• Sonuç bulunamadı

Türklerin, tarih boyunca birçok devlet veya milletle münasebette bulunduğu aşikârdır. Bu münasebetler bazen sıcak çatışmalar şeklinde olurken, bazen de dostluk münasebeti şeklinde gelişmiştir. Türklerin, tarihi seyir içinde, diğer devlet veya milletlerle dostluk ilişkisini, en çok onlarla akrabalık kurarak yani evlilik münasebetleri gerçekleştirerek yaptıkları görülmektedir. Gerçekten de tarihin ilk devirlerinden itibaren bu şekildeki evliliklere gerek Türk tarihinde gerekse dünya tarihinde sık sık rastlayabilmekteyiz. Bu evliliklerin yapılmasındaki en önemli amaçlardan biri şüphesiz devletlerarası işbirliği sağlanarak siyasi ittifak kurma gayretidir. Türk devlet geleneğinde bu şekilde evlilikler yapılarak birçok kez siyasi ittifakların kurulduğunu biliyoruz. İşte bunlara bir örnek de Türkler ile Gürcüler arasında yapılan evlilik münasebetleridir.

Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 senesindeki Kafkasya Seferi sırasında Gürcü Kralı Bagrat’ın yeğeni Ahalkalak297 Kralı Gurige’nin kızı ile evlenmeye talip

295 Bu minberin üzerine onikigen bir yıldız içine ismini yazdıran Tiflisli Ahmet abanoz ağacından

yaptığı eserini 12 yılda tamamladığını söylemektedir. 800 yıldır ayakta duran bu eserin başka bir yerde örneği bulunmamaktadır.

296 Çeşmenin biri batıda biri kuzeyde olmak üzere iki kitabesi bulunmaktadır. Kuzey cephesindeki

nesih yazıyla yazılan kitabenin mealen anlamı şu şekildedir: Fakir Kul Tiflisli Hasan oğlu Osman’ın oğlu İbrahim Yüce Tanrının yardımı ve tam yerinde düşen tevkifatiyle 688 yılı Cemaziyelahir ayında bu çeşmeyi yaptırdı. Bu eser, 1841 yılında Boyabatlı Durmuş Molal tarafından onarılmıştır. Bk. Bekir Başoğlu, Sinop İli Tarihi, Ankara 1978, s. 101.

297İranlıların Sapid-sahr ve Türklerin Ak-şehir olarak adlandırdığı şehrin Gürcücedeki tercümesi. Bk.

olmuştur.298 Görüldüğü üzere eski bir devlet geleneği olan komşu devletlerle akrabalık kurma geleneği, Sultan Alparslan tarafından da uygulanmıştır. Sultan Alparslan’ın haremine giren bu kız daha sonra veziri Nizamülmülk ile evlenmiştir.299

1) Kraliçe Thamara ile Muzafferiddin Arasında Gerçekleşen Evlilik

Gürcü hükümdarları içinde ayrı bir yere sahip olan ve güzelliğiyle bilinen Kraliçe Thamara da II. Kılıç Arslan’ın şehzadeleri arasında kendisine eş seçmek için Anadolu’ya ressamlar gönderip resimlerini yaptırmıştır. Bunların içinden Tokat meliki Süleymanşah’ı beğenen Gürcü Kraliçesi sultana elçi ve mektup göndermiş, fakat Rükneddin Süleymanşah tarafından bu teklif reddedilmiştir. Hatta Kraliçe Thamara’ya haddini bildirmek için Rükneddin Süleymanşah, Gürcistan üzerine sefere çıkmıştır.300(1202)

Kraliçe Thamara, Sultan Süleymanşah ile gerçekleşmeyen bu evliliğin yerine, yine bir Türk hükümdarı olan Erzurum hükümdarı İzzeddin Saltuk’un torunu Muzafferiddin (Mutafradin) ile yapmıştır. Gürcü vekayinamesinde bununla ilgili olarak, Muzafferiddin’in babasının din değiştirme endişesine rağmen, Gürcü Kraliçesi ile evlenmek pahasına dinini değiştirerek, Hıristiyanlığı benimsediği belirtilmektedir. Yine aynı kaynakta Muzafferiddin’in Kraliçe Thamara’nın aşk ve güzellik şöhretine dayanamayarak asker, köle ve hizmetçilerden mürekkep mühim bir maiyeti, inci, mücevherler, kıymetli kumaşlar, vazolar, parslar ve daha başka hediyelerle Kraliçe’nin huzuruna çıktığını, onun için yaz-kış çeşitli ziyafetler ve eğlenceler düzenlendiğini ve vaktini zevk ve sefa ile geçirdiği kaydedilmiştir. Bütün bunlara rağmen Gürcü vekayinamesi, Kraliçe Thamara’nın onunla evlenmediğini,

