• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim örgün ve yaygın olmak üzere işleyişini sürdürmektedir. Ortaöğretimde mesleki ve teknik eğitim MEB bünyesinde her biri bir genel müdürlük düzeyinde kurumsallaşan; erkek teknik, kız teknik, ticaret ve turizm ve din öğretimi olmak üzere 4 sınıfa ayrılmıştır. Bu araştırmada ortaöğretim kademesinde örgün eğitim olarak verilen ve mesleki ve teknik eğitimin bir alt dalı olan turizm eğitimi incelenecektir.

Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği’ne göre; örgün mesleki ve teknik ortaöğretim programlarındaki amaç; “öğrencilere ortaöğretim düzeyinde ortak bir genel kültür kazandırmak, öğrencileri ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.” (http://www.mevzuat.adalet.gov.tr).

Tablo: 2

1995-2009 Yılları Arası Ortaöğretim Düzeyinde Mesleki ve Teknik Öğretimle İlgili Sayısal Göstergeler

Yıllar Okul sayısı Öğretmen sayısı Öğrenci sayısı

1995-1996 2. 791 74. 136 961. 727 1996-1997 3. 060 75. 151 980. 203 1997-1998 3. 212 71. 766 963. 774 1998-1999 3. 365 74. 559 998. 071 1999-2000 3. 344 73. 242 916. 438 2000-2001 3. 544 68. 467 875. 238 2001-2002 3. 732 72. 263 906. 456 2002-2003 3. 660 60. 703 985. 575 2003-2004 4. 204 68. 231 1. 050. 394 2004-2005 3. 877 74. 405 1. 102. 394 2005-2006 4. 029 82. 736 1. 182. 637 2006-2007 4. 244 84. 276 1. 244. 499 2007-2008 4. 450 84. 771 1. 264. 870 2008-2009 4. 622 88. 924 1. 565. 264 Kaynak:www.tuik.gov.tr

Tablo 2'deki bilgiler dikkate alındığında 2009 yılı itibariyle mesleki ve teknik ortaöğretimdeki okul sayısı 4.622, öğrenci sayısı 1.565.264, öğretmen sayısı ise 88.924’dür. Buna göre her öğretmene ortalama 18 öğrenci düşmektedir. 2008– 2009 eğitim öğretim yılında örgün eğitimde (okul öncesi, ilköğretim ve

ortaöğretim) 15.351.849 öğrenci eğitim görmektedir. Mesleki ve teknik eğitimde ortaöğretim düzeyinde eğitim gören öğrenci sayısı ise 1.565.264’dür (www.tuik.gov.tr). Türkiye’de 2008–2009 eğitim öğretim yılı itibariyle örgün eğitimde öğrenim gören öğrencilerin ancak % 10’u mesleki ve teknik eğitim

almaktadır.

Tablo: 3

Mesleki ve Teknik Ortaöğretim İle Genel Lise Öğrenci Dağılımları

Kaynak: http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri

Tablo 3’teki veriler incelendiğinde 2008–2009 eğitim-öğretim yılında ortaöğretimde 3.837.164 öğrencinin eğitim gördüğü anlaşılmaktadır. Ortaöğretimde öğrenim gören öğrencilerin % 59,3’ü genel ortaöğretimde, % 40,7’si ise mesleki ve teknik eğitim veren okullarda eğitim görmektedir. Diğer taraftan Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1973–1977) Türkiye 1995 yılı itibariyle ortaöğretimde öğrenim gören öğrencilerinin % 65’nin mesleki teknik eğitimde, % 35’nin ise genel eğitimde öğrenim görmesini hedef olarak belirlemiştir. Tablo 3’teki veriler hedeflenen bu sayılara ulaşılamadığını göstermektedir.

Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin istenilen seviyede olmadığı, genel ortaöğretimin içindeki payının gelişmiş ülkelerde payın tam tersi bir durum gösterdiği görülmektedir. Mesleki ve teknik eğitimdeki öğrenci payının Almanya’da % 80, Hollanda’da % 70, Fransa’da % 69, İtalya’da % 67, Belçika’da

1980- 1981 1994-1995 2000-2001 2004-2005 2005- 2006 2007– 2008 2008- 2009 Genel Orta Öğretim Öğrenci sayısı 534.605 1.226.519 1.704.279 1.933.782 2.075.617 1.980.452 2.271.900 % 50.7 57.7 65.4 63.6 63.7 61 59.3 Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Öğrenci sayısı 520.332 897.779 902.715 1.105.667 1.182.637 1.264.870 1.565.264 % 49.3 42.3 34.6 36.4 36.3 39 40.7 Toplam Öğrenci sayısı 1.054.937 2.124.298 2.606.994 3.039.449 3.258.254 3.245.322 3.837.164 % 100 100 100 100 100 100 100

% 65, Danimarka’da % 56 ve Avrupa Birliği ülkelerinde ise ortalama % 60 olduğu görülmektedir (www.megep.meb.gov.tr). Bu oran Türkiye’de ise 2008–2009 eğitim-öğretim yılı itibariyle % 40,7’dir.

Mesleki eğitim alan bireyin başarılı olabilmesi için öncelikle temel ve genel eğitimde başarılı olması gerekmektedir. Bireylerin meslek seçimine ilişkin kararı temel eğitim yani sekiz yıllık eğitimi bitirdikten sonra aldığı bilinmektedir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde mesleki ve teknik eğitimin eğitim içindeki yeri;

• Mesleki ve teknik eğitim, bilimsel ve teknolojik gelişmeler sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.

• Genel eğitim, mesleki ve teknik eğitim bir sistem bütünlüğü içerisinde ele alınır; her iki sistem birbirini bütünleyecek geçişlere açık tutulmuştur. • Mesleki ve teknik eğitim geleceğin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için büyüme ve gelişme yeteneğine ve esnekliğine sahiptir.

• Mesleki ve teknik eğitim bireye, bir meslek için gerekli bilgi, beceri ve davranışlar kazandırmanın yanında; bireyi bir bütün olarak geliştirir,

• Mesleki eğitim ile planlı kalkınmanın gerektirdiği nitelikli insan gücü yetiştirilmesi amaçlanmaktadır (MEB, 2005, s.14).

Mesleki ve teknik eğitimin ülke ekonomisinde önemli olduğunu kavrayan ülkeler bu bağlamda mesleki ve teknik eğitime önem vermektedir. Verilen bu önem “kamu eğitim harcamalarının gayri safi yurt içi hasıla içindeki payından da anlaşılmaktadır. Bu alanda en yüksek oran İsveç tarafından ayrılırken, Almanya, Fransa tarafından da mesleki eğitime büyük oranda kaynak ayrılmaktadır. Bu oran İspanya’da 4,4’e, Türkiye’de ise 3,3’e kadar düşmektedir (Aykaç, 2002, s.10).

Gençlerin büyük çoğunluğu tercihlerini daha çok genel eğitimden ve yüksek öğrenimden yana yapmaktadırlar. Diğer yandan meslek liselerinin üniversiteye giriş şartlarının ağırlaştırılması sonucunda mesleki eğitimden uzaklaşma daha belirgin olarak yaşanmaya başlamıştır. Bu uzaklaşma içerisinde olan gençlerin çoğu vasıfsız olarak çalışmaktadırlar (Aykaç, 2002, s.1).

Gelişen teknoloji, beraberinde nitelikli işgücü ihtiyacını da getirmiştir. Böyle olunca vasıfsız işgücü 21. yüzyıl dünyasında pek fazla şansa sahip değildir. Özellikle ihraç ekonomilerinde düşük maliyet, kaliteli üretim, tüketici beğenisi gibi hedeflerin öne çıkması, yüksek verimlilikle çalışacak, nitelikli işgücü kullanımını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle eğitimsizlik, giderek işsizliğin önde gelen sebepleri arasında yer almaya başlamıştır (Serter, 1998, s.49).

