• Sonuç bulunamadı

Kesinleşmiş Bir İcra Takibinin Olması

E. BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ İÇİN GEREKLİ UNSURLAR

II. Kesinleşmiş Bir İcra Takibinin Olması

Borcun taksitle ödenmesi taahhüdünü düzenleyen İİK. m. 111, borcun taksitle ödenmesi için borçlu ve alacaklının yapabilecekleri taksit sözleşmesini düzenleyen

68 “HUMK’un 97 ve MÖHUK’un 32. maddelerinde açıklandığı üzere, icra takibinde bulunan

yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin (icra dairesinin) belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar. Anılan husus, takibin yapılmasının ön koşulu olup, kamu düzenini ilgilendirdiğinden re’sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece anılan konuda gerekli araştırma yapılarak, alacaklının mensubu bulunduğu Hindistan Devleti ile ülkemiz arasında mütekabiliyet konusunda anlaşma olup olmadığı belirlenmeli, böyle bir anlaşma yok ise alacaklıya süre verilerek icra müdürlüğünce belirlenecek teminatın yatırılmasının sağlanarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir” Y. 12. HD. 03.10.2000 2000 / 15406 E. 2000 / 14168 K. (Çiçek, Hikmet, İcra Hukuku, Ankara 2012, s. 46); HMK. m. 85 uyarınca teminat gösterilmesine gerek olmayan haller şunlardır; a) Davacının adli yardımdan yararlanması.b) Davacının, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağının bulunması.c) Davanın, sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılmış olması ç) İlama bağlı alacak için ilamlı icra takibi yapılmış olması.

69 “Takip çeklere dayalı olarak keşidecisi Bostancı Atatürk İlköğretim Okulu anasınıfı hakkında

başlatılmıştır. Borçlu şikayetinde kendilerinin hükmi şahsiyetlerinin olmadığını, bu sebeple takip yapılamayacağını ileri sürmüştür. Mahkemece, takipte borçlu olarak gösterilen Bostancı Atatürk İlköğretim Okulu anasınıfının hükmi şahsiyeti bulunmadığından ve bu sebeple hakkında takip yapılamayacağından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar vermek gerekirken aksine düşünce ile şikayetin reddi isabetsizdir” Y. 12. HD. 29.06.2006 2006 / 10970 E. 2006 / 14197 K. (Çiçek, s. 46-47).

70 “Dava şartlarından biri de taraf ehliyetidir. Hukuk davalarında olduğu gibi icra takibinin

taraflarının (alacaklı-borçlu) da, taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla birlikte medenî haklardan istifade ehliyeti ölüm ile son bulduğundan (MK m.27/1) ölmüş bir kişinin taraf ehliyeti yoktur. 04.05.1978 gün ve 4-5 sayılı İ.B.K’da belirtildiği üzere, ölü kişi aleyhine dava açılamaz. Somut olayımızda, davalı Müslim’in dava tarihinden önce …tarihinde öldüğü ekli nüfus kayıt tablosundan anlaşılmaktadır. Ölü kişi aleyhine açıldığı anlaşılan davanın bu nedenle reddi gerekirken yargılamaya devam edilerek sonuçlandırılması doğru görülmemiştir “ Y. 12. HD. 24.11.2008 2008/17412 E. 2008/20758 K. (Çiçek, s. 49).

71 Coşkun, s.216; “Ödeme emri tebliğinden önce, ihtiyati haciz aşamasında yapılan ödeme

taahhüdünün hukuken geçerli bulunmadığı gözetilmeyerek yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi bozulmasına 07.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi” Y. 8. CD. 07.11.1996, 1996 / 12532, 1996 / 13954 (Ünver, s. 281).

İİK. m. 78/2 ve taksitle ödeme sözleşmesi ile taksitlendirme taahhüdünün ihlalini düzenleyen İİK. m. 340 icra takibine konu olan borcun, icra takibinin kesinleşmesinin ardından taksitlendirilmesini içerir72

. Başka bir deyişle taksitlendirme ister hacizden sonra ister hacizden önce yapılmış olsun, öncesinde mutlaka alacaklı tarafından bir icra takibi yapılmalı ve bu kesinleşmiş olmalı yani alacaklı haciz isteme yetkisini kazanmış olmalıdır73

.

