• Sonuç bulunamadı

Taksitle Ödeme Taahhüdünün Hüküm ve Sonuçları

F. MADDÎ HUKUK BAKIMINDAN BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ

IV. Taksitle Ödeme Taahhüdünün Hüküm ve Sonuçları

İİK. m.111’deki koşullara ve usulüne uygun olarak yapılan taksitle ödeme taahhüdü neticesinde alacaklının veya icra dairesinin onayına gerek kalmaksızın icra

171 “İİK’nun 8. maddesi uyarınca, aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğine göre,

haciz işlemi sırasında hazır bulunan köy azaları, haciz uygulanan taşınmazın tarla komşusu ve borçluların beyanlarıyla taşınmazın borçlular tarafından 7-8 yıldır maliklerinden kiralanmak suretiyle kullanıldığı belirlenmiştir. Öte yandan, dosya içeriğinden, takip borçlularının fiilen çiftçilikle uğraştıkları, davaya konu haczin uygulandığı yer dışında çok sayıda ve büyük mesahalı tarlaları çiftçilik yapmak suretiyle kullandıkları anlaşıldığı gibi, aynı tarihli haciz işlemi sırasında hazineye ait olup borçluların ektikleri 70 dönümlük taşınmazda da (dava konusu olmayan) aynı nitelikli ürünlerin haczedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacı 3. Kişiler tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmaya ve danışığa dayalı olduğu, mahcuz ürünün borçluların elinde haczedildiğinin ve İİK’nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararına bulunduğu, yasal karinenin aksinin davacı 3. Kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanmasının gerektiği kabul edilmelidir. Davacı tarafça ibraz edilen ve bir kısmı önceki ürün yıllarına ait olmakla birlikte, tapu kayıt suretlerine göre oluşturulması olanaklı Çiftçi Kayıt Sistemi, Sulama Birliği kayıtlarıyla temini her zaman mümkün zirai ilaç gübre vs. türünden faturalarla yasal karinenin aksinin kesin ve güçlü delillerle ispat edildiğinden söz edilemez. O halde açıklanan bu maddi ve hukukî olgular karşısında mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken…” Y. 17. HD. 17.10.2011, 6573/9304 (Yılmaz – Şerh, s.73).

172

Muşul – İcra İflas, s. 40; Kuru – El Kitabı; s. 86.

173 Muşul – İcra İflas, s. 40; Kuru – El Kitabı; s. 86; Yılmaz, Ejder, İcra ve İflas Kanunu Şerhi,

Ankara 2016, (Yılmaz – Şerh).

174 Muşul – İcra İflas, s. 40; Kuru – El Kitabı; s. 86; Yılmaz – Şerh, s. 73. 175 Yılmaz – Şerh, s. 74.

takibi durur176. Taahhüdün ardından haczedilmiş olan mallar satılamaz177. Dolaysısıyla borçlunun yapmış olduğu taahhüdün ardından alacaklı taahhüdün ihlaline kadar geçecek olan süre içinde satış isteyemez, istese dahi bu talebi icra dairesi tarafından yerine getirilmez.

Taksitle ödeme taahhüdü yapıldıktan sonra İİK. m. 111/3 uyarınca İİK. m. 106 ve İİK m.150/e’deki satış isteme süreleri işlemez. İİK. m. 106’da bahsi geçen süreler ilamsız ve ilamlı icra bakımından mahcuz malların satışının istenmesi süresidir. Buna göre alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren 6 ay, taşınmaz ise hacizden itibaren 1 yıl içinde satış isteyebilir. Borçlunun mallarının haczinin ardından taksitle ödeme taahhüdü yapılmışsa 6 ay ve 1 yıllık satış isteme süreleri taahhüdün ihlaline kadar geçen sürede işlemez. Böylece kanun bu hüküm sayesinde alacaklının hak kaybına uğramamasını sağlamıştır. İİK. m. 150/e’nin uygulandığı alan ise rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir. Alacaklı borçluya karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmış ve henüz rehinli malın satışını talep etmeden borçlu taksitle ödeme taahhüdünde bulunmuşsa İİK. m.150/e uyarınca taşınır rehni bakımından satış isteme süresi olan 6 aylık süre ve taşınmaz rehni bakımından satış isteme süresi olan 1 yıllık süreler işlemez. Ancak taksitlerden biri ödenmez veya taahhütte belirtilen şartlarda ödenmezse icra takibi ve satış isteme süreleri kaldığı yerden devam eder (İİK. m. 111/4).

Borçlu usulüne uygun bir taksitle ödeme taahhüdü yaptığı takdirde, bu taahhüdün kabulüne ilişkin icra müdürünün takdir yetkisi olup olmadığı hususunda doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Bir görüşe göre her ne kadar kanunda, belirlenen şartları taşıyan bir taahhüdün yapılmasıyla icra muamelesinin duracağı kararlaştırılmışsa da teorik bakımdan borçlunun 3 ay içinde taahhüt ettiği taksitleri belirlenen miktarda ve zamanda ödemesinin mümkün görünmediği, taksitlendirilmesi istenen borcun aslında borçlu tarafından tek seferde ve derhal

176 Muşul – İcra İflas, s. 627; Kuru - El Kitabı, s. 614; Üstündağ, s. 242; Pekcanıtez / Atalay /

Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 197; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 305; Gürdoğan, s. 100; Postacıoğlu - İcra, s. 530; Tercan, s. 95; Uzel, s. 726.

177 Muşul – İcra İflas, s. 627; Kuru - El Kitabı, s. 614; Üstündağ, s. 242; Pekcanıtez / Atalay /

Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 197; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 305; Gürdoğan, s. 100; Postacıoğlu - İcra, s. 530; Tercan, s. 95; Uzel, s. 726; Muşul – Satış, s. 144.