298 Brosset, “Gürcistan”, s. 177. Gürcü kaynağında Ermenistan Kralı Kürige’nin kardeşinin kızı

olarak kaydedilmiş, başka bir yerde de “Kral Bagrat, kız kardeşinin kızını İran hakimi (Selçuklu) sultanına verdi” denilmektedir. Aynı yazar, “Gürcistan”, s. 288-290. Urfalı Mateos vakayinamesinde ise “Sultan, Ağuvan Kralı Gorige’ye haber gönderip ondan kızını zevce olarak istedi. Kral korkusundan dolayı buna razı oldu ve Sultan onunla daima sulh ve dostluk akdetti” diyerek bu konuda farklı bir bilgi vermektedir. krş. Urfalı Mateos, a.g.e., s. 118.

299Turan, “Selçuklular”, s. 155.

onun bir cariye ile evlenmesini sağladığını ve tekrar Erzurum’a uğurladığını söylemektedir.301

Kraliçe Thamara’nın gerek Gürcü kaynağında gerekse İslam kaynaklarında bu şekilde evliliklerinden bahsedilmektedir. Gürcü kaynağında bu tür evliliklerin komşu hanedanlıkta bulunan kişilerin, Kraliçenin güzelliği ve zarafetinden dolayı onunla evlenmeyi arzuladıklarından kaynaklandığı belirtilmektedir.302

2) Gürcü Kraliçesi Rosudan ile Gıyaseddin Mesud Arasında Gerçekleşen Evlilik

Buna benzer bir hadise de Kraliçe Thamara’nın kızı Rosudan ile Erzurum meliki Mugiseddin Tuğrulşah’ın oğlu muhtemelen Gıyaseddin Mesud arasında gerçekleşmiştir.303 İbnü’l-Esir’de bu olayda Mugiseddin Tuğrulşah’ın bizzat Kraliçe Thamara’ya haber gönderip oğluyla evlenmesini istediğinden, fakat Gürcü devlet adamlarının Müslüman olan biriyle böyle bir evliliğin gerçekleşemeyeceğinden bahsetmeleri üzerine, bu evliliğin gerçekleşmesi için oğlunun Hıristiyanlığı kabul edeceğinden bahsedilmektedir. İbnü’l-Esir’in “benzeri işitilmedik garip bir olay” diye bahsettiği bu evlilik gerçekleşmiş, fakat annesi gibi erkek düşkünü olan Kraliçe Rosudan eşini bir köle ile aldatmaya başlamış ve kocası bunu öğrendiğinde de onu hapse attırmıştır. Hatta İbnü’l-Esir’de şu kayıt da ilgi çekicidir: Gürcü Kraliçesi Müslüman olmasına rağmen Genceli biri ile evlenmiş ve bu durum karşısında Gürcü emirler, “Çevre hükümdarlar (burada büyük ihtimalle Saltuklular ve Selçukluları kast etmiş olmalı) arasında bu yaptıklarınla bizi rezil ettin. Nihayet tutup bir

301Brosset, “Gürcistan”, s. 372-373; The Georgian Chronicle s. 116-117; Peacock, a.g.m., s. 130-

131. Osman Turan, Kraliçe Thamara’nın Muzafferiddin ile evlendiğini ondan bıkınca Erzurum’a gönderdiğini, Gürcü kaynağının Kraliçenin gururunu korumak hissi ile evliliğin gerçekleşmediğini yazdığını söylemektedir. Bk. Turan, “Türkiye”, s. 255-256.

302Aynı yazar, a.g.e., s. 373.

