• Sonuç bulunamadı

2.4. STRATEJİK MALİYET YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI

2.4.3. Tam Zamanında Maliyetleme

Tam Zamanında Maliyetleme Tam Zamanında Üretim Sisteminin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Tam zamanında üretim sistemi ilk defa Japon Toyota firması tarafından uygulamaya konmuştur. Tam zamanında üretim sisteminin ortaya çıkış sebebi; sınırlı doğal kaynaklar, yetersiz işgücü ve sermayedir. Bu yüzden sınırlı kaynakları mümkün olan en düşük maliyetle kullanmak gerekiyor. İşte Tam Zamanında Üretim felsefesinin ortaya çıkışında bu tür ihtiyaçlar önemli yer tutmaktadır.

Japon şirketlerinin başarılı olması, Tam Zamanında Üretim sistemine olan ilgiyi artırmıştır. Ancak Japonya dışında bu sistem bir stok kontrol sistemi olarak algılanmıştır. Gerçekte bu sistem; stoksuz, yani sıfır stokla üretime karşılık gelmektedir. Dolayısıyla diğer stok kontrol sistemlerinden ayrılmaktadır. Tam Zamanında Üretimi, şirketin bütün bölümlerini etkileyen satınalma, mühendislik, pazarlama, personel, kalite- kontrol, müşteri ve satıcı arasındaki ilişkiyi de belirleyerek israfın azaltılması, verimliliğin artırılması olan bir üretim sistemi olarak tanımlamak mümkündür ( Johnderembse, White, 1991: 477).

işletmesinde verimsizliklerin sürekli olarak elimine edilmesi suretiyle mükemmelliğe ulaşma yaklaşımıdır ( Crawford, Cox, 1991: 34).

Diğer bir tanımlamaya göre ise; gerekli ürünleri gerekli miktarda üretme yaklaşımıdır ( Monden, 1983: 2).

Tam Zamanında Üretim felsefesinin esası dört noktada toplanmaktadır ( Tütek, Öncü, 1993:115):

— Mamul veya Hizmetlerin Değerini Artırmayan Tüm Faaliyetlerin Ortadan Kaldırılması,

— İşlem Süresinin Toplam Süre İçindeki Payının Artırılması, — Kontrol Süresinin Azaltılması,

— Taşıma Süresinin Azaltılması, — Bekleme Süresinin Azaltılması, — Depolama Süresinin Azaltılması, — Mamul Kalitesinin İyileştirilmesi,

— Faaliyetlerin Verimliliğinin Sürekli İyileştirilmesi, — Bütün Faaliyetlerde Kolaylaştırmaya Gidilmesi.

Tam Zamanında Üretim sistemi, Tam Zamanında Satınalmayı yani satınalmanın tam zamanında yapılmasını gerektirir. Tam Zamanında Üretim sistemini kullanan imalatçı firma, seçici olarak tedarikçi sayısını azaltmalı ve ilişkileri geliştirmeye çalışmalıdır ( Heitger, Ogan, Matulich, 1992: 687).

Tam Zamanında Üretim sistemi ortamında satınalmanın temel niteliklerini şöyle özetlemek mümkündür ( Acar, 1993: 80):

— Tam zamanında, küçük partiler halinde, hatasız ve sık sevkiyat, — Parça başına tek (az) satıcı,

— Daraltılmış satıcı kitlesi,

— Uzun dönemli satın alma sözleşmeleri, — Taraflararası operasyonel ve mali şeffaflık, — İşbirliği ağırlıklı ilişkiler.

Tam Zamanında Üretimde performans ölçüsü üretimin zamanında, doğru miktarda ve kusursuz olmasıdır. Tam Zamanında Üretim sisteminin performans ölçüleri şunlardır ( Heitger, Ogan, Matulich, 1992: 689):

— Üretim hızı,

— İlave işi gerektiren toplam birim sayısı ( başlanan ve tamamlanan toplam birim sayısı),

— Toplam ayarlama sayısı / toplam üretim süresi, — Toplam üretim süresi / toplam fabrika sayısı,

— Faaliyet karı + %fiziksel varlıklar / katma değer karı.

