• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.9. Dil Öğretiminde Metinler

2.9.4. Metinlerin Zorluk Düzeyi

2.9.4.3. Sadece Dinlenebilirliği Etkileyen Faktörler

2.9.4.3.1. Sunum Özelikleri

Dinlenebilirliği etkileyen faktörlerden belki de en önemlisi metnin sunum özellikleridir. Sunum özellikleri içine konuşma hızı (speech rate), duraklamaların doğruluğu ve uzunluğu (pause lenght) ve sesin yoğunluğu veya netliği (intensity and clarity) gelmektedir. Dil öğretiminde Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metnine göre dinleme becerisi için A, B ve C düzeyinde belirlenen yeterliliklerin bir kısmı dinlemede hızın ve ses netliğinin önemini ortaya koymaktadır. Ana dili konuşurlarına göre normal olan doğal konuşma hızı o dili yabancı dil olarak öğrenenler için dinlenebilirliği azaltan bir faktördür. Çünkü dil öğrenenlerin zihinsel dil işleme otomasyonu zayıf olduğundan dinlediğini işleme hızları oldukça düşüktür (Kotani, 2014).

Konuşma hızı dinlenebilirlik çalışmalarında bir dakikada söylenen kelime sayısı veya bir saniyede söylenen hece sayısı olarak ele alınmaktadır. Metnin toplam sunum süresi ve toplam kelime sayısına bakılarak kelime/dakika şeklinde bir hız hesaplaması yapılırken toplam hece sayısının saniye cinsinden süreye bölünmesiyle de hece/saniye şeklinde bir hesaplama yapılmaktadır. Örneğin 300 kelimelik bir metin 3 dakika

sürüyorsa bu metnin konuşma hızı 100 k/d (kelime/dakika) olarak tespit edilmiş olur. Aynı metnin 860 heceden oluştuğunu varsayarsak metnin hızı 4,77 hece/saniye olur.

Duraklamalar, konuşma hızını etkileyerek olduğu gibi ondan bağımsız olarak da dinlenebilirliği etkileyebilmektedir. Şöyle ki bir metinde duraklama süreleri ne kadar uzun olursa metnin konuşma hızı o kadar yavaşlamaktadır. Ancak kelimeleri hızlı hızlı söyleyip uzun duraklamalar yapmak şeklinde bir konuşma olabileceği de hesaba katılırsa, duraklamalar bu durumda kelimeleri tek tek tanımaya olanak sağlamasa da dinleyiciye zihnini toplama fırsatı verilecek ve kelime gruplarının zihinde işlenmesi için zaman sağlayacaktır. Bu durumda doğrudan anlaşılırlığı etkileyecektir.

Duraklamalar metinde kısa, orta ve uzun, şeklinde üç farklı uzunlukta olmaktadır. Genellikle cümle içi duraklamalar kısa, cümle sonu duraklamalar orta uzunlukta olmaktadır. Paragraf geçişlerinde ise daha uzun bir duraklama yapılır.

Duraklamanın süresi kadar, doğru yerde yapılması da anlaşılırlığı etkilemektedir. Özellikle cümle içinde yanlış yerde yapılan duraklamalar anlamayı güçleştirmektedir. Konuşma hızı ve duraklamalar konuşmanın prozodik özelliklerindendir.

2.9.4.3.2. Ses Netliği

Dinlenebilirliği etkileyen önemli bir faktör de sesin netliğidir. Ortam seslerinden arındırılmış bir metin, gürültülü, uğultulu bir ortamda kaydedilmiş bir metne göre daha anlaşılırdır. Dil öğretimi için özellikle hazırlanmış özgün metinlerde ses netliğine dikkat edilse de özellikle gerçek hayattan alınmış, kurgusal olmayan, otantik metinlerde ses netliği istenen düzeyde olmayabilmektedir. Ses netliği işitilebilirlikten farklı bir durumdur. Yani ses yüksekliğiyle değil ortam seslerinden arındırılmışlıkla ilgilidir. Gürültülü bir ortamdaki bir konuşmayı ne kadar yüksek olsa da anlayamadığımız gibi net bir konuşmayı normal bir ses yüksekliğinde anlayabiliriz.

2.9.4.3.3. Prozodi

Dinlenebilirliği etkileyen faktörlerden birisi prozodidir. Prozodi konuşma veya sesli okumada vurgu, ritim, tonlama, boğumlama gibi diksiyon becerilerini ifade eder. Konuşmacının kelimeleri doğru ve anlaşılır bir şekilde telaffuz etmesi dinleyenlerin kelimeleri tanımasını kolaylaştıracaktır. Seslerin dinleyiciler tarafından sağlıklı olarak

duyulması yüksek sesle konuşulmasından ziyade ses ve hecelerin düzgün boğumlanmasına bağlıdır (Erdem, Temizkan ve Temizyürek , 2013).

