• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.9. Dil Öğretiminde Metinler

2.10.1. Okunabilirlik Üzerine Yapılan Çalışmalar

2.10.1.2. Türkiye'de Yapılan Çalışmalar

Okunabilirlik üzerine ülkemizde ilk çalışma Ateşman (1997) tarafından yayımlanmıştır. “Türkçede Okunabilirliğin Ölçülmesi” adlı makalede Ateşman Batı’daki okunabilirlik formülleri içinde Türkçeye uyarlanmaya en uygun olanının Flesch’in okunabilirlik formülü olduğunu belirtmiş ve onu Türkçeye uyarlamıştır. Ortalama kelime uzunluğu ve cümle uzunluğunu esas alan bu formül Türkçedeki okunabilirlik çalışmalarında en fazla kullanılan formüldür.

Ülkemizde okunabilirlik üzerine yapılmış çalışmalar için en kapsamlı derleme çalışmasını Çoban (2014) yapmıştır. Araştırmacı, “Okunabilirlik Kavramına Yönelik Bir Derleme Çalışması” adlı araştırmasıyla Türkiye’de okunabilirlik alanındaki çalışmalar hakkında kapsamlı bir inceleme yapmıştır.

Ateşman’ın (1997) çalışmasından sonra ülkemizdeki okunabilirlik çalışmalarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:

Budak (2005) metinlerin okunabilirlik düzeyinin tespitine ilişkin eleştirel bir yaklaşımla yaptığı çalışmasında okunabilirlik düzeyini belirlemede kelime ve cümle uzunluklarının öne çıkarılıp metinde anlamı bilinen veya bilinmeyen kelimelerin dikakte alınmamasını eleştirmektedir. Budak, bir metinde anlamı bilinmeyen kelime sayısı arttıkça o metnin zorlaşacağını bu nedenle metinlerde anlamı bilinmeyen kelimelerin esas alınmasıyla geliştirilecek formüllerin daha geçerli ve doğru tahminler yapma olanağı sunacağını ifade etmiştir.

Yazıcı ve Temur (2007) çalışmalarında hem okunabilirlik kavramını ve okunabilirlik formülleri hakkında bilgi vermiş hem de bu formüllerin kullanımına yönelik yapılan eleştirilere yer vermişlerdir.

Eraslan (2008) yüksek lisans tez çalışmasında eğitsel içerikli web sitelerindeki metinlerin okunabilirlik düzeylerini Ateşman formülüne göre tespit etmiştir. Çalışmanın kuramsal bölümünde çeşitli okunabilirlik formüllerine ve bu formüllere göre belirlenen okunabilirlik düzeylerine yer verilmiştir.

Solmaz (2009) yüksek lisans tez çalışmasında önce ilköğretim 4. ve 5. sınıf düzeyindeki katılımcıların okudukları 30 metinle ilgili yazılı sorulara verdikleri cevaplardan metinlere yönelik okunabilirlik değeri belirlemiş; daha sonra bu okunabilirlik değerini bağımlı (yordanan) değişken, kelime ve cümle uzunluğu ile kelime hazinesi değişkenlerini de bağımsız (yordayıcı) değişken olarak ele alıp regresyon analizi yapmıştır. Analiz sonucunda bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkeni (okunabilirlik) %22 yordayabildiği, sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca kelime hazinesi değişkeninin diğer değişkenlere göre okunabilirliği daha fazla yordadığını belirtmiştir.

Ulusoy (2009) çalışmasında cloze test (boşluk tamamlama testi) kullanarak 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin fen bilgisi ders kitaplarından seçilen metinlerin okunabilirlik

düzeylerini belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmada ders kitabından seçilen metinlerin her 5. kelimesi boş bırakılarak farklı sınıflardan toplam 237 öğrenciden veri toplanmıştır. Elde edilen verilere göre öğrencilerin boşluk doldurmak için metindeki ipuçlarından yeterince yararlanamadıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Köse’nin (2009) çalışmasında 2008 yılında okutulacak olan biyoloji ders kitabından rastgele beş metinden yüzer kelimelik bölüm seçerek çeşitli formüllere göre incelemiştir. Araştırma farklı formüllere göre farklı sonuçlar ortaya çıkıştır. Köse, Ateşman, sönemz formülü ve cloze test yöntemine göre metinlerin öğrenci seviyesine uygun olduğunu, Flesh - Kincaid formülü ve Gunning Fog İndekse göre ise öğrenci düzeylerine göre zor olduğu sonucuna ulaşarak Gunning Fog indeks ve Flesh-Kincaid formüllerinin Türkçeye uygun olmadığını belirtmiştir.

Güyer, Temur ve Solmaz (2009), çalışmalarında “Etma” adlı Türkçe metin analizi yapan yazılım programının geliştirilme sürecine yer vermişlerdir. Araştırmacılar, okunabilirlikle ilgili deneysel çalışmalarda bilgisayar programları kullanmanın kolaylık sağlayacağını belirtmiştir.

Çetinkaya (2010) doktora tez çalışmasında Türkçe metinlerin okunabilirlik düzeylerini tanımlamış ve sınıflandırmıştır. Araştırmacı alan yazında ön plana çıkan okunabilirlik formülleri ile ilgili detaylı ilgi vererek bu formüllerin oluşturulması açısından önemli değişkenlere de değinmiştir. Mevcut formüller de gözetilerek Türkçe metinlerin niceliksel özellikleri çerçevesinde ele alınarak bunlara yönelik formül geliştirilmiştir.

