELERDE FİNANSMAN SORUNU VE TARIMSAL

2.1. Genel Olarak Türkiye’de Tarımsal İşletme Kavramı ve Tarımsal İşletmelerde

2.1.2. Tarımsal İşletmelerde Finansman

Yirminci yüzyılın başından itibaren tüm ekonomik ve sosyal anlamda önemli açılımlar yaşanmış bu anlamda finansman alanında da önemli değişimler gerçekleşmiştir.

Tarımsal anlamda kalkınma ve beraberinde gelen sanayileşme hareketlerine bağlı olarak işletmelerin artan finansman talebinin karşılanması amacıyla arayışlara gidilmiştir. Sermaye birikiminin en önemli adımlarından olan tarım sektörünün finansmanı da bu süreçte en fazla ilgi gören konulardan biri olmuştur.

Finansman kavramından hareketle genel anlamda özsermayenin temini veya nakit para tanımları akla gelmektedir. Fakat finansman kavramının gerçek tanımına işletmenin sahip olduğu değerli varklıklar, hammadde, makinler ve likit olarak kullanılabilecek mallarda dahil edilmedilir.

Altuğ’a (1988) göre finansman servet olusturmak ve serveti korumak için gerekli öz ve yabancı sermayeyi, nakdi ve ayni olarak temin etmek olarak yorumlanabilmektedir.82 Bu çerçevede finansman işletmelerin harcamaları için uygun koşullarda gerekli kaynağın tedarik edilmesi, kaynakların optimum bir şekilde dağılımı ve geçmiş finansal faaliyetlerin analizi ve yorumlanması olarak tanımlanabilir.83

Öz sermayesi yetersiz tarımsal işletmeler, işletmelerini büyütme ve yeni yatırımlara girişmek için, hatta zaman zaman üretim faaliyetlerini sürdürebilmeleri için dış kaynağa gereksinim duymaktadırlar. Ayrıca tarımda sermayenin devir hızının yavaş olması nedeniyle, dünyanın hemen her ülkesinde, tarım sektörü, piyasa faiz oranlarının altında faiz oranları ile kredilendirilmektedir.

Bu sebeple, 1888 yılında kurulmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, tarımsal kredileme işlevinde en önemli kurum konumda bulunmaktadır. Bu çerçevede, 1985 yılında, kamu ve özel sermayeli toplam dokuz banka tarım sektörüne kredi verirken, 2000 yılı itibariyle, bu sayı, Ziraat Bankası ve Şeker Bank olmak üzere ikiye inmiştir. 2008 yılında ise, piyasada faaliyet gösteren neredeyse bütün bankalar tarımsal kredi olanaklarını müşterilerine sunmakta ve sektörde giderek artan kıyasıya bir rekabet söz konusu olmaktadır.

Aşağıdaki tabloda Ekim 2009 itibariyle tarım sektörüne yönelik verilen banka kredilerinin toplam krediler içerisindeki payını görebilirsiniz;

82

Osman Altug, “Finansal Yönetim I”, Marmara Üniversitesi Yayımları Yayım No:488, İstanbul: 1988, ss.23–24.

83

Tablo 11: Tarım Sektörüne Verilen Kredilerin Toplam Krediler İçindeki Payı (Milyon TL) Kredi Türleri Kısa Vadeli Nakdi Krediler Orta ve Uzun Vadeli Nakdi Krediler Nakdi Krediler Takipteki Krediler Toplam Nakdi Krediler Gayri Nakdi Krediler

Toplam Kredi Miktarı 162,3 220,4 382,6 21,2 404,1 205,2

Tarım Kredilerİ 9,2 4,3 13,1 798,4 14,5 1,1

Yüzde (%) 5,6 2,2 3,6 3,7 3,6 0,5

Kaynak: BDDK, Bankacılık Kredi İstatistikleri, 2009, www.bddk.org.tr

Tablodan da görülebileceği üzere, tarım sektörüne yönelik verilen krediler toplam kredilerin içerisinde çok fazla bir büyüklüğe sahip bir kredi türü olarak gözükmemektedir. Fakat bankacılık sektörünün bu alanda kredi vermeye daha yeni başlamış olması ve tarım sektörünün sürekli büyüyen bir kredi hacmine sahip bir sektör olduğunun ortaya konulması gerekmektedir.

