• Sonuç bulunamadı

Ödeme Taahhüdünün İİK m 111/2’deki Şartlara Uygun Olması

F. MADDÎ HUKUK BAKIMINDAN BORCUN TAKSİTLE ÖDENMESİ

III. Taksitle Ödeme Taahhüdünde Bulunma Şartları

4) Ödeme Taahhüdünün İİK m 111/2’deki Şartlara Uygun Olması

İİK. m.111/2, borcun taksitle ödenmesi taahhüdünün geçerlilik arz edebilmesini belirli koşullara bağlanmıştır. Maddede geçen her bir koşul zorunlu unsur olup, herhangi birinin var olmaması halinde taahhütten beklenen hüküm ve sonuçların doğması mümkün değildir.

Bu şartlar; taksitle ödemede her bir taksidin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması, ilk taksidin derhal verilmesi, diğer taksitlerin muntazaman aydan aya verilmesi ve nihayet taksitlendirme müddetinin 3 aydan fazla olmamasıdır (İİK. m.111/2)157. Borçlu tarafından yapılan taahhüdün, sayılan tüm bu şartları aynı anda

152 Uyar - Şerh-6, s. 9271; Kuru- El Kitabı, s. 615.

153 Pekcanıtez / Atalay / Sungurtekin – Özkan / Özekes, s. 197; Uzel, s. 719; Çiftçi, Pınar, İcra

Hukukunda Menfaat Dengesi, Ankara 2010, s. 279-280; Yıldırım / Deren – Yıldırım, s. 161.

154 Çiftçi, s. 279. 155 Çiftçi, s. 279- 280. 156 Çiftçi, s. 280. 157 Arar, s. 248.

taşıması gerekmektedir. Söz konusu unsurlardan herhangi birini ihlal ettiği takdirde geçerlilik arz etmesi mümkün değildir.

İlk olarak taksitle ödeme taahhüdünün ve ödenecek taksitlerin miktarının belirlenmesi borcun tamamı dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Başka bir ifadeyle borçlunun, söz konusu alacağın yalnızca bir kısmını içine alan taksitle ödeme taahhüdü yapması halinde bu müesseseden faydalanması olanaksızdır158

.

Alacaklının icra takibine başlamasının ardından ancak takip henüz kesinleşmeden önce, borçlu borcunun bir kısmını öder ancak takip ilk baştaki borç miktarı üzerinden kesinleşirse, borçlu kesinleşen miktar üzerinden değil, kalan borç üzerinden taksitle ödeme taahhüdünde bulunmalıdır159

. Bir diğer deyişle borçlu icra takibi sırasında borcun bir kısmını ödemişse, taahhüt borcun ödenmeyen kısmını kapsamalıdır160. Ancak alacaklı ve borçlu arasında bakiye borcun miktarı konusunda

ihtilâf varsa, bu halde taahhüdün kapsaması gereken borç miktarı, icra takibine konu olan kadardır161.

Taahhüdün geçerli olabilmesi için borçlunun taksitleri para cinsinden ödemeyi taahhüt etmesi gerekir. Taksitleri para dışındaki emtia veya senet cinsinden ödemeyi teklif etmesi halinde taahhüt geçerli olmaz. Borçlunun borcun bir kısmını nakit bir kısmını ise senetlerle ödemeyi taahhüt etmesi ise şarta bağlı bir taahhüt sayılır. Zira senetlerin tahsili, ödemenin yapılması şartına bağlıdır. Bu kapsamda ileri tarihli veya görüldüğünde ödenecek çekle ödeme yapılmasına ilişkin taahhüdün de şarta bağlı bir taahhüt olmasından bahisle geçerli olmayacağını söylemek gerekir.

Bir diğer husus da borçlunun taksitle ödeme taahhüdünü kayıtsız şartsız olarak sunması gerekir. Şarta bağlı taksitle ödeme taahhüdü hem geçerli olamayacak hem

158

Muşul – İcra İflas, s. 623.

159 Muşul – İcra İflas, s. 633; Uzel, s. 719. 160

Muşul – İcra İflas, s. 633.

de taahhüdün ihlali halinde İİK. m. 340’da düzenlenen taahhüdü ihlal suçu oluşmayacaktır162

.

Madde metninde ilk taksitin derhal verilmek suretiyle taksitlendirmenin en fazla üç aylık bir sürece yayılabileceği ve her bir taksitin en az borcun dörtte biri oranında olması gerektiğinden bahsedilmiştir. Buradan anlaşılmaktadır ki taksitlerin miktarları artırılarak 3 aydan daha kısa bir sürede ödenmesi veya ilk taksit verildikten sonra kalan borcun 3 eşit parçaya bölünerek aydan aya ödenmesi de mümkündür. Ancak doktrindeki bir görüşe göre borcun 3 ay içerisinde eşit taksitlerle verilmesi gerektiği ifade edilmiştir163

