• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: MUSA B. MEYMUN’A GÖRE YAHUDİ İNANÇ ESASLARI

3.2. Musa b. Meymun’a Göre 13 İnanç Esası

3.2.10. Tanrı Herşeyi Bilir

Musa b. Meymun inanç esasları sisteminde, Tanrı hakkında zikretttiği son ilkesi olan on birinci maddede, her şeyin Tanrı’nın bilgisi dâhilinde olduğunu, O’ndan habersiz hiçbir şeyin cereyan edemeyeceğini, O’nun bilgisinde bir noksanlık olmadığını zamanla yeni bir şeyler öğrenme gibi bir durumunun olmadığını zaten zamandan da münezzeh olan Tanrı’nın herşeyi bildiğini belirtmektedir. Filozofların sudur nazariyesinde Tanrı’nın varlığını kanıtlarken kullandıkları “akıl, âkil ve makul”u değerlendiren İbn Meymun, akıl konusunu kavrayamamış kimselerin bu konuyu anlamakta sıkıntı çekebileceklerini dile getirmektedir.390 Ayrıca filozofların bu konuya körü körüne inanarak zihnen bile olsa ilahlaşma sevdasına düştüklerini391 ileri sürerek onlara da bir eleştiri getirmektedir. Kendisi, Tanrı’yı bilfiil akıl olarak görmekte, O’nun idrakini perdeleyecek hiçbir şeyin var olmadığını, daima eylem içerisinde olmasının O’nun zaten daima aktif bir akıl olması anlamına geldiğini bildirmektedir.392

Musa b. Meymun, Tanrı’nın cahil olması gibi bir durumun kesinlikle olamayacağını393, Tanrı’yı bilgiden noksan kılanların refah içerisindeki mülk düşkünü cahillerin olduğunu

387 Shapiro, The Limits of Orthodox Theology, s. 120.

388 Mûsâ b. Meymûn, Delâletü’l-Hâirîn, II/39, 415.

389 Mûsâ b. Meymûn, Delâletü’l-Hâirîn, II/39, 416.

390 Doğan, Maymonides’in Hayatı ve Eserleri, s. 104.

391 Doğan, Maymonides’in Hayatı ve Eserleri, s.104.

392 Doğan, Maymonides’in Hayatı ve Eserleri, s.104.

belirtmektedir.394 Sonuçta aklı bahşedenin ve bilgiyi öğretenin Tanrı olduğunu, bilmeyenin nasıl öğretebileceğini sorgulamaktadır.395 Filozoflara karşı bir diğer eleştirisi, Tanrı’yı duyu organlarından münezzeh kılıp bunlardan yoksun olduğu için kişinin duyu organları ile algılayabileceği şeyleri algılamayacağını bu anlamdaki bilgiden noksan olduğunu aktarmalarıdır. Ona göre Tanrı bütün bu cismani durumlardan münezzeh olarak her şeyi idrak edebilmektedir.396 Filozofların yanısıra diğer insanların da bu şekilde düşündüğünü gören Musa b. Meymun, insanların kendi bilgi edinme yollarını Tanrı’ya atfetmelerinden böyle bir durumun ortaya çıktığını oysa O’nun bilgi edinme durumu ile bizimkisinin aynı olmadığını belirtmeye çalışmaktadır. Bizim sınırlı aklımızın ise bu yolları idrak etmeden sınırlı kaldığını ileri sürmektedir. Bunun beş sebepten kaynaklandığını belirtmektedir. İlki Tanrı’nın sonsuz bilgisinin tek ve eşsiz özelliği ile her şeyi bir anda kuşatabilmesi, ikincisi var olmayan bir şeyi de bilginin konusu yapabilmesi, üçüncüsü sonsuz olan şeyleri de odak noktası yapabilmesi, dördüncüsü zaman içerisinde yaratılan şeylerin kavranmasında kesinlikle Tanrı bilgisinin sıkıntı çekmemesi, son olarak ise meydana gelecek iki şeyden hangisinin olacağını Tanrı’nın bilmesidir.397 Bunlar Tanrı’nın bilgisini, varlıkların bilgisinden ayıran en önemli özelliklerdir. Tanrı’nın bilmesi durumunda kötülük meselesi gündeme gelmektedir. Her şey Tanrı’nın bilgisi dâhilinde olduğu hâlde neden insanların başına kötülük gelmekte, Tanrı neden bunları engellememekte? Yoksa bu yaşananlar O’nun bilgisi dâhilinde değil mi yoksa kötülüğün kaynağı Tanrı mıdır? Ona göre Tanrı’dan kesinlikle kötülük sadır olmaz, sadece iyilik sadır olur. İnsanların başına gelenlerin hepsi Tanrı’nın bilgisi dâhilinde olduğu hâlde Tanrı yaşananlara müdâhele etmemektedir. Kişinin başına gelen müsibetlere, belalara müdahele etmemesinin sebebi Yahudi düşüncesinde kişinin mükâfatını arttırmak için olduğu cevabı verilmektedir.398 Yahudi düşüncesine göre çekilen sıkıntıların inananların inancını arttıracağı düşünülmektedir. Bu sebepten çölde fakir bir yaşam hâlindeki dindarlık, şehirde zenginlik bolluk içerisindeki dindarlıktan üstün görülmektedir.

