• Sonuç bulunamadı

İcra hukukunda borcun taksitle ödenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İcra hukukunda borcun taksitle ödenmesi"

Copied!
132
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

İCRA HUKUKUNDA BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Elif KILINÇ

DANIŞMAN

Dr. Öğretim Üyesi Mehmet KODAKOĞLU

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Bu çalışmamda değerli katkıları olan ve benden yardımlarını esirgemeyen tez danışmanım Dr. Öğretim Üyesi Mehmet KODAKOĞLU’na en içten teşekkürlerimi sunarım.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Borcun taksitle ödenmesi prosedürü, cebrî icra vasıtasıyla malları haczedilen borçlunun, mallarının satılmasını önlemek için başvurabileceği bir yoldur. Borçlu mallarının haczedilmesinden sonra ancak alacalının satış talebinden önce borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunarak icra takibini durdurabilir ve satışı önleyebilir. Borçlunun borcunu icra hukuku kapsamında taksitlendirebilmesi için kanunda belirtilen şartları yerine getirmesi ve bu taahhüdü icra dairesinde yapması gerekir.

Borcun taksitlendirilmesi 2 farklı şekilde yapılır. İlki borçlunun tek taraflı olarak yaptığı ve alacaklının muvafakatına gerek olmayan taksitle ödeme taahhüdüdür. Hacizden sonra satış talebinden önce yapılması gereken bu taahhüt, ilk taksit hemen verilmek üzere borcun en çok 4 taksitte ödeneceği ve her bir taksitin borcun 4’te 1’i oranında olması koşulunu taşımalıdır. Borcun taksitlendirilmesinin diğer yolu taksitle ödeme sözleşmesidir. Bu sözleşme hem hacizden önce hem de hacizden sonra yapılabilmekte olup, toplam sürenin 10 yılı geçmemesi koşuluyla şartları taraflarca serbestçe belirlenebilir.

Taksitle ödeme taahhüdünün veya sözleşmesinin şartlarını makul bir sebep olmaksızın yerine getirmeyen borçlu 3 aylık tazyik hapsiyle cezalandırılır. Alacaklının şikayeti üzerine tazyik hapsiyle cezalandırılan borçlu, borcunu ödediği takdirde ceza ortadan kalkar ve derhal tahliye edilir.

Anahtar Kelimeler: Borcun taksitle ödenmesi, taksitle ödeme taahhüdü

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Elif KILINÇ

Numarası 124233002001

Ana Bilim / Bilim

Dalı Özel Hukuk/ Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kodakoğlu Tezin Adı İcra Hukukunda Borcun Taksitle Ödenmesi

(6)

TC

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

The procedure of payment of the debt in installments is a way that the debtor whose property is distrained through enforcement can prevent the selling of his property. The debtor can discontinue the execution proceeding and prevent the sale by undertaking to pay his debt in installments after attachment of properties and before sales demand. To pay in installments according with enforcement law, the deptor has to fulfill the requirements regulated by law and make this undertaking offer in the execution office..

The installment of the debt is made in 2 different ways. The first one is the commitment to pay in installments unilaterally by debtor and without the creditor’s approvel. According to this commitment which must be made before the sale request and after the attachment, the deptor should state that he or she will pay the debt in up to four equal installments and has to give first installment immediatly. The second one is to make payment contract in installment. This contract can be made both before and after attachment. The debtor and creditor can assign the terms of the installment contract freely with condition of maximum 10 years.

The debtor who is not fulfilling the conditions of his commitment to the payment or the terms of contract without a reasonable cause is punished with three-months duress of imprisonment. If the debtor, who is charged with duress of imprisonment upon the complaint of the creditor, pays the debt followed by immediate release and dissapearence of charges.

Keywords: Payment of debt into installments, commitment to pay in installments Öğre n cin in

Adı Soyadı Elif KILINÇ

Numarası 124233002001

Ana Bilim /

Bilim Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kodakoğlu Tezin İngilizce

(7)

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ ...1

BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ KAVRAMI, ÇEŞİTLERİ, UYGULAMA ALANI VE UNSURLARI A. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ KAVRAMI ...3

B. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ PROSEDÜRÜNÜN ZAMANI ...5

C. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİNİN ÇEŞİTLERİ ...8

I. Taksitle Ödeme Taahhüdü ... 8

II. Taksitle Ödeme Sözleşmesi ... 10

D. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİNİN UYGULAMA ALANI ...14

E. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ İÇİN GEREKLİ UNSURLAR ...20

I. Geçerli Bir İcra Takibinin Olması ... 20

II. Kesinleşmiş Bir İcra Takibinin Olması ... 23

1. İlamsız İcrada Takibin Kesinleşmesi...24

2. İlamlı İcrada Takibin Kesinleşmesi ...26

3. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takibin Kesinleşmesi ...27

III. Takip Konusunun Para Borcu Olması ... 27

IV. Taahhüdün Alacaklının Satış Talebinden Önce Yapılmış Olması ... 27

F. MADDÎ HUKUK BAKIMINDAN BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ ...29

İKİNCİ BÖLÜM TAKSİTLE ÖDEME TAAHHÜDÜ İLE TAKSİTLE ÖDEME SÖZLEŞMESİNİN YAPILMASI, HÜKÜM VE SONUÇLARI A. TAKSİTLE ÖDEME TAAHHÜDÜ ...37

(8)

II. Taksitle Ödeme Taahhüdünün Hukukî Niteliği ... 37

III. Taksitle Ödeme Taahhüdünde Bulunma Şartları ... 39

1) İcra Takibinin Kesinleşmesinden ve Hacizden Sonra Olması ...39

2) Satış Talebinden Önce Verilmesi ...39

3) Borçlunun Yeteri Kadar Malının Haczedilmiş Olması ...41

4) Ödeme Taahhüdünün İİK. m. 111/2’deki Şartlara Uygun Olması ...43

5) Sözlü Olarak Yapılan Taksitle Ödeme Taahhüdünde İcra Müdürünce Düzenlenen Tutanağın Usulüne Uygun Olması ... 47

IV. Taksitle Ödeme Taahhüdünün Hüküm ve Sonuçları ... 48

B. TAKSİTLE ÖDEME SÖZLEŞMESİ ...51

I. Genel Olarak ... 51

II. Hacizden Önce Taksitle Ödeme Sözleşmesi ... 52

III. Hacizden Sonra Taksitle Ödeme Sözleşmesi ... 53

1) Genel Olarak ...53

2. Yapılış Biçimi ...54

IV. Satış Talebinden Sonra Taksitle Ödeme Sözleşmesi Yapılıp Yapılamayacağı Hususu ... 56

V. Taksitle Ödeme Sözleşmesinin Niteliği, İçeriği, Hüküm ve Sonuçları ... 57

1) Taksitle Ödeme Sözleşmesinin Hukukî Niteliği ...57

2) Taksitle Ödeme Sözleşmesinin İçeriği ...60

a. Taksitlerin Miktarı Belirli Olmalıdır ... 60

b. Taksit Tarihleri Açık Bir Biçimde Gösterilmiş Olmalıdır ... 63

3) Taksitle Ödeme Sözleşmesinin Hüküm ve Sonuçları ...64

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TAKSİTLE ÖDEME TAAHHÜDÜNÜN VE TAKSİTLE ÖDEME SÖZLEŞMESİNİN İHLÂLİ VE CEZAÎ YAPTIRIMI A. GENEL OLARAK ...69

(9)

B. TAAHHÜDÜ İHLÂL SUÇUNUN UNSURLARI ...69

I. Maddî Unsur ... 69

1. Geçerli ve Kesinleşmiş Bir İcra Takibi Olmalı ...69

2. Geçerli Bir Taksitle Ödeme Taahhüdü veya Sözleşmesi Olmalı ...75

3. Taksitle Ödeme Taahhüdü veya Sözleşmesi İcra Dairesinde Yapılmış Olmalı ………..81

4. Borçlu Makbul Bir Sebep Olmaksızın Taahhüdü İhlal Etmiş Olmalı ...83

5. Ödeme Taahhüdü veya Sözleşmesi Para Alacağına İlişkin Olmalıdır ...86

6. Takip Konusu Asıl Alacak Brüt Asgarî Ücretin Üstünde Olmalıdır ...87

II. Manevi Unsur ... 88

C. TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇUNUN GERÇEKLEŞME ZAMANI ...88

D. ŞİKÂYET ...89

E. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME ...95

F. YAPTIRIM ...95

G. TAZYİK HAPSİNİN ANAYASA BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ 102 SONUÇ………110

(10)

KISALTMALAR CETVELİ

AİHS. : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

AYM. : Anayasa Mahkemesi

B. : Baskı

Bkz. : Bakınız

C. : Cilt

CD. : Ceza Dairesi

CGK. : Ceza Genel Kurulu

CMK. : Ceza Muhakemesi Kanunu

CMUK. : Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu

E. : Esas

f. : Fıkra

HD. : Hukuk Dairesi

HGK. : Hukuk Genel Kurulu

HMK. : Hukuk Muhakemeleri Kanunu

HUMK. : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

İİD. : İcra İflas Dairesi

İİK. : İcra ve İflas Kanunu

K. : Karar

m. : Madde

(11)