İcra takibinde borcun taksitlendirilmesi imkânına ilamsız icra, paraya ilişkin ilamlı icra ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte başvurulabilir. Dolayısıyla konumuz açısından önem arz eden bu takip yollarının nasıl kesinleşeceğidir.

1. İlamsız İcrada Takibin Kesinleşmesi

Para ve teminat alacaklarına ilişkin olarak başvurulabilen ilamsız icra yolundaki genel haciz yoluyla takip, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip ve kiralanan taşınmazların tahliyesine ilişkin takip yollarında ana hatlarıyla icra takibinin kesinleşmesi aynıdır. Buna göre, ilamsız icrada takibin kesinleşmesi; icra dairesi tarafından borçluya gönderilen ödeme emrine itiraz süresinin geçmesi veya itiraz edilmiş ise, İİK. m. 68’e göre itirazın icra mahkemesinde kesin olarak kaldırılması ya da İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre itirazın iptali davasıyla hükümden düşürülmesiyle icra takibi kesinleşmiş ve İcra ve İflas Kanunu’nun 78. maddesinin 1. fıkrasına göre alacaklıya haciz isteme yetkisi gelmiş olur74.

72

Uzel, s. 701 – 702.

73 “Sanığın, ödeme taahhüdünde bulunduğu borca ilişkin icra takibinin Gelibolu İcra Tetkik

merciinin 22.06.1994 gün ve 1993/83 esas 1994/33 karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve ilamın 29.12.1994 tarihinde kesinleştiği anlaşılmasına göre, unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi bozulmasına, 08.04.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi” Y. 8. CD. 08.04.1996, 1996 / 3293, 1996 / 5133 (Ünver, s. 253).

74 Uzel, s. 702; “Dosya kapsamına göre, sanık hakkında İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün

2013/3009 sayılı dosyası üzerinden yürütülen ilamsız takipte, ödeme emrinin borçluya 27/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, takip kesinleşmeden 27/03/2013 tarihinde alacaklı vekili ve borçlunun icra memuruna müracaat ederek huzurunda borçlunun taahhütte bulunduğu, ancak taahhütte borçlunun kendisine tanınan sürelerden feragat ederek takibin kesinleşmesini beklemeyeceğinden söz edilmediği anlaşılmakla, takip kesinleşmeden yapılan taahhüdün geçerli

Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine alacaklının duran takibe devam edebilmesi için başvurabileceği yollardan biri, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren genel mahkemede itirazın iptali davası açmaktır75

. Bu dava hukukî niteliği itibariyle bir eda davasıdır76. Alacaklı itirazın iptali davası ile ilk olarak alacağın

tespitini, sonra da borçlunun bu alacağı ödemeye mahkûm edilmesini talep eder. Bu davanın alacaklının lehine sonuçlanması halinde hem alacak tespit edilmiş olur hem de borçlunun ödeme emrine karşı yaptığı itiraz iptal edilmiş olur77

. Böylece alacalı itiraz üzerine durmuş olan takibe devam edilmesini icra dairesinden talep edebilir78

. İİK. m. 68’e göre; borçlunun imza inkarı haricindeki sebeplere istinaden ödeme emrine itiraz etmesi halinde alacaklı icra mahkemesinden bu itirazın kesin kaldırılması yoluyla hükümden düşürülmesini isteyebilir. Ancak alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilmesi için elinde kanunun aradığı belgelerin olması gerekmektedir. Bu belgeler şunlardır: imzası ikrar edilmiş adi senet, imzası noter tarafından onanmış senet, resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne uygun verdikleri belgeler, kredi kurumları ile ilgili belgeler (İİK. m. 68/I). Elinde bu belgelerden biri olan alacaklı itirazın kaldırılmasını ve icra

olamayacağı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle… sanık hakkında hükmolunan tazyik hapsi cezasının çektirilmemesine … oybirliğiyle karar verildi.” Y. 11. CD. 11.9.2014 2014 / 15674 E. 2014 / 14666 K. (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

75 Kuru, Baki, Ödeme Emrine İtirazın İptali Davası ve İcra İnkar Tazminatı, Adalet Dergisi S. 7-8,

1961, (Kuru – Ödeme Emri), s. 678; Kuru – El Kitabı, s. 248.