Tam Zamanında Üretim sisteminin üretim işlemlerinde belirlemiş olduğu temel amaçlar; mamul kalitesini yükseltmek, mamulün maliyetini azaltmak ve mamulün dağıtım imkanlarını artırmaktır ( Brinker, 1996: A3.6).

Ayrıca Tam Zamanında Üretim sisteminin özet olarak iki temel amacı vardır. Bunlar; sıfır stok ve sıfır israf.

Tam Zamanında Üretimden beklenen yararlar ise şöyle sıralanabilir ( Hacırüstemoğlu, Şakrak, 2002: 67):

— Ürün tasarımında ekonomik üretimin önde tutulması sağlanır, — Üretim akışı kolaylaştırılır,

— Çalışanların katılımı sağlanır,

— Bürokraside, üretim sürecinde ve stoklarda azaltım sağlanır, — Bütün alanlarda sürekli gelişmeyi sağlamak esastır.

Bu sistem ile çalışan firmaların maliyet sistemlerinde aşağıdaki değişmeler olması beklenir ( Erden, 2004: 138-138):

— Bazı maliyet kalemlerinin direk izlenirliğinin artması, — Endirekt faaliyetler için maliyet havuzlarının kalkması,

— Tek başına işçilik ve genel üretim maliyet sapmalarına verilen ilginin azalması,

— Detaylı veri kayıt düzeninin azalması.

Tam Zamanında Üretim Sisteminde maliyet muhasebesi uygulaması aşağıdaki şekilde olmaktadır:

Geleneksel sistemde genel üretim giderleri direk işçilik saati veya direk makine saati gibi dağıtım anahtarları ile dağıtılır. Ancak bu dağıtım anahtarları üretimde ne kadar boş zaman harcandığını dikkate almazlar. Bu nedenle bir mamulün maliyetine bakılırken, o mamulün üretiminde harcanan boş zaman da değerlendirilmelidir ( Yükçü, 1998: 779). Bu bakımdan etkili maliyet muhasebesi uygulamasının değer yaratmayan süreleri artırıcı unsurları belirlemesi gerekir ( Yükçü, 1998: 779-780).

Direkt işçiliğin önemi azdır. Bu sistemde işçilik maliyetlerinin toplam maliyet içindeki payı azdır ( Tanış, 1992:103). Bunun sonucu olarak bu giderler genel üretim giderleri arasında değerlendirilmektedir ( Horngren, Foster, 1987: 591).

Tam Zamanında Üretim sistemine göre değer yaratmayan sürelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Tam Zamanında Üretim sistemine göre genel üretim giderleri üretim yapıldıktan sonra maliyet içine katılmaktadır. Daha öncede belirtildiği gibi işçilik giderleri

de genel üretim giderleri içerisinde yer almaktadır. Bu sistem de en önemli maliyet unsuru direkt ilk madde malzemedir. Diğer giderler mamul maliyetine daha sonra eklenmektedir.

Geleneksel maliyet muhasebesinde bir takım performans ölçüm kriterleri kullanılmaktadır. Faaliyet karı, brüt satış karı gibi finansal kriterlerdir. Ancak Tam zamanında üretim sisteminde finansal kriterlerin bir kısmının kullanılmasıyla birlikte öncelikle finansal olmayan performans ölçüm kriterleri kullanılmaktadır ( Clinton, Hsu, 1997: 19). Söz konusu performans ölçütleri genel, süreç, işgücü ve tedarikçi odaklı performans kriterleri başlıklarında sınıflandırılabilmekte ve bunlar için, dönüşüm süresi, hatalı mamul sayısı, yarı mamul ve mamul stoklarının değeri, kurma zamanı, değer katmayan işlemlerin oranı, çalışanların eğitimi için harcanan süre, çalışan şikayetleri, işgücü devir hızı, tam zamanında teslimat oranı, tedarikçi sayısı, pazar payı, yeni ürün sayısı, yeni ürünlerin satış hasılatındaki payı gibi ölçütler örnek olarak gösterilebilir ( Clinton, Hsu, 1997: 22).