S. : Sayı s. : Sayfa T. : Tarih TBK. : Türk Borçlar Kanunu TCK. : Türk Ceza Kanunu TMK. : Türk Medenî Kanunu vd. : ve devamı Y. : Yargıtay

(12)

GİRİŞ

İcra takibi neticesinde borcunu ödeyemeyen kişilerin malları icra iflas hukuku kuralları çerçevesinde haczedilip paraya dönüştürülerek alacaklının alacağını elde ederek tatmini sağlanmaktadır. Ancak uygulamaya bakıldığında borçluya ait mallar cebri artırmalarda değerinin oldukça altında bir bedelle satılmakta, tüm bu icra takibi aşamaları dolayısıyla söz konusu borcun üstüne daha fazla masraf eklenmekte ve ortaya çıkan sonuç borçlu açısından hem maddî hem de manevi bir yıkım olabilmektedir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda düzenlenen borcun taksitle ödenmesi müessesesi ile icra takibine konu olan borcun kamu otoritelerinin denetimi altında taksitle ödenebilmesine imkan sağlanmıştır. Buna göre haciz aşamasından sonra bile alacaklının muvafakati olsun veya olmasın borçluya borcunu ödemesi için son bir şans daha tanımaktadır. Bu şans alacaklıyla birlikte yapılabilecek taksitle ödeme sözleşmesi ve alacaklının muvafakatine ihtiyaç duyulmayan taksitle ödeme taahhüdüdür. Bu müessese sayesinde kanunun aradığı şartları yerine getiren borçlunun hacizden önce veya sonra cebrî icraya konu olan borcunu taksitlendirerek ödemesine imkân tanınmıştır. Borçlu açısından bu derece önem arz eden, ona kanunun verdiği ikinci bir şans olarak tanımlanabilecek borcun taksitlendirilmesinin hem borçlu açısından daha verimli hale getirilmesi hem de alacaklıyı mağdur etmeyecek şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir.

Borçlunun ekonomik hayata kazandırılması bakımından mühim olan taksitle ödeme müessesini ele aldığımız bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde borcun taksitle ödenmesi kavramı, bu imkâna ne zaman başvurulabileceği, borcun taksitle ödenmesinin yolları, uygulama alanı ve bu müesseseden yararlanabilmek için gerekli şartlar incelenmiştir.

İkinci bölümde ise borçlunun tek taraflı irade açıklamasıyla yapılan taksitle ödeme taahhüdü ile alacaklı ve borçlunun karşılıklı anlaşmasıyla meydana gelen taksitle ödeme sözleşmesinin geçerlilik arz etmesi için gereken şartlar ile bunların hüküm ve sonuçları hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir.

Son bölümde borcun taksitle ödenmesi taahhüdü veya sözleşmesinin borçlu tarafından ihlal edilmesinin cezai yaptırımları incelenmiştir. Bu kapsamda taahhüdü

(13)

ihlal suçu kavramı, bu suçun hangi hallerde oluşacağı incelenmiştir. Buna ek olarak taahhüdü veya sözleşmeyi ihlal eden borçlu hakkında, alacaklının şikayetiyle hükmedilebilen tazyik hapsi, tazyik hapsinin hukukî niteliği, şartları ve uygulanması hakkında bilgi verilmiş ve tazyik hapsinin Anayasa’ya uygun olup olmadığı da değerlendirilmiştir.

(14)

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL OLARAK BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ KAVRAMI, ÇEŞİTLERİ VE UNSURLARI

A. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ KAVRAMI

Cebrî icra hukuku çerçevesinde borcunu ödemeyen borçlu hakkında alacaklının talebiyle yapılan icra takibi ile borçlunun malları haczedilir ve bunu müteakiben hacizli mallar satılarak, satış bedelinden alacaklının alacağını elde etmesi sağlanır. Zira icra hukukunun amacı, kendi imkânlarıyla alacağını elde edemeyen alacaklının menfaatini korumak ve kanunî sınırlar içerisinde hakkaniyetin tesis edilmesini sağlamaktır1

.

Alacaklının hakları korunmaya çalışılırken borçlunun da gereğinden fazla zarar görmemesi, sırf borçluluk halinden dolayı maddî ve manevi şahsiyetini zedeleyecek ölçüde bir uygulamaya maruz bırakılmaması gerekir. Aynı şekilde özellikle iyiniyetli olan ve borcunu sırf maddî imkânsızlıklar sebebiyle ödeyememiş olan borçluya, alacaklıyı da mağdur etmeden bir takım kolaylıklar sağlamak icra hukuku açısından daha yapıcı bir yaklaşım olur. Özellikle icra hukukunun paraya çevirme hükümlerine bakıldığında bir malın tespit edilen bedelinin % 50’sine satılabildiği göz önünde bulundurulduğunda, borçlunun ciddi miktarlarda maddî kayba uğraması muhtemeldir. Öte yandan malvarlığının satışa çıkarılması her kim olursa olsun manevi anlamda bir yıkıma da sebebiyet verebilir. Dolayısıyla alacaklıyı tatmin etmeye çalışırken, borçlu açısından da telafisi zor olacak bir sonucun ortaya çıkması olasılığı mümkün olduğunca önlenmeye çalışılmalıdır.

Alacağını elde edememiş olan alacaklı lehine hakkaniyetin tesisine çalışırken, alacaklı ve borçlu arasındaki menfaat dengesini de koruma amacını gütmüş olan

1 Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, B. 2, Ankara 2013, s.47 (Kuru - El Kitabı);

Üstündağ, Saim, İcra Hukukunun Esasları, B. 8, İstanbul 2004, s.2; Pekcanıtez, Hakan/ Atalay,Oğuz / Sungurtekin - Özkan, Meral / Özekes, Muhammet, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, B. 5, İstanbul 2018, s. 49.

(15)

kanunkoyucu, İİK. m. 111’de, hakkında icra takibi kesinleşmiş olan borçlunun borcunu taksitle ödeyebileceği öngörülmektedir2.

2004 sayılı İcra İflas Kanunu m.111’de borcun taksitle ödenmesi prosedürü şu şekilde düzenleme altına alınmıştır: “Borçlu alacaklının satış talebinden evvel

borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve birinci taksidi de derhal verirse icra muamelesi durur. Şu kadar ki borçlunun kâfi miktar malı haczedilmiş bulunması ve her taksidin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır. Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 1063

ve 150/e4 maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması halinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar. Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder.” Madde metnine

genel itibariyle bakıldığında borcun taksitle ödenmesi müessesesinin aslında borçluya son kez şans tanımak amacıyla düzenlendiği anlaşılır. Zira bu düzenlemeyle borcundan dolayı malları üzerine haciz konan borçluya satışı engelleme ve borcunu taksitle ödeme imkânı tanınmaktadır. Bunun da ötesinde gerekli şartları taşıdığı takdirde icra müdürünün dahi onayına ihtiyaç olmaksızın taahhüdün geçerlilik arz edeceği hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte İİK m. 111/3’te alacaklı ile borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmesi yapmalarından bahsedilmiş, yani ikinci fıkradaki şartlar gerçekleşmemiş olsa dahi borcun taksitle ödenebilmesi için alacaklı

2 Arslan, Ramazan / Yılmaz, Ejder / Taşpınar Ayvaz / Hanağası , İcra ve İflas Hukuku, B. 4,

Ankara 2018, s. 303; Pekcanıtez, Hakan/ Atalay,Oğuz / Sungurtekin - Özkan, Meral / Özekes, Muhammet, s. 194; Kuru - El Kitabı, s. 609 ; Tercan, Erdal, İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2010, s. 94, s. 129; Üstündağ, s. 242; Postacıoğlu, İlhan E., İcra Hukuku Esasları, B. 5, İstanbul 2010, s.530 (Postacıoğlu – İcra); Muşul, Timuçin, İcra ve İflas Hukuku Esasları, B. 6, Ankara 2017, s. 623 (Muşul – İcra İflas).

3 İİK m.106’ya göre alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise

hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir.

4 İİK m.150/e’de düzenleme şu şekildedir; “Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra

emrinin tebliğinden itibaren altı ay içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren bir yıl içinde isteyebilir”.

(16)

ile borçlunun karşılıklı beyanlarıyla bir taksit sözleşmesi yapabilmelerine cevaz verilmiştir5

.

Netice itibariyle borcun taksitlendirilmesi prosedürü iki farklı usulle gerçekleştirilebilir. Bunlar; borcun taksitle ödenmesi taahhüdü ve borcun taksitle ödenmesi sözleşmesi yapılmasıdır6

.

B. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ PROSEDÜRÜNÜN ZAMANI Borcun taksitlendirilme zamanı ile ilgili bir çok ihtimal düşünülebilir. Borcun doğumu sırasında, borç doğduktan sonra ancak henüz icra takibi yapılmadan önce, icra takibi sırasında, icra takibinin kesinleşmesinden sonra ancak hacizden önce, hacizden sonra, alacaklının satış talebinden önce veya sonra, cebri artırma yapılmadan önce akla gelebilecek ihtimallerdir7

. Ancak İcra ve İflas Kanunu hükümleri tüm bu olasılıkları kapsamaz. Kanunda sadece hakkında icra takibine başlanmış olan borcun taksitlendirilmesine ilişkin düzenleme yapılmış ve müeyyideye tâbi tutulmuştur (İİK. m.111, m. 78/2 ve m. 340). Bunlar hacizden sonra ancak satış talebinden önce yapılan alacaklının rızası aranmaksızın borçlu tarafından yapılan taksitle ödeme taahhüdü ve hacizden önce veya sonra alacaklı ile borçlunun icra dairesinde karşılıklı anlaşarak yaptıkları taksit sözleşmesidir8.

İİK. m.111’de borçlunun borcuna yetecek kadar malı haczedildiği takdirde, borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunabileceği belirtilmiştir. Bu ifadeden

5 Kuru–El Kitabı, s. 610; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 195.

6 Kuru–El Kitabı, s.609 – 611; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303-305;

Muşul – İcra İflas, s. 623 – 625); Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 194; Coşkun, Mahmut, İcra İflas Suçları Disiplinsizlik Eylemleri ve Yargılama Usulü, Ankara 2014, s. 217 – 221; Aşık, İbrahim, İcra Sözleşmeleri, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı, Ankara 2006, (Aşık – İcra) s. 102; Uzel, Yelda, İcra Takiplerinde Borcun Taksitle Ödenmesi, Legal Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Dergisi, 2007/3, s. 700; Gürdoğan, Burhan, İcra Hukuku Dersleri, Ankara 1970, s.100 – 101; Tercan, s. 94 – 95.

7

Muşul – İcra İflas, s. 625

8 Kuru – El Kitabı, s. 609; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303-305;

(17)

anlaşıldığı üzere borcun taksitlendirilmesi hacizden9 sonraki aşamada

gerçekleştirilebilmektedir. Buna göre borçlunun borcuna yetecek miktarda malının haczini takiben, borcunu taksitlendirmek isteyen borçlunun bu talebini en geç alacaklının satış talebinden evvel gerçekleştirmesi gerekmektedir. Yani geçerli bir icra takibinin ardından öncelikle alacaklının talebiyle borçlunun borcuna yetecek kadar malının haczedilmiş olması aranır. Malların haczinden sonra alacaklı henüz hacizli malların icra dairesi eliyle satışını talep etmeden, borçlunun taksitle ödeme teklifini yapmış olması gerekmektedir10. Aksi halde kanun lafzından anlaşıldığı üzere

satış talebinden sonra yapılan taksitle ödeme isteği geçerlilik arz etmeyecek ve haczedilmiş olan malların satışını engellemeyecektir. Satış talebinden evvel yapılan taksitle ödeme teklifi ile icra takibi olduğu yerde durur ve bu aşamadan sonra alacaklı hacizli malların satışını isteyemez11

. Bu şekilde hacizden sonra ve satış talebinden önce yapılan ve İİK. m. 111/2’de istenen diğer şartları da taşıyan taksitle ödeme teklifi alacaklının kabulüne bağlı olmayıp, tek taraflı olarak talep ile birlikte hüküm ve sonuç doğurur12

.

Hacizden sonraki aşamada taksitlendirme yapılmasının bir diğer yolu da alacaklı ve borçlunun anlaşmasıdır13

. Bu durumda borçlunun İİK. m.111/2’de düzenlenmiş olan şartları yerine getirmiş olmasına gerek yoktur. Önemli olan husus,

9

Haciz, borçlu aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmesinin ardından, alacaklının alacağının ödenmesini sağlamak amacıyla buna ilişkin talepte bulunan alacaklı lehine alacağı karşılayacak miktarda borçluya ait mal ve hakka icra dairesi tarafından el konulmasıdır (Kuru – El Kitabı, s.410).

10

Kuru – El Kitabı, s. 614; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 196; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 305; Aşık - İcra, s. 105; Coşkun, s. 217; Uyar, Talih, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, C.6, 2. Baskı, Ankara 2004, s. 9266, (Uyar - Şerh 6); Muşul – İcra İflas, s. 623; Gürdoğan, s. 100; Uzel, s. 701; Tercan, s. 95.

11 Kuru – El Kitabı, s. 614; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 196; Arslan

/ Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 305; Aşık - İcra, s. 105; Coşkun, s. 217; Uyar - Şerh 6, s. 9266, Muşul – İcra İflas, s. 627; Gürdoğan, s. 100; Uzel, s. 701; Tercan, s. 95.

12 Kuru – El Kitabı, s. 614; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 196; Arslan

/ Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 305; Aşık - İcra, s. 105; Coşkun, s. 217; Uyar – Şerh 6, s. 9266; Muşul – İcra İflas, s. 623; Gürdoğan, s. 100; Uzel, s. 701; Tercan, s. 95.

13 Kuru – El Kitabı, s. 616; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 306; Pekcanıtez /

(18)

alacaklının da taksit sözleşmesine rıza göstermesi ve bu taksit sözleşmesinin icra dairesinde yapılmasıdır14

.

Borcun taksitle ödenmesi hacizden önceki aşamada da mümkündür15

. Aslında kanun hacizden önce borcun taksitlendirilmesi imkânını açıkça düzenlememiştir. Ancak İİK. m. 78’de yer alan “Haciz istemek hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden

itibaren 1 sene geçmekle düşer. İtiraz veya dava halinde bunların vukuundan hükmün katileşmesine kadar veya alacaklıyla borçlunun icra dairesinde taksit

sözleşmeleri yapmaları halinde taksit sözleşmesinin ihlaline kadar geçen zaman

hesaba katılmaz” hükmü hacizden önce de borçlunun borcunu taksitlendirebilme

imkânı olduğunu göstermektedir. Ancak hükümden de anlaşılacağı üzere hacizden önce borcun taksitlendirilmesinin yolu, bunun alacaklı tarafından kabul edilmesidir16

. Başka bir ifadeyle borçlu ve alacaklı arasında karşılıklı irade beyanı ile bir taksit sözleşmesi yapılmasıdır17

. Uygulamada sıklıkla kullanılan bu yol ile haciz henüz yapılmadan veya haciz esnasında, borçlunun yapmış olduğu taksitle ödeme teklifini alacaklının da kabul etmesiyle birlikte, icra müdürü tarafından keyfiyeti tespit eden bir tutanak tutulmakta ve bunun sonucu olarak hacze gidilmekten vazgeçilmekte veya hacze gidilmişse haczin gerçekleştirilmemesi sağlanmaktadır18

.

14 Kuru – El Kitabı, s. 616; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 306; Muşul – İcra

İflas, s. 626.

15 Kuru – El Kitabı, s. 607; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303; Pekcanıtez /

Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 195; Uzel, s. 700; Tercan, s. 94; Muşul – İcra İflas, s. 625; Uyar – Şerh 6, s. 9267; Üstündağ, s. 242.

16 Kuru – El Kitabı, s. 607; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303; Pekcanıtez /

Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 195; Uzel, s. 700; Tercan, s. 94; Muşul – İcra İflas, s. 626; Uyar – Şerh 6, s. 9267; Üstündağ, s. 242.

17 Kuru – El Kitabı, s. 607; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303; Pekcanıtez /

Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 195; Uzel, s. 700; Tercan, s. 94; Muşul – İcra İflas, s. 626; Uyar – Şerh 6, s. 9267; Üstündağ, s. 242.

(19)

C. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİNİN ÇEŞİTLERİ I. Taksitle Ödeme Taahhüdü

Taksitle ödeme taahhüdü, borçlu tarafından icra dairesinde (icra müdürünün huzurunda) tek taraflı irade beyanıyla yapılan bir hukukî işlemdir19. Başka bir deyişle, taksitle ödeme taahhüdü kanunda belirtilen şartları da taşıdığı takdirde alacaklının kabulü gerekmeksizin hüküm ve sonuç doğuran tek taraflı bir irade beyanıdır20

.