394 Mûsâ b. Meymûn, Delâletü’l-Hâirîn, III/19, 541.

395 Doğan, Maymonides’in Hayatı ve Eserleri, s. 153.

396 Mûsâ b. Meymûn, Delâletü’l-Hâirîn, III/19, 541.

397 Doğan, Maymonides’in Hayatı ve Eserleri, s. 154.

Musa b. Meymun, Tanrı’nın bilgisinin inanmayan kimseler tarafından hafife alındığını zikretmektedir. Nitekim Mezmurlar 94/5-7’de “Halkını eziyorlar ya Rab, kendi halkını eziyorlar. Dulu, garibi boğazlıyor, öksüzleri öldürüyorlar. ‘Rab görmez, Yakub’un Tanrısı dikkat etmez.’ diyorlar.”geçmektedir. Bunlara, Tanrı’nın cevabı olarak Mezmurlar 94/8-10’da “Ey halkın içindeki budalalar, dikkat edin. Ey aptallar ne zaman akıllanacaksınız? Kulağı yaratan işitmez mi? Göze biçim veren görmez mi? Milletleri yola getiren yargılamaz mı? İnsanı eğiten bilmez mi?”geçmektedir.399 Ayrıca benzer şekilde Tanrı’dan gizli iş yaptıkları II. Krallar 17/9’da “Tanrıları Rabbin onaylamadığı işleri gizlilik içinde yapmışlardır...” geçmektedir. Gizlilik içerisinde yapmalarının sebebi Tanrı’nın bunu görmesini engellemek olduğu geçmektedir. Oysa İbn Meymun, her şeyin yaratıcısı olan Rabbin, butün bunlardan haberdar olduğunu zikretmektedir.400 Benzer bir durum İsrail halkından putlar yapanlar var olduğunda da ileri sürülmüştür. Hezeikel 8/12’de “İnsanoğlu, ‘İsrail halkının ileri gelenlerinin kendi putlarının odalarında, karanlıkta neler yaptıklarını gördün mü?’ dediğinde, onlar `Rab bizi görmüyor, Rab ülkeyi bıraktı diyorlar.’ dedi” geçmektedir.

Yahudi düşüncesinin önemli esaslarından biri olan Tanrı’nın ilmi ve her şeyi bilmesi Mezmurlar 139/1-12’de ayrıntılı bir şekilde zikredilmektedir:

“Ya Rab sınayıp tanıdın beni. Oturup kalkışımı bilirsin. Niyetimi uzaktan anlarsın. Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin. Bütün yaptıklarımdan haberin var. Daha sözü ağzıma almadan, söyleyeceğim her şeyi bilirsin. Beni çepeçevre kuşattın, elini üzerime koydun. Kaldıramam böylesi bir bilgiyi, başa çıkamam, erişemem. Nereye gidebilirim senin ruhundan, nereye kaçabilirim huzurundan? Göklere çıksam oradasın, ölüler diyarına yatak sersem yine oradasın. Seherin kanatlarını alıp uçsam denizin ötesine konsam. Orada bile elin yol gösterir bana, sağ elin tutar beni. Desem ki ‘Karanlık beni kaplasın, çevremdeki aydınlık geceye dönsün.’ Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için, gece gündüz gibi ışıldar, karanlıkla aydınlık birdir senin için.”

Musa b. Meymun’a göre TaNaH’tan da getirilen deliller neticesinde Tanrı’nın bilgisi dâhilinde olmayan hiçbir şey yoktur ve Tanrı’dan gizli hiçbir şey gerçekleştirilemez. Musa b. Meymun, inanç esası sisteminin en temeline yerleştirmiş olduğu Tanrı fikri sistemin metafizik boyutunu yansıtmaktadır. Burada genel olarak Tanrı’nın varlığı, birliği, tekliği, gayr-ı cismani, ezeli ve ebedi, ibadet edilmeye değer yegâne varlık

399 Mûsâ b. Meymûn, Delâletü’l-Hâirîn, III/19, 540.

olduğunu ve her şeyin O’nun bilgisi dâhilinde olduğuna dair görüşlerini ve delillerini sunmaya çalıştık. Görüldüğü üzere Tanrı fikrindeki görüşlerini TaNaH ve felsefenin vasıtalarını bir arada kullanarak sunmaya çalışmıştır. Onu diğer düşünürlerden ayıran en önemli özelliklerinden birisi kullanmış olduğu bu yöntem olmuştur. Cahil insanların Tanrı’yı sevemeyeceğinden ve bundan ötürü hakkıyla kullukta bulunamayacağından hareketle felsefeye ağırlık veren Musa b. Meymun, halk için yazdığını ileri sürdüğü halde özellikle Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalıştığı eserlerinde aslında ciddi anlamda felsefe yapmış olduğunu görmekteyiz.