ödenebilecek vaziyette bulunduğu veya icra takibine konu alacak nafaka alacağı gibi acele tahsil edilmediği hallerde ciddi sıkıntılara sebebiyet verebilecek mahiyette olduğu için borçlunun süre istemesinin hakkı suiistimal olduğu hallerde icra müdürünün takdir yetkisi olması gerektiği savunulmuştur178

. Buna gerekçe olarak da borcun taksitle ödenmesi imkânının borçluya tanınmış bir ayrıcalık olmadığı, bunu bir hak olarak görüp maddî ve manevi anlamda bir zaruret teşkil etmediği halde keyfi olarak kullanamayacağı, bu imkânın kanun tarafından sadece mahcuz malların satışını ve masraflarını önlemek amacıyla düzenlendiği belirtilmiştir179

.

Bu hallerde alacaklının menfaatinin borçlunun menfaatinden daha üstün olduğu savunulmuş, dolayısıyla borçlunun taksitlendirme beyanı halinde icra müdürünün taksitlendirmeyi kabul etme ve süre verme konusunda takdir hakkının olması gerektiği ifade edilmiştir180

.

Ancak diğer görüşe göre alacaklının kabulüne ihtiyaç duyulmadığı gibi icra memurunun da takdirinin aranmaması gerektiği savunulmuştur181.

178 Belgesay Mustafa Reşit, İcra ve İflas Hukuku, C.1, 1945, s. 384; “Mesela mali durumu

borçlarının tamamını ödemeye yeterli olduğu halde, sırf satışı geciktirmek ve eline alacağının tamamı üzerinden toplu para geçmeyecek olan alacaklıyı üzmek için yaptığı taksitle ödeme taahhüdünü icra memuru reddeder” (Berkin, s. 308).

179 Berkin, s. 308. 180 Belgesay, s. 384. 181

Üstündağ, s. 242; Kuru – El Kitabı, s. 614; Uzel, s. 7 14; Tercan, s. 95; Gürdoğan, s. 100; Muşul – İcra İflas, s. 624; Postacıoğlu, s. 531-532; “111. madde ile taksitle ödeme usulü tadil ve ikba edilmiştir. Layihanın birinci müzekkeresinde mer’i kanunun tatbikatında mahcuz malların ihale edileceği dakikada borçlunun taksitle ödeme teklifi kabul edilerek icranın akim kaldığı ve kalan borcun taksitleri ödenmeyerek alacaklı müşküller iktihamı ile borçlunun malını tekrar haciz ve satışa çıkarıldıktan sonra aynı teklifin tekrar ve bazı icra memurları tarafından bu teklifler kabul edilinceye ve her ne kadar kanun hükmü icra memurunu taksitle ödemeyi kabule mecbur tutmuşsa da muamelatta, bu tarzın kabulü bir teamül halini almış bulunduğundan maddenin ilgası ekseriyetle kabul edilmiş idi. Layihanın tekrar müzekkeresinde taksitle ödeme usulü hakkında verilen teklif vaki olmuş ve icra edilen müzakere ve münakaşalardan sonra 11. maddenin aldığı şekil dairesinde memurun takdir hakkı kaldırılmakla beraber malı haczedilen borçlu satıştan evvel bir taksidi peşin ve diğerlerini birer ay fasıla ile üç taksitte vereceğini taahhüt ederse borca yetecek malı haczedilmiş olmak taksitlerden birinin ödenmemesi halinde icraya kaldığı yerden devam edilmek şartiyle taksitle ödeme tarzının kabulü ekseriyetle karargir olmuştur” (Adliye Encümeni Mazbatası Gerekçesi) Uyar – Şerh-6, s. 9265.

Bizim kanaatimize göre de borçlunun kanunda belirtilen şartları taşıyan taksitlendirme taahhüdünün geçerli olması için alacaklının muvafakatine ihtiyaç duyulmadığı gibi, icra müdürünün takdirine de gerek olmaksızın geçerlilik arz etmelidir. İcra müdürünün takdir yetkisi olabilmesi için o konuya ilişkin olarak, kanunun açık ifadesi, kanunun ifade tarzından icra müdürüne takdir yetkisinin verildiğinin anlaşılması, kanunda belirsiz genel ifadeler kullanılması gereklidir182

. Bu çerçevede İcra ve İflas Kanunu icra müdürünün yapacağı işleme ilişkin olarak “takdir eder”, “değerlendirir”, “tayin eder” gibi ifadeler kullanırsa icra müdürüne açıkça takdir yetkisi tanımış demektir. Eğer Kanun icra müdürüne yetki verdiği hallerde “ebilir”, “abilir” gibi ifadeler kullanıyorsa genel itibariyle takdir yetkisi tanıdığı varsayılır. Buna ek olarak kanun metninde yer alan “zorunlu haller”, “münasip mehil”, “münasip kısım”, “icabederse”, “lazım gelen”, “gereken”, “önemli vasıflar”, “benzer haller” gibi ibarelerin yer aldığı hallerde de belirsiz kavramlara yer verilmesinden ötürü icra müdürüne takdir yetkisi verildiği düşünülür183. Ancak İİK.

m. 111 hükmüne baktığımızda belirtilen şartları taşıyan taahhüdün icra muamelesini derhal durduracağı kesin bir dille ifade edilmiştir. Madde metninde icra müdürünün takdir yetkisine bırakılabileceğine dair en ufak bir emare yoktur.

B. TAKSİTLE ÖDEME SÖZLEŞMESİ

Benzer Belgeler