Taksitle ödeme taahhüdüne ilişkin İİK. m.111’de borçlunun kâfi miktar malının haczini takiben taksitle ödeme teklifinde bulunarak icra takibini durdurabileceği düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle borçlu haczin yapılmasının ardından tek taraflı irade beyanıyla borcunu taksitle ödeyeceğini bildirerek icra takibini durdurabilir. Böylece mahcuz malların satılmasının önüne geçebilir. Ancak bu taahhüdün geçerlilik arz edebilmesi için kanun belirli şartların varlığını aramıştır. Bu şartlar, borçlunun taksitle ödeme teklifini satış talebinden evvel yapmış olması, borçlunun borcuna yetecek miktarda malının icra dairesince haczedilmiş olması, borçlunun borcunu en fazla dört taksitte ödeyeceğini ve her bir taksitin borcun en az dörtte biri oranında olacağını, diğer taksitleri de aydan aya düzenli ödeyeceğini taahhüt etmesi ve ilk taksiti derhal vermesidir21

. Kanunda sayılan bu şartların varlığı halinde alacaklının kabulüne gerek olmaksızın icra takibi olduğu yerde durur. Dolayısıyla, bu taahhüdün ardından haczedilen malların satışı istenemez. Borçlu bu şekilde bir taksitle ödeme taahhüdü yaptığı takdirde alacaklının satış talebi icra müdürü tarafından geri çevrilmek zorundadır.

19 Kuru – El Kitabı, s. 615; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 305; Pekcanıtez /

Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 197; Gürdoğan, s. 100; Uzel, s. 714.

20 Kuru – El Kitabı, s. 615; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 197;

Gürdoğan, s. 100.

21

Kuru- El Kitabı, s. 615; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 197; Nayır, Halid, Bizde İcra Ceza Davaları ve 5917 Sayılı Kanuna Göre Açılan Davalarla İcra Ceza Davalarının Mukayesesi, Giresun 1955, s. 84.

(20)

İİK. m.111’de alacaklı ve borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmesi yapmaları halinde, sözleşmenin hüküm ifade ettiği süre boyunca İİK. m. 106 ve İİK. m. 150’e’de düzenlenen sürelerin işlemeyeceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda taksit sözleşmesi geçerlilik arz ettiği sürece İİK. m.106’da düzenlenen hacizli mal için satış isteme süreleri22

ve İİK. m.150/e’de düzenlenen taşınır ve taşınmaz rehni ile teminat altına alınmış mallara ilişkin satış isteme süreleri işlemez.

Son olarak İİK. m.111’in son fıkrasında “Taksitlerden biri zamanında

verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder” ifadesi yer almaktadır. Buna göre de borçlu taksitle ödeme taahhüdünde belirtilmiş olan

taksitlerden herhangi birini ödemez veya ödemede gecikirse, icra takibine kaldığı yerden devam edileceği gibi, İİK. m. 106 ve İİK. 150/e’de belirtilen süreler de tekrar işlemeye başlar23

.

Kanunun belirlediği şartların yanında borcun taksitlendirilebilmesi için borçlunun iyiniyetli olması gerektiği de savunulmaktadır24

. Bu bağlamda borçlunun kötüniyetle yaptığı taahhüdün kabul edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Meselâ borçlunun malî durumu borcunun tamamını ödemeye müsait olduğu halde, sırf satışı geciktirmek ve eline toplu para geçmeyecek olan alacaklıyı mağdur etmek ve zor duruma sokmak için yaptığı taksitle ödeme taahhüdünün icra memuru tarafından geri çevrilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu görüşe göre borcun taksitle ödenmesi bir

22 “İİK’nın 111. maddesinin 3. fıkrası 3494 sayılı yasa ile ilave edilmiştir. Hükme göre borçlu ile

alacaklının icra dairesinde yapacakları borcun taksitlendirilmesine ilişkin sözleşmenin devamı süresince 106. maddedeki süreler işlemez. Kanunun gerekçesinde bazı takiplerinde alacaklı ile borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmesi yaparak bu suretle borcun daha rahat bir şekilde ödenmesini sağladığı, taksitle yapılan ödemelerin devamı sırasında satış talebi için aradığı sürenin dolduğu, taksit ödemelerinin borçlu tarafından ihlali halinde sürenin geçmiş olması sebebiyle satış talebinde bulunmadığını ve alacağını tahsilde zorlukla karşılaştığı, bu nedenle taksit sözleşmesinin ihlaline kadar geçen sürenin satış süresinin hesabında nazara alınmayacağı belirtilmiştir” Y. 19. HD. 10.07.2000 T. 2000/3049 E. 2000/5487 K. (Kaçak, Nazif, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, B.3, C.I. Ankara 2006, (Kaçak - Cilt 1), s. 1105).

23

Kuru – El Kitabı; Nayır, s. 84.

(21)

imtiyaz değil, satışı önleyen bir tedbirdir ve borçlu bundan ancak meşru menfaati için faydalanabilir25.

II. Taksitle Ödeme Sözleşmesi

Alacaklı ve borçlu hacizden önce veya sonra aralarında yapacakları bir anlaşma ile borcun taksitlendirilmesini sağlayabilirler26

. Aslında Kanun’da hacizden önceki evrede alacaklı ve borçlunun taksitlendirme sözleşmesi yapabilecekleri hususu düzenlenmemiştir. Ancak İcra ve İflas Kanunu’nun haciz talep müddeti ile ilgili 78. maddesi ve ödeme şartının ihlali halinde cezayı düzenleyen 340. maddesinden tarafların haciz gerçekleşmeden önce taksit sözleşmesi yapabilecekleri anlaşılmaktadır. Daha açık ifadeyle 78. maddenin ikinci fıkrasında yer alan haciz isteme hakkı için geçerli olan “ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık sürenin

hesabında, alacaklı ve borçlunun icra dairesinde taksit sözleşmesi yapmış olmaları halinde bu sözleşmenin ihlaline kadar geçen sürenin hesaba katılmayacağı” ibaresi,

alacaklı ile borçlunun hacizden önce borcun taksitle ödenmesi için sözleşme yapabilmelerinin önünü açmıştır. Buna ek olarak 340. maddenin ilk cümlesinde alacaklının muvafakatiyle icra dairesinde kararlaştırılan ödeme şartını ihlal eden kişinin, yine alacaklının talebiyle hakkında en fazla 3 ay olmak üzere tazyik hapsi verilebileceği düzenlenmiştir. İİK. m.111 çerçevesinde borcun taksitle ödenmesi yoluna gidebilmek için alacaklının muvafakatine ihtiyaç duyulmaz. Dolayısıyla 340. maddede bahsi geçen “alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan

borcu ödeme şartı” ancak tarafların karşılıklı irade ve beyanları ile yapabilecekleri

bir sözleşme yani taksit sözleşmesi olabilir.

Yukarıda bahsi geçen madde metinlerinden anlaşılacağı üzere taksitle ödeme sözleşmesinin icra dairesinde yani icra müdürünün huzurunda yapılması

25 Olgaç, s. 913.

26

Kuru – El Kitabı, s. 609; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 196; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303; Uzel; s. 707 – 708; Üstündağ, s. 242; Tercan, s. 94,96; Muşul - İcra İflas, s. 625.

(22)

gerekmektedir27. Bu anlaşma iki şekilde gerçekleştirilmektedir. İlk olarak haciz28 için borçlunun evine veya işyerine gidildiğinde, borçlu alacaklıya borcun taksitle ödenmesi için teklifte bulunur, alacaklı da bu teklifi kabul ederse icra müdürü29

borçlunun taksitle ödeme teklifini, şartlarını ve alacaklının kabul keyfiyetini haciz tutanağına30

yazar ve tutanağın altı borçlu, alacaklı ve icra müdürü tarafından imzalanır31

. Bu tasarrufla alacaklı aynı zamanda haciz talebinden de vazgeçmiş sayılacağından artık malların haczi söz konusu olmaz32

. Ancak alacaklı taksit

27 Kuru – El Kitabı, s. 609; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 195; Arslan

/ Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303.

28

Hacizden maksat satış isteme yetkisini veren kesin hacizdir. Buna karşılık ihtiyatî haciz sırasında yapılan ödeme taahhüdü geçerli değildir (Kuru – El Kitabı, s. 609).

29

İcra müdürü haczi kendi yapabileceği gibi İİK. m.80 uyarınca yardımcı veya katiplerinden birine de yaptırabilir. Dolayısıyla borcun taksitle ödenmesi sözleşmesinde icra müdürü yerine icra memuru veya katibin yer alması sözleşmenin geçerliliğini etkilemez.

30 İcra müdürünce hazırlanması gereken bu tutanak İİK m. 8 uyarınca ve 8043 sayılı İcra ve İflas

Kanunu Yönetmeliği m.20/ II’de belirtildiği şekilde düzenlenmelidir. İİK m.8’e göre “İcra ve İflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vakı talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya yardımcısı veya katibi tarafından imzalanır. İcra ve İflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılır. İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir. İcra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir”. İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 20. Maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: “Bu tutanağın ilk sayfası takip talebini içerir. Bu sayfaya ilâmın veya belgenin tarih ve numarası; hangi mahkeme veya makamdan verildiği; alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; yerleşim yerindeki adresi, vergi kimlik numarası; ödemenin yapılacağı banka adı ve hesap bilgisi borçlu ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı; alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası ve yerleşim yerindeki adresi; alacaklı yabancı ülkede oturuyorsa Türkiye'de göstereceği yerleşim yerindeki adresi (yerleşim yeri göstermezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır) ve hükmün veya belgenin özeti; bir terekeye karşı açılan takiplerde kendilerine tebligat yapılacak olan mirasçıların adı ve soyadı; yerleşim yerindeki adresleri; alacağın veya talep olunan teminatın cins ve Türk parası ile tutarı, faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün; alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi; alacaklının takip yollarından hangisini seçtiği geçirilir.”