Günümüzün küreselleşen ekonomik düzeninde üretim yapan işletmelerin sadece girdi satın aldığı ve ürünlerini pazarladığı piyasaların dışında finansal piyasalar ile olan ilişkileride önem kazanmaktadır. Bu anlamda tarımsal işletmeler için üretim girdilerinin tedarik edilmesi süreci beraberinde satınalma gücünün de sağlanması gerekliliğini doğurmaktadır.84 İşletmeler ancak bu şekilde ekonomik faaliyetlerini sürdürmeye devam edebilecektir. Günümüzde işletmelerin ürün üretim ve pazarlama süreçlerinin arasında köprü görevi görmek üzere sermaye piyasası faaliyetleride eklenmiş olmaktadır. Modern anlamda finansman ve finansal yönetim işletmeler açısından mevcut üretim ve pazarlama sürecine sermaye piyasası faaliyetlerinin de eklenmesi olarak yorumlanabilir.

84

Mehmet Bülbül, “Tarımsal İsletmelerin Finansmanı”, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara: 2006, s.42.

Bu kapsamda, Janberg finansmanı, servet olusturmak ve serveti korumak için gerekli öz ve yabancı sermayeyi, nakdi ve ayni olarak temin etmek olarak tanımlamıstır.85

Bu çerçevede finansman kavramını dar ve genis anlamları ile ifade etmek dogru olacaktır. Dar anlamda finansman, isletme faaliyetleri için öz ve yabancı sermaye temin edilmesi islemini ifade ederken geniş anlamda finansman, isletmenin en uygun kosullarla donatımı yapılacak harcamalar için gerekli kaynagın belirlenmesi, elde edilen kaynakların ihtiyaca göre dagılımı, mevcut ve önceki yıllarda yürütülen finansal faaliyetlerin istatistiksel yöntemler kullanarak analizi faaliyetlerini içermekte ve isletmenin faaliyetlerini sürdürebilmek için gereksinim duydugu fonları en etkin sekilde ele geçirme ve yönetme faaliyetleri olarak tanımlanabilir.86

Tarım ekonomisi literatürüne göre tarım isletmesi, gerekli sermayeyle donatılmıs ve asgari miktarda tarımsal üretimde bulunan ekonomik birimler tarım isletmesidir. Avrupa Birliği (AB) 1979–1980 tarımsal işletmelerin yapısal analizi için yayımlanan konsey yönergesinin 2.maddesinde tarım isletmesi, tek bir yönetim altında, tarımsal ürünler üreten teknik ve ekonomik bir ünite olarak, tanımlanmıştır.87

Modern tarım girdilerinin kullanımı ile tarımsal yatırımların gerçekleştirilmesi, yeterli miktarda özsermayeye sahip olamayan işletmeler için kaynak ihtiyacının karsılanması, tarımsal işletmelerin ekonomik faaliyetlerinin tamamının sürdürülebilmesi işletmelerin finansmanına bağlıdır.

85

Osman Altug, “Finansal Yönetim I”, Marmara Üniversitesi Yayımları Yayım No:488, İstanbul: 1988, ss.23–24.

86

Ahmet Erkus, Mehmet Bülbül, Taner Kıral, A.Fethi Açıl, Rasih Demirci, “Tarım Ekonomisi”, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Egitim, Arastırma ve Gelistirme Vakfı Yayımları No:5, Ankara: 2005, s.134

87

Bütün işletmelerde oldugu gibi tarımsal faaliyetlerinde ana amacı tarımsal faaliyetlerin sürdürülmesi ve değerlendirilmesi çerçevesinde ekonomik bir girdi ve kar elde etmektir. Günümüz ekonomi yapısında, işletmelerin üretim girdilerini temin ettiği ve ürünlerin pazarlandıgı piyasalar ile olan iliskilerinde finansman piyasası ile olan ilişkileride önem kazanmıstır.

Tarım işletmelerinin içinde bulundugu müdahale ekonomisi düzeninde, üretim girdilerini temin etmeden önce satınalma gücünün mutlaka sağlanmış olması gerekmektedir. Aksi halde hangi sektör içinde yer alırsa alsın işletmelerin faaliyetlerini sürdürmesi mümkün degildir. Diğer taraftan üretilen ürünlerin sürüm ve satış işlemleri sonrasında tekrar sermaye piyasasına dönülmektedir. İşletmelerin sermaye piyasalarına yönelmesi ile birlikte iktisadi faaliyet birimlerindeki ekonomik olayların akışı tamamlanmaktadır.88