• Sonuç bulunamadı

3. Musiki Muallim Mektebi

1.2 Türkiye’de Radyo Yayınının İlk Deneyleri

Başka ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de radyo, ilk olarak amatörlerin eline geçmiştir. “Türkiye’de yayınlanan ilk radyo dergisi Telsiz’de amatör radyoculuk böyle yorumlanmakta ve dergide amatörler için türlü teknik bilgilere yer verilmektedir.”45

Bu alandaki sınırlı bilgilere dayanılarak denilebilir ki, 1920’lerde oluşan radyoculuk, daha sonraki yıllarda, Türkiye’de amatör radyoculuk olarak, yalnızca alıcı yapmak ve çeşitli istasyonları dinlemek olarak anlaşılmış ve uygulanmıştır. Radyo, Türk toplumunun dinamiklerine göre çıkmış bir teknoloji olmadığından, bu durum doğal karşılanabilir. Türkiye’de radyo, iletişim aracı olarak radyoya gereksinim duyulacak örgütleşme, ticaret ve ulaştırma gibi toplumsal kurumlar gelişmemiş olduğundan, radyoyu üretecek sanayi de henüz o dönemde var olamamıştır. Bu nedenlerle radyo, Türk Toplumuna ithal edilmiş bir teknolojidir. Ayrıca, verici kurmak devlet tekelindedir. Radyolar, daha sonra özel şirketlere devredilmiş olsa da, devletin radyoyu sahiplenme durumu değişmemiştir. Radyo piyasası son derece pahalı bir piyasadır. Amatör bir radyo kurma girişimi, ekonomik anlamda, oldukça zor bir durumdur.

“Telsiz telefonun (radyo) Türkiye’ye girişi aslında telsiz telgrafın türevi biçiminde olmuştur. Kurtuluş savaşı sırasında, iletişim gereksiniminin önemli olduğu anlaşılmış ve bu alanda ülkede büyük bir eksikliğin olduğu fark edilmiştir. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında, yurt içi ve yurt dışı iletişimi kolaylaştırmak amacıyla, bu eksikliği, Telsiz Telgraf’la doldurmak amaçlanmıştır. Bu nedenle, 1925 yılında ‘Telsiz Tesisi Hakkında Kanun’ adı altında bir yasa oluşturulmuştur. Bu yasa, Ankara’da büyük bir telsiz istasyonu ile memlekette dâhili bir Telsiz Şebekesi Tesisi’ni öngörmektedir.”46

“O günkü adı ile Posta telgraf ve Telefon Müdüriyeti Umumiyesi, Ankara ve İstanbul’da birer telsiz telgraf istasyonu kurulması amacıyla, teknik bir komisyon oluşturulmuştur. PTT, Milli Müdafaa ve Bahriye Bakanlıkları temsilcilerinden oluşan teknik komisyon bir şartname hazırlayarak

45

Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf.33.

46

Düstur, III. Tertip, C.6, sf. 103, Akt. Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf.33.

istasyonların yapımını ihaleye sunmuştur. Beş şirketten oluşan başvuruda, üç şirket şartnameye uymadığından, teklifleri geri çevrilmiştir. Geriye kalan şirketler; Alman Siemens ve Fransız TSF şirketleridir. Yapılan pazarlıklar sonucu, istasyonları kurma görevi Fransızlara verilmiştir.”47

“Ankara ve İstanbul’da 1925 yılında yapımına başlanan ve 1927 yılında hizmete sokulan, güçleri 20-250 KW arasında değişen bu telsiz telgraf vericileriyle Moskova, Berlin, New York, Viyana, Londra ve Tahran gibi merkezlerle bağlantı kurulmuştur.”48

“Belirli zamanlarda radyo yayını yapılabilmesi amacıyla, telsiz istasyonlarındaki vericilerden ikisine gerekli donanım eklenmiştir. Radyo yayını yapmak üzere 5’er KW güçte 49 çalışacak olan bu vericiler 1927 yılında hizmete girmeye hazır hale getirilmiştir.50Türkiye’de deney niteliğinde, radyo yayınının ilk kez ne zaman yapıldığına dair bir belge bulunamamıştır. Bu deneylerin, Cumhuriyet döneminden önce gerçekleştirildiği bilinmektedir. İlk radyoculardan ve müzikçi Ruşen Ferit Kam, radyoyu ilk kez işgal altındaki İstanbul’da dinlediğini anımsıyor. 51 1945 yılında, Basın Yayın Umum Müdürü Nedim Veysel İlkin, Türkiye’de radyonun ilk kez tecrübe edilişini şöyle anlatmaktadır: 52

47

AsafTanrıkut, tarihsiz, Türkiye Posta ve Telgraf ve Telefon Tarihi ve Teşkilat, sf. 1400. Akt.Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf.34.

48

PTT Magazin, C.1, S.12, Şubat 1957, s.11..Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf 34. 49

Bu vericilerin asıl olarak telsiz telgraf iletişiminde kullanılmak amacıyla kurulduklarında kuşku yok. Ancak daha sonra radyo yayınına olanak sağlayacak söz konusu vericilerin güçleri kimi kaynaklara göre 7 KW’dır. Güç kapasitesi 7 KW olan vericilerin 5 KW güçle çalıştırılmış olmalarını düşünmek mümkündür. Bkz. Fuat Münir Bener, “Radyomuz On Beş Yaşında”, Radyo, C.1, S.1, 15 Aralık 1941, s.4; Ceniz Taşer, Radyonun – Organizasyonu ve Özerkliği, TRT yayını, Ankara, 1969, s.36.Akt. Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf.34.

50

Aslan, a.g.m., sf.25, Akt. Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf.34. 51

Ruşen Ferit Kam, yıl olarak kesinlikle hatırlamamakla birlikte 1920-1922 arasında Fransız savaş gemisinden yapılan müzik yayınının Darülfünun konferans salonunda üniversite öğrencilerine dinlettirildiğini anımsatmaktadır. Ruşen Ferit Kam’la 6 Ocak 1976’da yapılan görüşme.

52

Nedim Veysel İlkin, “Radyonun Bize Kazandırdığı Kıymetler”, Radyo, C. 3, sf.39, Mart 1945, sf.1, Akt. Kocabaşoğlu U., (2010), Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna, TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri, (1. Baskı), İstanbul: İletişim Yayınları, sf.35.

Yirmi iki yıl önceki hatıralarımı yokluyorum. Gözlerimin önünde şu manzara canlanıyor. Eski İstanbul Darülfünunu’nun konferans salonundayız. Orada yerli ve yabancı büyük bir davetli kalabalığı toplanmıştır. Salonun pencereye yakın bir köşesine, geniş bir masa üzerine iri boyda bir sandık büyüklüğünde simsiyah bir alet yerleştirilmiştir. Üzerinde, yanında, yine en iri boydan trombonları andıran siyah hoparlörler görüyoruz… İzahatı heyecanla dinliyoruz. Tecrübeyi heyecanla bekliyoruz. Zira hemen iki adım ötedeki Yüksek Muallim Mektebi’nden müzikli radyo neşriyatı yapılacaktır.Hoparlörden cızırtılarla çıkan ses hala kulaklarımdadır. Bu ilk tecrübede daha çok parazit dinlemiştik…”

Aktarılan bu anıdan anlaşılacağı gibi, Türkiye’de ilk radyo yayını 1921-1923 yılları arasında gerçekleştirildiği düşünülebilir.