31 Taksitle ödeme sözleşmesinin icra müdürünün gözetiminde düzenlenmemesi ve icra müdürünün

imza ve onayını içermemesi, yapılan taahhüdün geçersizliği sonucunu doğurur (Kuru – El Kitabı, s. 609; Uzel, s. 709). Ayrıca taksitle ödeme sözleşmesinin icra müdürü huzurunda yapılmaması halinde icra takibi durmaz ve İİK m.78, II ile m. 340 hükmü uygulanmaz (Kuru / Arslan / Yılmaz, s. 308); “Borçlu sanığın ödeme taahhüdünü ihtive eden 17.3.1992 tarihli icra tutanağında, icra müdürü veya yetkili memurunun imzaları bulunmadığı, böylece İİK.nun 8. maddesine aykırılık yapılmış olması nedeniyle bu tutanak ve hükme dayanak alınan taahhüdün hukuken geçerli bulunmadığı gözardı edilerek yazılı biçimde mahkumiyet verilmesi…Bozmayı gerektirmiş…” Y. 8. CD. 25.11.1993 1993 / 10676 E. 1993 / 11955 K. (Hukuktürk İçtihat Bilgi Bankası).

(23)

sözleşmesini yaparken malların haczedilmesini isterse, bu durumda icra müdürünce haciz işlemi yapılır ve taksit sözleşmesi süresince borçlunun malları hacizli olarak kalır33

. Doktrinde yer alan bir görüşe göre alacaklının kabulüne ihtiyaç duyulan taksitlendirmelerde ona sunulan taksitle ödeme taahhüdünün koşulsuz olması gerektiği, aksi takdirde taahhüdün geçersiz sayılacağı belirtilmiştir34

. Bu şart göz önünde bulundurulduğunda, alacaklının taksit sözleşmesini haczin gerçekleştirilmesi koşuluyla yapmak istemesi halinde bunun mümkün olup olmayacağı sorusu akla gelmektedir. Kanaatimizce taksitle ödeme taahhüdünün geçersizliği sonucunu doğuracak olan durum, borçlunun taahhüdü şartlı olarak ileri sürmesi durumudur. Yoksa alacaklının bu taahhüdü kabul ederken haczin tamamlanması ve malların borçlunun yedinden çıkarılması gibi şartlar ileri sürmesinde sakınca yoktur. Zira ortada zaten muaccel olup ödenmemiş bir alacak bulunmaktadır. Bunun ödenmesi için alacaklı borçluya fazladan süre vermekte ve taksitle ödemesine cevaz vererek onu zor bir durumdan kurtarmaktadır. Böyle bir durumda alacaklı kendini güvende hissetmek ve alacağını da garanti altına almak için malların bu süre zarfında hacizli olarak ve icra dairesi yedinde kalmasını isteyebilir. Dolayısıyla alacaklının taahhüdü koşullu olarak kabul etmesi taahhüdün geçerliliğine olumsuz anlamda etki etmemelidir.

Borçludan başka, icra kefili de borcun taksitle ödenmesi teklifinde bulunur ve alacaklı tarafından kabul edilirse bu halde taksitle ödeme sözleşmesi yapılabilir. İcra kefili, icra takibine konu olan borcun ödenmesini sağlamak amacıyla özellikle borcun taksitlendirilmesi durumunda icra müdürü huzurunda borçluya kefil olan kişidir35

. Buna ek olarak borçlunun vekili de vekaletnamesinde buna ilişkin özel yetkisi olmasa dahi borcun taksitle ödenmesi için teklifte bulunabilir ve bu teklifin alacaklı tarafından kabul edilmesi halinde keyfiyet borçlunun vekiline tebliğ edilir. Ancak bu durumda eğer borçlu taksitle ödeme sözleşmesinde yer alan hükümleri yerine getirmezse İİK. m. 340’da düzenlenen taahhüdü ihlal halinde verilecek olan

33 Kuru – El Kitabı, s. 610. 34

Postacıoğlu – İcra, s. 530; Coşkun, s. 218.

(24)

cezaî hükümlere tâbi tutulmaz36

. Alacaklının vekili de borçlunun taksitle ödeme teklifini kabul hakkına sahiptir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun davaya vekalette “Özel Yetki Verilmesi Gereken Haller” başlığı altında düzenlenen 74. maddesinde ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Vekaletin Kapsamı” başlığı altında düzenlenen 504. maddesinde yazılı istisnalar dışında alacaklıdan genel vekaletname almış olan vekil özel yetkiye ihtiyaç duymaksızın borçlunun taksitle ödeme yapma teklifini kabul etme hakkına sahiptir37

. Bu çerçevede alacaklı veya borçlu vekili vekaletnamesinde özel yetki olmasa dahi borcun taksitlendirilmesine ilişkin tasarrufta bulunabilir.

Taksitle ödeme sözleşmesinin hacze gidilmeden önce yapılması da mümkündür. Bu durumda da iki ihtimal ortaya çıkar. İlk olarak alacaklı ve borçlu icra dairesinde hazır halde bulundukları sırada taksitle ödeme sözleşmesi yapmaları mümkündür38

. Bu durumda taksitle ödeme sözleşmesi icra müdürünce icra tutanağına yazılır ve tutanak icra müdürü, alacaklı ve borçlu tarafından imzalanır.

İkinci ihtimal ise alacaklı ve borçlunun icra dairesinde hazır bulunmamalarıdır. Borçlu, haciz yapılmadan önce icra dairesine giderek sözlü olarak veya dilekçeyle borcun taksitle ödenmesi için teklifte bulunabilir. İcra müdürü borçlunun bu teklifini bir muhtıra ile alacaklıya bildirir. Borçlunun teklifini öğrenen alacaklı taahhüdü kabul ettiğini kendisine gönderilen icra zabtına yazarak imzalar veya taahhüdü kabul ettiğine dair bilgi içeren yazılı bir mektubu icra dairesine gönderir ya da icra dairesine bizzat gelerek kabul beyanını sözlü olarak bildirir. Böylece alacaklı ile borçlu arasında taksitle ödeme anlaşması yapılmış olur39. Bu şekilde yapılan taksitle

ödeme sözleşmesinde, alacaklının yazılı veya sözlü olarak kabul beyanını icra dairesine bildirmesinin ardından, bu tasarrufun da icra müdürü tarafından tutanağa

36 Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303. 37

Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303.

38 Kuru – El Kitabı, s. 610; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303; Pekcanıtez /

Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 195; Uzel, s. 710; Coşkun, s. 218.

39 Kuru – El Kitabı, s. 610; Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 303-304;

(25)

geçirilmesi ve bir muhtıra ile sözleşmede öngörülen ilk taksit tarihinden önce borçluya tebliğ edilmesi gerekmektedir40

. Taksit sözleşmesinin bu şekilde yapılması hazır olmayanlar arasında sözleşme yapılması durumudur ve tarafların sorumluluğu açısından sözleşmenin tam olarak ne zaman kurulduğu ve ne zaman hüküm ifade etmeye başladığı hususu önem arz etmektedir. Hazır olmayanlar arasında yapılan sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmaya başladığı an yönünden Türk Borçlar Kanunu kural olarak gönderme teorisini kabul etmiştir41. Gerçekten de TBK. m. 11’de kabul haberinin muhatap tarafından öneri sahibine gönderildiği anda sözleşmenin hükümlerini doğurmaya başlayacağı düzenlenmiştir. Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında açık bir kabule ihtiyaç olmayan hallerde, önerinin karşı tarafa ulaştığı andan itibaren sözleşmenin hüküm doğuracağı düzenlenmiştir42. Buradaki açıklamalardan anlaşılmaktadır ki, bir sözleşme muhatabın kabul beyanının öneride bulunan kişiye ulaştığı anda yani o kişinin hakimiyet alanına girdiği anda kurulmuş olmasına rağmen, bu sözleşme hüküm ve sonuçlarını daha erken bir tarih olan muhatabın kabul beyanını öneriyi yapan kişiye gönderdiği tarihten itibaren geçmişe etkili olarak doğurur43. Buradan anlaşılmaktadır ki taksitle ödeme

sözleşmesinin kurulma anı alacaklının borçlunun taksitle ödeme teklifini kabul ettiği haberinin borçlu tarafından öğrenilmesi anıdır. Ancak taksitle ödeme sözleşmesinin hüküm ve sonuç doğurmaya başladığı an, alacaklının kabul beyanını borçluya gönderdiği tarihtir.

D. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİNİN UYGULAMA ALANI

Takip yolu bakımından borcun taksitle ödenmesi prosedürü cüz’i icra hukuku dahilinde gerçekleştirilebilecek bir uygulamadır. Dolayısıyla küllî icra hukuku olan

40 Arslan / Yılmaz / Taşpınar-Ayvaz / Hanağası, s. 304.

41 Eren, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler,23. Baskı, Ankara 2018, s. 174; Gönderme

teorisi; muhatabın kabul beyanını teklifte bulunan kişiye gönderdiği, örneğin postaya verdiği anda sözleşmenin kurulmuş sayıldığı görüşünü ileri süren teoridir (Eren, s. 276); Esener, Turhan / Gündoğdu, Fatih, Borçlar Hukuku I, İstanbul 2017, s. 75; Kılıçoğlu A., s.112; Akıncı, Şahin, Borçlar Hukuku Bilgisi, Konya 2017, s. 76.

42 Eren, s. 277; Ayan,s. 174; Esener / Gündoğdu, s. 76; Kılıçoğlu A., s.113.

(26)

iflas hukuku kapsamında İİK. m.111 ve m. 78/2 kıyasen uygulanarak haczin veya hacizli malların satışının önlenebilmesi adına borcun taksitlendirilmesi yoluna gidilmesi mümkün değildir.

Borcun taksitle ödenmesi prosedürü cüz’i icra kapsamında düzenlenmiş olsa dahi iflas hukukunda uygulanan konkordatonun amacı ve işlevi itibariyle taksitle ödemeye benzediği ifade edilebilir. Konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve malî durumu bozulmuş olan ve bu nedenle vadesi gelen borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kalan borçluları korumak ve bu durumda olan bir borçlunun alacaklıları arasındaki eşitliği sağlamak için kabul edilmiş bir icra iflas hukuku kurumu ve iyileştirme aracıdır44. Bu durumda borçlu ile

alacaklıları borcun belli koşullarda ödenmesi için anlaşma yapabilirler. Taraflar bu sözleşme ile örneğin borcun belli bir yüzdesinin ödenmesi, borcun belli bir yüzdesinin veya tamamının belirli bir süre sonra ödenmesi üzerinde anlaşabilirler. Konkordatonun amacı borçluların icra takibinden korunmasıdır45

. Dolayısıyla borçlunun haciz veya haczedilen mallarını satışını önlemek, hakkında yürütülen icra takibini durdurmak için alacaklıyla anlaşmak suretiyle başvurduğu borcun taksitlendirilmesi yolu, konkordato ile benzerlik göstermektedir.

Borcun taksitle ödenmesinin konu bakımından uygulama alanı ise yalnızca para borçlarıdır46

. Genel olarak borçlar hukukuna göre bir borcun kısmî olarak ödenebilmesi veya taksitlendirilebilmesi için o edimin niteliği itibariyle bölünebilir bir edim olması gerekir47

. Ancak her bölünebilir edim borcun taksitlendirilmesi prosedürünün konusu olamaz. Nitekim İİK. m. 340’da düzenlenen “ödeme taahhüdünü ihlal” suçunun oluşabilmesi için ödeme şartının bir para alacağına ilişkin

44 Arslan / Yılmaz / Ayvaz / Hanağası, s. 539; Yıldırım, M.Kamil/ Deren-Yıldırım Nevhis, İcra

ve İflas Hukuku, 7. Baskı, İstanbul 2016, s. 517-518.

45

Yıldırım / Deren- Yıldırım, s. 517.

46 Uzel, s. 701. 47

Bölünebilir edimden maksat, edimin değerinde ve vasfında herhangi bir değişiklik olmaksızın parçalara ayrılabilmesidir (Eren, s.109; Ayan, s.51; Kılıçoğlu, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B.22, Ankara 2018, s.10; Akıncı, s. 26).

(27)

olması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla borcun taksitlendirilmesi yoluna yalnızca konusu para olan alacaklar için başvurulabilir.

Konusu para alacağı olan takip yollarından ilki ilamsız icra yoludur. Alacaklının para alacağına ilişkin olarak yürüttüğü ilamsız icra yolunda icra takibinin kesinleşmesiyle birlikte hacizden önce veya hacizden sonra fakat alacaklının satış talebinden evvel borcun taksitlendirilmesi mümkündür48. İlamsız icra yolunda genel

haciz yolu ile takip, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip ve kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesi olmak üzere üç takip çeşidi vardır 49

. Genel haciz yolu ile takip ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip sadece para ve teminat alacaklarına karşı başvurulabilecek bir takip yoludur50. Dolayısıyla bu takip yollarının kesinleşmesinin neticesinde hacizden önce veya sonra icra dairesinde borcun taksitlendirilmesi mümkündür51

.

İlamsız icra takibi genel itibariyle para ve teminat alacaklarına ilişkin olarak başvurulabilen bir takip çeşidi olmasına rağmen bunun alt türü olan kiralanan

48

Uzel, s. 700.

49 Ulukapı, Ömer, İcra ve İflas Hukuku, 6. Baskı, Konya 2014, (Ulukapı- İcra), s. 40; Kuru – El

Kitabı, s. 176; Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 8.

50 Uzel, s. 701. 51

“İncelenen dosyada borçlu sanık aleyhine, kambiyo senetlerinden çeke dayalı olarak icra takibine başlanmış ve 163 örnek nolu ödeme emri 18.3.1999 tarihinde tebliğ olunmuştur. İİY. 'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine müsteniden yapılan haciz yoluyla icra takibinde borçlu; ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde, senetin kambiyo seneti niteliğinde olmadığı, imzanın kendine ait bulunmadığı veya borçlu olmadığı ya da borcu ödediğine ilişkin itirazda bulunmadığı takdirde icra takibi kesinleşeceğinden olayda, böyle bir itirazda bulunmayan borçlu-sanık hakkındaki takip 23.3.1999 günü kesinleşmiştir... Görüldüğü üzere, 163 örnek nolu ödeme emri 18.3.1999 günü tebliğ edilmiş, borçlu-sanık tarafından itirazda bulunulmadığından 23.3.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Takibin kesinleşmesinden sonra borçlu ile alacaklı vekili tarafından icra dairesinde kararlaştırılan borcun taksitle ödenmesine ilişkin taahhüt geçerli olduğundan, haklı bir neden olmaksızın bu taahhütün ihlali ile sanığa yüklenen suç oluşmuştur. Bu itibarla itirazın kabulüne karar verilmelidir.” Y. CGK. 04.07.2000 2000 / 8-142 E. 2000 / 148 K. (Hukuktürk İçtihat Bilgi Bankası); “Borcundan dolayı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine yapılan haciz sırasında borçlu sanığın borcunu 30.04.2000 gününde ödemeyi taahhüt ettiği, alacaklı vekili tarafından da kabul ve taahhüdü kabul muhtırasının da yöntemine uygun olarak borçlu sanığa tebliğ edilmesine karşın borcunu ödemeyip taahhüdünü yerine getirmeyen sanığın borç miktarına bakılmaksızın cezalandırılması yasaya uygundur.” Y. CGK. 25.09.2001 T. 2001/8-15 E. 2001/169 K.(Süphandağ Yavuz, İcra ve İflas Hukukunda Uygulamalar, Ankara 2012, s. 1167 ).

(28)

taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesi sadece para ve teminat alacağına ilişkin bir takip yolu değildir52

. Bu takip yolu ile, kiraya veren, kira bedelinin ödenmemesi veya kira süresinin bitimini sebep göstererek, “kiralanan taşınmazın ilamsız icra yolu

ile tahliyesi” vasıtasıyla kiracıdan hem kira bedelini temin edip hem de kiralananın

tahliyesini sağlar. Bu halde borcun taksitle ödenmesi prosedürünün bu takip yolunda uygulanma imkânının olup olmadığı sorusu akla gelmektedir. Kanaatimizce bu takip yolunda esaslı iki unsur bulunmaktadır. Bunlardan biri kiralananın tahliyesi, diğeri ise ödenmeyen kira bedelinin teminidir. Kiralayan tek bir takip yoluyla her iki sonuca da ulaşmayı hedefler. Borcun taksitlendirilmesi ise bunlardan sadece biri için yani ödenmeyen kira bedeli bakımından gündeme gelebilir. Takibin kesinleşmesi ve kiracı açısından kiralananın tahliyesi ve kira bedelinin ödenmesi zorunluluğunun doğmasıyla birlikte kiracı kiralananı tahliye eder ve kira bedelini ödemek zorunda kalır. Bu durumda kiracının kira bedelini ödemede güçlük çekmesi durumunda borcun taksitle ödenmesi hakkının bu borçluya da uygulanması gerekir. Takip sonucunda belirtildiği üzere borçlu kiracı kiralananı tahliye edecek, kira bedelinin ödenmesi hususunda ise İİK. m. 111’deki şartlar oluştuğu takdirde borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunma hakkında sahip olacaktır.