Türkiye’de örgün ve yaygın eğitim olarak verilen mesleki teknik eğitim programının öğrenim görenleri iş yaşamına hazırlamak ya da üniversite eğitimlerine devam etmelerini sağlamak olmak üzere iki temel amacı bulunmaktadır. Çıraklık ya da yaygın mesleki teknik eğitimin ise öncelikli amacı iş yaşamının istekleri doğrultusunda eğitim vermektir. Çıraklık eğitimini bitirerek ustalık belgesi alanlar, telafi eğitimini tamamladıktan sonra meslek lisesi diploması alabilmektedirler. Böylece bu kişilerin yüksek öğretime devam etmeleri mümkün olmaktadır (Sert, 2007, s. 28).

Yüksek öğretim düzeyinde mesleki ve teknik eğitim dört yıllık lisans veya iki yıllık ön lisans programlarında devam etmektedir. Mesleki ve teknik eğitime olan ilgi ve talebi artırmak ve bu okullarda okuyan öğrenci sayısını yükseltmek amacıyla 29.06.2001 tarih ve 4702 sayılı yasa gereği mesleki ve teknik ortaöğretim okullarında okuyan öğrencilerin meslek yüksekokullarına sınavsız geçişi sağlanmıştır. 21 Temmuz 2009 tarihi itibariyle YÖK Genel Kurulu’nun Aldığı karar sonucunda meslek lisesi mezunları kendi alanları dışında da tercih yapabileceklerdir. Alan ve alan dışı tercihlerde farklı puanlamalar kullanılacaktır.

Sert (2007, s.31-32) Türkiye’deki ortaöğretim seviyesinde mesleki ve teknik eğitimin sorunlarını şu şekilde sıralamıştır:

• Genel ve mesleki teknik eğitime karşı toplumun değer yargılarının netleşmemiş olması,

• Mesleki ve teknik eğitimde planlama sorununun olması, • İlgili okullarda bina ve tesislerin yetersiz olması,

• Okullarda finansman sorunlarının yaşanması,

• Sanayi ve hizmet sektörleriyle gerekli işbirliğinin kurulamamış olması,

• Nicelik ve nitelik yönünden öğretmen yetersizliği sorununun olması, • Ders araç gereçlerinin yetersizliği,

• Mezunların istihdam sorunu yaşamasıdır.

Mesleki ve teknik eğitimde Avrupa standartlarına ulaşmak ve yukarıda sıralanan sorunları ortadan kaldırmak için Milli Eğitim Bakanlığı geleneksel eğitim yaklaşımı yerine çağdaş eğitim yaklaşımını uygulamaya koymak amacıyla çeşitli projeler gerçekleştirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda alınan kararlar doğrultusunda ortaöğretimde okuyan öğrencilerin % 65’nin mesleki ve teknik liselerde, % 35’lik kısmının ise genel liselerde öğrenim görmesini hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı Türkiye’de Mesleki Teknik Eğitimin Modernizasyonu Projesi (MTEM), Milli Eğitimi Geliştirme Projesi (MGEP), Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Projesi (METGE), Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP), İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi (İKMEP) gibi projeleri yürütmüştür.

MTEM; Avrupa Komisyonu ile T.C. Hükümeti arasında imzalanmış olan 42 aylık bir süreyi kapsayan projedir. Mesleki eğitime öğretmen yetiştiren kurumlara yönelik 7 Temmuz 2003 yılında uygulamaya başlayan proje 7 Ocak 2007 tarihinde tamamlanmıştır ( http://www.meb.gov.tr).

MGEP ile; eğitimin kalitesi ve öğrenci başarısının artırılması, yönetim ve eğitim personelinin yeterliliklerinin artırılarak, mesleki becerilerinin geliştirilmesi, kaynak kullanımında daha etkili ve verimli olunması, teknolojinin eğitimde etkin olarak kullanımı amaçlanmıştır (http://www.meb.gov.tr).

Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü’nün değişen ihtiyaçları ve talebi karşılayabilecek eğitimi verebilmek amacıyla yürüttüğü

METGE nisan 1993 tarihinde başlatılmıştır (Mesleki Araştırma ve Geliştirme Merkezi, 1994, s.70).