. Kanaatimizce madde metninden taksitlerin eşit miktarda olması gerektiği sonucu çıkmamaktadır. Zira kanunda sadece her bir taksitin borcun en az dörtte biri oranında olması gerektiği söylenmiş, miktarın üst sınırına ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Borçlunun daha iyi şartlara sahip bir teklif yapması yani borcun dörtte birinden daha yüksek miktarda ödeme yapmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Zira bu madde aslında taksitlerin sayısını ve miktarını belirlerken borçluya alt sınır koyma amacı gütmüştür. Başka bir deyişle borçlunun taksitlendirme süresini uzatabileceği en uzun süreyi ve ödeyeceği en az miktarı belirlemiştir. Dolayısıyla borçlu bu sınırların dışına çıkamamakla birlikte alacaklının lehine olabilecek bir ödeme çizelgesi de sunma hakkına sahip olmalıdır. Konuyu bir başka açıdan daha ele alacak olursak; alacaklının menfaatine uygun düştüğü ölçüde taksit miktarlarına ilişkin kanunda çok katı bir sistem belirlenmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; borçlu taahhüdü yaptığı anda borcun en az dörtte biri oranında olan ilk taksiti ödedikten sonra iki taksiti borcun dörtte birinden daha fazla bir miktarda ödeyebilir. Bu durumda son taksit mecburen borcun dörtte birinden daha düşük bir miktar olacaktır. Bu durumda maddede belirtilen her taksitin borcun en az dörtte biri oranında olması koşuluna aykırılıktan dolayı taahhüdün ihlal edildiği sonucuna varmak hakkaniyete uygun olmayacaktır. Örneğin borcun tamamı 2000 lira ise ve borçlu bunun 500 lirasını derhal verdikten sonra, ikinci ve üçüncü taksidi 600 lira

162 Muşul – İcra İflas, s. 624.

163 Taksitle ödeme taahhüdünde, mevcut borcun dörtte birinin taahhüt anında derhal verilmesi,

geriye kalan dörtte üçünün her ay eşit taksitler halinde 3 ayda ödenmesinin taahhüt edilmiş olması gerekmektedir (Muşul – İcra İflas, s. 624).

olarak verirse, son taksidi 300 lira olarak verecek demektir. Bu noktada 300 lira borcun tamamının dörtte birinden az olduğundan taahhüdü ihlal suçu oluşur demek alacaklı lehine bir yorum olmayacaktır. Zira borçlunun 1500 liralık kısmı 500’erden üç ayda ödemek yerine ilk iki taksidi 600 lira son taksidi 300 lira olarak vermesi alacaklının menfaatine daha uygun düşen bir ödeme cetveli olacaktır. Netice itibariyle kanunda belirtilen sınırlar dahilinde alacaklının daha çok lehine sonuçlanabilecek bir ödeme ihtimalinin varlığı halinde buna engel olunmamalıdır.

Taksitle ödeme taahhüdünün yalnızca hacizden sonra yapılabileceği belirtilmişti. Ancak haciz yapılmadan önce borçlu İİK. m.111’deki şartlara uygun olarak borcunu taksitle ödeme teklifinde bulunmuş ve ilk taksiti de yatırmışsa ve bunun ardından alacaklının talebi üzerine hacze gidilmiş ve haciz sırasında veya haciz borçlunun yokluğunda yapılmışsa 103 davetiyesinin164

kendisine gönderilmesinden sonra ancak alacaklının satış talebinden evvel, borcunu kanuni taksitlerle ödeyeceğini belirtir ve yatırmış olduğu taksitin ilk taksit olarak kabul edilmesini isterse bu durumda İİK. m.111’in hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı tartışılmıştır. Bu durumda borçlunun İİK. m. 111’den yararlanabilmesi için, hacizden önce yatırılan taksitin borcun en az dörtte birine ve ilk taksit olarak kabulü istenen taksitin haciz yapılmadan en az bir ay önce yatırılmış olup olmadığına bakılması gerektiği ifade edilmiştir. Bizim de katıldığımız bu görüşe göre, borçlunun ilk yatırmış olduğu taksit borcun tamamının dörtte birinden az bir miktarda ise veya ilk taksit olarak yatırılan paranın yatırılmasının üzerinden bir aydan fazla zaman geçtikten sonra haciz yapılmışsa borçlunun taksitle ödeme taahhüdünün reddedilmesi, eğer bunun aksi söz konusuysa taahhüdün kabul edilmesi gerekir165. Bunun yanında ilk taksit olarak yatırılan paranın borcun tamamının dörtte birinden az olmasına rağmen alacaklı henüz satış talebinde bulunmadan borçlu eksik

164 Haczin yapılması esnasında hazır bulunmayan ve namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre

tebligatı kabule yetkili kimse bulunmayan alacaklı ve borçluya 3 gün içinde haciz tutanağının incelenmesi ve itirazı varsa bildirmesi için icra dairesi tarafından davet kağıdı gönderilir ve bu davet kağıdı uygulamada 103 davetiyesi olarak adlandırılır (Ulukapı, s. 72-73).

kısmı tamamlar yani borcun en az dörtte birini teşkil edecek miktarı ödemiş olursa bu halde de borçlunun teklifi kabul edilip icra takibi durdurulmalıdır166.

5) Sözlü Olarak Yapılan Taksitle Ödeme Taahhüdünde İcra Müdürünce

Benzer Belgeler