İlamlı icra yolunda ise takip konusunun yalnızca para alacağı olması halinde borcun taksitlendirilmesi mümkündür. İlamlı icra ile elde edilebilecek diğer alacak çeşitleri borcun taksitlendirilmesinin zorunlu unsuru olan para alacağına ilişkin olmadığı için taksitlendirilmeleri de söz konusu değildir (İİK m.24; İİK m.25; İİK m.26; İİK m.30; İİK m. 31). Ancak taşınır teslimine ilişkin yürütülen ilamlı icra kapsamında, icra takibine konu olan taşınırın haczi gerçekleştirilmek istediğinde taşınır, borçlunun yedinde bulunmazsa bu halde borç para borcuna dönüşür ve borçludan söz konusu taşınırın bedeli tahsil edilir (İİK. m. 24/IV)53. Borçlu bu borcu

ödemediği takdirde, ayrıca bir hükme ve icra emrine gerek kalmaksızın borcu karşılamaya yetecek miktarda malı haczedilir ve bu mallar satılarak alacaklının

52 Ulukapı, s. 118; Yıldırım / Deren-Yıldırım, s. 301; Kuru – El Kitabı, s. 816.

(29)

alacağı temin edilir54

. Bu durumda taşınırın bedeli para olarak istendiğinde, borçlunun taksitle ödeme taahhüdünde bulunma hakkı olmalıdır. İİK. m. 24/IV’te başka bir icra emrine gerek kalmaksızın borçlu hakkında haciz işlemi yapılacağı belirtildiğinden, söz konusu halde alacaklının kesin haciz isteme yetkisi olduğu anlaşılmaktadır. Borcun taksitlendirilmesi prosedürünün uygulanması için gerekli olan kesinleşmiş icra takibi ve takip konusunun para borcu olması gerektiği koşulları söz konusu halde sağlanmış olmaktadır. Borçlunun bu halde taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunarak veya alacaklıyla taksitle ödeme sözleşmesi yaparak borcunu taksitlendirmesinin mümkün olması gerekir.

Bir diğer takip yolu olan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte de borcun taksitlendirilmesi mümkündür55

. Borcu muaccel olan borçlu rehinli malın satılmasını engellemek için henüz alacaklı rehinli malın satılmasını talep etmeden önce icra dairesine giderek borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunabilir. Bu durumda borçlunun rehinli malının tahmini değeri, rehinle teminat altına alınmış olan borcu karşılamaya yetiyorsa ve yaptığı taahhüt İİK. m. 111/2’deki şartları da taşıyorsa alacaklının rızasına lüzum olmaksızın borçlunun yaptığı taksitle ödeme taahhüdünün hüküm ve sonuçları meydana gelecektir. Başka bir ifadeyle ilamsız ve ilamlı icrada borçlu taksitle ödeme taahhüdünde bulunarak mahcuz mallarının satılmasını önleyebildiği gibi, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte de rehinli malın satılmasını bu şekilde engelleyebilir. Borçlunun borcuna karşılık rehin göstermiş olduğu malı borcunun tamamını karşılamaya yetmiyorsa, bu takdirde borçlu borcun kalan miktarına ilişkin mallarının üzerine haciz konulmasını talep ederek yine borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunabilir. Ancak bu durumda rehinli malın satışı gerçekleşmeden aynı borca ilişkin bir de haciz yapılması “Rehin ve İpotekle Temin

Edilmiş Alacaklar” başlığı altında düzenlenen ve rehinle temin edilmiş bir alacağın

borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğini ifade eden İİK. m. 45’e bir aykırılık olup olmayacağı sorusu akla gelmektedir. Bizim de katıldığımız görüşe göre rehinli malın tahmini

54

Kuru – El Kitabi, s. 962.

(30)

değerinin söz konusu alacağın tamamını karşılamaya yetmemesi durumunda borçlunun borca yetecek kadar malının haczedilmesi İİK. m.45’e aykırılık oluşturmayacaktır. Bu durumda rehinli mal satılmadan diğer malların haczedilmesi söz konusu değildir56. Zira borçlunun taksitle ödeme taahhüdünü ihlal etmesi

halinde, rehinli malın öncelikli olarak satılması zorunluluğu devam edecek, yani ilk olarak rehinli mal satılacak, eğer bu satış neticesinde borç tam anlamıyla karşılanmazsa, bu kez mahcuz malların satılması söz konusu olacaktır. Üstelik İİK. m150/f’de yer alan düzenlemeye göre, alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre rehnin alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa, alacaklının talebi üzerine kendisine bakiye miktar için bir geçici rehin açığı belgesi verilir. Bu geçici rehin açığı belgesi ile alacaklının icra dairesi vasıtasıyla borçluya ait diğer mallarının üzerine haciz koydurması mümkündür. Bu demektir ki Kanun, rehin olarak gösterilen malın satışından elde edilecek gelirin borcu karşılayamayacağı anlaşılırsa, rehinli mal henüz satılmadan, borçlunun başka mallarının da haczine cevaz vermiştir. Dolayısıyla da rehinli mal satılmadan borçlunun diğer mallarının da haczedilmesi ve bu aşamada borçlunun taksitle ödeme taahhüdünde bulunması, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmadan haciz yoluyla takip yapılamayacağını düzenleyen İİK. m. 45 hükmüne aykırılık teşkil etmeyecektir.

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte taksitle ödeme taahhüdünün yanında taksitle ödeme sözleşmesinin yapılması da mümkündür57

. Alacaklı ve borçlunun anlaşarak rehinle teminat altına alınmış olan borcu taksitlendirmeleri mümkündür. Ancak bu noktada belirtmek gerekir ki taksit sözleşmesinin alacaklının satış talebinden sonra da yapılması mümkün olmalıdır. Alacaklı rehinli malın satışı için talepte bulunmuş ancak henüz satış gerçekleşmeden önce borçlu ile taksit sözleşmesi yapmışsa, bu tasarrufu satış talebinden vazgeçtiği anlamında gelir.

Borçlu ile alacaklının taksit sözleşmesi yapmaları veya borçlunun tek taraflı taahhüt vermesi halinde, borçlu taksitlere riayet ettiği müddetçe taşınır ve taşınmaz rehinlerine ilişkin satış isteme süreleri askıda kalır. Başka bir deyişle taşınır rehninde

56

Aşık - İcra, s. 107.

(31)

satış isteme süresi olan 6 aylık süre, taşınmaz rehninde 1 yıllık satış isteme süresi taksitlendirme süresi boyunca işlemez58

. Borçlu taksit sözleşmesinde belirtilen taksitlerden birini ödemezse veya taksitle ödeme taahhüdünün şartlarını ihlal ederse alacaklı hem rehinli hem de hacizli malların satışını isteyebilir (İİK. m. 111/IV).

Son olarak özel bir kanun olan 4308 sayılı “Seferberlikte veya Fevkalade

Hallerde Askeri Şahıslara Ait Hukuk Davalariyle İcra Takiplerinde Yapılacak Muameleler Hakkında Kanun59” borcun taksitle ödenmesi konusunda özel bir hüküm

getirmiştir. Bu kanunun 3. maddesine göre seferberlikte veya olağanüstü hallerde askerî hizmette bulunan asker kişiler hakkında yürütülen icra takibinde, icra mahkemesinin kararıyla 1 seneyi geçmemek üzere borcun taksitle ödenmesine karar verilebilir. İcra mahkemesi tarafından böyle bir kararın verilebilmesi için borçlunun askerî hizmet sebebiyle işinden ayrılması ve bu sebeple mali durumunun bozulması gerekir. Buna ek olarak borçlunun taksitlendirme için icra mahkemesinden talepte bulunması şarttır. Bu şartların varlığı halinde icra mahkemesi İİK. m.111 hükümleri dahilinde asker kişinin borcunun taksitlendirilmesine karar verir. Ancak maddenin devamında yer alan düzenlemeye göre bu hükmün nafaka borçlarında uygulanması mümkün değildir.

E. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ İÇİN GEREKLİ UNSURLAR I. Geçerli Bir İcra Takibinin Olması

Borçlu ile alacaklı arasında borcun taksitle ödeneceğine ilişkin anlaşma; borcun doğumu sırasında, borç doğduktan sonra ancak alacaklı icra takibine girişmeden önce, borca ilişkin icra takibi sırasında, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, hacizden sonra ve nihayet satış talebinden sonra ancak cebri artırmadan önce mümkündür60

. Ancak icra hukuku anlamında sonuç doğuran ve ihlali halinde müeyyideye tâbi olan borcun taksitlendirilmesi, ancak geçerli bir icra takibinin

58 Postacıoğlu, İlhan, İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1982, (Postacıoğlu – Esas), s. 566. 59

RG. 05.12.1942, S. 5275.