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Avrupa Birliği arasında MEGEP anlaşması imzalanmıştır (http://www.megep.meb.gov.tr)

MEGEP ile 2004–2005 eğitim ve öğretim yılından itibaren pilot okullarda uygulanmaya başlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı 02/06/2006 tarihli 269 sayılı kararında ise Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumlarının 42 Alanına/194 Dalına Ait Haftalık Ders Çizelgeleri ile Modüler Çerçeve Öğretim Programları’nın 2006-2007 öğretim yılından itibaren tüm mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumlarının 9. ve 10.; MEGEP kapsamında pilot uygulama yapılan okulların ise 9.,10. ve 11. sınıflarından başlanmasına ve kademeli olarak uygulanmasına karar vermiştir (http://yayim.meb.gov.tr).

İKMEP işgücü piyasası ile meslek yüksekokulları ve mesleki teknik ortaöğretim kurumları arasında istihdam amaçlı birlikteliğin sağlanarak hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla mesleki eğitimin modernizasyonu ve kalitesinin artırılması yoluyla insan kaynakları gelişiminin teşvik edilmesini amaçlayan projedir (www.yok.gov.tr). 2008 yılında başlayan projenin 2010 yılında bitirilmesi amaçlanmıştır.

Değişen koşullara ayak uydurabilen ve istenilen nitelikte bilgi üreten bireyler yetiştirmek isteyen Milli Eğitim Bakanlığı bu amaç doğrultusunda Mesleki Eğitimi Güçlendirme Projesi ile mesleki ve teknik eğitimde yeni bir anlayış benimsemiştir.

2005 yılında Ankara’da düzenlenen AB Kopenhag Süreci ve Maastricht Bildirgesi Açısından Türkiye’de Mesleki Öğretim ve Eğitimi Bekleyen Zorluklar Uluslararası Konferansı’nda mesleki ve teknik eğitime ilişkin eski ve yeni eğitim anlayışlarının karşılaştırılması yapılmıştır. Eski ve yeni eğitim anlayışlarının karşılaştırılması Tablo 4’te verilmiştir.

Tablo: 4

Mesleki ve Teknik Eğitime İlişkin Eski ve Yeni Eğitim Anlayışlarının Karşılaştırılması

Eski paradigma Yeni paradigma

Arza dayalı yaklaşım Talebe dayalı yaklaşımlara ilişkin arayış İstihdam için eğitim İstihdam edilebilirlik için öğrenme Hizmet öncesi eğitim Sürekli, hayat boyu öğrenme kavramı Eğitim ve öğretmene/eğiticiye

odaklanma

Kendi kendine öğrenme ve öğrenciye odaklanma

Bir defalık eğitim Sürekli, tekrar eden, hayat boyu öğrenme Eğitim ve öğretimin birbirinden

ayrı olması

Eğitim ve öğretimin entegre edilmesi ( Sağlam bir genel eğitim ve geniş tabanlı bir başlangıç eğitimi hayat boyu sürekli öğrenme için temel teşkil eder.) Bir beceri üzerinde uzmanlaşma Çoklu beceri kazanmaya yönelik bir arayış

Öğrenim süresi ve sınava dayalı beceri tanıma

Yeterlilik ve önceki öğrenmelere dayalı tanıma

Sert ve sabit giriş-çıkış Esnek ve çoklu giriş-çıkış

Resmi sektöre odaklanma Hem resmi, hem de gayrı resmi sektörlere odaklanma ihtiyacının tanınması

Merkezileştirilmiş sistem Hem güçlü ulusal kurumlar, hem de yerelleşmiş kurumlar gerektiren yerelleşmiş sistem

Politika ve eğitimin verilmesinde devlet hâkimiyeti

Politika ve eğitimin verilmesi birbirinden ayrıdır, piyasaya dayalıdır.

İdarede devlet hâkimiyeti Katılımcı hükümet, birçok aktörün tanınması, sosyal diyalog

Kaynak: AB Kopenhag Süreci ve Maastricht Bildirgesi Açısından Türkiye’de Mesleki Öğretim ve Eğitimi Bekleyen Zorluklar Uluslararası Konferansı Philip Read’n Sunusu.

Benzer Belgeler