Temizyürek (2010) çalışmasında MEB tarafından belirlenen ve ilköğretim için tavsiye edilen 100 temel eser içerisinden seçilen 10 kitabı Ateşman (1997) formülüne göre incelemiştir

Geçit (2010), çalışmasında ilköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler ders kitabının baş, orta ve son kısmındaki metinlerden yüzer kelimelik parçalar seçilerek Ateşman (1997) formülüne göre bu metinler incelenmiştir.

Bezirci ve Yılmaz (2010, çalışmalarında okunabilirlik formülleri hakkında bilgi verdikten sonra Türk ve dünya klâsiklerinden 11 kitabın bu formüllere göre okunabilirlik değerini ortaya koymuştur.

Tosunoğlu ve Özlük (2011), çalışmalarında 1. Sınıf Türkçe ders kitabında yer alan 9 metni, Ateşman (1997) formülüne göre incelemiştir.

Kurnaz ve Erdem (2012), çalışmalarında 9, 10, 11, 12. sınıf ders kitaplarındaki 145 metni Ateşman (1997) formülüne göre incelemişlerdir.

Karatay, Bolat ve Güngör (2013), V. Uluslararası Türkçenin Eğitimi-Öğretimi Kurultayında (2012) sözlü bildiri olarak da sundukları çalışmalarında 6, 7 ve 8. sınıflarda okutulan Türkçe ders kitabındaki metinlerin düzeylerini öncelikle 12 Türkçe öğretmenine “zor”, “orta güçlükte” ve “kolay” şeklinde oylatmışlar, daha sonra rastgele atama yöntemiyle seçtikleri metinleri çıkartmalı okunabilirlik usulüyle öğrencilere uygulamış ve metinlere yönelik öğrencilerin çıkartmalı işlem sonuçları ile öğretmen görüşlerini kıyaslamışlardır.

Bağcı ve Ünal (2013), çalışmalarında iki farklı yayın evine ait 8. sınıf Türkçe ders kitaplarından 56 metni Ateşman (1997) ve Çetinkaya-Uzun (2010) formülüne göre incelemiş ve metinlerin çoğunun orta güçlükte olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Okur ve Arı (2013), çalışmalarında 2010-2011 yılında okutulan 15 farklı Türkçe ders kitabından 298 farklı metni Ateşman (1997) ve Çetinkaya-Uzun (2010) formülüne göre incelemişlerdir. Araştırmanın sonucunda öyküleyici metinlerin okunabilirlik açısından bilgilendirici metinlere göre daha kolay olduğu ve sınıf seviyesi yükseldikçe metinlerin okunabilirlik seviyesinin de yükseldiği sonucuna ulaşmışlardır.

Çoban (2014), araştırmasında Türkiye’de okunabilirlik alanındaki çalışmalar hakkında kapsamlı bir derleme yapmıştır. Çalışmada yurt içinde ve yurt dışında yapılan okunabilirlik çalışmaları kronolojik bir sıra ile verilmiş ayrıca Türkçe için yapılan okunabilirlik çalışmalarını tablo hâlinde göstermiştir.

Ulu Kalın ve Koçoğlu (2017), “6. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Farklı Okunabilirlik Formüllerine Göre İncelenmesi” adlı çalışmalarında yedi farklı yayın evine ait ders kitabının okunabilirlik durumunu ve hedef kitleye uygunluğunu incelemişlerdir. Araştırma sonucunda Ateşman (1997) tarafından Türkçeye uyarlanan okuynabilirlik formülü dışındaki diğer formüllere göre ders kitaplarının 6. Sınıf düzeyine uygun olmadığı, Ateşman (1997) formülüne göre ise ders kitaplarının orta güçlükte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Okunabilirliği yabancılara Türkçe öğretimine taşıyan önemli birkaç çalışma vardır. Bunlardan ilki Erol (2014)’a aittir. Yabancılar için hazırlanan Türkçe öğretim setlerindeki metinleri okunabilirlik açısından incelediği çalışmasında dört farklı yayınevine ait kitaptan aldığı dört metnin farklı zorluk düzeylerinde olduğunu belirlemiştir. En zor metin ile en kolay metin arasında % 27’lik bir fark tespit etmiştir.

Bu alandaki diğer bir çalışma ise Yılmaz ve Temiz (2014) tarafından yapılmıştır. Araştırmacılar, yabancılar için hazırlanan ders kitaplarındaki metinlerin okunabilirlik durumlarını ele almıştır. Yılmaz ve Temiz’in çalışması daha fazla metin incelemesi yönüyle daha kapsamlı bir çalışmadır. Yaklaşık 100 metnin okunabilirlik düzeyinin belirlendiği çalışmada bazı metinlerin seviyeye uygun bazılarının ise uygun olmadığı belirlenmiştir.

Köroğlu ve Zorbaz, (2016) Gazi TÖMER yabancılar için Türkçe öğretim setindeki metinlerin kelime-cümle uzunlukları ve okunabilirlik düzeyleri üzerine yaptıkları çalışmada metinlerin okunabilirliği bakımından kurlara göre A1 den C1’e doğru gene olarak zorluk düzeyinin aşamalı olarak arttığını ancak C1 seviyesindeki metinlerin B2 seviyesindeki metinlere göre kelime uzunluğunun daha kısa olduğunu belirlemişlerdir.

Bu alanda önemli diğer bir çalışmayı Biçer ve Alan (2017) yapmıştır. Araştırmacılar C1 düzeyindeki iki ders kitabında (İstanbul ve Yeni Hitit 3) yer alan metinlerin okunabilirlik düzeylerini incelemişler ve bazı metinlerin okunabilirliğinin öğrencilerin seviyesinin üstünde olduğunu tespit etmişlerdir.