(32)

kesinleşmesi neticesinde yapılan taksitlendirmedir61. Dolayısıyla borcun taksitle

ödenmesi prosedürünün icra hukuku anlamında sonuçlarının olması, yani İİK. m. 340 gereğince taksitlendirme şartlarının ihlali halinde borçlu hakkında cezai müeyyide uygulanabilmesi için borcun geçerli bir icra takibi neticesinde taksitlendirilmesi gerekmektedir62.

Geçerli bir icra takibinden maksat alacaklı tarafından yetkili icra dairesine63

geçerli bir takip talebinde bulunulması ve bunu müteakiben borçluya usulüne uygun olarak ödeme emri/icra emri gönderilmesidir64. Geçerli olarak yapılmayan, gerekli kayıtların şerh düşülmediği bir takip talebiyle yapılan veya süresinde65

ve usulüne

61 Uzel, s. 701-702.

62

Muşul – İcra İflas, s. 631; Coşkun, s. 216.

63 İcra dairesinin yetkisini belirleyen İİK m.50, para veya teminat borcu için takip hususunda

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağını, bunun yanında takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de yetkili olacağını düzenlemiştir. HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine (HMK m. 6-19) bakıldığında, para ve teminat borcu için yapılacak ilamsız takiplerde genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. Bir icra takibinde borçlu sayısı birden fazla ise (Borçlu tarafında birden fazla takip arkadaşı varsa) icra takibi borçlulardan birinin yerleşim yerindeki icra dairesinde yapılabilir (HMK m. 7/I); Sözleşmeden doğan para borçları bakımından ise sözleşmenin ifa edileceği yerdeki icra dairesi de yetkilidir (HMK m.10). Bu durumda sözleşmenin ifa edileceği yer ilk olarak tarafların açık veya zımnî beyanlarına göre belirlenir, bu şekilde sözleşmeye bakarak belirlemenin mümkün olmadığı hallerde ise kanuni ifa yerine yani Borçlar Kanunu m.78’e bakmak gerekir (Kuru – El Kitabı, s. 178; Arslan / Yılmaz / Ayvaz / Hanağası, s. 125-126; Yıldırım / Deren- Yıldırım, s. 48). Buna göre icra takibinin konusu sözleşmeden doğan bir para borcu ise ve sözleşmede de aksine bir şart yoksa, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Buradan çıkan sonuca göre bu para borcunun ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olup, alacaklı kendi yerleşim yerinde icra takibi yapma hakkına sahiptir (Kuru – El Kitabı, s. 178; Arslan / Yılmaz / Ayvaz / Hanağası, s. 125-126; Yıldırım / Deren- Yıldırım, s. 48); Buna ek olarak sözleşmeden doğan para borçları bakımından sözleşmenin yapıldığı yerdeki icra dairesinde de ilamsız icra takibi yapılabilir (HMK m.50/1). İlamlı icrada, icra takibini başlatmak için Türkiye’nin herhangi bir icra dairesine başvurmak mümkündür, çünkü ilamlı icra bakımından Türkiye’deki bütün icra daireleri yetkili kılınmıştır (İİK m.34).

64

“Duruşma gününü bildirir ilk davetiyenin sanığın bilinen adresinde olmadığı nedeniyle tebliğ edilemediği, bu durumda Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı gözetilemeden aynı adrese sonradan yapılan usulsüz tebligatın yeterli ve geçerli kabulü ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi bozulmasına, 11.04.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi” Y. 8. CD. 11.04.1996, 1996 / 4290, 1996 / 5412 (Ünver Naci, İcra ve İflas Kanunu’nda Suç Sayılan Eylemler, Ankara 1997, s. 253).

65

“İİK’nın 78/4. maddesi hükmü karşısında; ödeme emri tebliğinden itibaren taahhüt tarihine kadar bir yıldan fazla bir sürenin geçtiği ve icra takibinin düşmesi gerektiği gözetilmeden, hukuken geçerli olmayan takibe dayanılarak, sanığın yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan

(33)

uygun olarak tebliğ edilmemiş olan bir ödeme emri yada icra emri olmaksızın gerçekleştirilen bir taksitlendirmede borcun taksitle ödenme şartlarının ihlali halinde ortaya çıkması gereken sonuçların doğması beklenemez66

. Bu durum sadece ilamsız ve ilamlı icra takip yolları için değil, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra yoluyla takip bakımından da geçerlidir. Bu takip yollarında da geçerli bir icra takibi yapılmalı ki, borçlu taksitlendirme taahhüdünü ihlal ettiği takdirde İİK. m. 340 anlamında suç teşkil etsin67

. Buna ek olarak icra takibinde bulunan kişi eğer yabacıysa, takibin geçerlilik arz etmesi için

hükmün bu sebepten dolayı bozulmasına, 27.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi” Y. 8. CD. 27.11.1996, 1996 / 14371, 1996 / 15089 (Ünver, s. 252).

66

Coşkun, s. 216; “1983/2174 sayılı takip dosyasında borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğ edilmeden iade edilmiştir. Borçlu vekilinin esas itibariyle, daha önce uygulanan ihtiyati haciz kararına ve işlemine yönelik itirazını muhtevi 24.8.1983 tarihli dilekçesinde, borcun esası ile de ilgili olarak beyanda bulunması, esas takip dosyasında ödeme emrinin tebliğinden sonra doğacak itiraz hakkını bertaraf eder nitelikte değildir. Borçlu Halit Salman’a ödeme emri tebliğ edilmediğine göre, takibe herhangi bir nedenle ıttıla kesbetmesi sonuca etkili sayılamaz. Borçluya ödeme emri tebliğ edilmedikçe o takibin kesinleştiğinden bahsedilemez ve takibin müteakip işlemlerine geçilemez. Merciin aksine görüşünde isabet yoktur” Y. 12.HD. 09.04.1986, 1985 / 10038, 1985 / 4127 ( Uyar, Talih, İcra Hukukunda Haciz, B.2, Manisa 1983, s. 187) ( Uyar – Haciz, s. 187); “Dosya kapsamına göre, Konya 3. İcra Müdürlüğünün 2012/4977 sayılı dosyasında ödeme taahhüdü kabul muhtırasının sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre mernis adresine tebliğ edilmiş ise de, tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, " (1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenlemeye nazaran, öncelikle sanığın 05/12/2012 tarihli haciz tutanağında bildirdiği ve dosya kapsamında bilinen en son adresine taahhüdü kabul muhtırasının tebliğ yapılması gerektiği cihetle tebliğin usulsüz olduğu, hukuken geçerli tarafları bağlayan ödeme anlaşmasının bulunmadığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek itirazın reddine …oybirliğiyle karar verildi.” Y. 11. CD. 6.3.2014 2014 / 6925 E. 2014 / 4090 K. (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

67

“…2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 150. maddesi uyarınca, "alacaklı taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emirinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer", hükmü uyarınca, Bucak İcra Dairesinin 06/05/2014 tarihli ve 2010/2361 esas sayılı karar tensip tutanağı ile takibin düşürülmesine karar verildiği gibi, taahhüt tarihinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 150. maddesine göre geçerli bir icra takibinin bulunmadığının gözetilmemesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle…kabahatli hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsi cezasının kaldırılmasına, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” Y. 19. CD. 12.11.2015 2015 / 8514 E. 2015 / 7113 K. (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğer borç, vadesiz(derhal ödenmesi gereken) ise ve belli sayıda eşit taksitlerle ödenecekse, bu durum kapital oluşturma işleminden biraz farklı olacaktır.. Burada,

Yaz ve kış çekirge mücadeleleri hakkında incelemelerde bulunarak ilkbaharda yapılacak mücadele için alınması gereken önlemleri belirlemek, Ocak ayında

folliculorum akarları görülebilmekle birlikte etkenin varlığı özellikle çeşitli klinik bulguları olan hastaların yönetiminde göz önünde

BORCUN İÇ ÜSTLENİLMESİ: Alacaklı dahil olmaksızın borçlu ile üçüncü kişi arasında, borçlunun borcunu ödeyerek onu borçtan kurtarma konusunda sözleşme

TAKAS: Bir borcun bir karşı alacağın feda edilmesi suretiyle sona erdirilmesidir..

 Borçlunun alacaklının ihtarına rağmen ve borcun muaccel olması rağmen yerine getirilmemesi durumunda borçlunun temerrüdü söz konusudur.. Para borçlarında paranın

Politika (http://www.radikal.com.tr/politika/) (http://www.radikal.com.tr/politika/hollanda_disisleri_bakanini_sok_eden_gozalti- 1266535) Sinema

Davud Pa~a'n~n, daha vali olmadan önce de zaman~n~n edibleriyle ili~kileri son derece kuvvetliydi. O, zamamndaki me~hur alimlerden ders okumay~, onlar~n meclisinde bulunmay~~