• Sonuç bulunamadı

Taliban Hareketinin Başlaması

BÖLÜM 2: KARZAİ ÖNCESİNDE AFGANİSTAN–İRAN İLİŞKİLERİ

2.4. Taliban Döneminde İran Afganistan İlişkileri

2.4.1. Taliban Hareketinin Başlaması

Taliban, talip kelimesinin çoğulu olup medrese eğitimi almış kişilere verilen bir isimdir. 29 Ekim 1994’te Kandahar’ı ele geçiren bir grup medrese öğrencisi ülkede ‘Taliban’ olarak anılmaya başlamıştır. Liderliklerini ‘Molla Muhammed Ömer’ yapmıştır.

166

Akdevilioğlu, “a.g.m” http://guneyturkistan.wordpress.com/2010/06/28/iranin-orta-asya-afganistan-ve-azerbaycan-politikasi/ 2011-04-10

167 Keskin, “a.g.m” 168 Akdevilioğlu, “a.g.m”

Taliban hareketi Afganistan'daki işgal güçlerinin çıkarılmasının ardından mücahit grupları arasında iktidar savaşının başlamasından sonra ortaya çıkmıştır. İlk çıkışında gündeme getirdiği gayesi ve hedefi "kardeşkanı dökülmesine son vermekti. Ancak çok geçmeden kendisi de çatışmada bir "taraf" niteliği kazandı. Taliban hareketi ilk önce çok fazla dikkat çekmemişti. Ama kısa bir sura sonra geniş bir alan üzerinde etkili olunca; Rus işgaline karşı yürütülen mücadelenin başından beri varlığını hissettiren bazı hareketler karşısında üstünlük sağlayınca dikkatleri üzerine çekti. Taliban unsurunun Afganistan'daki grupları kendi aralarında uzlaşmaya zorlamıştır. Özellikle Hikmetyar'la Rabbani kendi aralarındaki ihtilafa son vererek Taliban karşısında güçlerini birleştirmişlerdir. Fakat buna rağmen söz konusu hareketi durduramadılar ve en sonunda bu hareket başkent Kâbil'i de ele geçirdi.

Afgan halkı 1994 yazında ortaya çıkan hareketi, uzun süren bir savaşın ardından yaşanan iktidar savaşının tahribatını sona erdirecek bir hareket olarak algılamıştır.169 Molla Ömer ve grubunun, 1994’te iktidar arayışlarını başlattıklarında 30 kişi civarında oldukları sanılmaktadır. Ekim 1994’e gelindiğinde, Taliban, Pakistan sınırı yakınlarındaki Spin Baldak’taki Hizbi İslami üssüne saldırdığında, sayıları 200’ü bulmuştur. Aralık’ta 12 bin kişilik güçlü bir birlik haline gelmişlerdir.170 Sonraki yılın ortalarında batıdaki Herat şehrine saldırdıklarında, sayıları neredeyse ikiye katlanmıştır.171

Taliban’ın Kandahar’ı ele geçirmesinden sonra, kentte suç oranı büyük ölçüde azalmıştır. Taliban’ın uygulamaya koyduğu kurallar katı olmakla beraber kente düzen ve huzur getirmiştir. Kandahar’da bu gelişmeler olurken, Kabil’deki kısır döngü devam etmiştir. Onun için Talibana katılanlar birden bire çoğalmıştır.

Taliban, Kandahar’ın zapt edilmesinden sonra geçen ilk üç ayda, Afganistan’ın ‘32 vilayetinden’ 12’sini ele geçirerek Afgan iç savaşındaki kilitlenmeyi bozmuş ve kuzeyde Kabil eteklerine batıda Herat’a kadar ilerlemiştir.172

169 Taliban'ın Hızlı İlerleyişi http://www.vahdet.com.tr/isdunya/dosya3/0775.html (Erişim Tarihi: 2011-03-20)

170

Ahmad Raşid, Taliban İslamiyet, Petrol ve Orta Asya’da Yeni Büyük Oyun, Çev: Osman Akınhay 2000 s. 45

171 Jason Burke, El Kaide Terörün Gölgesi, Çev.: Ebru Kılıç, Everest Yayınları, İstanbul 2004,s.148 172 Raşid “a.g.e” s.48.

Bu arada diğer gruplar arasında çatışmalar devam etmiştir. Başkent Kabil’in güney mahallelerini kontrol eden Şii Hazaralara karşı harekete geçen Şah Mesud’a bağlı birlikler bu gurubu Kabil’in dışına sürerken, o bölgeye hareket eden Taliban, Şii grubu esir almıştır. Bir karışıklık esnasında Şii gurubunun lideri Ali Mezari öldürülmüştür. Mezari’nin ölümü, Taliban’ı Afgan Şiilerinin ve İran’ın gözünde sonsuza kadar mahkûm etmiştir. Böylece Peştunlar ile Hazaralar ve Sünniler ile Şiiler arasında alttan alta yürümekte olan kanlı bir etnik bölünme ve mezhep çatışması ortaya çıkmıştır.173 4 Eylül 1995 tarihinde Herat’ın güneyinde bulunan Şindend Hava Üssü hava Taliban tarafından ele geçirilmiştir. Rabbani devletine bağlı kumandanlar Herat’ı terk ederek

