• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.7. Dinleme Becerisinin Diğer Becerilerle İlişkisi

2.7.5. Dinleme-Konuşma İlişkisi

Dil becerileri arasında dinleme becerisi ile en yakından ilişkisi olan beceri konuşma becerisidir. Yazma ve okuma arasındaki ilişki konuşma ve dinleme arasında da vardır. Okuma için bir yazıya ihtiyaç olduğu gibi dinleme için de konuşmaya ihtiyaç vardır. Öte yandan dinleme olmadan da konuşma gerçekleşmemektedir. Bebekler konuşmaları dinleyerek konuşma becerisi edinmektedir. Doğuştan işitme engelli olanlar konuşma aygıtlarında bir problem olmamasına rağmen konuşamamaktadır.

İyi bir iletişim kurmak için dinlemek, dinlediklerini anlamak ve anladıklarına konuşarak yanıt vermek gerekir. Konuşma karşılıklı iki kişi arasında gelişen bir süreçtir. Bu süreçte tarafların anlaşması için mutlaka birbirlerini dinlemeleri gerekir. Mesela bir konuda konuşacak olan kişiler için birbirini dinlemek çok önemlidir. Çünkü konuşulanları dinlemeyen bir kişi, aynı şeyleri söyleyerek hoş olmayan bir konuma düşer. Bu durum diğer taraftan zaman kaybına da yol açar. Sözlü anlatım becerileri arasında yer alan tartışma, açık oturum, konferans vb. birçok etkinlikte dinleme ve konuşma becerileri bir arada kullanılır (Yazar ve Yazar, 2018: 84).

Konuşma becerisine ilişkin pek çok özellik dinlemeyi doğrudan etkilemektedir. Söylenen kelimelerin yanı sıra sesin yüksekliği, tonu ve vurgulanması, konuşmanın hızı, nefes alıp verme biçimi, duraklama, yüz ifadesi, göz hareketleri ve duruş biçimi, kişiler arası mesafe, jest ve mimikler konuşmanın fiziksel ve zihinsel unsurlarını kapsamaktadır (Özbay, 2010). Konuşmacının diksiyon becerisi dinlemeyi etkileyen faktörlerdendir. Boğumlama, telaffuz, vurgu ve tonlamalardaki hatalar ve eksikler konuşmanın

anlaşılmasını güçleştirmektedir. Yine çok hızlı konuşan birinin konuşmasını takip edip konuştuklarını yakalamak ve söyleneni anlamak çok güçtür. Çok yavaş konuşmayı dinlemek de dinleyen için hem yorucu hem sıkıcıdır. Normal bir konuşma hızı dakikada 125-150 kelime arasındadır (Gündüz ve Şimşek, 2014:129). Bunun çok üstünde veya çok altında bir hız anlaşılabilirliği düşürecektir.

2.7.5.1. Konuşma Dili-Yazı Dili

Günlük hayatta sözlü iletişim için kullandığımız dile konuşma dili, yazıda kullandığımız dile ise yazı dili denir. Yazı dili Türkçe Sözlük (TDK, 2005)’te “bir ülkede konuşulan ağızlardan birinin yazılı anlatımlar için kabul edilmiş biçimi; ölçünlü dil, standart dil” olarak tanımlanırken konuşma dili, “günlük yaşayışta kullanılan ve yazı dilinden az çok farklarla ayrılmış bulunan dil, günlük konuşma” olarak tanımlanmaktadır. Konuşma dili doğaldır; bölgesel, yöresel farklılıklar olabildiği gibi kişisel farklılıklar da görülebilir. Ancak yazı dili belli kuralları olan ortak dildir. Buna kültür dili veya standart dil de denir.

Yazı dili ortaktır ve o dilin ülke sınırları içinde tektir. Oysa konuşma dili çeşitlidir. Coğrafi farklılıkların yanı sıra bireysel farklılıklar bile görülebilir. Denebilir ki her insanın ayrı bir konuşma dili vardır. Bu ayrım, Ferdinand De Sausurre’nin dil (langue) ve söz (parol) ayrımını akla getirmektedir. Sausurre’a göre bireylerin konuşma ve yazma etkinliğine söz, bu şekilde insanların birbiriyle iletişim kurmasını sağlayan sisteme ise dil demektedir. Yazı durağanlığı konuşma ise canlılığı ifade ettiği için Sausurre doğal olarak eşzamanlılığı temsil eden konuşma dilini önemsemektedir (Demirci, 2015).