303 Başka bir Gürcü kaynağında ise Gürcü Kraliçesinin, Erzurum Beyinin oğlu Mugiseddin ile

evlendiğini söylemektedir. krş. Berdzenişvili - Canaşia, a.g.e., s. 162. İbnü’l-Esir, Gürcü Kraliçesi Rosudan’ın Gıyasüddin’in oğlu ile evlendiği söylenmektedir. Bk. İbnü’l-Esir, a.g.e., C. XII, s. 377. Bu konuda net bir bilgi olmasa da kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Gürcü (Thamara) Hatun, Gürcü Kraliçesi Rosudan ile Erzurum Meliki Mugiseddin Tuğrulşah’ın oğlu Gıyasüddin Mesud ile yapılan evlilik sonucunda dünyaya gelmiştir. Bk. Osman Gürbüz, “Erzurum Çifte Minareli Medrese’nin Yapım Tarihi ve Banisi Hakkında Yeni Bir Yaklaşım”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, S. 25, Erzurum 2004, s. 150. Kaynaklarda farklı şekillerde isimler zikredilse de kesin olan nokta bu evliliğin Gürcü ve Selçuklu hanedanlığı arasında gerçekleştiğidir.

Müslüman ile evlendin. Fakat kesinlikle biz buna razı değiliz” diyerek bu duruma

tepki göstermişlerdir.304

Celaleddin Harezmşah’ın 1226’da Tiflis’i fethettiğinde Rosudan’ın yanında bu şehzadenin de bulunduğu ve Celaleddin Harezmşah’ın onu huzuruna getirterek kendisine aman verdiği kaynaklarda geçmektedir. Fakat Celaleddin Harezmşah’ın Tiflis’ten ayrılmasından sonra bu şehzadenin Gürcüler ile birlikte Tiflis’i ateşe verdiği belirtilmektedir.305

3) II. Gıyaseddin Keyhüsrev ile Gürcü Hatun Arasında Gerçekleşen Evlilik

Daha önce de bahsedildiği üzere Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev de Gürcü Kraliçe Rosudan’ın kızı prenses Thamara ile evlenmiştir. İbni Bibi’de, Kraliçe Rosudan, kızının, Erzurum Meliki Mugiseddin Tuğrulşah’ın oğlundan doğduğunu ve

“Selçuk neslinden ve David soyundan” geldiğini söylemektedir.306 Kaynaklarda Gürcü Hatun’un anneannesi Thamara gibi güzelliği ile II. Gıyaseddin Keyhüsrev’i kendine hayran bıraktığı ve bu yüzden Sultan’ın da devlet işleriyle ilgilenmediği belirtilmektedir.307

Sonuç olarak tarihin ilk devirlerinden itibaren Türk devlet geleneğinde bir politika gereği komşu devletlerin hanedanları ile aralarında akrabalık kurmak bir adet haline gelmişti. Tarihi süreç içerisinde Türk hükümdarları komşu ülke ve devletlerle siyasi ittifaklar için bu evliliklere çok büyük önem verdikleri görülmektedir. Uzun zaman Türk hanedanlıkları ile mücadele halinde bulunan Gürcüler ile de akrabalık bağları kurulmuştur. Gürcü hükümdarları içinde çok büyük üne kavuşan Kraliçe Thamara ile Erzurum meliki İzzeddin Saltuk’un torunu Muzafferiddin (Gürcü kaynağında Mutafardin) evlilik yapmış, ardından Kraliçe Thamara’nın kızı Rosudan yine Erzurum’da hüküm süren Mugiseddin Tuğrulşah’ın oğlu Gıyasüddin Mesud ile evlenmiştir. Hem Selçuklu hem de Gürcü soyundan gelen Gürcü (Thamara) Hatun da

304İbnü’l-Esir, a.g.e., C. XII, s. 376-377. Gürcü vekayinamesinde de Kraliçe Rosudan’ın bir sultan ile

evli olduğundan bahsedilmektedir. Bk . Brosset, “Gürcistan”, s. 352; The Georgian Chronicle s. 109.

305Turan, “Doğu Anadolu”, s. 25.

306İbni Bibi, a.g.e., C. I, s. 424.

Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev ile evlenmiştir. Böylece Gürcüler, Moğolların ülkelerine saldırmaya başladığı günlerde, batıdaki sınırlarını güvence altına alırken, Selçuklular da doğuda Gürcüler ile bitmek tükenmeyen mücadelelere son vererek yaklaşan Moğol tehlikesine karşı doğu sınırlarını güvence altına almış oldu.