76 Kuru – Ödeme Emri, s. 678; Kuru – El Kitabı, s. 248; Aksi Görüş: “İtirazın iptali davasında

yapılan yargılama sonunda, takip tarihindeki duruma göre karar verilir. İtirazın iptali davası genel hükümlere göre açılan tahsil davasından farklı olduğundan sadece itirazın iptali ile yetinmek gerekir. İtirazın iptali davası sonunda, hem itirazın iptaline hem de tahsiline karar verilemez. İtirazın iptali davası, koşulları m.67’de düzenlenmiş bir takip hukuku müessesesi olup, borçlunun ödeme emrine vaki itirazı ile duran takibe - itirazın hükümden düşürülerek – devam edilebilmesi maksadı ile açılır” (Muşul – İcra İflas, s. 304-305); “ …aynı davada hem takibe yapılan itirazın iptali hem de alacağın tahsilinin birlikte istenemeyeceği ancak, İİK m.58/2-3 şartlarını taşımadığı için geçerli bir icra takibi mevcut olmadığından mahkemece itirazın iptali davası reddedilmiş ise, davacının dava dilekçesinde takip konusu alacağın tahsilini de istediği dikkate alınarak bu talep hakkında yapılacak yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi…” Y. 3. HD. 17.1.2002, 2001/10773 E., 2002/415 K. (Muşul – İcra İflas, s. 304).

77

Kuru – Ödeme Emri, s. 678.

takibinin kesinleşmesini sağlayabilir. Eğer alacaklı alacağını adi bir senede dayandırmış ve borçlu ödeme emri kendisine geldikten sonra bu senetteki imzaya itiraz etmiş ise icra takibinin kesinleşmesini sağlamak için alacaklının yapması gereken, altı ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak itirazın geçici kaldırılmasını talep etmektir. İcra mahkemesi yargılama sonucunda imzaya itirazın geçici kaldırılmasına karar verirse, itirazla birlikte durmuş olan takibe alacaklı sınırlı olarak devam edebilir. Bu halde alacaklı İİK.’nın 69. maddesi uyarınca borçlunun malları üzerine geçici haciz konulmasını isteyebilir. İmzaya itirazı geçici olarak kaldırılan borçlu, bu kararın kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açmaz veya davayı açar ancak talebi reddedilirse itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırılmaya, geçici haciz kesin hacze dönüşür (İİK. m. 69)79

. Kesin haciz isteme yetkisinin gelmesinin ardından alacaklı ile borçlu aralarında taksitle ödeme sözleşmesi yapabilecekleri gibi, haciz yapılmışsa borçlu da borcun taksitle ödenmesi için talepte bulunabilir.

2. İlamlı İcrada Takibin Kesinleşmesi

Para alacağına ilişkin ilamlı icra yoluyla takipte, icra dairesi tarafından kendisine icra emri gönderilen borçlu, kendisine icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde borcun zamanaşımına uğradığı, ödendiği veya süre verildiğine dair icra mahkemesine başvuruda bulunarak icranın geri bırakılmasını sağlayabilir (İİK. m.71)80. Eğer borçlu icranın geri bırakılması amacıyla icra mahkemesine başvurmazsa veya buna rağmen mahkemece talebi reddedilirse ve bu ret kararına karşı borçlu süresi içinde istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmaz yada başvurulan kanun yolundan ret cevabı alırsa ilamlı icra yoluyla yapılan takip kesinleşmiş olur81. İcra emrinin bu şekilde kesinleşmesinden sonraki evrede ise

borçlu mallarının üzerine haciz konulmasını veya haciz konulmuşsa satışı engellemek için borcun taksitlendirilmesini talep edebilir.

79 Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 124-125; Kuru – El Kitabı, s. 327;

Uzel, s. 702.

80

Kuru – El Kitabı, s. 953.

3. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takibin Kesinleşmesi

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip bakımından da takibin kesinleşmesi için ilk adım icra dairesi tarafından ilamsız takipte ödeme emri, ilamlı takipte ise icra emri gönderilmesidir. Bunun üzerine borçlu borcunu ödemez, takibe süresinde itiraz etmez veya itiraz eder ancak bu itiraz alacaklı tarafından hükümden düşürülürse rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip kesinleşir ve bundan sonra paraya çevirme aşamasına geçilir82

.

Benzer Belgeler