Türkçede konuşma dili ve yazı dilindeki farklılıkları şu şekilde sınıflandırabiliriz: a. Az çaba ilkesine göre kolay söyleyişten kaynaklanan farklılıklar

• İstek kipi birinci kişi çekiminde görülür: Örneğin söyle- fiilinin istek kipi birinci kişi çekimi “söyleyeyim” şeklindedir. Ancak konuşma esnasında bu çekilde söylemek zor olduğundan söyleyim hatta söylim şeklinde telaffuz edilir.

• Sondaki r sesinin düşmesi: “Bir” kelimesinin “bi” şeklinde, “-yor” ekinin “- yo” şeklinde (geliyor, gidiyo gibi) söylenmesi.

• Değil edatının “diil” hatta “di” (di mi?) şeklinde söylenmesi. • “Ağabey” yerine “abi” denmesi.

• İyiyim yerine iyim, pek iyi yerine peki denmesi.

• Kuralsız ünlü daralması: “Bilmeyen, anlamayan” yerine “bilmiyen, anlamıyan” denmesi.

b. Estetik söylenişten kaynaklanan farklılıklar • İstanbul yerine Istanbul denmesi gibi.

Bu söyleyiş farklılıkları yöresel ağız kullanımı şeklinde azınlıkta kalan kullanımlar değil, oldukça yaygın hatta ulusal yayın yapan televizyon ve radyolarda sıkça duyulan söyleyişlerdir. Bu söyleyişler konuşma dilinin doğası olarak kabul edilip söyleniş bakımından yanlış olarak görülmese de bu şekilde yazılmaları imla yanlışı olarak değerlendirilmektedir.

Dursunoğlu (2006) Türkiye Türkçesinde konuşma dilinde görülüp yazı diline yansımayan kullanımları on altı maddede sıralamıştır. Bunlardan bazıları aşağıda gösterilmiştir:

• “Ne” ile başlayan bazı soru kelimelerindeki ses düşmeleri

napcan? ne yapacaksın? naaber? Ne haber? noldu? ne oldu? nerde? nerede?

• Fiillerdeki “-acak/-ecek” ekindeki ses düşmeleri kırcan kıracaksın yapıcak yapcak yapacak gelcen mi? gelecek misin? çıkıcam, çıkcam çıkacağım • İşaret zamirlerinin “-de, -den” hâl ekiyle kullanılmaları durumundaki ses düşmesi burda, burdan burada, buradan şurda, şurda şurada, ordan orada, oradan • “e” ünlüsünün, ağzın çok geniş açılması ve dilin ileri doğru hareketiyle, bir sesten fazla değerde kullanılması

nedeen neden been ben bilmeem bilmem

• “ğ” sesinin söylenişinden kaynaklanan durumlar

“ğ” sesinin yerine kendinden önceki ünlünün iki ses değerinde kullanılması aaz ağız çaaır çağır daa dağ yaamur yağmur baarmak bağırmak sıır sığır kooş ko ğuş ööretmen öğretmen…

“ğ” sesinin kendinden önceki ünlünün ince olması sebebiyle “y”ye dönüşmesi eyitim eğitim gördüyüm gördüğüm öylen öğlen deyil değil deyişen değişen öyretmen öğretmen

• “y” sesinin daraltıcı özelliğe sahip olmasından kaynaklanan durumlar başlıyan başlayan yaşıyıcak yaşayacak atlıyarak atlayarak etkiliyen etkileyen • Uzun ünlülerin kullanılmasından kaynaklanan durumlar

Türkçeleşmiş kelimelerde uzun ünlülerin kullanılması Fâtih-Fatih şâir-şair sûre sure

Türkçe kökenli kelimelerde uzun ünlülerin kullanılması yârın-yarın vâr olmak - var olmak yâd eller-yad eller

• “-yor” ekindeki son ses “r”nin düşürülmesinden kaynaklanan durumlar yazıyo yazıyor konuşuyo konuşuyor yapıyo yapıyor

• “bir” kelimesinin sonundaki “r” sesinin düşürülmesinden kaynaklanan durumlar bi tane bir tane bi şey bir şey

(Dursunoğlu, 2006)