İran’a kaçmışlar ve Taliban Herat şehrine hakim olmuştur. 12 Ekim’de başlayan

Taliban’ın Kabil üzerinde saldırıları karşısında Mesud ve Hikmetyar çaresiz kalmıştır. Bu durum karşısında Rabbani, iktidarı devretmeye hazır olduğunu açıklamış fakat bu defa Taliban karşı çıkmış ve iktidarın ancak Taliban’a devredebileceğini bildirmiştir.174 25 Ağustos 1996’da Taliban Celalabad üzerine sürpriz bir saldırı başlatmıştır. Bu saldırı karşısında şura bölünmüş ve bir panik havası yaşanmıştır. Taliban müfrezeleri 26 Eylül 1996 gecesi Kabil’e girmişler ve ilk iş olarak Necibullah ve kardeşini idam etmişlerdir. Kabil’i ele geçirdikten birkaç saat sonra ise bir açıklama yaparak, başkentin Molla Muhammed Rabbani başkanlığındaki 6 üyeli bir konsey tarafından yönetileceğini açıklamışlardır.175 Sonraki yirmi dört saat içinde dünyanın herhangi bir yerindeki en katı İslami sistemi yerleştiren Taliban yönetimi, bütün temel eğitim sistemini ve sağlık sisteminin büyük kısmını idare eden kadınların çalışmasını yasaklamıştır176. Batı dünyası ise başlangıçta bu kararlardan memnun olmuştur. Zira Taliban'ın bu uygulamaları, Batıya İslami yönetim olarak sunulmuştur.177

Tüm bu gelişmeler karşısında Dostum, Rabbani, Hikmetyar, Şah Mesud, Hazara ve Şii unsurların lideri Turan İsmail Han güçlerini Taliban’a karşı birleştirip günümüzde Hikmetyar hariç Kuzey İttifakı denen direniş gücünü meydana getirmişlerdi.178

173 Raşid “a.g.e” s.53-54. 174 Esmail, a.g.e., s.143 – 145. 175

Esadullah Oğuz, Afganistan, Cep Kitapları, İstanbul, 1999 s.262. 176 Raşid, a.g.e., s.79

177 Gündüz, a.g.m., s.35. 178 Taşdemir, a.g.m., s.282.

Bu arada Dostum tarafından ihanete uğradığını düşünen General Melik’in Taliban’ın tarafına geçtiği haberi, Mezar-ı Şerif’te panik havası yaratırken Dostum yönetimini de zor durumda bırakmıştır. Dostum için artık Mezar-ı Şerif’ten çekilmekten başka çare kalmamıştır. Bu arada Taliban’la güç birliği yapan General Melik, 24 Mayıs 1997 Cumartesi günü Mezar-ı Şerif’i ele geçirmiştir. Ertesi gün Taliban güçleri Mezar-ı

Şerif’e gelmişlerdir. Taliban ve General Melik’in birlikleri arasında ağız kavgası ortaya

çıkmış ve kavga iyice büyümüştür. Önce Mezar-ı Şerif de Hazara, sonrada General Melik, Taliban’a karşı ayaklanmışlardır. Bu sırada 600 Taliban askeri sokaklarda öldürülmüş ve bine aşkın Taliban askeride havaalanında kaçmaya çalışırken ele geçirilmiştir. Malik’in birlikleri, henüz beş gün önce ele geçirmiş olduğu dört kuzey vilayetini denetlemek için yoğun çarpışmalara girmiş, kaçış yolları kapanan binlerce Taliban askeri yakalanıp idam edilmiştir.179

“Mezar-ı Şerif zaferinden cesaret alan Hazaralar da, kendi yurtları Hazaracat’taki dokuz aylık Taliban kuşatmasını yararak karşı saldırıya geçmişlerdir. Bamyan vadisinin girişindeki Taliban güçleri geri püskürtülmüş ve Halili’nin birlikleri binlerce Peştun köylüyü başkente kaçmaya zorlayarak, Kabil’e yönelmişlerdir.”180

Taliban, 8 Ağustos’ta 1998 Hazara birliklerini kuşatmış ve önceki yıl uğradığı kayıpların intikamını almıştır. Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç Örgütü bu çatışmalarda 5 – 6 bin civarında insanın öldüğünü açıklamıştır. Bamyan’ın düşüşü İran ile Taliban’ı karşı karşıya getirmiştir. Bu arada Taliban İran konsolosluğundaki 11 İranlı Diplomatı esir almış ve hemen öldürmüştür. Bu da İran ile Taliban’ı karşı karşıya getirilen olaylardan biridir.

Bu arada Tanzanya ve Kenya’daki ABD büyükelçiliklerine saldırılarda bulunduğu iddia edilen Usame Bin Ladin’den dolayı ABD Taliban’a karşı cephe almış, Suudiler ise Taliban’a yardımı kesmek zorunda kalmıştır. Son olarak BM Güvenlik Konseyinin Afganistan’ın uluslararası teröristlere yataklık yaptığı, insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle aldığı kararlar Taliban’ı zor durumda bırakmıştır.181

179 Raşid, a.g.e., s.92 – 93. 180 Raşid, a.g.e., s.93 181 Raşid, a.g.e., s.115-127