Dilin ses yapısını oluşturan unsurları, segmental fonolojik farkındalıkla ilgili olan “parçalar” ve suprasegmental fonolojik farkındalıkla ilgili olan “parçalarüstü birimler” olarak ikiye ayrılır (Çetin ve Özbay, 2011:159). Parçalar, “ünlü” ve “ünsüz” adı verilen ses birimleri ile “ikiz ünlü” ve “yarı ünlü” dediğimiz ünlü türlerini; parçalar üstü birimler ise sesin süre, şiddet, frekans gibi akustik özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkan vurgu, ton, ezgi, durak gibi birimleri ifade eder (Aksan, 1995). Ses netliği, dilin anlam ayırt edici en küçük parçası olan sesbirimleri (fonem) doğrudan etkilemektedir. Yapısal olarak dildeki ses>şekil>cümle>metin zincirinin ilk halkası ses birimdir (Demirci, 2015). Fonemlerin tam işitilememesi veya net olarak algılanamaması anlam karışıklığına yol açmaktadır. Bu durum yabancı dil öğretiminde daha çok problem teşkil etmektedir. Ana dili konuşurları bağlamdan hareketle cümledeki veya kelimedeki kayıp yeri mantıksal örgüyle zihnen tamamlayabilir; ancak yabancılar bu bilişsel düzeyde olmadığından bazen kelimede tam işitilmeyen bir ses, yanlış anlamlandırmaya yol açmaktadır. Özellikle yakın seslerle oluşmuş kelimelerde bu durum daha çok görülmektedir. Örneğin kaşar ve kaçar kelimelerinde ayırt edici fonem ç ve ş sesbirimidir. “Kaçar kilo aldın?” cümlesini “Kaşar kilo aldın” şeklinde işiten bir yabancıya bu cümle yanlış gelmeyecektir. Çünkü “kaşar” ve “almak” kelimeleri bağlam bakımından uyumludur.

2.9.4.3.4. Aksan

Dinlenebilirliği etkileyen faktörlerden birisi de aksandır. Özellikle İngilizce için yapılan çalışmalarda British ve Amerikan aksanı farklılığının dinlenebilirliği etkilediğini ortaya koyan araştırmalar yapılmıştır. İngilizcenin dünyada pek çok aksanı olsa da özellikle yazı dili olarak British ve Amerikan olmak üzere iki temel aksan kabul edildiği için araştırmalar bu iki aksan üzerine yapılmıştır. Türkiye Türkçesi için sadece İstanbul aksanı yazı dili olarak kabul edildiği için yabancılara özel hazırlanan özgün metinlerde standart (ölçünlü) Türkçe kullanılmaktadır. Bununla beraber konuşma dilindeki bölgesel farklılıklar (ağızlar) özellikle otantik metinlerde karşımıza çıkmaktadır.

Bir metinde ağız özelliklerinin fazla olması o metnin anlaşılmasını etkileyecektir. Ana dili konuşucularının bile anlamakta zorlanacağı kelimeleri Türkçe öğrenen bir yabancının anlamasını beklemek yanlış olacaktır. Konuşmada ağız özellikleri iki şekilde

yansımaktadır. Birisi sadece ağızlarda görülen kelimeler kullanılması ki bu durum sözcük tanınırlığıyla da ilgilidir. İkinci olarak bilinen kelimelerin farklı söylenişi şeklinde olmaktadır. Yani ölçünlü Türkçe kullanmama şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu da artikülasyon ve diksiyona dönük bir özellik olduğu için konuşmanın prozodisiyle ilgilidir.

2.9.4.4. Dinlenebilirliğin Ölçülmesi

İlgili araştırmalar bölümünde görüleceği üzere dinlenebilirlik çalışmalarında bir değişken olarak dinlenebilirlik skoru belirlenirken yaygın olarak oylama (rating) yöntemi kullanılmıştır. Yani dinlenen materyalin zorluk düzeyinin dinleyenlerce 1-5 aralığında değerlerle oylanması sonucu metinlerin dinlenebilirlik puanları hesaplanmaktadır. Daha sonra bu değerler yordanan (bağımlı) değişken olarak ele alınıp bu değişkeni yordayan (bağımsız) değişkenler incelenmektedir.

2.8.2.5.1.1. İlgili Araştırmalar